Şefik Çolak

Şefik Çolak

Yazar
Yazarın Tüm Yazıları >

Yeni Ziya Gökalp Kişilikleri Yaratmak Görmezlikten Gelinmemesi Gereken Devlet Projesi

A+A-

 Şefik Çolak

Bizans, Osmanlı ve Devşirmeler Devleti’nin değişmez politikası daha önce sayısız başarılar sağladığı uygulamalarından sürekli ısrarcı olmalarıdır. Emperyal emelleri gereği sömürgeleştirdikleri halkların bu projelerine karşı geliştirdikleri tutumlarında kesin başarı sağlamadıkları sürece aynı politikalardan vazgeçmezler. Aslında uygulamaya soktukları projeler çok basittir ve kolayca çözümlenebilir.

Tarihlerini bilmeyen milletin geleceğini belirlemesi ve tayin etmesi mümkün değildir. Gelecek hedefi oluşturamazlar ve egemenlerinin tuzaklarına düşmekten kendilerini kurtaramazlar. Bunu bilen devşirmeler devleti sürekli Kurdlerin tarihini manipüle etmekte ve kendilerine yarar sağlayacak kavramlarla şekillendirmektedir. Sadece bu işlevi yerine getirecek kurumlar oluşturarak yetinmemekte, devşirdikleri işbirlikçileri devreye sokarak bu politikasını taçlandırmaktadır.

Devşirmeler devleti Kurdler arasında, sonradan hemem hemen hepsini öldürmüştür veya aşağılık durumuna düşürmüştür, kurdlerin aleyhine çalışmış işbirlikçiler yaratmaya özen göstermiştir. Diğer sömürge halklardan farklı olarak Yakındoğu coğrafyasında sömürge durumuna düşen Kurdler ve Ermenilerden yaratılan işbirlikçilerden bazıları işgalcilerin ideologları olarak da karşımıza çıkmışlardır. Bunların en bilineni ise kendisi önceden bir Kurdolog olan Ziya Gökalp’tır. Devşirmeler devleti günümüzün koşullarında farklı gibi özellikler taşıyan görüntüsü içinde yeni Ziya Gökalpler (Bundan sonra Ziya olarak adlandırılacaktır) çıkarmaya devam etmektedir.

Yalan ve kurguya dayalı kavramlar ve hedefler yaratmak her zaman işgalcilerin işine gelmiştir. Bu nedenle yeni kavramlar yaratmaya özen gösterildiği gibi eksilerde de ısrar etmeden vazgeçilmemiştir. Kavramları Ziyalar aracılığı ile yaratmanın bir başka avantajı da sömürge halklarının enerjilerini bu kavramlar etrafında harcamasını sağlamaktır ki onları aynı zamanda olası doğru hedefler oluşturmadan men eder.

Eski Ziya ile yeni Ziyaların benzerlikleri çok fazla olmakla beraber görünürde uygulama farklılıklarıyla karşılaşıyoruz. Bu farklılıkların olması onları yaratanların güncel durumları ve hedefleri ile ilgilidir.  Bu çerçevede ziyaların kısaca bazı özelliklerini gözden geçirmekte yarar vardır. Bunlar;

  • Ziyaların görüşlerinde tutarsızlık vardır ve sürek içinde birbiri ile değişen çelişkiler içermektedir. Bundan ne Türk Egemenlik Sistemi (TES) ne de kendileri ve yardımcıları rahatsızlık duymazlar. Bir Kurdolog olarak yola çıkan eski ziya Türk Irkçılığının zirvede teorisyeni olmaktan kendini sakınmamıştır. Yeni Ziyalar ise Bağımsız (Hem de birleşik) Kurdistan çağrısı ile yola çıktıkları halde TES ile birleşmenin Yüceliği ile kendilerini zirveye taşıyabilmişler. Söylemlerinde tutarlı olsalardı TES’e hizmet eden ve Kurdleri yanlış hedefler yönünde oyalayan kavramları yaratamazlardır. Bizans, Osmanlı ve Devşirmeler Devleti’nin geleneklerini unutmayalım. Sömürgeleri sürekli yanlış hedefe yönlendiren Kavramlar ve kurgu tarih yazılımı yaratan ekipleri ve kurumları vardır ve bunlar aralıksız mesai yapmaktalar.
  • Kurd Ziyaların hiçbiri Kurd tarihindeki direnişlerde saygınlık kazanan ailelerden gelmemektedir. Doğdukları köyde veya kasabada itibar gören ailelerin çocukları değiller. Ailelerden devredilen kültür mirasına sahip değiller.
  • Ziyalar Kurd tarihini sürekli manipüle ederler ve anlamsızlaştırmaya çalışırlar. Tarih ve Kültürlerinin çağdışı ve gerici özellikler içerdiğini öne sürerler. Kurdlerin çağdaşlaşması için TES ile bütünleşmesini esas alırlar. Eski Ziyalar Kurdleri yok sayan anlayışla bunu yaparken yenileri Kurdler adına bunu yapmaktalar. Bu tezlerinin doğru olup olmadığı onlar için önemli değildir. Önemli olan bu tezlere hedeflerindeki müritlerin inanmasıdır. Eski Ziya Türkleri ve devşirmeleri inandırmaya çalışmış ve başarılı olmuştur. Yeniler ise Kurdleri inandırmaya çalışmakta ve ne yazık ki başarılı olmuşlar. Kurdler adına TES’in kavramlarını kutsallaştırma aynı zamanda sömürge mazlum halkların meşru taleplerini gayri meşru duruma düşürmenin yolunu da açmış durumdadır. Kurgu kavram ve tarih ise haklı duruma sokulmaktadır.
  • Eski Ziya Türkoloji düşüncesinin egemen olmasına çalışmış, Yeni Ziyalar ise artık yeterince deşifre olan ve dağılma sürecine giren TES’in yeniden kendisini tahkim etmesini ve sorunlarını çözmesi esası üzerinde çalışmaktalar. Eski Ziya’nın hizmet ettiklerinin yarattığı Şark Islahat Planı ve Zorunlu İskân Yasası zorla da olsa Kurdlerin Asimilasyonunu başaramadı.  TES yeni Ziyalar ile gönüllü asimilasyonun yolunu açmaya çalışılmaktadır. Bunların en büyük destekçileri ise devlet solu ve devlet dinidir.
  • Ziyaların ortak özelliklerinden biri de yaptıkları yanlışların veya işledikleri suçların hesabını vermekten kaçınmalarıdır. Eskiden TES Kurdleri lidersiz (Öncüsöz) bırakmaya çalışıyordu. Yeni durumda Kurdlere lider yaratma yolunu seçmiştir. (Bube Eser iyi bir araştırma sonunda Sapo adlı romanı gerçeğe yakın kurgu yapmıştır.)   Ziyalar yaptıklarının hesabını verir ise işgalcilerin hesap verme yolu açılır. Onların gözünde kendileri dışında herkes suçludur. Onlara göre yakın çevrelerinde bulunan ve kendilerine inananlar doğal suçludur. Olumsuzlukları yüklemeye hazır insanlar olarak görmekteler. Özeleştiri vermezler ama çevrelerinden özeleştiri vermelerini isterler. Onların özeleştiriden anladıkları yakınlarının onlara biat etmeleridir.
  • Ziya Gökalp Türkler tarafından saygı görmüş ve hala adı yaşatılmaya çalışılmaktadır. İsmi yollara, sokaklara, mahallelere ve okullara verilmeye devam edilmektedir. Onları Kurdler hiçbir zaman sevmedi ama Türklere müthiş sevdirdiler. Yeni Ziya’nın ise perde arkasında devletin proje planlamacıları tarafından saygı görüp görmediği ayrı konu olmakla beraber Türkler ve devşirmeler için saygın değildir. Her türlü hakaret ile anılmakta. TES yanlıları tarafından hiç sevilmedi ama Kurdler arasından müritler yaratıldı ve sevdirildi. TES’in onunla işi bittikten sonra mutlaka tarihte her Kurde yapıldığı gibi ona da aynı şey yapılacak.
  • 100 yıl önce Ziya’ya karşı çıkanlar Türklük adına hain ilan edilirken günümüzde ise Ziya’ya karşı çıkanlar Kurdler adına hain ve gerici ilan edilmektedir. Kurdler bunu nasıl hak etti bilinmez ama sosyologlar mutlaka yakın gelecekte bu durumu tez konusu yapacaktır, yapmalıdır. Bu durumu doğru analiz edebilmek için mutlaka KCK’nın ana sözleşmesine bakılmalıdır. Bu sözleşme bir Ziya yaratma projesidir ve CHP’nin 1927 Tüzüğü ile uyumludur. (Bakınız: Cumhuriyet Halk Fırkası'nın Tüzüğü (1927) ve Kürt Sorunu, İsmail Beşikçi, İBV Yayınları) Bu sözleşme yerinde durdukça son zamanlarda yaşananları anlamak Kurdiler için kolay olmalıdır. Sadece buraya bu sözleşmenin 11. Maddesini almakta yarar görüyorum.

 

KCK 11. Madde:

“Önderlik ekolojiye ve cinsiyet özgürlüğüne dayalı demokrasinin felsefik, teorik ve stratejik kuramcısıdır. Her alanda bütün halkı temsil eden önderlik kurumudur. Kürdistan halkının özgür ve demokratik yaşamına ilişkin temel politikaları gözetir ve temel konulardaki en son karar merciidir. Kongra-Gel Genel Kurul kararlarının demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü devrim çizgisine uygunluğunu gözetir. Yürütme Konseyi Başkanını görevlendirir. Temel konulara ilişkin Yürütme Konseyi kararlarını onaylar.”

  • Tartışmasız bütün ziyalar Kurdleri aşağılamış ve itibarsız yapmaya çalışmıştır. Günümüzde Ziyaların müritleri kendilerine hakaret edilince ne yazık ki durumu içselleştirmekteler. KCK sözleşmesi İmralı’da devletin denetiminde hazırlanmıştır. Bu bile uzun süreli plan ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.

 

Yazılacak daha çok konu olmakla beraber bu kadarı ile şimdilik yetinmek bile ufkumuzu açmamız için yeterli olabilir. TES değişen Dünya Nizamını bizden önce görme olanağına sahiptir. Gereken tedbirleri alma yoluna erkenden başvurmaya çalışmaktadır. Durum umutsuz değildir. Günümüz koşullarında Dünya Düzeni Kurdlerden yanadır. TES’in ve Ziyalarının bize dayattığı kavramlar etrafında oyalanma ile meşgul olmazsak Kurdler durumu lehine rahatlıkla çevirebilir. Kurdistan sorunu bir görüşün veya partinin sorunu olmaktan büyüktür ve başta Kurdler olmak üzere dünyanın sorunudur. Bu şansı kullanmanın tam zamanıdır.

 

Ziyaları yok saymanın zamanı gelmiştir ve geçiyor. Onları muhatap almamayı öğrenmeliyiz. Onların görüşleri ve yaptıkları ile oyalanmamalıyız. Onları tartışmanın ve sohbetin konusu yapmak zorunda kalmamız durumunda ise sadece mizahın bir parçası yapmakta yarar vardır.

 

TES miadını doldurmuş ve dağılma ila karşı karşıyadır.

 

Şefik Çolak

Endüstri Mühendisi

11.06.2025

Önceki ve Sonraki Yazılar