Şefik Çolak

Şefik Çolak

Yazar
Yazarın Tüm Yazıları >

Kurdler Terörist Olabilir Mi Devlet Terörü Bunun Neresinde

A+A-

Şefik Çolak

Bir yapının kendisini nasıl tanımladığı, şekillendirdiği ve bu çerçevede takip ettiği siyaset hem kendisi hem de yandaşları için önemlidir. Kendini meşru görmenin yanında ilişkide bulunduğun veya bulunmak istediklerin de seni meşru görmesi önemlidir. Göz ardı edemezsin. Bizim doğrumuzun herkes için doğru olmasını bekleyemeyiz. 

Tek başına yaşamak veya yaşamı sürdürmeye çalışmak doğaya uygun değildir. Bu nedenle ilişki içinde olduklarının seni nasıl gördüğü önem kazanır. Her zaman istediğin gibi tanımlanmayabilirsin. Seni doğru algılamıyorlar diye sadece muhataplarını suçlama yoluna gidersen kısır döngü içinde debelenmek durumuna kendini düşürürsün.

Hoşuna gitse de gitmese de doğru tanımlanmanı sağlamak senin görevindir. Sana göre anlamlı olmasa veya çelişkilerle dolu olsa da genel kabul görmüş doğrularla kavga etmenin anlamı ve yararı yoktur. Dünyanın mevcut nizamının kabul ettiği hukuk ve kavramlar faydalı ilişkilerin ve sonuç alınmasını sağlayan ortaklıklar kurmanın önünü açar.

Kurdistan’ı işgal eden devletler son yıllarda (özellikle 1980 sonrası) terörist kavramını aşırı ölçüde kullanmaktadırlar. Kendilerine ve devamını istediklerini düzenlerine zarar verme olasılığı olan her eylemi, şahsı veya örgütlenmeyi terör ile eşdeğer görmeyi alışkanlık haline getirmişler. Patates stokçularını terör ile açıklamaya çalıştıklarını unutmayalım. Bu siyasetleri ile Kurdleri eşkıya, şaki, gericilikten terörist olmaya terfi ettirmiş oluyorlar. Neyin ve kimin terör ile ele alınması gerektiği uluslararası hukuk yönünden hiç de karmaşık değildir.

Terör kavramı son yüz yılda kullanılan kavram olup sadece şiddet veya sivil ölümleri ile ilişkili değildir. İki yüz yıldır Kurd isyanları ve direnişleri savunma pozisyonunda olsa da çoğunlukla şiddeti de içinde barındırmıştır. En uzun süreni ise Mele Mistefa Barzani önderliğinde olanıdır. Buna rağmen Kurdistan’ın sömürgecilerinin dışında hiç kimse Kurdleri veya yapılarını terörist görmedi. Bunun tek istinası ise PKK’dır. Sadece PKK değil bütün Kurdler bunun yarattığı sıkıntıyı yaşamak zorunda kaldılar.

Ulusal Kurtuluş Mücadelesi veren bir ulusun herhangi bir örgütünü veya partisini terörist listesine almanın önünde Wilson Prensipleri, Ulusların Geleceğini Belirleme Hakkı, İnsan Hakları evrensel Beyannamesi ve BM Hukuku engeldir. PKK da her türlü şiddette başvurduğu halde bağımsızlık mücadelesi verdiğini söylediği süre içinde hiçbir ülke tarafından terörist olarak tanımlanmadı.

Bir ülkede sistem içi sorun çözmeye çalışmak veya demokrasi mücadelesi vermek için silah kullanmak, uluslararası hukuk ve yukarıda sayılan prensipler tarafında, kabul edilen yöntem değildir. Aynı zamanda ulusal kurtuluş mücadelesi veren bir yapının destek arayışı içinde olduğu başka devletlerin iç hukukları açısından suç olan şiddete başvurmasının, hukuka saygılı kimse tarafından, kabul edilmesi beklenmemelidir.

PKK’nın siyaset ve hedef değişikliğinden sonra Türkiye dışındaki devletler tarafından terör örgütü listesine alındığı unutulmamalıdır. 1994 yılında çalıştığım firma Almanya’nın Welle firması için üretim yapıyordu. Doğal olarak ilgili firmanın mühendisleri üretim sürecinin kontrolü amacıyla düzenli ziyaretler yapıyorlardı. Görevim gereği teknik işlerde onların muhatabı olduğum gibi dil bildiğimden çalışma saatlerinin dışında misafirlerle ilgilenme görevini ben üstleniyordum. Misafirlerden Mr. Prishman’ın sohbet arasında bana söylediklerini unutmak mümkün değildir. Mr. Prishman “Kurdlerin ve Kurdistan’ın durumunu sizler kadar biliyorum. Kurdlerin Almanya’da yaptığı çalışmalara elimden geldiği kadarı ile destek verdim. Her türlü eylemlerine eşimle beraber katılmaya özen gösterdim. Kurdlerin sorunu Türkiye, İran, Irak ve Suriye iledir. Bizim ise sizlere destek vermemiz gerekir. Bizimle kavga etmeniz anlaşılır bir şey değildir. Otoyollarımızı işgale kalkışmanız sadece bizim yaşamımıza ve konforumuza olumsuz etki yapar.”

Bir Kurd örgütünün Terörist listesinde olması kabul edilebilir değil. Kurdler için sorundur ve uluslararası meşru talepler oluşturmanın önünde önemli bir engeldir. PKK’nın kendisini fesih etmesi bu yönü ile önemli bir kazanç olabilir. Devlet terörünün gündeme gelmesinin önünü açabilir.

PKK’nın terörist örgüt listesinde olması Türkiye için önemli bir kozdu.  Başür, Rojhilat ve Rojava Kurdistan’ına da zarar veriyordu. Yeni durum Kurdistan’ın üç parçasını uluslararası ilişkiler açısından rahatlatacaktır. Bakür ê Kurdistan’daki kurdî siyasetin önünü açabilir. Kurdler yeni düzende önemli konuma gelmiştir. Bunun sağladığı avantajlı durumdan Bakür’deki Kurd siyasetinin yararlanma yolunu bulması kaçınılmazdır.

Sürdürülen sürecin Bakür ile ilişkisinin olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Türk Egemenlik sistemi gelişmelerin önünü almaya çalıştığından dolayı önemli bir proje yürütüyor. Yapılan pazarlıktan istediğini elde etmez ise süreci tersine çevirmeye çalışacağını tahmin etmek müneccimlik olmamalıdır. Terör örgütü listesinde olan bir PKK ile muhatap olmak tekrar tercih edilebilir. Gerekli provokasyonları yapmaya çalışacaktır. Gara Dağı’nda bir mağarada 12 askerin Metan gazında ölmesi düşündürücüdür. Jeologlar çok iyi bilir ki o bölgede giriş ve çıkışları açık olan bir mağarada metan gazının bu ölçüde ölümcül olması mümkün değildir. Bunu en iyi Başür ê Kurdistan’daki Doğal Kaynaklar Bakanlığı’ndaki yetkililer bilir.

Kurd partileri uluslararası meşru konumdan uzaklaşma yolunu tercih etmemelidir. Umarım bir daha bir Kurd örgütü BM veya Batılı ülkeler tarafından terör listesine alınmayacaktır. Özen göstermek gereklidir.

İstemem ama yakın zamanda PKK’nın fesih kararından vazgeçmesi beni şaşırtmaz. Hazır olmakta yarar var.

Şefik Çolak

Endüstri Mühendisi

15.07.2025

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar