TTB Başkanı Fincancı: Her gün bir uçak dolusu insanın ölümüne sessiz kalınıyor

TTB Başkanı Fincancı: Her gün bir uçak dolusu insanın ölümüne sessiz kalınıyor

.

A+A-

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Türkiye’de günde bir uçak dolusu insanın Covid- 19 nedeniyle ölümüne sessiz kalındığını belirterek “Bunlara alışmamız bekleniyor. Önlenebilir ölümlere sessiz kalınarak yaşam ve sağlık hakkı yok sayılıyor” dedi. 

‘Toplumun sadece yarısı aşılı’

Covid-19 salgın yönetiminde kapsamlı bakış ve önerilerini web üzerinden yapılan basın toplantısında paylaşan Fincancı, “COVID-19 salgınının gidişatı açısından önemli bir dönüm noktasında bulunuyoruz. Virüsün önceki türlerine göre çok daha hızlı yayıldığı bildirilen Omicron varyantı tüm dünyada yaygınlaşırken, korona virüs enfeksiyonlarının hızlandığı yüksek riskli kış aylarına toplumun sadece yarısı tam aşılanmış bir şekilde giriyoruz. Ağustostan beri yüksek seyreden resmi vaka ve ölüm sayıları ile Sağlık Bakanı’nın da gerçek tabloyu yansıttığını nihayet itiraf ettiği hesaplanan fazladan ölümlerin daha da artmasından büyük endişe duyuyoruz” dedi.

‘Gerçek veriler sır’

Gerçek vaka sayılarının açıklanmadığını, hastane yatışları ve ölüm sayılarının gizlendiğini, epidemiyolojik veriler de paylaşılmadığını belirten Fincancı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hasta-vaka çelişkisi yaratılıyor, temaslılar bulunmuyor, olası vakalar saptanmıyor, şüpheli kişilere test yapılmıyor, etkisi olmadığı biline biline ilaç dağıtılıyor, hızlı testler devreye sokulmuyor, önlemler kamusal denetime tabii tutulmuyor, en ciddi önlem olan aşı konusunda somut adımlar atılmıyor, aşı konusunda kafa karışıklıkları giderilmeye çalışılmıyor, dahası “yerli ve milli aşı” söylemi ile kafalar daha da karıştırılıyor, insanların aşılarını ertelemelerine yol açılıyor, aşı karşıtlarına ses çıkartılmıyor, aşı konusunda yasal düzenlemelere gidilmiyor. Tüm bunlar salgının yönetil(e)mediğinin göstergeleri.” 

‘Tablo bilinçli tercihleri’

Bilim Kurulu’nun varlığı,  Dünya Sağlık Örgütü’nün yönlendiriciliği, sağlık emek ve meslek örgütlerinin, uzmanlık derneklerinin salgına yönelik açıklamalarının duymazdan gelindiğini belirten Fincancı, şu eleştirilerde bulundu:  ”Duymazdan gelseler de bu gerçeklerden habersiz olamazlar. Tüm bunlar, yaşanan tablonun bilinçli tercih edildiğini gösteriyor. Ağustostan bu yana kontrol altına alınamayan pik görünmez kılınıyor. Günde bir uçak dolusu insanımızı COVID-19 nedeniyle kaybetmemize sessiz kalınıyor, alışmamız isteniyor. Bu konuda ciddi hiçbir adım atılmıyor. Dahası toplumsal hareketliliğin daha da artırılması, fiziksel mesafenin ortadan kaldırılmasına yönelik düzenleme ve genelgeler Gençlik ve Spor ile Kültür bakanlıklarından, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan peş peşe geliyor. Aşısızlara yönelik PCR test zorunluluğu aldatmacası her yerde, toplu yaşam alanlarında devam ediyor. Önlenebilir ölümlere sessiz kalınarak yaşam hakkı, sağlık hakkı yok sayılıyor. Sosyal cinayetler bu belirsizlik yaratan siyasi tutumla sosyal kırıma dönüşüyor” 

‘İlk hedef Covid-19’a bağlı ölümlerin günde 20’nin altına düşürülmesi’

Türk Tabipleri Birliği Pandemi Çalışma Grubu’ndan Dr. Tomris Cesuroğlu, Covid-19’a bağlı doğrudan ve dolaylı sağlık kaybının ve ölümlerin önlenmesi için hedefleri şöyle sıraladı: “Birinci hedefimiz, 2021 sonuna kadar Covıd-19’a bağlı ölümlerin ülke çapında günde 20’nin altına düşürülmesi olmalıdır. İkinci hedefimiz, 2021 sonuna kadar Covıd-19 vaka yükünün, sağlık hizmetlerinin devamlılığını olumsuz etkilemeyecek şekilde düşürülmesidir. Üçüncü hedefimiz ise, pandemi boyunca (sosyal, eğitim, vb. her alanda) hayatın mümkün olduğu kadar olağan işleyişine devam etmesidir. “

 

Omicron’un kontrolü için öneriler

Omicron gibi hızlı yayılan bir varyantın varlığında ve kış döneminde bu hedeflere ulaşılmasının, pandemiye bağlı hastaneye yatış ve ölümlerin engellenmesi için önemli olduğunu belirten Cesuroğlu, “Diğer yandan toplumsal hayata somut ve tutarlı düzenlemeler getirilmesi, diğer yandan belirli gruplara ve ortamlara yönelik aşılama kampanyaları ve düzenlemeler yapılması gereklidir” dedi. 

Cesuroğlu,  Omicron’un kontrolü için şu önerileri sıraladı: 

“1) Omicron varyantı, kış şartları ve düşük aşılama oranı göz önünde bulundurulduğunda virüsü alma ve bulaştırma riskini azaltacak şekilde toplumsal hareketliliğe düzenlemeler getirilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. 

 

Bu kapsamda ilk olarak, Covıd-19 pozitif ya da yakın temaslı durumda olanların toplu ortamlara girmesini engelleyen HES kodu kontrolü tüm kapalı ortamlarda tam olarak uygulanmalı ve gerekli denetimleri yapmalıdır. 

‘Kapalı ortamda ya aşı ya da PCR zorunlu olsun’

Bunun yanı sıra, kapalı ve kalabalık ortamlara girmek isteyen 18 yaş üzeri yetişkinlerin Covıd-19’a karşı yeterli düzeyde bağışık olduğunu gösteren bir sistem kurulmalıdır. Bunun için yetişkinlerin aşağıdaki iki koşuldan en az birini karşılaması gerekir. 

Birinci koşul, son aşılamadan itibaren 6 ayı geçmemiş olmak koşuluyla aşılama takvimini tamamlayarak tam aşılanmış olmaktır. 

İkinci koşul, PCR testi pozitifliği ile hastalığı geçirmenin üzerinden 6 aydan uzun süre geçmemiş olmasıdır.

Bu iki koşulun kontrolüne olanak sağlayan HES benzeri bir sistem geliştirilmeli, tüm yeme içme mekanları; AVM’ler; eğlence, kültür ve sanat etkinlikleri; kuaför gibi yakın bir şekilde kişisel bakım veren ortamlar; kapalı ortamda her türlü kongre, toplantı, eğitim, düğün gibi etkinlikler; spor müsabakaları; şehirlerarası ve şehir içi toplu taşıma araçları ve ibadethaneler gibi kapalı ve kalabalık ortamlarda devreye sokulmalıdır. Böylece, tam aşılı bireyler için hayat pandemi koşullarına rağmen olağan haline en yakın şekilde sürdürülebilir. 

Geçiş sürecinde eksik aşıların tamamlanmasına fırsat vermek için son 48 saatte alınmış örnekte negatif PCR sonucu olanların bir ay süre ile bu ortamlara girmesine izin verilebilir. 

‘Yeme-içme ortamları, toplu taşıma, işyerlerine yarım kapasiteli çalışma’

Bunun yanı sıra, toplumun en az yüzde 80’inin aşılanması hedefine ulaşıncaya kadar virüsün yayılımının sınırlanması için, yeme içme ortamları, toplu taşıma ve iş yerleri gibi tüm kapalı ortamlarda kişiler arasında 1,5 metre mesafe tutulacak şekilde yarım kapasite çalışma sağlanmalı, işyerlerinde dönüşümlü mesai uygulamasına geçilmelidir. 

2) Her yaştan insan korona virüs alabilir ve bulaştırabilir. Ancak bazı meslek grupları kalabalık ortamlarda çalışmaları ve/veya çok sayıda kişi ile temas etmeleri nedeniyle virüsü almak ve yaymak açısından daha yüksek risk grubundadır. Bunlar arasında, sağlık kurumlarında, okullarda, üniversitelerde, adliye gibi kalabalık kamu kurumlarında, şehir içi ve şehir dışı toplu taşımada, restoran, kafe, vb. yeme içme hizmeti sunan yerlerde ve ibadet yerlerinde çalışanlar yer almaktadır. Salgının geldiği bu kritik noktada, bu meslek gruplarında ve işyerlerinde çalışabilmek için tam olarak aşılanmış olma şartı getirilmelidir.

3) Fabrikalarda, büyük şantiyelerde ve organize sanayi bölgelerinde aşılama kampanyaları düzenlenmelidir. Pandemi koşullarına uygun olmayan ortamda çalışmak zorunda kalan ve şiddetli Covıd-19 ile ilişkilendirilen ek hastalıkları bulunan çalışanlara aşıdan bağımsız en azından kış ayları boyunca ücretli izin verilmelidir. 

4) Üniversitelerin güvenli bir şekilde yüz yüze eğitime devam edebilmesi için kampüslerde ve yurtlarda aşılama kampanyaları düzenlenmeli, Z kuşağını hedefleyen etkili iletişim çalışmaları yapılmadır.

5) Okulların kapalı kaldığı 1,5 yıllık dönemde çocukların ve gençlerin bilişsel, ruhsal, fiziksel ve sosyal açılardan uğradıkları derin kayıplar, bize okulların çocuk ve gençlerin sağlığı ve esenliği için ne kadar önemli olduğunu acı bir şekilde göstermiştir. Şu anda okullar açık olmakla birlikte çocuk ve gençlerimizin eğitimleri sınıfların karantinaya alınması nedeniyle sık sık kesintiye uğramakta, on binlerce çocuk ve genç aralıklarla okula devam edememektedir. Eğitimin kesintisiz ve güvenli bir şekilde devam edebilmesi için 12-17 yaş grubu için uluslararası otoritelerden onay almış olan aşılar okullarda kampanya ile sunulmalı, bu sırada velilerin ve gençlerin endişelerini giderecek iletişim çalışmaları yapılmalıdır. 5-11 yaş grubu için uluslararası otoritelerden onay almış, çocuklar için uygun dozda aşılar Türkiye’de tedarik edilmeli, 5-11 yaş grubu çocuklara aşılama hakkı verilmelidir.

6) 65 yaş üstü kişiler, ciddi kronik sağlık sorunları bulunanlar ve gebelerde aktif aşılama yaklaşımı uygulanmalıdır. COVID-19 aşıları bu gruplarda rutin aşılama takvimine dahil edilmeli, sağlık kurumları aktif görev alarak risk altındaki nüfusu aşı takvimini tamamlamaya davet etmelidir. Risk gruplarının sağlık hizmetlerine her başvurusu aşıya davet veya aşılama için fırsat olarak kullanılmalıdır. Birinci basamak sağlık hizmetlerinde sağlık emek gücü bu hizmetleri sağlayacak şekilde güçlendirilmelidir.

7) Türkiye’de uygulanmış olan Sinovac ve Biontech aşılarının farklı kombinasyonlarının çeşitli yaş ve risk gruplarında etkililiği ve güvenliği konusundaki veriler bilimsel standartlara uygun şekilde raporlanmalı, üçüncü ve dördüncü doz kararları bu verilere dayanarak verilmelidir. 

8) Dünyada yaygın olarak kullanılan hızlı antijen testleri bir an önce ülkemizde hizmet sokulmalı, yüksek riskli ortamlarda çalışanlara ücretsiz kullanma olanağı sunulmalı, belirtisi olmayan kişilerde tarama amaçlı kullanılması teşvik edilmelidir. Yakın temaslı öğrencilerin okula devam edebilmesi ve okul günü kaybının minimuma indirilmesi için de hızlı antijen testlerinden yararlanılmalıdır. Hızlı testler resmi laboratuvarlarda yapılan PCR testlerinin yerini asla almamalıdır.

9) Daha önce yaptığımız çok sayıda açıklamada vurguladığımız gibi kapalı ortamların uygun standartlarda havalandırılması sağlanmalı, bunun için gerekli rehberlik ve denetleme hizmetleri ilgili meslek örgütlerinin de katılımı ile yürütülmelidir. 

 10) Kapalı ortamlarda maske uygulamasında ciddi eksiklikler bulunmaktadır. Kalabalık ortamlar dışında açık havada maske uygulamasına gerek yoktur. Maske kullanımı ile ilgili esas denetimler özellikle kapalı ve kalabalık iç ortamlarda, örneğin toplu taşıma araçlarında yapılmalıdır. Yüksek risk taşıyan ortamlarda bulunanlar ve çalışanlar için koruyuculuğu yüksek N95, FFP2 ve FFP3 gibi maskeler tedarik edilmelidir. 

11) Pozitif vakaların sağlıklı olanlardan ayrılması ve yakın temaslıların gerçekten tespiti ve karantinaya alınarak izlenmesi için ciddi bir filyasyon sistemi oluşturulmalı, bu uygulamalar için sağlık çalışanları desteklenmelidir.

12) Salgının gidişatı ile ilgili epidemiyolojik veri ve bilgiler uluslararası bilimsel standartlara uygun bir şekilde en azından haftalık olarak paylaşılmalıdır.

 13) Bu düzenlemelerin neden getirildiğinin, topluma nasıl faydalı olacağının somut bir şekilde anlatıldığı bir iletişim kampanyası düzenlenmeli, toplumda aşı ile ilgili kaygıların giderilmesine yönelik etkili bir çalışma yapılmalıdır. Bu kapsamda, toplumda sevilen ve güvenilen kurum ve kişiler ile işbirliği yapılmalı, başta televizyonlar ve sosyal medya olmak üzere tüm iletişim mecraları etkili olarak kullanılmalıdır. 

14) İletişim çalışmalarında, bölgesel uygulamalara ağırlık verilmeli, aşı kapsayıcılığının artırılması için aşılama konusundaki bilgiler hem yazılı hem sözlü iletişimde Kürtçe, Arapça ve diğerleri gibi Türkçe dışındaki anadillerde de sunulmalıdır. 

15) Salgın yönetiminde merkezi idare kadar yerel idarelere de görev düşmekte, önlemlerin yerel bağlamda uygulanması konusunda rehberlik, destek, denetim ve yaptırım faaliyetlerine katılmaları gerekmektedir.

16) Salgının toplumun tüm bileşenlerini içerecek şekilde koordinasyon içinde yönetilebilmesi için planlama, uygulama, denetleme ve değerlendirme çalışmalarına başta sağlık olmak üzere ilgili tüm meslek ve emek örgütleri ile akademisyenler dahil edilmelidir.

 17) Salgın süresince iş yükleri ve yorgunlukları katlanarak artan, değer görmeyen ve baskılara maruz kalan sağlık çalışanlarının motivasyonlarının artırılması için kapsamlı bir program geliştirilmelidir.

MESUDE ERŞAN / DİKEN

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.