Ali Kemal Yıldırım

Ali Kemal Yıldırım

Yazarın Tüm Yazıları >

Osmanlilar ve Safaviler dil, inanç, otokrasi ve demokrasi

A+A-

Ali Kemal yıldırım

Yakın zamanda Peri Yayınları arasında yayınlanan, başka yazarlardan çevirileri de içeren bölümleri ile, ‘’OSMANLILAR VE SAFAVİLER Dil, İnanç, Otokrasi v e Demokrasi’’ adlı çalışmamın içerdiği konu başlıkları aşağıdaki gibidir:

May be an image of diary, book and text

Bu çalışmaya ait birçok bölüm 2023 yılında Akademi Edu’da yayınlanmıştı. Bazı eklemeler ile kitap haline getirdiğim çalışmayı 2024 Ağustos’nda bitirdim. Daha önceki tarihlerde tamamlanmış olmasına rağmen,  bu çalışma bugün bazı kesimlerce  ‘’çözüm süreci’’ olarak adlandırılan  gelişmeye bir başka açıdan bakan  görüşler de ihtiva ediyor; aynı zamanda, taraflı ve etik olmayan tarih anlayışının bugün ve gelecekte birçok sorunu besleyen en önemli kaynaklardan biri olduğu görüşüne de yer veriliyor.  

Bu çalışmada, Osmanlılar ve Safaviler hakkında resmi tezleri sorgulayarak  tarihe daha mesafeli ve daha geniş perspektif ile bakarak, Otokratik Cumhuriyetin beslendği kaynakları anlamaya çalışıyorum. Bu yönü ile  muhalif olmayı sadece Kemalizm’e itiraz olarak görenlerin, bürokratik aygıtın tecrübe ve manevra yeteneği karşısında zayıflıklarına da dikkat çekilmiş olunuyor.

Devlet denen yapı tarihi süreç içerisinde kimi zorunluklar ve müdahaleler ile ortaya çıkmış bürokratik bir olgudur. Sözü edilen bürokratik yapı süreç içerisinde daha karmaşıklaşarak güçlenmiştir. Bu devesa güç karşısında zayıfları  koruyacak olan hukuki  tedbirlere demokrasi diyoruz. Devletin feodal, kapitalist veya sosyalist olması  bürokrasi ile halk yığınları arasındaki çıkar farklılığının varlığını yok etmiyor. Kuşkusuz bu bürokratik mekanizma kendi içinde piramid benzeri bir yapıya sahiptir; kiminde piramit daha dik, kimisinde ise kısmen daha yataydır. Piramidin en tepesini,  gizli veya açık, ‘’seçkinler’’ işgal eder.

Kitap; Selçuklu ve Bizans’ın çökmesi ile oluşan iktidar boşluğunun;  iktidar elitlerini barındıran farklı etnisitelerden kesimlerin tercihi ile doldurulduğunu iddia ediyor. Bursa civarlarında bir çoban iken, Osman Bey’in yükselerek devletin başına geçmesini sağlayan dinamikler üzerinde duruluyor: Bu hususta şu faktörler özellikle önem taşıyor: 1) Moğol desteği, 2) Ortodoks halkı Katolokliğe geçmeye zorlayan Latinlere Rum halkının gösterdği tepki ve taraf değiştirme 3) Deniz ticaretini kontrol edilmesi sayesinde,  finansial güce ulaşmış   Osmanlı’nın  Selçuklu’nun yıkılması ile ortada kalan  İrani, Arap, Moğol ve Oğuz (Guzz) gibi elementler için gelecek vaad etmesi.

Osmanlı iddia edildiği gibi 1299 yılında değil, Rum Selçuklu’nun dağılması sonrası 1315 civarında kurulur. Osmanlı kurucularının Türk olduğu hususunda bir iddiaları yok. Tarihçiler Osmanlı kurucularının Moğol olmasına daha büyük ihtimal veriyor.  II. Murad devrinde Timur ve benzeri yöneticilerin suçlamalarına cevaben Yazıcızade’nin geliştirdiği ‘’Soylu Kayı Boyu’’ tezinin,  Osmanlı yöneticilerin Türkçülüğüne malzeme yapıldığının işlendiği bu çalışmada; ‘’Kayı’’ isminin  esasen soylu  Keyanien sülalesindeki İranlı şahların ön isimlerindeki ‘’Kay/Kai’’ adlarının bir adaptasyonu ,le oluşturulduğuna yer veriyor. Osman’a ‘’Ertuğrul’’ isminde bir babanın bulunması ve tezlere haklılık kazandırmak için cami duvarına yerleştirilen yazıt iddialarının işlendiği bu çalışmada, Moğolca’nın Türkçe’nin gelişimi üzerindeki katkılarından da söz ediliyor.

Kürtler’in neden Araplaştırılamadığı hususunda, bugünkü Alevi İnancının ön süreklerinden biri olan, farklı nitelikteki Hürreemiliğin ve bunların gerçekleştirdiği  ayaklanmalarının rolüne değiniliyor. Arap dinini kabul edenler; onun otoritesini ve dilini kabul eder iken, Cavidan, Babak, İsma al-Kurdi  gibi Hürremi önderler Arap inancına ve diline itiraz ederler. Bütün İran çapında Arap kolonyalizmine karşı bu halkların tarihi hafızalarından kaynaklı direnişler Abbasi imparatorluğunun bölgede kontrolü kaybetmesin Büveyhi devleti ve ardından  birçok Kürt devletinin de içinde olduğu çok sayıda Irani devletin oluşumunun önünü açar.  Kürtler ve Farslılar Araplaşsaydı ‘’Türkçe diye bir dil varlık gösterir miydi?’’ sorusu bu bakımdan önem kazanıyor.

Osmanlı Safavi Savaşı ve Kürtler’in tutumunun değerlendirildiği bölümde; İranda iken,  sadece İdrisi Bitlisi değil, muhtemelen Şerefhan’ın da Şii olma ihtimaline yer veriypr. Bazı Kürt beylerinin Osmanlı’nın yanında yer almasının esasen onların reel politiği dar bir perspektif ile  okumalarından kaynaklandığını ve Kürtlerin o zamanki tercihlerinde mezhepçiliğin abartılmaması gerektiğini iddia ediyor.

4. 5. ve 6. bölüm önemli çevirilere ve burada ifade edilen görüşlere ilişkin yorumlara yer veriyor. Safavi Tarikatı hakkında bilgileri de içeren, Şah İsmail’in esasında baştan beri 12 İmam Şiiliğini benimsediği, ama muhalefetin desteğini almak için takiye yaptığı tezi ile; Yaseviliğin esasen Türklere değil, biri hariç   yazılı eserlerinin Farsça olması nedeni ile,  İran’a ait olduğu ve Nakşibendi tarikatına katılım ilebu tarikatın  sonlandığı işlenen en önemli tezlerdendir.

7. Bölüm bir erken demokrasi uygulaması olan ‘’Rızalık’’ kurumunun Kürt aşiretlerindeki önemine ve otokratik merkezi iktidarı dengeleyen güç olarak aşiret federasyonlarının rolüne değiniyor. Bunun günümüzde kurumlaşmış  modern halinin federeasyon veya özerklik ile ifade edildiği görüşüne yer veriliyor.

Sonuç bölümünde Osmanlı ve Cumhuriyet tarihinde kesitlere yer verilerek, merkezi yönetimin halkların yararına olmadığı; merkezi bürokrasinin gücünün;  ancak yetki paylaşımına yer veren,  demokratik ve temsili niteliği olan bir hukuk ile sınırlandırılabileceği sonucuna varıyor. Kürt sorununda (veya Alevi meselesinde)  bunun anlamı açıktır: Kürtlere gerekli olan güçlü devlet değil; güçlü bölgelerdir. Bazı Kürt şahsiyetler ile tahkim edilmiş güçlü merkezi bir bürokrasi sornları daha ağırlaştırma ve komşular ile daha fazla husumet çıkarma potansiyeline sahiptir. Çalışma, hak ve demokrasi iddiasında bulunan kesimleri  evrensel parametreler hususunda düşünmeye davet ediyor.

 

ı Ali Kemal Yıldırım - Yazarın kitapları .

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.