Şeyhmus Özzengin

Şeyhmus Özzengin

Yazarın Tüm Yazıları >

Kurd Devletini Kurmak!

A+A-

Kurdün Bilmesi Gereken Gerçek; Su Durur, Ama Kurd ve Kurdistan Düşmanları Durmaz, Sürekli Strateji Geliştirir!

Türkiye’de yayınlanan „Sözcü Gazetesi“nde Mehmet Pişkin adına 10 Temmuz 2020‘de bir haber-yorum yazısı yayınlandı; Emekli generallerden uyarı: Barzani, Irak ve Suriye’de ‘Büyük Kürdistan’ kurmaya çalışıyor“ (https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/emekli-generallerden-uyari-barzani-irak-ve-suriyede-buyuk-kurdistan-kurmaya-calisiyor-5923227/) başlığını taşıyordu. Makale „Özel Harb Dairesi“ stratejistleri tarafından piyasaya servis edildiği, içeriğinden çok net anlaşılıyor. Makalenin direkt hedefi Barzaniler ve Güney Kurdistan Bölge Yönetimi.

Haber-yorum’da aktarılan konuşma, ya da beyanatların tam dört yerinde bir cümle tekrar tekrar geçiyor. Türk Devleti’nin Güney Kurdistan’a saldırıları kastedilerek:

„Barzani hegemonyasındaki IKBY’nin de istihbarat desteği verdiği ileri sürülüyor.“

Yazar Mehmet Pişkin, bu iddiayı ileri süren kaynakları vermiyor. Ama bence böyle bir iddiayı ileri sürenler belli. Peki kim bunlar?

PKK Medyası’nın son 45 günlük yayın ve makaleleri incelendiğinde, „sözcü“ gazetesindeki Mehmet Pişkin ve Emekli generallerle ayni çaba içinde, ayni hedefleri gösterdikleri görülecektir. „Kurd devletini engelleme stratejisi“nin bir yanı PKK Medyası‘nda kiralık kalem olarak iş gören yazarlarladır. Bu yazarlar; (Ahmet Kahraman, Ferda Çetin, Selim Fırat, Sara Aktaş vd.) Daha Türk ordusu saldırılara başlamadan, 15 Haziran’dan iki hafta önce, Barzani ailesine ve Güney Kurdistan Bölge Yönetimi’ne yönelik PKK medyası bu tür iddiaları (Barzani hegemonyasındaki IKBY’nin de istihbarat desteği verdiği ileri sürülüyor.) ileri Sürdüler. Henüz böyle bir saldırı ihtimali bile gündemde değilken, PKK medyasındaki bu isimlerin ısrarla böyle bir cümleyi basına servis etmeleri, kendi makalelerinde işlemeleri tehlikeli bir sürecin saldırıları başlangıcı olarak algıladık. Eleştirdik ve karşı çıktık. Bunun altında bir bit yeniği olduğu konusunda iknaydım. 10 Temmuz 2020‘de Türk Özel Harb Dairesi’nin kurmaylarının böyle bir bilgiyi servis ederek, PKK basınındaki kiralık kalemleri kaynak göstermeleri, sorunun boyutu ve vahametini çok net önümüze çıkarmaktadır.

Bu emekli generallerin bağlı olduğu Türk Özel Harb Dairesi, sözü geçen yazarlar beraber mi çalışıyor? Yoksa ayni merkezden hepsine böylesi direktifler mi veriliyor? Bilemem. Ama bildiğim bir tek şey var: Bu saldırılar düşmanca saldırılardır ve hedefi Kurdistan ulusal kurtuluş mücadelesidir. Onun kazanımlarıdır.

Bilinçli bir şekilde bu tür iddialarla Kurd güçleri arasında düşmanca tohumlar ekilmektedir. Bir parçadaki Kurdler, başka parçadaki kurdlere karşı düşmanca duygularla organize edilmektedir. En azında bu amaçlanmaktadır. Provokasyon ve kin içeren bir sürece hizmet etmektedir. Kurdler, Türk Özel Harb Dairesi emekli kurmaylarının iddiaları ile PKK medyasındaki bu kiralık yazarların iddialarını yanyana koyarak, bu tür saldırılara ilişkin sonuçlar çıkarmalıdır.

Ayni düşmanca İddia ile „Güney Batı Kurdistan’daki siyasi birlik çalışmaları“na ilişkin de, bu iki stratejist kanat arasında ortak bir stratejik saldırı görülmektedir. Her iki kesim de „birlik çalışmaları“na karşı. Ferda Çetin Özgür Politika’daki bir makalesinde „Rojava‘daki birlik çalışmaları, emperyalistlerin PKK’yi tasfiye hareketidir, kabul edemeyiz.“(!) diyordu. Ferda Çetin’inin bu iddiayı ileri sürdüğü dönemde; Türk Dışişleri Bakan‘ı da bir açıklama yapmıştı ve o da, „Suriye’de kurd güçleri arasındaki birlik çalışmaları kabul edilemez.“(!) diyordu.

Bu haber-yorumda Türk Emekli Generalleri (Özel Harb Dairesi’nin stratejistleri) ise, şu iddiayı ileri sürerek, bir soru soruluyor:

„Peki, bir taraftan PKK’ya karşı operasyona destek verdiği iddia edilen, diğer taraftan da uzantısıyla iş birliği içinde olan Barzani’nin hedefi ne?“

Bu emekli general, Güney Batı Kurdistan’daki siyasi birlik çalışmalarının „çok tehlikeli işler“(!) diyerek, kendi sorusuna şu cevabı vererek, yeni bir soruya kapı aralıyor:

“Suriye’yi parçalarsanız başka bir devlet çıkar. Suriye’deki devletçik yarın Irak’taki devletçikle birleşir. Bu coğrafyanın getirdiği konudur, birleşmesini istemiyorsanız, bölgedeki devletlerin statükosunu sağlamanız gerekir”

Bu da PKK medyasında; „biz Ortadoğu’da sınırların değişmesine, yeni devletlerin ortaya çıkmasına karşıyız, Kurd devletine karşıyız, Kurdlere devlet lazım değil, bizim görevimiz mevcut devletleri demokratikleştirmek..vb.“ şeklinde yansımaktadır.

Bu bağlamda olaya bakıldığı zaman:

Görülecek ki PKK hiç bir zaman Güney Kurdistan siyasi statüsünü tanımadığı ve kabul etmediğidir! PKK’nin bu siyasi statüye karşı olduğu ve oradaki meşru siyasi statünün yerine, sürekli partileri muhatap kabul ettiğini saldırı ve eleştirilerinde görürüz. PKK bunu „Kurd devletine ve Kurdlerin bölgede siyasi statü sahibi olmalarına karşı“ olan güçlerle ortak bir strateji içinde olduğu gerçeğini önümüze koymaktadır. PKK yetkilileri bunun tersini iddia ediyorlarsa, resmi kanallarından belirtilmesi gerekiyor.

Haber-yorumda emekli generaller, şu stratejik belirleme ile „tehlikenin başı Barzaniler“ olarak ilan ettikten sonra, meramını dile getiriyor ve Ayni noktada PKK stratejistleri ile örtüştüklerini deklere ediyor.

Bir emekli general; “Suriye’deki olaylar, ABD’nin Irak’ı işgali, ABD’nin İran’a yaptıkları, İsrail’in 100 yılın anlaşması denilen projesi, Arap baharı ve BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) gibi konular Barzani’nin lehinde bazı gelişmeler sağladı.“ Diyerek; „Barzani’nin hedefinin bağımsız bir Kürdistan devleti kurmak“ olduğunu belirtiyor.

Burda Türk emekli generallerinin bağlı olduğu kurum, PKK’yi yönetenler ve PKK medyasındaki kiralık yazarlarla ortak bir yerde birleşiyor: „Barzani’nin hedefinin bağımsız bir Kürdistan devleti kurmaktır.“ O halde bu güçlerin ortak amacı; „Barzanileri düşman hedef olarak ilan edip, tehlikeyi bertaraf edilmesi“(!) gerçeğinde birleşmeleridir!

Ortak saldırının nedeni de ortaya çıkıyor.

„Barzani’nin hedefinin bağımsız bir Kürdistan devleti kurmak.“

Bir Kurd mili dava adamı bir Kurd devleti kurmak istiyor. Bundan doğal ne olabilir. Bu dava, ancak Kurdistan’ı bölüştüren ve sömürgeleştiren devletlerin çıkarlarına dokunabilir ve uykularını kaçırabilir.

12.07.2020

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.