Aydın Doğan

Aydın Doğan

yazar
Yazarın Tüm Yazıları >

Siyasi serap

A+A-

Aydın Doğan yazıyor

Hakkında temelli kapatılma davası açılan PAK ile PSK temsilcilerinin Diyarbakır'da yaptıkları açıklamada dikkatimi çeken şu paragraf oldu.

Aynen şöyle diyor:

"...Demokrasiden, barıştan ve evrensel hukuktan yana olan siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini, meslek odalarını, onurlu bütün aydın ve şahsiyetleri ziyaret edip ortak bir dayanışma bariyeri kuralım, istiyoruz."

Bunu istemek ya da niyet etmek güzel fakat hayata geçirmek oldukça zor. Yukarıda sıraladığınız değerlere bir kez daha bakın, sonra da Türkiye sathında karşılığını bulmaya çalışın. Demokrasiden, barıştan ve evrensel hukuktan yana olan bir siyasi parti var mı? Bu kavram ve değerleri hazmetmiş, uğruna mücadeleyi varlık meselesi haline getirmiş bir tek siyasal kuruluş var mı?

Varsa, derhal bulunduğumuz mevzileri terk edip oralarda yoğunlaşalım. Çünkü derdimizin dermanı oralarda. Önemli olan partilerin ya da siyasal amaca sahip her türlü kuruluşun menşei değil, tespit ettiği sorunların çözümü için toplumun önüne koyduğu program ve öncülük yapmakta tereddüt etmeyen kadroların yürüttüğü güven verici mücadeledir.

Türkiye'de herkesin derdini dert eden ve çözüm öneren bu türden bir parti ya da grup, kişi var mı?

Karamsar biri değilim fakat insani değerler bakımından çöle dönmüş bir ortamda vaha arayışına girmenin de çıkar yol olduğunu düşünmüyorum.

Kabul etmemiz lazım: Voltair çağında yaşamıyoruz. Genelde hepimizi ilgilendiren fakat size mal edilen kimi değerlerin savunulmasında yanınızda kimseyi bulamazsınız! Eski bir tabirle, 'bu yolu yalnız yürüyeceksiniz'.

Gerçekten aydınların olduğu bir ülkede yaşıyor olsaydık, sizin kamuoyunu harekete geçirmek için yollara düşmenize gerek kalmazdı. Çağrınıza gerek kalmadan, sizin fikir ve görüşlerinizi dile getirmeniz için başını vermeye hazır gerçek aydınlar çoktan harekete geçer, mensubu oldukları devletin karşısına dikilir, on yıllardır bir halkın mahkum edildiği insanlık dışı statüye son verilmesi için isyan ederlerdi.

Bu özelliklere sahip bir tek kişi var: artık ömrünün sonu günlerini yaşayan İ. Beşikçi! İkinci bir kişiyi gösteremezsiniz!

Benden söylemesi. İsterseniz deneyin. Sizinle birlikte bu yolu yürümek için ayağa kalkacak hiç kimseyi bulamayacaksınız. Kürt meselesinin çözümü için siyasal bir mücadele yürüttüğünüz ve bu nedenle kapatılmak üzere olduğunuz anlaşıldığı anda, bütün kapılar yüzünüze kapanacak, sizi gören yüzünü çevirecek. Çünkü mazlum Kürt halkı kavramı, mevcut iktidar tarafından, onu her hal-u-karda destekleyen muhalefetin ve hatta 'Türkiye partisiyim' dediği halde yeterli bulunmayan partinin yardımıyla, günümüzün 'telaffuzu yasak" kelimesi haline getirilmiştir.

Yapılacak en doğru şey, insani değerler bakımından kurak bir çöle dönmüş Türkiye'de, siyasal seraplar peşine düşmemektir. Bunu anlamak ve kabul etmek, çözüme gidecek yolu kısaltmanın en doğru başlangıcıdır.

21.05.2019

Önceki ve Sonraki Yazılar