Kürdistan'ın özgürlüğüne adanmış bir hayat: İdris Barzani

Kürdistan'ın özgürlüğüne adanmış bir hayat: İdris Barzani

Kürt lider Mele Mustafa Barzani'nin büyük oğlu İdris Barzani'nin hayata veda etmesinin üzerinden 33 yıl geçti.

A+A-

Haber Merkezi- Ocak ayının son günü Kürdistan halkı ve Peşmergesinin özgürlük mücadelesi takviminde Mücadeleci Peşmerge İdris Mustafa Barzani’nin bu dünyadan göç etmesinin günüdür. İdris Barzani 1944’ün Mart ayında Kürdistan tarihi için sembol olan Barzan ilçesindeki, 20. Yüzyılın başından beri Kürtlüğün ana damarı ve Kürt ulusu için sembol olmuş bir aile kucağında dünyaya gözlerini açtı.

2 yaşına vardığında İdris, babası Mele Mustafa Barzani, Mahabad’ta kurulan Kürdistan Cumhuriyetine gitmek için yününü Doğu Kürdistan’a çevirecekti. 6 yaşına vardığında da İdris Kerbela’da mektepli olup okuma-yazmayı sökme uğraşına girişecekti. Sene 1958’e kadar babasını göremeyen İdris, Irak’ta Padişahlığın yıkılması ve Abdulkerin Kasım ile birlikte cumhuriyetin Iraklılaşmasını görecekti. Ama nihayet Sovyetler Birliği’nden dönen babasını görecek ve uzunca bir zamanki hasretini giderecekti.

Kürdistan Demokrat Parti’nin arşivlerine göre, Mustafa Barzani’nin Sovyetlerden dönmesi ve 1961 Eylül Devrimi ile birlikte İdris Barzani, devrim ve ülke sahtı için silah kuşanıp Peşmerge olan ilk insanlardandı. İdris Barzani, Peşmerge kardeşleriyle omuz omuza girdiği cenklerde destanlarla çıktı.

İdris Barzani, Kürdistan devriminde hatırı sayılır başarılara imza attı. En önemli destanlardan biri de 1966 Mayıs Hındırin Dağı’ndakiydi. Bu çarpışmada Peşmergeler, ağır silahlı Irak ordu birliklerine unutamayacakları bir ders vermişti. Kürdistan’ın özgürlük yolunda geçen 9 yıllık Peşmergelik ve Eylül devrimine katılımın verdiği tecrübeyle, İdris Barzani, 1970’in Haziran ayında gerçekleşen PDK Merkezi Komite Üyeliğine seçilecekti.

İdris Barzani, ulusal kurtuluş hareketleri tarihinde barışçıl ve arabuluculuğuyla ön plana çıktı ve bu yönüyle anılır oldu. İdris, sadece silahlı mücadele de değil siyasi alanda da kendini olabildiğince hissettirebilen biriydi. Irak ve Kürdistan siyasi arenalarında akli selim tutumuyla farkını ortaya koyuyordu.

1979’yılında bölge büyük değişimlere gebeydi. İran’da Şah rejimi devrilip İslam Cumhuriyetinin temelleri oturtulurken, Irak’ta Baasçılar, iktidar üzerindeki etkinliklerini artırıyorlardı. Irak rejimi, büyük bir savaşın geleceğini bildiği için tedbirlerini alırken Kürtler üzerindeki baskılarını da artırıyordu.

İran-Irak savaşı patlak vermesiyle birlikte Irak rejimi, Kürtler arasında karşıtlığı ve çatışmayı gerçekleştirmek için seferber olmuştu ve bu çabası sonuç alacaktı. Kürt güçler arasında siyasi kızışma ve kardeş kavgası kendini göstermişti. İdris Barzani, tam da bu noktada kendini gösterecekti Kürt siyasi tarafları arasında gelişen zıtlaşma ve kardeş kavgasının önüne geçmek için girişimlerde bulunacak ve girişimleri sonuç almaya başlayacaktı.

Hastalığı ağırlaşan İdris Barzani, 31 Ocak 1987’de Doğu Kürdistan’ın Urmiye kentinin Silwana köyünde hayata gözlerini yumdu. İdris Barzani, babası Melle Mustafa Barzani’nin de mezarının bulunduğu Şino mezarlığında, babasının hemen yanına defnedildi. 1991 yılındaki özgürlük ayaklanmasından sonra Kürdistan topraklarının büyük bir kısmının kurtarılmasıyla 06 Kasım 1993 tarihinde, Ulusal Özgürlük Hareketi ve Eylül Ayaklanmasının öncüleri Mele Mustafa Barzani ve İdris Barzani’nin İran’da bulunan naaşları, büyük bir kitlesel törenle Kürdistan’daki Barzan bölgesine getirilerek burada toprağa verildiler.

O dönem yabancı bir televizyon programına mülakat veren İdris Barzani, Baas Rejimi tarafından uğradığı bir suikast girişiminden nasıl kurtulduğundan bahsediyor. İdris Barzani, o dönem Kürdistan’ın içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi vaziyetten de bahsederek yabancı medya temsilcilerine Kürdistan’daki mücadeleyi anlatıyor. Devrimciler ile Irak rejimi arasındaki sorunlara da değinen İdris Barzani, devrimden sonra ilan edilen Mart bildirgesinde işaretlenen Kürdistan sınırlarının henüz belirtilmediğini, nüfus sayımının yapılmadığını, yönetim biçiminin henüz belirlenemediğini ifade ederek “devrimin” en büyük taleplerinin bunlar olduğunu ve henüz çözüme kavuşturulmadığını vurguluyor.

K24

 

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.