Kerkük’le ilgili yanlış bir algıyı düzeltmek

Kerkük’le ilgili yanlış bir algıyı düzeltmek

İçerde ve dışarda bazı siyasi merkezler ise Arap ve Türkmenlerin çoğunluğunun Kürtlere oy verdiğini ve etnik hassasiyetin son bulduğunu düşündü

A+A-

Arif Qurbani

Irak’ta geçen sene yapılan parlamento seçimlerinden sonra Kerkük hakkında Kürdistan kamuoyunda, içerde ve dışarda siyaset ve medya merkezlerinde yanlış bir algı oluştu. Buna da Kürtlerin Kerkük’ün Irak Parlamentosu’ndaki temsiliyetinde 12 sandalyeden 8’ini alması sebep oldu.

Bu koltukların alınması, çoğu kişinin zihninde Kerkük’te Kürtlerin çoğunlukta olduğu düşüncesinin yerleşmesine yol açtı. Onlar bu hayalle mest oldu ve Kerkük’te yapılacak bir referandumla Kürtlerin kenti alabileceğine inandı.

İçerde ve dışarda bazı siyasi merkezler ise Arap ve Türkmenlerin çoğunluğunun Kürtlere oy verdiğini ve etnik hassasiyetin son bulduğunu düşündü.

Ancak bu iki düşünce de temelsiz ve yanlıştır. Ne Kürtler 8 sandalyeyle Kerkük’te çoğunluk olur, ne de Arap ve Türkmenler Kürtlere oy verdi.

Kerkük seçimlerine her etnik unsur birkaç listeyle katılmıştı ve seçmenler de uluslarına göre listelerde dağılmıştı. Özellikle seçim zamanında ulusal hassasiyetler daha da artmış ve bir Kürt’ün bir Arap’a oy vermesi ya da bir Arap’ın bir Türkmen’e oy vermesi kendini satma algısına dönüşmüştü. Eğer bazı mahallelerde veya bölgelerde bu anlamda birkaç oy çıkmışsa da bu orada hile yapıldığının işareti. Ancak diğer unsurların Kürtlere oy verdiğine asla delil değil.

2010 seçimleriyle son seçimin kıyaslanması, bu gerçeği daha da netleştirip Kürtlerin nasıl 8 sandalye aldığını açıklıyor.

2010 seçimlerinde Kerkük’ün seçmen sayısı 756 bin 607’ydi. Bu seçmenlerden 560 bin 904’ü oy kullandı. Kürtler tüm listelerin toplamından 280 bin 295 oy aldı ve 6 sandalye elde etti.

Öte taraftan Araplar, 191 bin 847, Türkmenler de 85 bin 195 oy aldı ve iki grup toplamda 6 sandalye kazandı. Hırsitiyanların da aldığı oy 3 bin 567’ydi ki temsilcileri kotayla belirleniyor.

Araştırma şirketi verilerine göre, Kerkük vilayetinin 2014’teki seçim döneminde nüfusu 1 milyon 382 bin 826’ydı. Bu sayıdan 857 bin 345 kişi oy kullanma yetkisine sahipti. Yine bu sayıdan da 570 bin 759 kişi oy kullandı. Kürt listeleri toplamda 310 bin 703 oy aldı.

2010 seçimlerinde Kürtlerin 280 bin 285 oyu vardı. 2014 seçimlerinde bu oy oranı 310 bin 703’e yükseldi. Yani oyları sadece 30 bin 408 oy arttı. Kürtler 4 yıllık zaman diliminde artan seçmen sayısının 30 bininin oyunu aldı.

Bu verilere göre Kürtler, nüfus ve oy oranları nispetinde seçimlere katılım sağlamışlar ve oyları önceki seçimlere göre sadece 6 sandalyeye yetiyor. Ancak bu sefer Arapların seçimlere katılmaması Kürtlere yaradı ve sandalye sayıları 8 oldu.

Bunun da sebebi Kerkük’e bağlı Hewice gibi Arapların çoğunluğu oluşturduğu bölgelerde Arapların, kadınların oy vermesine izin vermemesiydi. Bu seçimin diğer seçimlerden farkı da erkeklerin kadınların yerine oy kullanmasına izin verilmemesiydi.

Kerkük’teki Arap toplumunun aşiret yapısına sahip olduğu ve her erkeğin birden fazla eşinin olması bilinen bir gerçektir. Yani eğer Arapların aldığı oy ölçütse, bu bir tahlikeye işaret ediyor çünkü bir o kadar da oyları evde duruyor. Bu gerçek, Kürtlerin oy oranının Araplarınkinden daha fazla olduğunu ve Arapların sayısında düşüş olduğunu düşünenler için bir cevap niteliğindedir.

Yanlış düşünüyorlar, çünkü geçen seneden bu yana, Arapların yaşadığı kente komşu illerdeki asayişin bozulması ve IŞİD’in gelişi Kerkük’e gelen Arap sayısını arttırdı ki bunun yarım milyon dolayında olduğu tahmin ediliyor. Bununla beraber denklem tamamen tersyüz olmuş durumda.

Alınan oy oranına göre seçim sonuçları, Arap ve Türkmenlerin Kürtlere oy verdiği tezini çürüterek Kürtlerin bu 8 sandalyeyi kendi oylarıyla aldığını gösteriyor.

Türkmenler 2 sandalye elde ederek önceki dönemlerle aynı sonucu elde etti. Kürtlerin arttırdığı 2 sandalye Arapların payındandı ve Seçim Komisyonu’nun Hewice’de erkeklerin kadınlar yerine oy kullanmasına izin vermemesiyle doğrudan bağlantılıydı. Bu yüzden Arapların oylarında düşüş oldu ve onların payını Kürtler aldı.

Bu gerçeğin izdüşümü bazılarının düşündüğü gibi sadece tarih için önemli değildir. Bu, aldanıp gerçekleri gözardı etmememiz için, gelecek için de önem taşıyor.

Kürtlerin Kerkük’teki statüsünü güçlendiren Peşmerge Güçleri’nin bölgedeki varlığı ve Kürdistan Bölgesi’nin Kerkük’teki asayişi sağlamasıdır. Kürdistan Bölgesi’nin güvenlik ve askeri statüsünü Kerkük’te ne kadar güçlendirirsek Kerkük’ün geleceği yani Kürdistan Bölgesi idaresine bağlanması açısından o denli sağlam adım atmış oluruz. Bunun tersi de bir realitedir ve göz önünde bulundurulmalıdır.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.