Kentin her yanında O katilin adı var

Kentin her yanında O katilin adı var

Paris’te doktora öğrenimi yapan Sedat Ulugana, Diyarbakır’ın Balıkçılarbaşı semtinde adına cami, çarşı, sokak ve lise bulunan dönemin Diyarbakır Valisi Melek Ahmet Paşa ile ilginç bir iddia ortaya attı

A+A-

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne dilekçe ile başvuran akademisyen Sedat Ulugana, Osmanlı Valisi Melek (Melik) Ahmet Paşa’nın 1600’lü yıllarda, Kürtler’e karşı büyük katliamlar yaptığını belirterek, isminin tüm mekanlardan kaldırılmasını istedi.

Paris’te doktora öğrenimi yapan Sedat Ulugana, Diyarbakır’ın Balıkçılarbaşı semtinde adına cami, çarşı, sokak ve lise bulunan dönemin Diyarbakır Valisi Melek Ahmet Paşa ile ilginç bir iddia ortaya attı.

Artuklu Üniversitesi Kürdoloji Bölümü’nde master yaparken, tezini “Abdal Han Döneminde Bitlis Mirliği” üzerine hazırlayan Ulugana, Melek Ahmet Paşa’nın Kürt illerinde yaptığı katliamlarla karşılaştı.

Araştırmalarını derinleştiren Ulugana, Bitlis’teki mezar taşları, cami kitabeleri, Osmanlı arşivindeki dönemin yazışmaları ile Osmanlı Devleti’nde alınan kararların kaydedildiği “Mühimme Defterleri”ni ve Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’ni inceledi.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne, 23 Ocak’ta bir dilekçe gönderen Ulugana, “Melek Ahmet Paşa” ile “Melik Ahmet Paşa” olarak anılan kişilerin aynı kişi olduğunu ifade etti.

Ulugana dilekçede, Melek Ahmet Paşa’nın Diyarbakır, Van ve Erzurum’da valilik görevinde bulunduğunu, Van Valisi iken, Kürtler’e ait Bitlis Mirliği’ni ve mirliğin oluşturduğu kütüphaneyi talan ettiğini yazdı.

Ulugana, Melek Ahmet Paşa’nın talan ettiği kütüphanede, dünyanın ilk resimli haritası, 200 ciltlik Rönesans ürünü coğrafya bilimiyle ilgili kitaplar, insan anatomisini gösteren tıp çizimleri ve Kürtçe eserlerin bulunduğunu ifade etti.

Ulugana, Melek Ahmet Paşa’nın 1655 yılında, sözkonusu kütüphaneyi oluşturan Şerefxanê Bedlisî’nin torunu Mir Abdal Han’a saldırı düzenlediğini ve yenilgiye uğrattığını belirtti.

Ulugana, “Kürdistan tarihinde bir kırılma noktası” olarak nitelediği bu yenilginin, dönemin medrese öğrencisi Ahmedê Xanî’ye meşhur “Ger dê hebûya me îttîfaqek, vêkra bikira me înqîyadek, tekmîlê dikir me dîn û dewlet, teshîlê dikir me îlm û hikmet” şiirini yazdırdığına dikkat çekti.

Melek Ahmet Paşa’nın Diyarbakır Valiliği yaptığı dönemde, Kürtler’e büyük bir katliam başlattığını vurgulayan Ulugana, dilekçesinde şu ifadelere yer verdi:

“1640 yılında Şengal (Sincar) Dağı’na yaptığı askeri sefer sonucu bölgedeki Ezidiler’e soykırım uygulamış, yaşam alanlarını kurutmuştur. Binlerce Ezidi kadın, çocuk, ihtiyar, genç katledilmiş, binlerce Ezidi kadın esir alınıp satılmıştı.”

Dilekçesinde Melek Ahmet Paşa’yı “uygarlık düşmanı, tarihsel katil, savaş suçlusu, IŞİD çetelerinin prototipi” olarak niteleyen Ulugana, isminin Diyarbakır’daki tüm mekanlardan kaldırılmasını istedi.

Rûdaw’a konuşan Sedat Ulugana, günümüzdeki Kürt sorununun ilk kıvılcımlarının o dönem ortaya çıktığını ifade etti.

Melek Ahmet Paşa’nın da Kürt Mirlikler’ine tahammül edemeyen Osmanlı Valiler’inden biri olduğunu söyleyen Ulugana, “Melek Ahmet Paşa, Bitlis’teki kütüphaneyi yok ederek, Kürtler’in binlerce yıllık kültür mirasını heba ediyor. İsminin Diyarbakır’daki tüm mekanlardan kaldırılması gerekiyor” dedi.

RUDAW

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.