PAK: ‘’Milli, Demokrat, Özgürlükçü Tüm Kadroları, PAK’ı  Sahiplenmeye Çağırıyoruz’’

PAK: ‘’Milli, Demokrat, Özgürlükçü Tüm Kadroları, PAK’ı Sahiplenmeye Çağırıyoruz’’

Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) Genişletilmiş Parti Meclisi Toplantısı Başarıyla Sonuçlandı

A+A-

Kürdistan Özgürlük Partisi’nin (PAK) sonuç bildirisinde şöyle denildi:

PAK Parti Meclisi üyeleri ile PAK Teşkilatlarının temsilcilerinin katılımıyla 21-22 Eylül 2019 tarihinde Diyarbakır’da gerçekleştirilen PAK Genişletilmiş Parti Meclisi Toplantısı başarıyla sonuçlandı.

PAK Genişletilmiş Parti Meclisi Toplantısı Kürdistan özgürlük mücadelesi şehitleri için saygı duruşuyla başladı. 

PAK Genişletilmiş Parti Meclisi Toplantısı, önceden belirlenmiş gündem çerçevesinde Genel Başkan Sn. Mustafa Özçelik tarafından açıldı. Sn. Özçelik yaptığı konuşmada Kürdistan, Türkiye, bölge   ve dünyadaki gelişmeler  ile PAK’ın genel durumu ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi ve çeşitli değerlendirmelerde bulundu.

Genel Başkan Sn. Mustafa Özçelik’in konuşmasının ardından PAK Genişletilmiş Parti Meclisi Toplantısı’na davet edilen PAK yönetici ve üyeleri söz alarak belirlenen gündem doğrultusunda, Kürdistan ve Türkiye’de yaşanan süreç ve gelişmeler hakkında değerlendirmelerde, PAK’ın önümüzdeki dönemde izlemesi gereken politika hakkında çeşitli önerilerde bulundular.

PAK’ın kuruluşundan bugüne geçen 5 yıllık süreçte örgütsel, ekonomik, siyasal, diplomatik vb. alanlarda yapılan çalışmaları ve katedilen mesafeyi değerlendiren Genişletilmiş Parti Meclisi Toplantısı, PAK’ın, tüm eksiklik, hata ve zorluklara rağmen, Kuzey Kürdistan özgürlük mücadelesinde milli, demokrat, Kürdistani siyaset çizgisinin temel dinamiklerinin başında geldiğini tam bir görüş birliğiyle tespit etmiştir.

PAK Genişletilmiş Parti Meclisi Toplantısı’ndan çıkan ortak görüş ve tespitler aşağıdaki gibidir:

1-Temel insani, meşru değerler çerçevesinde kendi kaderini belirlemek, kendi ülkesinde siyasi bir statü ile kendisini yönetmek için azimli bir çaba içinde olan Kürdistan halkı, ne yazık ki, dünya halklarının yeterli desteğini görmemektedir. 

Güney Kürdistan’ın bugünkü statüsünün kazanılmasında ve Güneybatı Kürdistan’da bugün yaşanan süreçte  tarihsel bir rol oynayan  dünya devletleri, daha önceleri de yapıldığı gibi, çoğu kez, devlet çıkarlarını, mazlum ve fedakâr Kürdistan halkının  insani ve milli haklarının önüne koyabilmekte, Kürdistan halkının egemen güçler ve bütün insanlığa düşman IŞID vb. güçler karşısında büyük bedellerle  sürdürdüğü mücadelesine, hak ettiği desteği vermemektedirler. Kürdistan halkı, çoğu kez ‘devletlerin yüce çıkarları uğruna’, zulümde sınır tanımayan yerel gerici güç ve devletlerin saldırıları karşısında yalnız bırakılmakta, adeta görmezden gelinmektedir. İnsani değerlerin, barışın ve demokrasinin Ortadoğu’daki gerçek ve başat temsilcisi,  savunucusu olan Kürdistan halkı, gerici güçler karşısında yalnız bırakılmamalıdır! Bütün dünya halkları, bütün devletler, Kürdistan halkının bu onurlu mücadelesini görmeli ve insani temel değerlerin her gün biraz daha aşındırıldığı günümüz koşullarında insanlık adına umudun sesi olan Kürdistan halkını desteklemelidirler.

2-Güney Kürdistan’da 25 Eylül 2017 günü gerçekleştirilen ve halkımızın %72’sinin katılım gösterdiği, %92.73’ünün ‘Bağımsızlığa Evet’ dediği Bağımsızlık Referandumu’nun üzerinden 2 yıl geçti. PAK Genişletilmiş Parti Meclisi Toplantısı tüm milli fikir, hissiyat ve değerleriyle, bir kez daha halkımızın bu meşru, demokratik irade beyanının arkasında gururla durmaktadır.

3-Ana dil, bir milletin varlığının devamında en temel dayanak ve dinamodur. Türkiye Devleti’nin Kuzey Kürdistan’da ve Türkiye’de uyguladığı planlı asimilasyon ve inkar siyaseti sonucunda, Kürtçenin bir eğitim dili olması engellenmiş, Kürtçe (Kurmanci ve Zazaki) yasaklanmış, Kürt milletinin belleğinde derin tahribatlar yaratılmıştır. Bu anlamda, Kuzey Kürdistan ve Türkiye’deki 25 milyonu aşkın Kürdün önünde duran en temel milli görevlerden biri , bir yandan ana dille eğitim hakkının tanınması, yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması için mücadeleyi sürdürmek iken, diğer  yandan da Kürtçenin öğrenilmesi, yaşamın her alanında temel konuşma dili olması için büyük bir çaba içinde olmalı, önüne çıkabilecek her fırsatı değerlendirebilmelidir. Kürtçe’ye sahip çıkmak, Kürt milletinin geleceğine sahip çıkmaktır.

4-Kürdistan’ın her parçasında sürdürülen özgürlük mücadelesi bizim özgürlük mücadelemizdir. Kürdistan halkının Güney ve Güneybatı Kürdistan’da elde ettiği kazanımlar tüm Kürtlerin kazanımlarıdır. Güney Kürdistan’da varolan Federe Devlet kazanımlarının korunmasında en temel güç milli, demokratik birlik ve devletleşme organlarının  birleştirilmesi, güçlendirilmesi ve yenilerinin yaratılmasıdır. Güneybatı Kürdistan’da, halkımızın önüne çıkabilecek her türlü tehlikeye karşı en önemli direniş gücü, Dihok ve Hewler Mutabakatlarının güncellenerek yaşama geçirilmesi, Kürt halkının bir kısmını dışlayan tek yanlı yönetim anlayışından vazgeçilmesidir. Doğu Kürdistan  da yeni ve umut verici gelişmelere gebedir. İran Devleti Kürtlerin önüne çıkabilecek tarihsel fırsatları dumura uğratmak için, Kürt örgütlerinin bir araya gelmesini sekteye uğratmak için  çeşitli manevralar yapmaktadır. Kuşkusuz Doğu Kürdistan milli hareketi bu ‘Acem Oyunu’nun farkındadır. Diğer parçalarda olduğu gibi Doğu Kürdistan’da da bir an önce hayata geçirilmesi gereken  milli demokratik ittifak, halkımızın önüne çıkabilecek tarihsel fırsatların değerlendirilmesi ve milli kazanımlara dönüştürülmesi için en büyük dayanaktır olacaktır.

5-Kürdistan halkını egemenlik altında tutan bölgesel devletler (Türkiye, İran, Irak, Suriye), Kürtleri inkâr ve şiddet siyasetiyle yönetemeyeceklerini artık görmelidirler. Kürdistan halkı, dün olduğu gibi bugün de bir kez daha bütün şiddet meftunu devletlere barış elini uzatıyor: Gerçeği görün! Sorunları barışçıl ve demokratik, siyasal yol, yöntem ve araçlarla çözmekten başka çare yoktur! Yüzyıllık şiddet siyasetinin gösterdiği tek şey daha fazla şiddet değil, bir an önce barışın diliyle konuşmak, sorunları çözmek için derhal, dünya devletlerinin huzurunda barış masasına oturmaktır. 

6-Türkiye Cumhuriyeti Devleti, artık herkes tarafından açıkça görülen Kürt karşıtı siyasetten vaz geçmelidir! Kürt milletinin temel haklarının tanınması için barışçıl, siyasal ve demokratik yolları deneyen Kürdistan isimli  partiler hakkında kapatma davalarının açılması, seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyumların atanması, muhtelif mesleklerde çalışan Kürtlerin ‘terörle iltisaklı’ gösterilerek işlerinden atılarak adeta açlığa mahkum edilmesi, yetmedi, kitlesel gözaltılara başvurulması, olmadık bahanelerle binlerce insanın ağır hapis cezalarına çarptırılması, baskı ve şiddetin temel yönetme anlayışı haline getirilmesi, Kürdistan halkının haklı mücadelesini engelleyemez. Türkiye Devleti’nin, K. Kürdistan’daki açmazını çözmeden Güneybatı ve Güney Kürdistan’a saldırması, Kürtlerin kazanımlarını ortadan kaldırmaya çalışması adeta bütün sömürgeciler adına Kürdistan’ı tahakküm altına almaya çalışması, beyhude bir çabadır! Savaş , saldırganlık ve işgal siyasetiyle Kürt  milli özgürlük mücadelesi ortadan kaldırılamaz. Türkiye Devleti’nin bu saldırgan tavrı Kürt halkının yanısıra Türkiye halkını da derin ekonomik buhranlara sürüklemekte, barut deposuna dönüşmüş bölgeyi, sonucu kestirilemeyen serüvenlere sürüklemektedir. Türkiye Devleti bu siyasete bir an önce son verilmeli, Kürdistan halkının meşru temsilcileriyle, tüm Kürt partileriyle  sorunu barışçıl yollardan çözmek için bir an önce masaya oturulmalıdır.

7- K. Kürdistan’da şiddet siyaseti bugün barışçıl çözümler önünde ciddi bir engele dönüşmüştür. Bu kör şiddet siyasetinin en sön örneği Kulp-Muş yoluna döşenen patlayıcılar ve öldürülen insanlardır. Yarattığı tahribatın izahı mümkün değildir. Kürt halkının kitlesel etkinlik ve eylemelere karşı gösterdiği uzak duru;  barışçıl, sivil, siyasal, demokratik mücadele yöntemlerinin daha da geliştiirlmesi gerektiğinin en açık delilidir. Bu realiteden hareketle PKK, K. Kürdistan’da, Türkiye Devleti’nin saldırı ve şiddet siyasetine elverişli zeminler hazırlayan, halkımıza zarar veren şiddet siyasetini terk etmeli, bir an evvel silahları susturmalıdır. 

 

  

8- PAK Genişletilmiş Parti Meclisi Toplantısı, Türkiye’de özgürlüğü, adaleti, demokrasiyi, insan haklarını, düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü, kadın haklarını savunan; Kürtçe ana dille eğitim hakkı başta olmak üzere, Kürt dili önündeki yasakların kaldırılmasını, Kürtlerin milli, demokratik hak özgürlüklerin sağlanmasını, savaşa ve Kürt karşıtı siyasete son verilmesini savunan en geniş kesimlerle diyalog ve  işbirliği geliştirmeye ve dayanışma içinde olmaya hazır olduğunu beyan eder.

 

9-Kürdistan halkının bugün daha büyük zararlara uğramadan başarıya ulaşması için, ne istediğini bilen ve buna göre bir mücadele tarzı yürüten ‘aklı başında, realist, kararlı bir öncü kuvvete’ ihtiyaç duyduğu açıktır. Bu nedenle, Kürdistan özgürlük mücadelesinin 200 yıllık mirasının devamcısı olan PAK’ın güçlendirilmesi, geniş kitlelerle bütünleşmesi, milli demokratik mücadelenin de doğru bir zeminde ve doğru bir siyasetle yürütülmesinde önemli bir faktör olacaktır

10-PAK, kuruluşundan bu yana esas aldığı şu temel belgisinin bugün de milli, demokratik siyasetin ana paradigması olması gerektiğine inanmaktadır: Birleşebilenler birleşsin, birleşemeyenler işbirliği ve ittifaklar yapsın, işbirliği bile yapamayanlar diyalog içinde olsun, diyalog bile geliştiremeyenler de birbirlerine düşmanlık yapmasın.

Bu temel siyaset çizgisinden hareketle PAK Genişletilmiş Parti Meclisi Toplantısı, Kuzey Kürdistan’da güçlü, kitlesel, milli, demokrat, özgürlükçü bir partinin yaşamsal öneme sahip olduğunun bir kez daha altını çizmiştir. 

PAK Genişletilmiş Parti Meclisi Toplantısı, bu ihtiyacı örgütlemek üzere, Kuzey Kürdistan’daki en geniş milli, demokrat, özgürlükçü, Kürdistani  kadro ve potansiyeli  PAK’ı sahiplenmeye, PAK’ı hep birlikte daha da büyütmeye çağırıyor.

11-PAK Genişletilmiş Parti Meclisi Toplantısı, PAK’ın Kuzey Kürdistan’da bugüne kadar milli demokratik işbirliği ve ittifaklar konusunda sürdürmüş olduğu yapıcı ve geliştirici siyasetinin aynı anlayışla devamının önemine dikkat çekmiştir. PAK milli, demokratik ittifakları stratejik bir siyaset olarak kabullenmiştir.

12-Genişletilmiş Parti Meclisinin tekrar işaret ettiği gibi PAK, Kuzey Kürdistan’da, Kürt milletinin ve Kürdistan’ın varlığını, Kürdistan halkının siyasal bir statü ile kendisini yönetmesini esas alan ve milli değer ve sembollere saygı duyan, sahiplenen her kesimle, her parti, grup ve şahsiyetle milli, Kürdistani işbirliği ve ittifakları geliştirmeye hazırdır, bu konuda kendisini sorumlu hissetmektedir. PAK, Kürt milletinin her talebi için mümkün olan her kesim ile diyalog, işbirliği ve ortak çalışmalar geliştirmeye de hazırdır.

13-PAK hakkında açılan kapatma davasını değerlendiren Genişletilmiş Parti Meclisi Toplantısı, PAK’ın hem Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90/4. Maddesi, hem uluslararası hukuk, hem de 25 milyonu aşkın nüfusa sahip Kürt milletinin milli demokratik hak ve özgürlüklerinin kararlı bir savunucusu olması itibariyle, meşru, yasal, bir parti olduğu gerçekliğine bir kez daha dikkat çekmiş, bütünüyle hukuk dışı, Kürdistan ve Kürdistan halklarının inkarı anlamına gelen bu kapatma davasına karşı duruşunu tekrarlamıştır. PAK, her şart altında meşru mücadelesini sürdürecektir.

PAK’ın Anayasa Mahkemesi’nde yapmış oluğu savunma, kuruluşundan bugüne kadar sivil, demokratik, siyasal yol, yöntem ve araçlarla Kürt ve Kürdistan sorununun çözümünde izlemiş olduğu kararlı ve istikrarlı duruşunun ve Kürdistan özgürlük davasını sahiplenmesinin bir ifadesidir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 96 yıllık tarihinde, Anayasa Mahkemesi’nde ilk kez bir parti adına Kürtçe savunma yapmakla PAK, yeni siyaset kültürünün öncülerinden olduğunu bir kez daha göstermiş, Kürdistan halkı adına tebrik edilmeyi hak etmiştir.

PAK Genişletilmiş Parti Meclisi Toplantısı, ‘Kürdistan’ ismi ve Kürdistani programla yasal zeminde kurulmuş olmanın, Kürdistan özgürlük mücadelesinin önemli, tarihsel, milli bir kazanımı olduğunu özellikle belirtmiştir. Bu nedenle halkımızı, yurtsever, demokrat tüm kesimleri bu kazanıma, Kürdistan isimli partilere sahip çıkmaya çağırmıştır.

PAK Genişletilmiş Parti Meclisi Toplantısı, yapmış olduğu değerlendirme ve tartışmalarla, almış olduğu kararlarla, tüm kadrolarının elbirliğiyle yeni bir atılım için sergilemiş oldukları güçlü irade beyanı ile PAK’ın temsil ettiği yeni siyasal kültürle kendisini yeniden üretmesinde önemli, umut verici tarihsel bir durak olmuştur.

26.09.2019

PAK Parti Meclisi

 

whatsapp-image-2019-09-26-at-09-32-26-001.jpeg

whatsapp-image-2019-09-26-at-09-32-40-001.jpeg

whatsapp-image-2019-09-26-at-09-33-04-001.jpeg

whatsapp-image-2019-09-26-at-09-32-52.jpeg

 

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.