Öncüsüz Bir Aşiret Dağılmaya Mahkumdur - Nedim Reşkotî*

Öncüsüz Bir Aşiret Dağılmaya Mahkumdur - Nedim Reşkotî*

.

A+A-

Reşkotan aşiretinin gençliği, biraz geç kaldınız, ama şimdiki duruşunuz doğrudur. 

Aşiretimizin, yani reşkotan aşiretinin tarihinde çok büyük ve önemli gelişmeler olmuştur. Bölgenin büyük bir aşireti olarak çoğu zaman diğer aşiretlere öncülük etmiş ve örnek olmuştur. Reşkotan aşireti her zaman tarihsel, kültürel, geleneksel, vs. olarak her türlü fedakarlıkları üstlendiği gibi, gerekenleri de yerine getirmiştir. Bunların bazı örneklerini rahmetli Hacı Mihemed ê Mistê döneminde, rahmetli Fîlîtê Quto döneminde, rahmetli Apê Rezo döneminde, rahmetli Apê Yaho döneminde, rahmetli Hacı Ali döneminde ve yakın zamanda rahmetli Abdulmecit, Hacı Ahmet ve Îshan ê Yaho dönemlerinde vs.Görmek mümkündür. Bu ismi geçenler ve daha niceleri, reşkotan aşiretinin tarihini belirtmiş ve hem Devlet yetkilileri, hemde çevredeki diğer toplumlar tarafından bilinmektedir.

Dolayısıyla yedi Reşkotan aşiretinin reisleri arasında ilk reis Ezidi inancının mensubu olarak biliniyor ve coğrafyadaki toplumun öncülüğünü yapmıştır. Bu apaçık gösteriyor ki reşkotan aşiretinin bölgeye yerleşmesi Ezidi'lerle başlamıştır. Herkesten önce reşkotan aşiretinin reisleri Ezidi'lerle birlikte Zivingê, Hiznamîrê, Texeriyê, Kelhokê,Qorix ve birçok köylere yerleşmişler. Sonra diğer reisler de bölgeye gelmiş ve 54'tan fazla köy kurmuşlar. Tabiki Aşiretin arasında zaman zaman ufak tefek çekişmeler, tatsızlıklar olmuştur. Ama bunlar hiçbir zaman uzun sürmemiş ve öncüleri tarafından barışçıl bir şekilde çözüme kavuşturulmuştur. Baştan Ezidi reisleri ve diğer reisler, iyi veya kötü dönemlerde, daima reşkotan aşiretinin temel özelliklerini sahiplenerek, huzur içinde yaşamaktan taviz vermemişler. Özellikle inançsal ve siyasal kaynaklardan oluşan uygulamalar, reşkotan aşiretinin birlik ve beraberliğini hiçbir zaman bozmaya yetmemiştir. Ta ki geçen yaklaşık son 10 seneye kadar...

Maalesef geçen son 10 larca sene içerisinde bazı Ezidi'ler, çaresiz bırakılarak, mülklerini satmaya başladılar ve bu reşkotan aşiretinin içerisinde bazı olumsuzluklara yol açtı. Hem Ezidi'lerin içerisinde hem de bölgenin diğer sakinleri arasında bazı çekişmeler, sarsıntılar oldu ve ne yazık ki reşkotan aşiretinin ileri gelenleri bütün olanlara seslerini çıkarmadan, sadece seyirci kalmayı tercih ettiler.

Bilindiği gibi reşkotan aşiretinin Ezidi'leri birçok nedenlerden dolayı diasporaya, Avrupa'ya göç ederken, mal ve mülklerini komşu Köylerin sakinlerine emanet olarak bıraktılar. Kuşçukuru Köyü (Kelhok) bunların sadece bir örneğidir. Kuşçukuru Köylüleri ve diğer Ezidi'ler mal ve mülklerini komşularına teslim ederken, bunları Video kayıtlarıyla, Noterlerde anlaşmalar yaparak, aşiret reislerinden, rahmetli Hacı Ahmet ve rahmetli Abdulmecit'in sözlerini alarak, göç ettiler. Ama her nedense reşkotanın sonraki reisleri onlara sahip çıkmayı önemsemediler. Reşkotan aşiretinin büyükleri ve reisleri bencilliklerini herşeyden üstün tutmakla, kendi çıkarlarına kilitlemekle, büyük kayıplara yol açtılar. Reşkotan aşiretinin birliği, beraberliği, huzuru, vs. adeta büyük bir deprem ile sarsılmaya başladı. O yüzden reşkotan aşiretinin coğrafyası günden güne daralmaya başladı. Uğrak Köyünün (Texerî) ve diğer Köylerin bir bölümünü satmakla, coğrafyanın demografik yapısında patlamalar yapıldı ve bunlar durmadan devam etmektedir. Gün geçtikçe Reşkotan aşiretinin topraklarına farklı yerlerden gelenler hakim oluyorlar. Topraklarımızın hudutları Hiznamîrê, Kurtikê, Kelhokê, vs. daralmış bir hal almışlar ki, zaten Uğrak (Texerî) ve Yolkanal (Hecirê) Köylerinin tümünü kaybetmek üzereyiz...

Yaklaşık 10 senedir, ısrarla bunlara dikkat çekmeye çalışan, çabalayan Ezidilerin dillerinde neredeyse tüyler dikildi, ama aşiretin mevcut reisleri üç maymun misali gibi, dilsiz, kör ve sağır olmayı tercih ettiler. Eski değerlerin, oğulları, torunları bunca tehlikeleri hiçe sayarak, Baba ve Dedelerinin sözlerine bir türlü sadık kalmayı beceremediler. Ezidilerin senelerce hoşgörü yaklaşımlarına karşılık veren muhatapları olmadı ve aşiret çok trajikomik durulara düşürüldü. Ülke içerisinde ve dışında, Devletin Dairelerinde, Mahkeme Salonlarında, Savcılıklarda ve saymakla bitirmesi mümkün olmayan yerlerde, herkesin palyançosu olmaya başlatıldı. Sorunlara çözüm bulamadığı için, toplumunun alay konusu olundu.

Bu Kuşçukuru Köyü'nün senelerce süren davasında apaçık ortaya çıktı. Kuşçukuru Köyü'nün davasında aşiretin değeri en düşük seviyeye düşürüldü. Gidilen birçok yerlerde, birçok başvurularda olumsuzluklarla karşı karşıya kalmakla beraber, beklentilere de herhangi olumlu yaklaşımlar olmadı. Tam tersi yapıldı. Hiç beklenmeyen yerlerden ve kişilerden, ötekileştirme, küfür, zulüm, zorbalık, tehdit, şiddet, hata çetevari bir şekilden engeli olan N.E ve misafirini ağırşekilde darp Etiler, vb. uygulamalarla karşı karşıya gelindi. Birçok kişiler, Dede ve Babalarını kastederek, açık ve net sözlerle "onların ölümü ile birlikte söz ve sözleşmeleri de öldü" dediler. Özellikle merhum Hacı Ahmet, merhum Abdulmecit, merhum Apê Yaho ve merhum Apê Rezo'nun oğullarının ve torunlarının sessizliğini anlamak mümkün değildi. Bunların sessizliği kafalarda büyük soru işaretlere yer açıyordu. Bazen reşkotan aşiretinin coğrafyasına yabancı aşiretlerin yerleştirmesi niyetinde işaretler görünüyordu. Kuşçukuru'nun kaybı ile yabancı aşiretlerin hudutları Bilek Köyüne (Bolindê), Zivingê Köyüne ve hatta Ezidi'lerin Uğurca Köyüne (Qorix) kadar uzanacaktı. O yüzden çoğu zaman reşkotan aşiretinin birlik ve beraberliğinin devam etmesi merak konusu oluyordu. Ama çok şükürler olsun ki, son görüşme ve gelişmeler, bu ve bunlara benzer birçok soru işaretlerin, az da olsa gereksiz olduğunu gösterdiler. Çünkü reşkotan aşiretinin yeni nesli ve özellikle reşkotan gençleri tarafından, 09.12.2021 tarihinde çok olumlu adımlar atılmak isteniyor. Çünkü bu gün gençlik kalıcı çözümlere yanaşmak için çabalar vardir.Ve yıllarca süren çekişmelere, tatsızlıklara, huzursuzluklara, vs. "artık yeter" demeye başladı ve bu davranışları birçok kesimleri kadar bölgenin Ezidi toplumunu da sevindiriyor.

Ezidi toplumu yıllarca süren tüm haksızlıklara, zorbalıklara, horlamalara, şiddetli uygulamalara rağmen, her zaman olduğu gibi, bölgenin diğer insanları ile barış ve huzur içinde, kardeşçe yaşamaktan yana olduklarını göstermişler. Yeter ki verilen sözlere sahip çıkılsın ve emanetlerine ihanet edilmesin. Yeter ki mal ve mülkleri geri verilsin. Yeter ki adaletli yaklaşımlar olsun ve hukuken hak edilenlere saygı gösterilsin.
 Yeter ki "Beko Ewan"ların oyunlarına gelinmesin...!
Bunun İçin.!

> Susmak evet demektır!

> Sessiz Kalma sıra sana’de gelir!

> Baba ve Dedelerimizin sözüne sahib çikmak Şeref borcumuzdur!

> Emanete ihanet etmek Aşirtımızın,gelenek ve göreneklerının köküne bobam koymaktır!

>Beko Evanalara sessiz kalmak,Aşiretımızın tasfiye etmektedir!

> Aşiretmizin iç barışında başka bir yol çözümü olamaz!

> Hiç bir şeyi Barış,Birlik,hoşgörü, Kardeşlikten daha değerli olamaz.!

> Haydı Emanetmızi verin! Barış hemen şımdi…!

Nedim Reşkotî

09.12.2021 
(Paytexta Rêşkota)

Weşan DRA
20.12.2021

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.