Hüseyin Şahin: Gazza nere, Amed, Sur, Cizîr, Varto nere?

Hüseyin Şahin: Gazza nere, Amed, Sur, Cizîr, Varto nere?

.

A+A-

Hüseyin Şahin

Kürdler bu Savaşın muhatabı olmamalılar.

Kürd Medyası daha doğrusu Partileri konu İsrail- Filistin olunca sus, pus oluyor, ve de kendilerini bir yere oturtamıyorlar. Elbette bizler İsrail- Filistin de yaşanan son çatışmalardan dolayı taraf olmamalıyız. Lakin söz konusu Hamas, Cihadist, Salafist ve Çakal sürüleri olunca safımızıda belirlemek zorundayız. PAK‘ın bu konudaki Kürdçe açıklamasını okudum. Açıklamada bu gelişmelerde taraf olmamamızı, her iki tarafı sağ duyuya ve de sorunları diyalog yoluyla çözüme davet ediyor. Bu anlaşılır ve de diplomatik bir dildir.

Kürdler artık ister İran ya da TC tarafında piyasaya sürülen Çakal, Irz düşmanı Cihadistleride ÇIPLAK bir şekilde nihayet tanımalıdırlar. Uzağa gitmeye gerek  yok, dün Şengalde Allah’ın gözüne girmek için salyaları ağızlarında akan ve Cennete gitme adına Kürd kız çocuklarının ırzına geçenlerle bizim işimiz yoktur, olmamalıdırda. Bu SÖZÜN, DİN Kardeşliğinin bittiği yerdir. Bu son Şengal örneği her Kürdün zihninde yer etmeli. Dost ve de düşmanıda nihayet ayırt etmelidir. Şengal’de 8, 9 yaşlarındaki Kürd Kız çocuklarının cihadist Çakal sürülerinin  bedenleri altında ÇIĞLIKLARINI hangi bir Arap devleti duydu, kınadı hatta Kürd bayraklarıyla caddelere dökülüp, etten duvar oldular. Cizre’de 9 yaşındaki Cemile bacımızın cansız bedeni günlerce kokmasın diye bozdolabında muhafaza edilmesi, Taybet ananın sokakta kalan bedenini köpekler parçalamasın diye taşlayan yakınlarının feryadını kaç Arap devleti duydu. Bu ZULÜMDÜR diye protesto etti. El İnsaf biraz vicdan, biraz merhamet gerekmez miydi yapılan vahşet karşısında. Sahi kim Müslüman din Kardeşlerinin ellerini, kollarını bağladı, kim onların ağızlarını kilitledi?

Kendi topraklarını Arap, Fars ve TC‘ ye peşkeş çekip , Hamas yada Filistin topraklarını savunmak ne din, ahlak, vijdan ne de insanlıkla açıklanabilinir. Hamasın fırlattığı füzelerden haz duyup, bayram sevinci yaşayanlar, söz konusu yerlebir edilen Sur, Cizre, Warto, Şırnak, Nusaybın  olunca kanı kuruyor, zıvanadan çıkan Celledına aşık duruma geliyorlar. Kudüsü Filistin  yada İsrail almış bunda Kürdün payı, kazancı ne? Kudüs kadar ONLARCA Kürd kadim şehri vardır. Kürdler biraz bunda Kürdün payı, kazancı nedir diye düşünmeli, kafasını kumdan çıkarmalıdır. Kürdler biraz yüzlerini artık oralara kendi gurur duyulası diyarlarına dönmeliler. Kerkük, Musul, Şengal, Mahabat, Colemêrg, Hasankeyf, Amed, Efrin, Ruha, Wan gibi şehirlerimizin nesi Kudüsten eksiktir. Herbir Kürd şehri kendi başına tarih kokuyor, birçok medeniyetlere beşiklik etmiştir. Biraz tarihimize, geçmişimize yönümüzü dönebilsek, bu halkın nelere kadir ve de kudretli oldukları hemen görülecektir.  Bu yüzden sömürgeci güçler can havliyle Kürdlerin Tarihlerini karartıyor, Medeniyetlerini, topraklarını, uygarlıklarını sular altına gömmektedirler. Kürd Komutanı Selehaddini Eyubi’yi bile kendilerine mal etmektedirler. Kaç dindar Kürdümüz! Şêx Said, Seyid Rıza, Ali Şêr, Zarife Xanım, Saidê Kurdi ya da meçhule kurban giden 10 binlerce İnsanımızın MEZAR taşlarını bilebiliyorlar ki? Bunu TC‘ ye sorabiliyorlar mı? Bu mudur din karedeşliği?

Sahi şu öcü gibi gösterilen İsrail, yada Yahudiler, şu geçmiş yüzyıllarda kaç Kürdün ırzına geçmiş, evini başına yıkmış, ya da katletmişlerdir. Bu biraz tezat değilmidir. Uzağa gitmeye gerek yok 20. ve de 21. Yüzyıllarda Kürdlere her türlü hakaret ve de işgali veba görenler Hiristiyanlar mı, yoksa uğruna kendinizi feda ettiğiniz Müslüman din kardeşleriniz midir! Kendi halkına ihanet edip, Celladıyla aynı yatağa girip, günah çıkarmanın hiçbir açıklaması olamaz.

Şu günlerde Güney Kürdistan TC‘nin her gün sörtü atışları, Kimyasal artıklarıyla yatıp, kalkıyor. Kadim Efrin’i TC işgal edip, bir yandan Arapları, diğer yandan kendi Yetme Çakal sürülerini, Tecavüzcülerini yerleştiriyorken, buna gıkı çıkmayan Müslüman Kürdün Müslümanlığını, varın siz açıklayın?.

Mele Aliyê Muşê diye bir Kürd Dindarı hem de Müslümanı var. Enternasyonal görünen Dindar Kürd, biraz ona kulak vermeli, Kardeşliğin ne demek olduğunu ondan duymalıdır.

1990‘ larda Saddam‘ ın yardımına koşan bir PLO, Filistin hayranlığı benim için bitmişti. Tarih Filistin’de, Lübnan’da eğitilip, İsrail’e kurşun atan ister Kürd, ister Türk solcusunu da unutmamalıdır. Her Kürd mıntıkası, Mela Mustafa Barzani Kampları binlerce kürdü silahlı eğitebilecek yer ve kapasitesine sahipti. Şayet Kürdler Bakûrlusuyla birlikte M. Mustafa Barzani Kamplarında eğitim görselerdi, belki de bu anti İsrail karşıtlığı Kürdlerin başına gelmeyecekti. Çünkü Lübnan, Filistin eğitim kampları, Arap milliyetçiliğini fışkıran bir mühtevaya sahiptiler. Burada alınan eğitim, Kürdlere düşük yaptırmıştır, Dost ve Düşman bilinçli bir şekilde bir birine karıştırılmıştır.

Kısacası dönem bizi, kimi adımları atmaya, Kürd örgütleri arasındaki farklılıkları bir tarafa bırakmayı zorlamaktadır. Bunu İran, TC, Suriye ve de Irak‘ ta biliyorlar. Kartlar Ortadoğu’da yeniden karılmaya başlandı. Sorun burada Kürdlerin Figüran olup ayak işleri yapmalarımıdır, yoksa Aktör olup gerçek sahada yerlerini almalarımıdır. Biden ADB yönetimi, akibinde Papa‘nın Kürdistan ziyareti bizlere yeni ip uçları vermektedir. Safları ona göre belirlemek, yeni bir yol haritasıyla, her Kürd partisi eteklerindeki taşları karşı güçlere yöneltmelidirler. PYD-ENKS arasındaki görüşmeler biran önce olumlu sonuçlanmalıdır. Bu Birlik Kürdleri her parçada zafere taşıyacaktır. Güney vede Batı Kürdistan’ın birleşmesi, Efrin’in düşman işgalinden kurtuluşunu sağlayacak, Kürdlere yeni koridor açacaktır. Bu koridorla birlikte Kürdler Akdeniz sahillerinde sadece tatil yapmakla kalmayacaklar, yeni, yeni Limanlar ve de devletlerle buluşmalarını da beraberinde getirecektir. Bunu bilen karşı güçler her türlü hile ve sahtekarlıkla Kürdlerin birleşmesini istemiyor, her zaman pravakasyonlar yaratıyorlar. Kürdler hala bir baltaya sap olamamışlarken, Ülkesi işgal altındayken, Filistin yada İsrail’den yana taraf belirlememiz onları savunma pozisyonuna düşmemiz, bana banal geliyor. Yeter artık, Arap, Fars, Türk hayranlığı ve de Din kardeşliği.

Sahi sizce Kaplumbağalar nereye yumurtalarını gömerler?. Tabiki Deniz sahillerine vede su kenarlarına. Bu yeni nesil Kaplumbağalar suya yetişinceye kadar yolda telef olmalarına karşın, Kurtuluşa giden menzile varmanın biricik seçeneğidir.

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.