Celâl Temel

Celâl Temel

Yazarın Tüm Yazıları >

Polonya halkının eğitim mucizesi Uçan Üniversite ve Kürdler

A+A-

Geçen yılki ABD seçimlerinde, başkan seçilen Joe Biden’in, 2002 yılında,“Kürdistan, Ortadoğu’nun Polonya’sıdır.” şeklindeki ifadesi, bir süre çokça gündeme geldi. İsmail Beşikçi Hoca, konuyla ilgili bir değerlendirme yaptı. Beşikçi, zaten yıllardır, Polonya’daki ulusal kurtuluş mücadelesinin, özellikle dil ile ilgili olarak yapılan çalışmaların, Kürdlere örnek olabilecek nitelikler taşıdığını belirtmekteydi. Bir tesadüftür; tam da bu sıralarda, Polonya’nın eğitim ve kültür mücadelesini anlatan, “Uçan Üniversite”[1] adlı harika kitabı okudum.

Önce kısaca Joe Biden ve İsmail Beşikçi’nin söylediklerine bakalım; sonra Polonya’nın eğitim ve kültür mucizesini yaratan, Polonya’nın bağımsız bir ülke olarak kalmasını sağlayan ve“Uçan Üniversite”diye adlandırılan büyük çalışmayı ve Kürdlerle ilişkisini kısaca anlatamaya çalışalım.

Joe Biden’in, ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı olduğu 2002 yılında, Hewler’e (Erbil’e) yaptığı ziyaret sırasında söylediklerinin bir kısmı şöyle:

      “Siz uzun tarihiniz boyunca Fars, Arap ve Türk imparatorluklarının arasında kaldınız. Birinci Dünya Savaşı’nda kaderiniz büyük devletlerin eline kaldı ve Irak adında bir ülke kuruldu. Sizin büyük acılar çektiğinizi biliyorum. Saddam rejimi tarafından kadın, çocuk, yaşlı ve gençlerin kimyasal bombardımanında soykırıma uğramasının üzerinden fazla bir zaman geçmedi… Yaşadığınız acılara büyük saygı duyuyorum. Geleceğin geçmişten çok daha iyi olacağına inanıyorum.” Bu konuşma sırasında, Biden, “Kürtlerin yaşadığı acıların tarihsel bir temeli de vardır; Kürdistan, Ortadoğu'nun Polonya'sıdır.”

      Bu konu ile ilgili olarak İsmail Beşikçi debiryıl önce yazdığı yazıda[2]şöyle diyor:

Kürdistan, Ortadoğu’nun Polonya’sıdır’ sözü, Kürdler/Kürdistan hakkında, sorunun esasını dile getiren, çok önemli, çok sağlıklı bir sözdür. Polonya-Kürdistan karşılaştırması yapılarak üretilmiş bir sözdür. Bu sözün tersi de söylenebilir: Polonya, Avrupa’nın Kürdistan’ıdır.”

Uçan Üniversite ve Polonya Halkının Yarattığı Bilim, Kültür ve Eğitim Mucizesi 

Uçan Üniversite kitabında yazılanlar, tam da yukarıdaki ifadeleri doğrular niteliktedir. Kitabın önsözü şöyle başlıyor:

Bağımsızlık mücadelesi denince, akla savaş meydanları gelir. Gerçekten de hemen hemen her milletin tarihinde, kanla yazılmış bağımsızlık destanları vardır. Ancak ilim, irfan, kültür ve sanat alanın da bir bağımsızlık mücadelesini, topyekûn ve uzun bir süre omuzlayan milletlere pek sık rastlanmaz. Polonyalılar, bütün milli değerleriyle birlikte yok olma tehlikesini bir değil, birkaç defa atlattılar ve savaştılar. Fakat Polonyalıların asıl bağımsızlık mücadelesi, yeraltında verilen bilim kültür savaşıydı.”

       Polonya, komşuları tarafından defalarca parçalanıp paylaşıldı. Polonya Krallığı, ilk kez 1772 yılında, komşuları, Prusya (Büyük oranda bugünkü Almanya), Rusya ve Avusturya arasında paylaşıldı. Savaş meydanlarındaki yenilgiye karşın,“Polonya halkı daha milli bir karaktere” bürünerek eğitim, bilim ve sanat alanlarında topyekûn bir atılım içine girdi. Çok sevdikleri kralları S. A. Ponlatowski, başlarına gelen felaketten on yıl sonra 1783 yılında, Ulusal Eğiti Komisyonu’na hitaben yaptığı konuşmada; “Ben sağ oldukça, ömrümü ve servetimi anavatan için harcamaktan geri durmayacağım. Belki anavatan meyveleri devşirdiği zaman mezar taşlarımız çoktan eskimiş olacak. Ama evlatlarımız için, onların istikballerini sağlamamız için yaptığımız yeterli nedendir. ‘Tanrı bizi terk etti’ demeyelim; ‘Daha iyi günlere erişmemiz için Tanrı bizi cezalandırıyor’ diyelim. ”şeklinde konuşarak halkına moral veriyordu.

  Sonraki yıllarda, ülkeleri defalarca işgal edilen Polonyalılar, düşmanlarına karşı büyük direnişler gösterseler de orantısız güçten dolayı yenilgiler aldılar, toprakları bölündü. Polonyalılar, savaş meydanlarında yitirdiklerini, eğitim ve kültür alanlarında, yarattıkları mucize gibi çalışmalarla telafi etmeye çalıştılar. Savaşlarda pek çok hak ve değerini kaybeden toplumun, köklerinden başlayarak güçlendirilmesi amacıyla; çok zor şartlarda, tarih ve dil başta olmak üzere çeşitli konularda açık-gizli eğitimler gerçekleştirdi. Polonya halkına, tarih ve ulus bilinci aşılayan, onlara bilimin yollarını açan Polonya Aydınlanma Hareketi, “ORGANİK ÇALIŞMA” diye adlandırılan bir bilim ve eğitim seferberliği çalışmasına girişti.

Özellikle Rus denetimindeki Polonya’da, okullar, Polonyalı öğretmen ve aydınlar tarafından “çift müfredatlı”  bir hâle getirildi. Polonyalı öğretmen ve öğrenciler, okullarda şifreyle, Rus denetçileri atlatarak, dilleri olan Lehçe’yi geliştirdiler. Ayrıca her ev bir okul hâline getirildi. Aydınlar, sanatçılar, öğretmenler, öğrenciler, eğitimin geniş halk kitlelerine ulaştırılması, halkın kendine yabancılaşmaması, Ruslaştırılmaması, Almanlaştırılmaması için, gizli açık büyük bir çabanın içindeydi. İşgal altındaki Polonya’da, kendi kendine öğrenme dahil adeta bir “öğrenim çılgınlığı” başladı.

      Yeraltında bir akademiye dönüşen eğitim faaliyetleri, Polonyalı kadınlar tarafından da büyük ilgi gördü. Oluşan sınıflar, yaratılan yeni yeni müfredatlar, seminerler, çalışmaları, bir akademi platformuna, bir üniversite hâline getirdi. Arsası, binası bulunmayan, Ruslardan kaçmak için bir evden diğerine uçan bu öğretim çalışmalarının adı da “UÇAN ÜNİVERSİTE” oldu. Özellikle 1883-1905 yılları arasında, illegal olarak faaliyet gösteren Uçan Üniversite, 1905’ten itibaren yarı-yasal bir hâle geldi. Ruslar, Almanlar, Avusturyalılar, Lehçe dilini, Polonya tarih ve kültürünü yok edemediler. Birinci ve ikinci dünya savaşları sırasında da büyük sorunlar yaşayan Polonya, uzun erimli bir mücadeleyle, önce dilini sonra ulusal varlığını koruyup bağımsızlığını elde etti.

Polonyalıların yarattığı eğitim mucizesi, 19.yüzyıl boyunca ve 20. yüzyıl başında büyük başarılarla taçlandı. Polonya dışına, özellikle Fransa’ya kaçmak zorunda kalan Polonyalılar, Polonya halkının başına gelenleri; edebiyat, şiir, müzik, resim gibi çeşitli alanlarda muhteşem sanat eserleri yaratarak dünya kamuoyuna duyurdular.

Müzik alanında F. F. Chopin (1810-1849), şiirde A. Mickeewich (1798-1855), resimde J. Matejko (1838-1893), 1905 Nobel Edebiyat Ödülü alan H. Sienkiewicz (1846-1916) ve E. Orzeskowa (1841-1910) gibi dehalar, Polonya’yı, Polonya halkının mücadelesini tüm dünyaya duyurdular. Hemen sonrasında, havadaki oksijen ve azotun sıvılaştırılmasını sağlayan K. Olszewski (1846-1915) ve bütün dünyanın tanıdığı kadın Fizikçi Marie Curie (1867-1934) gibi büyük bilim insanları yetişti. M. Curie, 1903 Nobel Fizik ve 1911 Nobel Kimya ödüllerini kazandı.

Polonyalılar, ülkelerini düşmanlarından kurtarmak için, Kürdler gibi defalarca ayaklandılar. Fakat asıl bağımsızlık mücadelesini, yer altında, bilim, kültür ve eğitim alanında verdiler. Polonya’nın tarih sahnesinden silinmeyip bir ulus olarak ayakta kalması, Uçan Üniversite kitabında bir cümleyle şöyle ifade ediliyor:

     “Savaş alanlarında dökülen kanlar kadar, belki ondan daha önce, yeraltında dökülen terler sayesindedir.”

Polonya ve Kürdistan, yakın komşuları tarafından paylaşılmalarından dolayı benzer yanları vardır. Joe Biden ve İsmail Beşikçi’nin ifadeleri, bu bakımdan önemlidir. Kürdler de uzun yıllardır sömürgecilerinin asimilasyon politikalarına direnmektedirler. Fakat iki halkın durumunda, içinde bulundukları tarihi şartlar bakımından, önemli farklılıklar vardır. Buna karşın Kürdlerin, dil ve kültür alanında, asimilasyona karşı vereceği mücadelede, Polonya’nın eğitim mucizesinden alacağı çok önemli dersler vardır.

Kürdler, haklı mücadelelerini verirken şartların zorluğu içinde yaratıcı yollar bulmadılar/bulamıyorlar. Örneğin, Kürd Aydınları veya Kürdler adına politika yapanlar, yüksek politika (!) yaparken dil gibi masum bir talebi bile kullanamadılar/kullanamıyorlar. En azından bu konuda sivil itaatsizlik türünden bir şeyler bile yapılmadı/yapılmıyor.

Kürdlerin, Bask, Katalan halklarının mücadelesinden, özellikle de Polonya Aydınlanması’ndan ve UÇAN ÜNİVERSİTE (ORGANİK ÇALIŞMA) adlı eğitim-öğretim mucizesinden alacakları çok dersler vardır…

     (NOT: Bu yazı, bir yıl önce yazıldı.)

 

[1] Ümit Şimşek, Bir Polonya Klasiği, UÇAN ÜNİVERSİTE, Akıl-Fikir Yayınları, 2018

[2] İsmail Beşikçi, “Kürdistan Ortadoğu’nun Polonya’sıdır”, 26.11.2020, [email protected] ve [email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.