Şeyhmus Özzengin

Şeyhmus Özzengin

Yazarın Tüm Yazıları >

Adaletî yanlış yerde aramak ve Salahattin Çelik!

A+A-
 
CHP ki bu vahşî dewletin koruyucusu ve savuncusudır. Onun iktidar kavgasına, koltuk kaybı korkusuna kapılarak, „adalet umudunu" dile getiriyor Salahattin Çelik.
Bu mümkün mü?
Elinsaf! Ne zamana kadar türklerin iktidar kavgasına kurd kanı taşınacak?
Neden kendimiz, ulusumuz adına „adalet" arama değil de, CHP'nin „adalet arayışına" evet?
Tipki sitem içinde, çıkarları Türk çıkarları ile birleşmiş kurdlerin sistemİ koruma" çabasına benziyor..
Hiç olurmu?
„CHP'nin sloganı iyi ses veriyor, çünkü Kürt Türk, işçi memur, öğretmen din adamı, iş insanları ama her kesim, adaletsizliğin kurbanı."(1)
Bu nasıl bir çorba ki, kurdlere de servis ediyorsunuz?
Destek, sivil bir görev." diyorsun! Hangi sivil görev?
Millitarist vasiyetı altında 80 yılını geçirmiş bir CHP nasıl sıvil oluyor, hiç düşündün mü?
Ekliyorsun:
"Tepki göstermek, hakkını savunmak toplumun hakkı. Adını biliyoruz: 'Sivil İtaatsizlik'. Toplum direnmeye başladı mı, su gibi yolunu bulur. Toplum yaratıcıdır. Şiddet ve provokasyonlara dikkat."(!)
Way be; Şu meşhur üçlü İstanbul mitingini hatırliyor musun Salahattin Çelik?.. Sağcısı, solcusu, liberal-islamcısı, kemalisti, serserisi, fahişesi, o gün ellerinde kanlı bayraklarla "İstanbul yenikapı meydanı"nı kana boyamişlardı: "tek ses, tek nefes, tek yürek" diye.
Alanlanda olmayanlar; bu kanlı bayraklı ellerin tehdi altında olduklarının mesajını almişlardı o zaman. O mitingin mimarlarından biri de senin "adalet arıyan" CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu idi. O günler bugünlerin başlangıcı değil miydi?
Ellerinde kanlı bayraklarla alanlara çıkıp kelle kesmeyi desteklemenin bir marifet sandıkları bir dönemdı. CHP o günlerde iktidarın "fahişesi"ydi ve iktidar olanın, güç sahibi olanın yatağında sabahlamadı mı?
Evet CHP'nin kılıçdaroğlu'su, daha düne kadar AKP'nin yatağında sabahliyordu! Yatak zevkini kaybedince, adaleti aramaya mı başladı?
Kitlelerin umudu mu oldu?
"Vatan için, bayrak için hayde Yeni Kapıya" diye direktif veren "yeni Türk devlet erkanı" ; bugünlere nasıl getirildiğinin de bir hikayesi var elbette. Ama bu hikaye "adalet arayan" K. Kılıçdaroğlu ve CHP'siz anlatamazsınız Salhattin Çelik!
Bence yol erkenken bu umudunuzdan vazgeçin!
Ne çabuk HDP denilen ucubenin ekmeğine yağ sürmeye kalkiyorsun?
Orda "CHP ile adalet arama"k olacak şey mı? Bu nasıl bir strateji, kime, neye hizmet?
"Pasif CHP, halkın baskısı altındaydı. (Bir de "aktif CHP mı vardı?) Toplumun enerjisini yanlış yöne sevketme riski var."(!) diyorsun. Buna sen de inaniyor musun? Gerçekten CHP'nin "kemalist devleti kurtarma" derdinde olmadığına ve şov yapmadığına ve adalet arayişına girdiğine inaniyor musun?
Yoksa bize çamurdan yeni bir CHP yaratıp, sokuşturmak mı istiyorsun Salahattin Çelik? Tıpkı yillardır PKK erkanının yaptığı gibi. Bu sevdadan vazgeçin arkadaşım.
Kurdistan, türklerin sömürgesi olduğu sürece o topraklara ne adalet gelir ne de demokrasi..Bunu beyninize kazın, kazın ki CHP'nin her türlüsünden umudunuz kesilsin.
Hayal kurmayın. HDP ve Ahmet Türk'le CHP önderliğinde "adalet"(!) öyle mi?
Bir de "CHP'den beklenti"nle pot kıriyorsun, çok mahsum ama safça:
"CHP, Kemalist adalet sistemini seçenek yapmamalı. Yanlıştır. Yaparsa, kötü altta kalır."(!)
Yapma Salattin Çelik!
Hangi CHP'den bahsediyorsun?
Unutma, senin yazının girişinde kurdlerin başına getirilen bütün belaların ana sorumlularından biri olan Türk Cumhuriyetin kurucu partisi'den, Cumhuriyet Halk Fıkrasından, CHP'den sözediyorsun: Şu belirtiğin kanunların yaratıcisi ve uygulayicisi bir devlet partisinden bahsediyorsun.."Bu yasalar elden gidiyor"(!) diye endişelerden dolayı sokağa dökülen ırkçı ve kanlı bir partiden sözediyorsun..
Kendin diyorsun: CHP,
"İstiklal Mahkemeleri"ni bildiğinizi farz sayıyorum (1921-1927). Onlar, "Takrir-i Sükun (1925-1929)", İzale-i Şekavet Kanunu (1923-1962)" gibi olağanüstü yasaların takviyesiyle çalışıyordu."(!) Evet doğrudur, biz biliyoruz..ama bize hatırlatmana ragmen, anlaşılan sen CHP'nin Türk Cumhireyati'nin içindeki görevlerini kavramamişsin!
Peki ne oldu da; "CHP, Kemalist adalet sistemini seçenek yapmamalı. Yanlıştır. Yaparsa, kötü altta kalır" diye bir de hayiflaniyorsun?
Bir şeyi daha safça oyuna gelir bir ruhiyet içinde belirtiyorsun:
"Kürtler ağır koşullar altındalar. Süratle tepki gösterme istekliliği içindeler ama Kemalist adalet için olmamalı."(!)
Ve;
"Ben olsam iyimserliğimi, neşemi kaybetmem. Duyarlı olurum. Dostlarımı arar moral veririm. Sıkıntıları varsa, kıt da olsa imkanlarımı paylaşırım. Her zaman iyiler kötülerden fazladır."
Ne hoş şey değil mi CHP'den umutlu arkadaşım!
„Dostlarımı arar moral veririm" diyorsun.
CHP gibi „dostlar" kadar taş düşsün başına!
(1) Adaletini sevsinler, Salahattin Çelik-Rûdaw, 29.06.2017
29.06.2017
http://www.rudaw.net/turkish/opinion/29062017
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.