31 Mart seçimleri ve TKP

31 Mart seçimleri ve TKP

Hüseyin ŞAHİN yazdı

A+A-

Değerli Okurlar,

Hiç bir Kürd, özellikle de Kuzey Kürdistanlı bir Kürd, TKP (Türkiye Kominist Partisi)'ni sevmez.

Neden sevmezini TKP'nin Kuzey Kurdistan’daki politikasında aramak gerek. Ne Nazım Hikmet  ne de  İsmail Bilen Kürdler söz konusu olduğunda olumlu bir kelam etmemişlerdir. Genel olarak sessiz kalmış, Kürd realitesine bir tabu gibi yaklaşmış, ağızlarını açtıklarında ise devletin görüşünü tekrarlamışlardır. İ. Bilen'in Kürd meselesiyle ilgili 3.Enternasyonale sunduğu rapor bilinmektedir. Bu rapor Kemalist iktidara destek olarak yansırken haklarının tanınması için mücadele edem mazlum Kürd milletinin katledilmesi karşısında büyük bir körlüğe yol açmıştır. N. Hikmet ise siirlerinde, Kürd milletini, ‘hain Kürt bıçağı' metaforuyla anmıştır.

Oysa Kürd şairi Cigerxwîn Nazımlardan, TKP lider ve temsilcilerinden de çok daha enternasyonalist ve Marksistti. Ben, Annem, Memo Ağebeyim, bacılarım Makbuş ve Muki Cigerxwîn'u Berlin'de tanıdık, yaşadık ve özümsedik. Ondan ilham ve enerji aldık. İsmi Şexmus ve Mardin doğumluydu. Hatta ÇOBAN'dı. Kuzuları güderken ilerlemiş yaşına rağmen okumayı ve yazmayı sökendi. Önce ser Xat (Türkiyeden) sonra bın Xata (Suriye'ye) göçendi.  Cigerxwin Şiirlerinde Afrikadaki IRKÇILIK politikarını yerden yere vurup parçalayan  MANDELA ve ROMA vahşetini dillendiren ŞPARTAKUS'tu. O bir Filosof, Bilge, Dünyaya ne bir ırk, renk ne de tek gözle bakan bir enternasyolistti!...

Ey Hewal Robson şiirini kaç Türk koministi hatta Kürdü bilir. Evlerinde Nazım Hikmet'in Şiir kitaplarını (Cigerxwun hariç) raflarında bizlere sunan, paylaşan çok Kürlerle karşılaştım. Sunanlar TKP'li Kürdlerdi. TKP ve gibileri Ortadoğu’da (Irak, Suriye, İran) sadece bir YUMURTA'dan çıkmadan ibaret, yanlış, algı operasyon ve değerlendirmelerle, tek pencereden  SOVYET'lere bilgi sunan TAŞARONLARDI. Bu Politika Ecevit’in Kıbrıs çıkartmasını demeç ve açıklamalarıyla destekleyen ve alkışlayandı. Tüm bunlardan dolayı da  Kürdüm ve TKP'liyim diyen bir kişiyi de hiç bir zaman anlayamadım. TKP ve politikasına bakıldığında bırakalım komünistliğini, bir gram   enternasyonalistliğe bile rastlamadık. Biz Kürdler, Kıbrıslı Rumlar, Yunanlılar, Ermeni, Süryani, Boşnak, Arnavut, Arap, v.s...bile  Türkiye sınırları içerisinde yaşayan ONLARCA Halk TKP'nin  enternasyonalistik politikalarında hiçbir zaman haberdar olmadık. Mustafa Suphileri Karedeniz sularına gömen Atatürk Kemalizmini algılayamamış, kavrayamamış ve ders çıkarmamış bir TKP, Kürdler nezdinde siyasi, etik ve moral olarak kaybetmiştir. 

Şahsen kişi olarak ben sayın Fatih Mehmet Maçoğlu'nun  Dersim belediye başkanı oluşuna canı gönülden sevindim. Dersim Halkı TKP'li bir belediye başkanını seçmedi. O kişi Ovacıkta gözle görülebilen, hizmet, çalışma, toprağa işlerlik kazandırıp, dönüştürebilen, emeğin değerlerini hesaba katan, doğa ve çevreye zarar vermeden üretime yol ve şekil veren biri olduğundan dolayı seçildi. Maçoğlu şahsında kadınlarımız üretimde söz ve karar sahibi idiler. Maçoğlu’yla birlikte Dersim, Kürd, Ermeni, Süryani, Arab, Türk ve tüm geniş halk kesimleri kazanmıştır. Ovacık büyük  bir şehir beldiyesi değil binlerle ifade edilen bir kazadır. Sayın Maçoğlu, kaşarlanmış ''Malkoçoğullarına'' hatta kimi TKP'li Kürdlere  hizmetleriyle çalım atan örnek bir duruştur.

Tiran, Turan, Selçuk, Moğol ve diğerlerine karşı boyun eğmeyen Dersim Halkı tercihini emek üretim, eşitlikten yana belirlemiş, talan, zorbalık, hırsızlık ve iki yüzlülüğe hayır demiştir. Bu anlamda Maçoğlu siyasi kimliğiyle değil, hizmetleriyle desteklenmelidir. Genel anlamda halk kesimleri icraat, üretim, emeğin karşılığı, refah ve ekonomideki istikrara itibar ederler. Ekonomi, refah ve sosyal güvenceler Dünyamız konjonktüründe para eden silahtır, gerisi fasa ve fisodur. 

Bence Belediyecilik = demokratik, sivil kitle teşkilatları, hatta siyasi eğilimler, parti ve örgütler üstü olmalıdır. Ortadoğu kurnazlık ve hilekarlığını aşmış bir toplum, her alanda (sosyal, kültürel, dini) başarılı olabilir. Örgüt çıkarları hesabını yapanlar küçük düşünüp, ormanın görkem ve enerjisini göremeyenlerdir. Bunu geçmişte Mehdi Zana, Urfan Alparslan, Fikri Sağlar günümüzde de  Osman Baydemir, Gülten Kışanak, Sırrı Sakık, Ahmet Türk şahsında 40 yıl boyunca ibret alarak yaşayarak gördük. Bu siyasi dar bakış açısı, kariyer, para, pul hesaplarıyla Dünyaya yön ve şekil vermek feodal bakış açısıdır. Bu türden bakış açısı bertaraf edilmedikçe, modern çağda ilerlemek akıntıya kulaç atmakla eş değerdedir. Dünden, bugüne HDP endeksli 100 belediye Kürdistan'da dişe dokunur bir varlık gösterememiş, Kandil kamburu devam ettiği müddetçe de ilelebet gösteremez.

Maçoğlu’nu Dersim’de Belediye Başkanı olarak seçtiren yegane  durum, onun Ovacık’ta sunduğu üretimi geliştirme, kadınların üretimde aktifleştirilmeleri, sosyal hizmetler, gözle görülebilen katkılardır. Maçoğlu gibi kararlı, üretken, dürüst şahsiyetler her zaman  Kürdistan’da siyasi kaygı hesabı yapmaksızın desteklenmelidirler. Ne Devlet ne de Kandil eksenli tehdit ve baskılar Maçoğlu'nu kararlı duruş ve hizmetlerinden alıkoymalıdır. Maçoğlu üretkenliği ve hizmetleri Kurdistan topraklarının serpilip, yeşilllenmesine vesile olmalıdır.

Yolun açık ve başarıların daim olsun, kek Maçoğlu..

Yurtsever Demokratik İttifak kısıtlı maddi, manevi imkan, Devlet ve PKK kıskacına rağmen başarılı bir çalışma gerçekleştirmiştir. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde tüm emeği geçen kişileri bu makale vasıtası ile tek, tek kutluyorum. İttifak ünlü filozof Ahmede Xani'nin 300 yıl evvel dile getirdiği bir tespitti. Bu tespit günümüzde de hala geçerliliğini korumaktadır. Ele, güne rüsva olmadan, A. Xani'nin tespitinin etrafında birleşmek her onurlu ve vicdan sahibi Kürd için MESAJ olmalıdır.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum