
VİDEO - Dünya mirası Hevsel Bahçeleri, tarlalara dönüşüyor!
Diyarbakır’ın UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde bulunan Hevsel bahçeleri korunması gerekirken, son yıllarda organik tarımdan hızla Endüstriyel ürünlerin yetiştirildiği alanlara dönüşüyor.
Ramazan YAVUZ-ÖZEL HABER
DİTAV Başkan yardımcısı Yazar Şeyhmus Diken ise UNESCO Daimi Temsilciliği’nin Hevsel’in organik yapısının bozulmaması için uyarılarda bulunduğunu belirterek, “Hevsel’in eski organik yapısına bürünmesi için Kent Mutabakatı’nın kurulması gerekiyor” dedi.
Aşırı sıcak bir yaz mevsimi geçirdiğimiz için açıkçası 2-3 aydır Hevsel bahçelerine gitmemiştim. Geçen hafta hava sıcaklığı biraz düşünce özlemle kendimi Hevsel bahçelerine attım. Eylül ayı olmasına rağmen sıcaklıklar gündüz yine dekendini hissettiriyordu.

Bu kentin tarihi Sur içinde doğup büyüyenler için Hevsel bahçelerinin ayrı bir önemi var. Hevsel Bahçeleri, Sur ilçesini çevreleyen kuş bakışı Kalkan Balığı şeklindeki tarihi surlar ile Dicle nehri arasında 8 bin yıllık geçmişi olan 700 hektarlık bir alandan oluşuyor.

KENTİN AKCİĞERİ..
Kentin Akciğerleri konumunda bulunan Hevsel bahçeleri yıllar yılı da kent sakinlerinin ağırlıklı olarak sebze ihtiyacını karşıladı. Tabii organik sebzenin yanı sıra kent ahalisinin ‘Karahubur’ dediği meşhur Kara Dut da bu bahçelerdeki ağaçlardan toplanıp sofralara taşındı. Ayrıca Dicle nehri kenarında kocaman karpuzlar, meşhur kum şeftalisi ve daha nice organik ürünlerde yine bu bahçelerde yetiştirilirdi. Buradaki bahçelerde ürün ekimi ve toplanmasında çalışan kadınlara ise Aşefçi denir. Bu Aşefçi kadınların Hevsel’de topladıkları ürünleri Sur içinde sattıkları yere de onların adı verildi. Yani hemen herkesin bildiği Balıkçılarbaşı yakınındaki “Aşefçiler çarşısı”..

ORGANİK TARIMDAN, ENDÜSTRİYEL ÜRÜNE
İçkale’den aşağı inip Millet bahçesi içinden Hevsel’e giderken Çifte Havuzlar kesiminde dumanlar yükseldiğini görünce o tarafa doğru yöneldim. Hevsel’in Çifte Havuzların karşısındaki bölümünde hasadı yapılmış bazı Mısır tarlalarında anız yangını çıktığı için ortalığı duman kaplamıştı. Gerçi iki itfaiye ekibi yangının sönmesi için büyük emek sarf ediyordu ancak söndürmek bayağı zamanlarını aldı. Bazı Mısır tarlalarında ise henüz hasat yapılmamıştı. Mısır tarlaları, Hevsel’de organik tarımdan yavaş yavaş nasıl endüstriyel tarıma dönüldüğünün göstergesiydi. O gün ortalık dumanla kaplandığı için bir iki gün sonra tekrar gittim. Bu kez hasat yapılmamış Dicle Nehrine yakın Mısır tarlalarında da biçer çalışıyordu. Oradaki Mısır tarlalarında da ürün kaldırılıyordu. Dicle nehrine yakın yerlerde ise Kavak ağaçlarının yoğunluğu halen kendini gösteriyor. Ayrıca bir çok tarlada Marul ekimi de sürüyor. Ancak Mısır ekili alanların son yıllarda artan yoğunluğu ise dikkat çekiyor.

DÜNYA KÜLTÜR MİRASI LİSTESİNDE
200 kuş türüne ev sahipliği yapan, barınma, dinlenme, beslenmek için göçmen kuş sürülerinin mola verdiği mekanlardan biride olan Dicle nehrinin geçtiği Hevsel bahçeleri,bu özellikleri nedeniyle 2015 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne de alındı. Ancak, buna rağmen maalesef son 20-25 yıldır Hevsel Bahçelerinin bazı bölümleri bu özelliğini kaybederek bahçe olmaktan çıkıp tarlalaşıyor.

Görüştüğüm bazı bahçe sahipleri, başta marul olmak üzere bir çok sebze türünün halen ekildiğini ancak masraflarını ve sarf ettikleri emeğin karşılığını güçlükle çıkarabildiklerini belirterek, “Hevsel’de eskiden beri ağırlıklı olarak sebze yetiştiriciliği yapılıyor. Bu iş büyük emekte istiyor. Ancak o kadar emeğe rağmen masraflar güçlükle çıkarılabiliyor. Bu nedenle bazı bahçe sahipleri son yıllarda mecburen daha cazip olan Mısır ekimine yöneldi. Ancak Hevsel’in büyük bölümüyine bahçelerden oluşuyor. Nehir kenarlarındaki arazilerde eskisi gibi yine yoğun Kavak ağacı ekimi var. Farklı bir çok ağaç türü de halen bulunuyor. Ağaçların yoğun olduğu nehre yakın yerlerde ise envai çeşit kuş türü de var” diyor.

Hevsel bahçelerinden döndükten sonra bu durumu Diyarbakır’ın tarihi, kültürü, sosyal yapısı üzerine 30’a yakın kitabı bulunan Yazar Şeyhmus Diken’e sordum. Sonuçta kenti hiçbir zaman terk etmeyip sorunlarıyla ilgili hep duyarlılık gösteren ve bunu yazılarına ve kitaplarına yansıtan biri. Diken ayrıca Diyarbakır Tanıtma Kültür ve Yardımlaşma Vakfı (DİTAV) Başkan yardımcılığı da yapıyor. Şeyhmus Diken de UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmasına rağmen Hevsel bahçelerinin özünden uzaklaşmaya başlamasından yakınıyor.
“ŞEHİRLE NEHİR ARASINDA NEFES ALINAN ALAN”
Şeyhmus Diken, Hevsel bahçelerinin Kadim zamanlardan beri Diyarbakır’ın kent kimliğinde, kent kültüründe, yaşam alanında çok özel bir yeri olduğunu, Hevsel’in adeta kentin arka bahçesi konumunda bulunduğunu ve bu kadim Şehre de kimliğini kazandıran bir alan olduğunu dile getiriyor. Hevsel’in kent için çok önemli bir mekan olduğuna dikkati çeken Diken, “çünkü şehrin yanı başında kutsal kitaplarda adı geçen bir nehir var. Dicle nehri. Dicle nehri kutsal kitaplarda ve bir çok inançta Tanrıya ulaşmada yoldur. İşte tanrıya ulaşmada yol olan böylesine kadim zamanlardan bu yana kesintisiz yaşamın sürdüğü bir kentte şehirle nehir alanında nefes alınan bir alandır Hevsel bahçeleri. Kentin adeta akciğeridir ve sık ağaçlıklı bir bölgedir. Aynı zamanda kentin bütün Narenciye ihtiyaçlarını, bitkisel ihtiyaçlarını, meyve sebze ihtiyaçlarını çok yakın zamanlara kadar karşılayan bir alandı Hevsel bahçeleri. Hevsel bahçelerini değerlendirirken böyle değerlendirmek gerekir. 1950’li, hatta 1960’lı yıllara kadar bu böyle “ diyor.

“ŞEHİR BÜYÜDÜKÇE HEVSEL YETMEMEYE BAŞLADI”
1960’lı yıllardan sonra karayolu, demiryolu ulaşımının çok daha fazla gelişmesi ve Akdeniz bölgesinden Narenciye’nin kente taşınmasıyla Hevsel’in kısmen bu özelliğinin zayıflamasına rağmenyine de gündelik hayatta kentin ihtiyaçlarını karşılayan bir alan olarak Hevsel bahçelerinin kendini koruduğunu vurgulayan Yazar Şeyhmus Diken, “ yakın zamanlarda kent aşırı derecede büyüyünce, kadim Suriçi’nin dışına çok çok geniş alanlara devasa yapılarla yayılınca nüfus ta çok çok kalabalıklaşınca artık Hevsel kısmen zayıflamaya ve kente de yetmemeye başladı. Bu yetmemeye başlamayla beraber acımasız bir kent yerleşke plancılığı, çok katlı sitelerde yaşam alanları, geniş caddeler, geniş bulvarlar kentin çeperinde giderek büyümeye başladı. Bu büyümeyle beraber işte o paragöz, ve site plancılığı müteahhit mantığı kentin akciğeri olan Hevsel bahçelerinin de yeşil alan olmaktan çıkarılıp bir nevi yapılaşmaya açılması için gayret sarf etti” İfadelerini kullanıyor.
“ORGANİK ÜRÜN YERİNİ ENDÜSTRİYEL ÜRÜNE BIRAKTI”
2015 yılında UNESCO’nun tarihi ve kültürel Miras listesine Diyarbakır Surlarıyla birlikte Hevsel bahçelerini de alması üzerine Hevsel üzerinde kurulmaya çalışılan planların, müteahhit mantığının belli ölçülerde tökezlediğini ve hayatiyet bulmadığını kaydeden Diken, “İşte o hayatiyet bulmamanın sonrasında başka bir anlayış, mantık devreye girdi. O mantıkta şuydu. Acaba biz Hevsel bahçelerini zaman içinde etkisizleştirebilirmiyiz. ? İşte o etkisizleştirme anlayışı, Hevsel bahçelerinin organik üretim ürünlerinin yerini endüstriyel ürünlerle değiştirme mantığını gündeme getirdi. İşte Mısır ve ona benzer Endüstriyel ürünlere o kadim bahçeleri, bostanları bozarak dönüştürme anlayışı devreye girdi. Buna işin doğrusu kentin seçilmiş ve atanmış yöneticileri ‘dur’ demeyi beceremediler, bilemediler. Bunda tabii ki Kayyum politikalarıyla iş başına gelen ve onlarında göz yummaları, ilgisiz kalmaları da bunu beraberinde getirdi” dedi.
UNESCO UYARIYOR.. ”KORUMAZSANIZ LİSTEDEN ÇIKARIRIZ”
Hevsel bahçelerinin Dünya Kültür Mirası Listesi’nde olduğu için özüne dokunulmaması gerektiğini belirten Diken, “Dünya kültür mirası ve aslında anında müdahale edilip engellenmesi gerekiyor. Ama göz yumuluyor.İşte bu sebeple Unesco daimi temsilciliği sürekli uyarıda bulunuyor. ‘Gereğini yapmazsanız kalıcı listeden çıkarılırsınız’ diyor. Öğrendiğimiz kadarıyla 2026’da Unesco bu konularla ilgili yaptırım uygulayıp ciddi bir uyarı ve karar süreci başlatabilir” diyor.
“HEVSEL İÇİN KENT MUTABAKATI KURULMALI”
Hevsel Bahçelerinin özünü koruması ve eski günlerine geri dönebilmesi için mutlaka bir “Kent Mutabakatı” nın kurulması gerektiğini de vurgulayan Diken, “ Yeni dönemde kanaatime göre kentin seçilmişleri, atanmışlarıyla beraber yani Valisi, Belediye Başkanları ve örgütlü sivil toplum güçleri ortak bir kent mutabakatı geliştirerek Hevsel’in tekrar eski organik yeşil alan mantığına büründürülmesi ve ortak bir kent politikası oluşturmak için çabalamaları gerekir. Kentin böyle bir mutabakata ihtiyacı var diye düşünüyorum“ diyerek sözlerini tamamlıyor.
Kaynak: Tigris Haber

HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.