Toplumsal Boşluklar ve Gerilla Dinamiğinin Çekilmesi Üzerine
Resul Amed
Kuzey Kürdistan sahasında uzun bir süredir belirgin bir gerilla aktivitesi yok. Bu yokluk, sahada toplumsal makasların açılmasına, derin boşlukların oluşmasına neden oluyor.
Geçmişte politik varlığını gerilla gücüne dayandıran yapılar, bu alanda gerekli örgütlenme sorumluluğunu yerine getirmedi.
Siyasi zemin, gerillanın yokluğunda kendini yeniden üretemedi. Bu da mevcut toplumsal boşlukların daha da genişlemesine yol açtı.
Gelinen aşamada, bu boşlukların içinde yozlaşmış yapılar türedi.
Toplumun dokusunda, mahalle aralarında lümpenleşmiş gruplar beliriyor.
Bir araya gelen bu çevreler, yaşamsal gerçeklikten kopuk bir tarzda; uyuşturucu, kara para, fuhuş ve şiddet üzerinden bir varlık alanı oluşturuyor.
Toplumsal düzenin denetiminde olması gereken mekanizmalar ise ya zayıf ya da etkisiz.
Bu yüzden sistem, bu kesimlere geniş bir hareket alanı açıyor.
Ortadoğu’nun tarihsel karakteri olan gericilik ve selefi radikalizm, sahada hızla örgütlenme olanağı buluyor.
Sistem, bu yapıların içine sızarak, kendi varlığını bu radikal örgütlenmeler üzerinden yeniden üretiyor.
Toplumun dinamik damarlarını bozuyor, düşünsel gücünü felç ediyor.
Kürt ve Kürdistan bilinci, ikinci plana itiliyor.
Din sömürüsü adı altında Selefi akımlar büyütülüyor,
diğer yandan ise uyuşturucu, bahis ve kumar toplumun içine enjekte ediliyor.
Siyasi yapılar bu gidişata karşı yeterli refleksi gösteremedi.
Toplumsal çözülmeyi durduracak, makasları kapatacak politikalar üretilemedi.
Ya güç yetmedi, ya da niyet zayıf kaldı.
Oysa mahallelerde, semtlerde komiteler kurulabilirdi.
Bu komiteler, silah kullanmadan, şiddeti reddederek, meşru savunma bilinci ile kendini örgütleyebilirdi.
Toplumsal ahlakı, dayanışmayı, güveni yeniden inşa edebilirdi.
Ama yapılmadı.
Yapılmadığı için haraç toplayan, suç şebekelerine dönüşen yapılar her yere sızdı.
Yine de her şey bitmiş değil.
Bu durum tersine çevrilebilir.
Henüz geç değil.
Özellikle belediyeler, toplumsal alanın yeniden inşasında aktif ve duyarlı bir pozisyon almalı.
Kürt siyasi partileri arasında diyalog kanalları açılmalı, ortak önlem projeleri geliştirilmelidir.
Mahalle ve semt birimleri yeniden yapılandırılmalı, bu birimlerin merkezinde halk meclisleri oluşturulmalıdır.
Bu meclisler, yalnızca tartışma değil, eylem ve denetim alanları haline getirilmelidir.
Toplumun dokusunu bozan, yozlaştıran unsurlar net biçimde tespit edilmeli, karşılarına örgütlü bir toplumsal irade çıkarılmalıdır.
Toplumsal boşluk, her zaman bir güç tarafından doldurulur.
Ya halk doldurur, ya da sistem.
Eğer halk doldurmazsa, sistem doldurur — ve bu her zaman bir yozlaşmanın başlangıcı olur.


YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.