Suça sürüklenen çocuklar: Avrupa'da durum ne?

Suça sürüklenen çocuklar: Avrupa'da durum ne?

.

A+A-

Türkiye'de Mattia Ahmet Minguzzi cinayetini izleyen yargı süreciyle yoğun tartışmalara yol açan suça sürüklenen çocuklar meselesi bu kez Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) gündemine geliyor. Uzmanlar, 11. Yargı Paketi taslağında yer alan yeni düzenlemenin mevcut eksiklikleri gidermesine yönelik çekincelerini ifade ediyor.

Hâlihazırda Türkiye'de çocuklara yönelik cezaevlerinin "ıslahtan ziyade cezalandırma odaklı" olduğu eleştirileri yapılırken önleyici önlemlerin ve destek mekanizmalarının eksikliğine dikkat çekiliyor.

Peki, Avrupa'da durum ne?

Hukuki çerçeve

Avrupa'da suça sürüklenen çocuklarla ilgili uygulamalar, ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de çoğu devlet Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin çizdiği çerçeveyi esas alıyor. 2010 tarihli Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin "Çocuk Dostu Adalet Rehberi" tavsiye kararı da çocukların adaletle ilişkisine yönelik sistemlerin dizayn edilmesi için Avrupa ülkelerine referans teşkil ediyor.

BM Çocuk Hakları Komitesi, 18 yaşın altındaki çocuklar için özel bir çocuk adalet sisteminin bulunması gerektiği görüşünde. Ancak Belçika ve Hollanda'nın da aralarında bulunduğu bazı Avrupa ülkelerinde suça bulaştıklarında 16 veya 17 yaşında olan çocukların yetişkin ceza adalet sistemine aktarılmasına izin veren yasalar mevcut. Pratikte oldukça nadir bir uygulama olan ve ancak istisnai koşullarda mümkün olan bu düzenleme "esnek model" olarak biliniyor.

"Katı model"i benimseyen Avrupa ülkeleri ise çocuk adalet sistemi için üst yaş sınırını daha kesin biçimde belirleyerek bu yaşın altındaki çocuk veya gençlerin yetişkin ceza sisteminde yargılanmasını yasaklıyor. Bu model Almanya ve İsviçre gibi ülkelerde uygulanıyor.

Cezai ehliyet yaşı

BM Çocuklara Yardım Fonu'na (UNICEF) göre, cezai sorumluluk asgari yaşı, çocukların ceza yasasını ihlal etme kapasitesine sahip olmadıklarının kabul edildiği yaşı ifade ediyor. Bu yaşın altındaki bir çocuk, suç isnadıyla cezai sorumluluk altına alınamıyor.

BM Çocuk Hakları Komitesi 2019'da taraf devletlere "cezai sorumluluk yaşını bilimsel bulgular ışığında en az 14'e yükseltmeleri" çağrısında bulunmuş olsa da uygulama ülkeden ülkeye değişiklik gösteriyor. Örneğin Portekiz bu yaşı 16 olarak kabul ederken Hollanda cezai sorumluluğun 12 yaşında başladığını kabul ediyor.

Cezai sorumluluk yaşını 15 olarak belirleyen İsveç'te ise hükümet, son dönemde artan genç çete şiddetiyle mücadele amacıyla bu sınırı bazı ağır suçlar için 13 yaşa kadar düşürmeyi planladığını açıkladı.

Almanya: Ceza yerine "yönlendirme"

Cezai asgari sorumluluk yaşının 14 olduğu Almanya'da gençlik adaletine ilişkin hukuki yaklaşım, 1923'te yürürlüğe giren ilk Gençlik Ceza Yasası'ndan (Jugendgerichtsgesetz) bu yana adalet ve sosyal refah modellerinin birleşimine dayanıyor. 14 ile 20 yaş arasındaki gençleri kapsayan bu yasada 1953, 1990 ve 2008’de yapılan reformlar, yönlendirme (diversiyon) ile eğitici ve onarıcı adalet önlemlerini ön plana çıkardı.

Gençlik Ceza Yasası'nın ilgili maddelerine göre, diversiyon ilkesi küçük suçlarda cezai süreç yerine gençlere uyarı, sosyal hizmet, eğitim programı ya da mağdurla uzlaşma gibi tedbirlerin uygulanmasını ifade ediyor. Bu önlemler başarıyla tamamlandığında dava düşüyor. Uygulama, uzmanlara göre gençlerin erken yaşta "suçlu" kimliği kazanmasını önlemede ve tekrar suç işleme oranlarını düşürmede önemli rol oynuyor.

Genç bir hükümlüye ahşap çalışmasını öğreten heykeltıraş

Seehaus’ta açık cezaevinde bulunan genç bir hükümlü, ahşabı bir sanat eserine dönüştürmeyi öğreniyor.Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Daha ağır yaptırımlar ise ancak bu önlemler etkisiz kaldığında uygulanabiliyor.

İlgili yasa, 14-17 yaş grubuna yönelik asgari ceza süresini altı ay, azami süreyi ise beş yıl olarak öngörüyor. 18-20 yaş arası genç yetişkinler, gelişimsel olarak ergen özellikleri gösteriyorsa bu yasa kapsamında yargılanabiliyor. Bu durumda azami ceza yine 10 yıl olarak öngörülse de cinayet gibi ağır suçlarda 15 yıla kadar çıkabiliyor.

Genel itibarıyla Almanya'da çocuklara ve gençlere yönelik hapis cezası oldukça sınırlı biçimde ve yalnızca "son çare olarak" uygulanıyor. 2000'li yılların başında düşüşe geçen genç suç oranları, pandemi sonrasında yeniden yükselme eğilimi gösterse de araştırmalar "diversiyon" gibi uygulamaların yeniden suç işlemeyi azaltmada etkili olduğunu ortaya koyuyor.

Norveç: Onarıcı adalet

Norveç, 2014 yılında, suçu işledikleri sırada 15-18 yaş aralığında olan faillere yönelik iki yeni yaptırım türünü uygulamaya koydu: Gençlik cezası (Ungdomsstraff) ve gençlik takibi (Ungdomsoppfølging). Gençlere yönelik hapis cezası uygulamasını azaltma amacı taşıyan bu yaptırımlar, "onarıcı adalet" ilkesine dayalı olarak geliştirildi ve Norveç modelinde bu ilke, ceza adalet sisteminin zorunlu bir parçası hâline getirildi. Bir başka deyişle bu kavram, her cezai tepkinin içinde yer alan yasal bir bileşen oldu.

Geleneksel cezalandırma yöntemlerine alternatif olarak benimsenen onarıcı adalet, suça karışan gençlerle mağdurların bir araya gelerek yaşanan zararın nasıl giderileceğine birlikte karar verdikleri, diyalog ve uzlaşmaya dayalı bir süreç anlamına geliyor.

Norveç'te çocuklar 15'inci yaş günlerini doldurdukları gün itibarıyla cezai sorumluluğa sahip oluyor. 15 yaşın altındaki çocuklara yönelik müdahalelerin ise cezalandırma yoluyla değil, Çocuk Koruma Yasası (Barnevernloven) kapsamında alınan önlemler aracılığıyla yapılması öngörülüyor. Yasaya göre, genel önleme ilkesi çocuk koruma sisteminin kapsamına girmediğinden bir çocuğa yönelik müdahale, başka gençleri caydırma amacıyla yapılamıyor.

Sistem, cezanın çocuklar için tek başına etkili bir araç olmadığı anlayışına dayanırken bunun yerine alternatif stratejiler ve toplumsal destek mekanizmalarının devreye sokulması önceleniyor. Devlet, suça karışan çocuklara yönelik olarak terapötik (iyileştirici) ve önleyici tedbirler uyguluyor. Psikolojik destek, aile danışmanlığı, eğitim ve sosyal beceri programları gibi önlemlerle çocuğun davranışlarının kökenine inilerek yeniden topluma kazandırılması hedefleniyor.

15-18 yaş grubundaki gençler için hapis cezası Norveç'te son derece istisnai bir uygulama. Yasa azami 15 yıl hapis cezasına izin verse de gençler genellikle "gençlik cezası" veya "gençlik takibi" kapsamında toplumsal ve eğitici programlara yönlendiriliyor. Nispeten ciddi suçlar için uygulanan gençlik cezası genellikle iki yıl, gençlik takibi ise bir yıla kadar süren rehabilitasyon ve sorumluluk temelli bir süreç olarak uygulanıyor.

Hollanda: Kesintisiz eğitim hakkı ve yükümlülüğü

Hollanda'da 12 ile 17 yaşları arasındaki gençler suç işlediklerinde gençlik ceza yasası kapsamında cezalandırılıyor. Yasalara göre mahkeme, 18 ile 22 yaş arasındaki genç yetişkinler için de gençlik ceza yasasını uygulayabiliyor.

Hapis cezasına çarptırılan gençler, genç hükümlüler kurumuna (Jeugdinrichting) gönderilirken 16 veya 17 yaşındaki gençler için azami ceza iki yıl, 12 ile 15 yaş arasındakiler içinse bir yıl olarak öngörülmekte.

Ülkede 18 yaşına kadar eğitim zorunluluğu olduğu için 12-17 yaş aralığındaki genç hükümlüler cezaevine girdiklerinde bu hak ve yükümlülükleri devam ediyor. Gençlerin cezaevindeyken eğitimlerine devam etmesinin yanında sosyal beceriler ile öfke kontrolü gibi konularda ek dersler alması gibi düzenlemeler bulunuyor.

Tahliye sonrasında da rehabilitasyon kurumu "Reclassering Nederland" ve yerel yönetimler, gençlerin okul veya işe dönüş sürecini takip ediyor.

Bir grup lise öğrencisi

Hollanda'da gençlerin cezaevinde de eğitimlerine devam etmesi zorunluluğu bulunuyorFotoğraf: Unai Huizi/imagebroker/IMAGO

Ülkedeki yasal düzenlemelere göre, 12 yaşın altındaki çocuklar hakkında ceza davası açılamıyor. Bu yaş grubundaki bir çocuk hırsızlık ya da mala zarar verme gibi küçük bir suç işlediğinde, polis aileyle iletişime geçiyor ve çocuğu gençlik bakım birimine (jeugdzorg) yönlendirebiliyor. Bu birim, çocuğa danışmanlık ve rehberlik hizmeti sağlıyor ya da gerekirse diğer destek kurumlarına yönlendiriyor.

12 yaşın altındaki bir çocuğun daha ağır bir suça bulaşması durumunda ise mahkemenin devreye girmesi ve aileye bir denetçi atanması gibi çocuğun durumun yakından izleneceği önlemlerin devreye sokulması öngörülüyor.

İspanya: Parmakla gösterilen eğitim merkezleri

İspanya'da 2000 yılında yürürlüğe giren yasa, ülkede genç ve çocuklara yönelik adalet anlayışında önemli bir dönüm noktası oldu. Çocuk hakları konusunda uluslararası düzenleme ve standartlara paralel bir sistem öngören bu düzenlemenin temel ilkesini, çocukların cezaevine gönderilmesi gerektiği durumlarda bunun yerine onların eğitimi ve rehabilite edilmesine odaklanılması oluşturuyor.

Bir başka deyişle İspanya'da 18 yaş altı gençler için klasik anlamda "hapishane" bulunmazken cezalar, özel kurumlarda; eğitime, terapiye ve topluma yeniden kazandırmaya odaklanarak infaz ediliyor.

Bu çerçevede oluşturulan "yeniden eğitim merkezleri" devlet denetiminde olan sivil toplum kuruluşları tarafından işletiliyor. Bu kuruluşlardan biri olan Fundación Diagrama'nın geliştirdiği alternatif çocuk tutukluluk modeli diğer ülkeler tarafından da ilgi gören bir örnek oldu. 

Burgos'taki bir sınıfta ders anlatan öğretmen ve öğrenciler

İspanya'daki çocuk adaletinde eğitim ve rehabilitesine odaklanan bir sistem mevcutFotoğraf: Getty Images/AFP/C. Manso

Kuruluşun oluşturduğu küçük çaplı yatılı merkezler, gençlerin eğitimine ve tahliyeye hazırlanmasına odaklanıyor. Genç tutuklulara topluma yeniden entegre olmak için gereken sosyal becerileri kazandırmayı hedefleyen bu merkezler aile ve sosyal çevreyle teması da güçlü biçimde teşvik ederek ailelere özel destek de sunuyor. Ülkenin bazı bölgelerinde yargıçlar ve savcılar da hüküm verildikten sonra gençlerin ıslahevi sürecindeki gelişimlerini aktif biçimde takip ediyor.

Bölgesel yönetimlerin verileri, bazı bölgelerde gençlik adalet sisteminden geçenlerin yüzde 70'inden fazlasının tekrar suç işlemediğine işaret ediyor. Pek çok Avrupa ülkesinin üzerinde olan bu oran topluma yeniden entegrasyon temelli yaklaşımın etkinliğine işaret ediyor.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.