PSK: Zorlu Süreç Ulusal İttifak İle Aşılabilir Ancak

PSK: Zorlu Süreç Ulusal İttifak İle Aşılabilir Ancak

PSK: Konferansımız, Irak’ta yaşanmakta olan kitlesel kalkışma ve siyasi kaosun Kürtlerin kazanımlarına yönelik oluşturduğu tehdit potansiyeline karşı Kürdistan Bölge hükümetini ve siyasi aktörleri gerekli tedbirleri almaya çağırır.

A+A-

Haber Merkezi- Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK), 01-03 Kasım 2019 tarihlerinde Diyarbakır’da; Kürdistan, Türkiye ve Avrupa’dan partili delegelerin katılımıyla Birinci Konferansı’nı başarıyla gerçekleştirdi. Ülke ve bölgede yaşanan siyasal gelişmelerin ve partinin gündemindeki konuların yoğun bir biçimde tartışıldığı Konferansta aşağıdaki sonuç ve değerlendirmelerin kamuoyu ile paylaşılması kararlaştırıldı.

“Ortadoğu, bir top ateşine, bütün dünyanın taraf olduğu uluslararası bir savaş alanına dönüşmüş durumdadır. Bu savaşın bütün yıkıcılığı ile sürdüğü ülke ise Kürdistan’dır. Çünkü, geçen yüzyılın başında Birinci Dünya Savaşı galiplerinin Kürdistan’a ve Kürt ulusuna biçtiği kölelik ve statüsüzlük gömleği artık dikiş tutmamaktadır. Ortadoğu’da süre giden çatışma ve küresel boyut kazanan siyasal krizin kaynağında Kürt halkına kaşı işlenen tarihi haksızlık yatmaktadır. 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde Kürdistan bölünüp sömürgeleştirildiği ve Kürt ulusunun ulusal ve insani hakları zorla gasp edildiği andan itibaren bölgede yüzyıllık bir çatışma, siyasal istikrarsızlık ve dipsiz bir kaosun fitili ateşlendi.

Bugün Suriye’yi kanlı bir çatışmanın girdabına sokan siyasi kriz, Kürt halkına reva görülen bu tarihi haksızlıktan ayrı düşünülemez.

Türkiye, uzun bir zamandan beri iç ve dış politikasının merkezine Kürt düşmanlığını yerleştirmiş durumda. 2015 yılından bu yana Türkiye bir yanda içerde Kürt meselesinde güvenlikçi politikaları hayata geçirirken eş zamanlı olarak Güney ve Batı Kürdistan’da askeri ve işgal girişimlerine hız vermiş bulunmaktadır. Türkiye bu amaçla ilkin Fırat Kalkanı Hareketi’yle, ardından da Afrin’i işgal ederek Suriye’de Kürtlerin kazanımlarına saldırdı. Türkiye son olarak Batı Kürdistan’ın Serêkanî-Resuleyn ile Girêsipî-Tel Abyad arasındaki alanı işgal ederek Kürtlerin kazanımlarına büyük bir darbe vurdu. Türkiye, bu askeri girişimlerine gerekçe olarak PKK-YPG tehdidini gerekçe olarak gösterse de asıl amacın Suriye’de olası Kürt statüsünün önüne geçmek olduğu açıktır. Kürtleri ABD ve başkalarının maşası olarak suçlayan Türkiye’nin, Suriye’deki bütün askeri müdahalelerini ABD ve Rusya gibi güçlerin izni ve desteği ile gerçekleştirmesi ayrı bir ironidir.

Gelinen aşmada Suriye’de Kürtlerin de fakto kazanımları büyük darbe almıştır. Buna karşın Türkiye’nin askeri işgal hareketiyle Kürt meselesi hiç olmadığı kadar uluslararası bir nitelik kazanmış, dünyada Kürtler lehine büyük bir destek ve sempati ağı oluşmuştur. Bu durum Suriye’de Kürt meselesinin siyasal ve eşitlikçi çözümü için büyük imkanlar sunmaktadır. Suriye Kürt hareketinin dünyadan güçlü siyasal destek alması ve Cenevre’de başlayan Suriye anayasa yapım sürecini etkilemek için şimdi daha elverişli bir ortam oluşmuştur.

Öte yandan Suriye’de Kürtlerin başarısı en başta onların güçlü ve kapsamlı bir ulusal birlik kurmalarına bağlıdır. Bu konuda büyük sorumluluk ise PYD çizgisine düşmektedir. Başta ENKS ve TEVDEM olmak üzere bütün siyasi kesimlerin gerçekleştirecekleri geniş kapsamlı ulusal bir mutabakat buradaki halkımızın özgürlüğüne ve ulusal bir statüye kavuşması bakımından kilit önemdedir.

Suriye’de izlediği Kürt karşıtı politikanın bir benzerini ise Türkiye Güney Kürdistan’a dönük olarak izlemekte, burada gerçekleştirdiği askeri operasyonları kalıcı bir işgal sürecine dönüştürmektedir. Burada PKK gerekçesiyle yapılmak istenen şey, Güney Kürdistanı adım adım işgal etmek ve son 30 yıllık kazanımların altını kazmaktır.

Konferansımız, Suriye’de yaşan son gelişmelere bağlı olarak Kürt meselesinin uluslararasılaşmasıyla ortaya çıkan yeni durumu değerlendirmek ve Kürdistani bir strateji belirlemek üzere bir Kürdistan Partiler Konferansı’nın gereğinin altını çizer. Partimiz, bu tarihi misyonun yerine getirilmesi amacıyla Sayın Mesud Barzani’nin inisiyatif geliştirmesi çağrısında bulunur. 

Son dönemde Güney Kürdistan’da siyasi partiler arasında yaşanan yakınlaşma ve Kürt partilerinin yapılacak yerel seçimlere seçimlerine Kürdistan Koalisyonu olarak katılması Konferansımız tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Konferansımız, Irak’ta yaşanmakta olan kitlesel kalkışma ve siyasi kaosun Kürtlerin kazanımlarına yönelik oluşturduğu tehdit potansiyeline karşı Kürdistan Bölge hükümetini ve siyasi aktörleri gerekli tedbirleri almaya çağırır.

Konferansımız, Doğu Kürdistan’daki halkımızın ulusal özgürlük ve onuru için yürüttüğü kesintisiz ve kahramanca mücadeleyi bütün imkânlarıyla destekler ve selamlar.

•              *                   *

31 Mart 2019 tarihinde gerçekleşen mahalli seçimlerde ortaya çıkan tablodan hareketle Türkiye’de siyasal ortamın yumuşayacağı ve sürecin normalleşeceği yönünde bir beklenti oluşmuştu. AKP-MHP ortaklığına dayanan şoven iktidar oluşan bu pozitif iklimi dağıtmak amacıyla otoriter ve gerilim politikalarına hız vermiş durumda. 31 Mart yerel seçimlerinin üzerinden çok zaman geçmeden HDP yönetimindeki Diyarbakır, Van ve Mardin Kürt Büyükşehir Belediyelerine kayyum atandı. Kayyum atanan belediye sayıları her geçen gün artmakta ve seçilmiş belediye başkanları tutuklanmaktadır. Söz konusu kayyum uygulaması sadece hukuka aykırı değil, aynı zamanda demokratik bir biçimde oluşmuş halk iradesinin gaspıdır. Kayyum uygulamasının Kürt karşıtı zihniyetin bir devamı olduğuna kuşku yoktur.

İktidardaki otoriter ve şoven anlayış izlediği saldırgan politikalarla bir yandan Kürt halkının haklı özgürlük taleplerini bastırmaya çalışırken diğer yandan içerde şoven dalgayı yükselterek iktidarını uzatacağını sanmaktadır. Oysa bu durum Türkiye’yi dünyada hızla yalnızlaştırmakta, yaşanan siyasal ve ekonomik krizin faturası ise Türkiye toplumunun emekçi ve yoksul kesimlerine ödetilmektedir.

Konferansımız, Kürt meselesinin ulusal bir mesele olduğundan hareketle Kürt halkının özgürlüğünün ulusal bir strateji ekseninde şekillenen en geniş kesimlerin içinde yer aldığı bir ulusal demokratik ittifaktan geçtiğinin altını bir kez daha çizmiştir. Partimiz, Kürt ulusal ittifakını varoluşunun bir unsuru ve stratejik bir hedef olarak nitelendirmektedir. Halkımızın içinde bulundu zorlu süreci aşması ancak böylesi ulusal bir ittifak ile mümkündür.

Konferansımız, partimiz olmak üzere Kürdistan isimli partiler hakkında açılan kapatma davalarını Kürt ve Kürdistan gerçekliğine karşı tahammülsüzlük ve karşıtlık olarak nitelendirdi. Söz konusu kapatma davalarıyla açığa çıkan devletin Kürt karşıtı zihniyetini teşhir ve mahkûm etmek için bu sürecin bir fırsata çevrilmesinin altını çizdi. Devletin Kürt karşıtı zihniyetini teşhir etmek ve kapatma davalarını boşa çıkartmak için içerde ve dışarıda sürdürülen kampanyalara daha da hız verilmesinin altı çizildi.

•           *                *

Kürdistan Sosyalist Partisi Birinci Konferansı, siyasal gelişmelerin yanı sıra partimizin 45 yıldır üstlendiği tarihi misyonu yerine getirmesi için alınması gereken önlemler ve atılacak adımları değerlendirdi.

Buna göre;

Partimizin örgüt ağının geliştirilmesi ve yetkinleştirilmesi için,

Toplumun en geniş kesimleriyle, ama daha çok gençlik ve kadınlarla buluşmak üzere,

Özel olarak gençliğin dinamizm, enerji ve coşkusunun özgürlük nehrine akması için,

Demokratik ve kültürel kurumlarımızın aktifleştirilmesi ve yenilerinin açılması,

Yayın ve sosyal medya ağlarımızın daha rantabl hale getirilmesi,

Bu yöndeki araç ve imkânlarımızın yenileriyle geliştirilmesi,

Örgüt ağımızdaki atalet, dağınıklık ve koordinasyonsuzluğun giderilmesi,

Partide denetim, disiplin ve kolektif anlayışın daha da güçlü kılınması,

Daha aktif, dinamik ve yaratıcı bir çalışma anlayışın geliştirilmesi,

Kürdistan, Türkiye ve Avrupa parti ağımızın koordineli ve eşgüdüm içinde etkin sonuçlar üretmesi,

Parti kadroları ve üyelerinin çağın gerekleri ve toplumun beklentilerine uygun söylem, ilişki ve projeler geliştirmesi için,

Birinci Konferansımız partimizin yetkili organlarını görevlendirmiş, örgütümüzün bütün birimleri ve imkânlarıyla bu amaçlar için seferber olmasını kararlaştırmıştır.

Birinci Konferansımız partimizin önüne koyduğu tarihi ulusal özgürlük misyonunu alnının akıyla yerine getireceğine dair güçlü bir inanç ve güven ortaya koymuştur.

05. 11. 2019

Kürdistan Sosyalist Partisi Birinci Konferansı”

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.