OSMAN AYDIN

Kürtler Türk solunun gerek legal, gerek illegal kesimiyle tanıştığından beri Türk solu Kürtleri kendi değnekçileri olarak gördüler. Hiçbir dönemde Kürtleri ciddiye almadılar ve gereken saygıyı göstermediler. Ya kendi politikalarına uygun Kürtlere ağabeylik taslayıp akıl verdiler ki bu da devletin genel Kürt politikası doğrultusunda oldu ya da Kürtleri aşağıladılar.

Bu anlayış onların genel politikalarının gereği idi. Bazı Kürtler de bu duruma rıza gösterdi. Bu Kürt kesimi eğildiği için Türk solu Kürtlerin sırtına binmeyi alışkanlık haline getirdi.

20 Nisan 2021 tarihinde Gazete Duvar’da Filiz Gazi, isminin başında Prof. Dr. titri bulunan Türk solunun eski tüfeklerinden Taner Akçam’la yaptığı röportajda Akçam, Kürtleri aşağılamak için hem tarihi hem sosyal gerçekleri tersyüz etmektedir.

Kürt toplumunu hep feodal toplum olarak niteleyen Türk solu eğer cehaletinden değilse, bu nitelemeyi kasıtlı yapmaktadır.

Kürdistan’daki sosyal yapının feodal olduğunu ileri sürdükleri izahlarının ve sözüm ona teorilerinin Marksist literatürün tanımladığı feodalizm ile hiçbir ilgisi yoktu. Dünyada pek çok değişik sosyo ekonomik modeller var. Türk solu skolastik bir anlayışla Marx’ın Orta Avrupa ve özellikle Alman toplumu için yaptığı belirleme ve tanımları bütün dünyada geçerliymiş gibi algıladı ve bunu Kürtlere de öğretti.

Geçmişte aşiret temel motifli ve büyük bölümü hayvancılıkla geçinen Kürt toplumunu hiçbir ciddi ve bilimsel araştırmaya tabi tutmadan kasıtlı olarak feodal toplum olarak gösterdiler. Kürtler de bu izah tarzını o kadar çok benimsediler ki insanların davranış biçimlerini bile feodal kültür diye açıklamaya çalıştıklarında ne kadar gülünç duruma düştüklerinin farkında değillerdi.

Avrupa ortaçağ feodal düzeninde senyörün “ilk gece hakkı”, konusunu Akçam, bu nedenle rahatlıkla Kürt toplumuna giydirmektedir. Onun söyleminin arkasında kurguladığı düz mantıkla vardığı sonuç şudur: Madem Kürdistan’da feodalizm vardır o halde feodalizmin kurumsal “İlk gece” hakkı da vardır ve bu Kürt ağaları tarafından kullanılmıştır, diyebilmektedir.

Uzun dönem “tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye”nin inşasının önünde Kürt feodalitesi engel olarak gösteren bir anlayışıyla “en devrimci” güç olarak gördükleri orduyu Kürtlerin üzerine sürmek isteyen Milli Demokrat Devrimcilerin lider kadrosunun daha sonra PKK’ya ait olduğu düşünülen gazete köşelerine ve televizyon ekranların kurularak Kürtlere nasıl akıl vermeye çalıştıklarına bütün dünya tanık oldu.

İsminin başında Prof. Dr. titri de bulunsa mesele Kürtleri suçlamak veya aşağılamaksa tarihi ve sosyal bilimi ters yüz etmekte hiçbir beis yoktur.