Kefeni Yırtmak Yada Yeniden Doğmak - Osman Aydın*

Kefeni Yırtmak Yada Yeniden Doğmak - Osman Aydın*

.

A+A-

Osman AYDIN

Ölümden kurtulmak anlamına gelen kefen yırtmak nasıl bir şey?

Harika bir şey.

Çünkü yırttınız mı kefeni, yaşama kaldığınız yerden devam edebiliyorsunuz.

Bir anlamda sizin başka bir doğum gününüz oluyor.

Nasraddin Hoca’nın kaybettiği eşeğini bulduğunda yaşadığı sevince benzer bir duygu yaşıyorsunuz.

Ben bu duyguyu şimdiye kadar altı kez yaşadım.

Yıl 1944. Şubat'ın 20'si Pazar günü doğmuşum. Yokluğun ve savaşın bütün dünyayı etkilediği dönemin üzerinden tam 78 yıl geçmiş.

Ben kefeni ilk kez doğduğum gün yırtmışım.

Ebem (üvey babaannem) göbek kordonumu iyi bağlamadığı için fazlasıyla kan kaybetmişim. Biraz da geç fark edilmiş.

Üstüne üstlük annemin göğsü yara oluyor. Bu nedenle beslenemiyorum. Mama zaten yok o zaman. Bizim yörede emzikte çocuğu olan hemen bütün anneler beni de emzirmiş.

Benim kadar sütanne sahibi insan azdır.

Altı ay pelte gibiymişim. Zor toparlanmışım.

Ama sonunda kefeni yırtmışım.

İkinci kez 1975 yılının Sonbahar’ın da Karakoçan’dan Elazığ’a giderken Van Gölü Otobüsü arkadan kullandığım taksiye çarptı ve şarampolden aşağı düştük. Birkaç takla attıktan sonra akordeon gibi katlanmış olan taksiden biz dört kişi zar zor çıktık. Ufak tefek yaralanlanmaların ötesinde hiç birimizde ciddi bir durum yoktu.

Arabanın durumunu görenler “burdan sağ çıkan olmuş mu” diye soruyordu.

Hep birlikte kefeni yırtmıştık.

Üçüncü kefen yırtışım 1977 yılının İlkbahar'ında oldu.

Karakoçan Lisesi öğrencileri bir protesto yürüyüşü yapıyorlardı. Jandarma onları dağıtmaya çalışıyor. Ben evimin balkonundan olayları izliyorum. M. Ali isminde bir jandarma başçavuşu havaya ateş ederek bizim eve doğru geliyor. Bu sırada dayandığım balkon demirine göbeğimin hizasında bir kurşun saplandı.

O kurşundan kurtuluşum milim farkı.

Kefen bir kez daha yırtılmıştı.

Dördüncü ve beşinci kez 1978 yılında biri İlkbahar'da ikincisi Sonbahar'da evime iki kez bomba atıldı. Ciddi bir tehlikeydi.

Bu iki olayda da kefeni ailece yırtmıştık.

Altıncı kez 1985 yılı kışında Elazığ’dan Palu’ya giderken bir kamyonetin yanından geçerken kamyonet, kullandığım taksiye yönelip çarptı ve beni şarampolden aşağı attı. Şarampole uçarken taksiden düştüğümü hatırlıyorum en son.

Düştüğüm yer yoldan geçenler tarafından görülmeyecek bir kuytu. Düştüğüm yerde kısmen taksinin altında kalmışım. Çok ciddi bir durumdu.

Arkadan gelen rahmetli Av. Fazıl Uğur olayı görüyor ve beni yaralı halde oradan Hastahaneye götürüyor. O zaman uyandım.

Kefen yine yırtıldı.

Bugün yaşamımın 78 yılımı doldurdum. Bakalım kaç kez daha kefen yırtmak nasip olacak?

Her şeye inat yaşıyorum işte. Hem de yaşam sevincini kaybetmeden yaşıyorum.

Ödevlerimi yapmaya devam ederek yaşıyorum.

Kim bilir Azrail ne de gıcık olmuştur bana.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.