İhanetin Fotoğrafı
Pir Sultan’ın dediği gibi:
Biz asılmaktan korkmayız.

Bu fotoğrafa iyi bakın!
Bu sadece bir buluşma değil, bu sadece bir protokol değil. Bu, ihanete yazılmış bir ortak imzadır. Devletin tüm damarları, farklı yüzleri, birbirine zıt gibi görünen tüm kanatları, bir kez daha aynı masada birleşmişlerdir: Kürtleri statüsüz bırakmanın, iradeyi teslim almanın seremonisinde.
Hikaye eskidir, tekrar
eder:
Rivayet olunur ki, Hızır, Pir Sultan’a yıllarca hizmet eder. Bir
gün der ki:
“Pirim, bana himmet et, ruhsat ver, büyük adam olayım, bu bozuk düzene karşı çıkayım.”
Pir Sultan cevap verir:
“Veririm. Himmet de veririm, ruhsat da. Ama sen büyük adam olunca aslını unutursun. Geldiğin yeri unutursun. Hatta dönüp beni bile asarsın. Biz asılmaktan korkmayız. Ama senin bu işe aracılık etmen bizi üzer.”
İşte bugün, o sözlerin aynasıdır bu kare. Büyük adam olma hırsıyla büyüyenler, kendisini “devlet” sofrasında bulanlar, asli kökünü unutmuş, dostunu asmış, halkını satmıştır.
Bugün bu fotoğraf, tarihe bir ihanet vesikası olarak kalacaktır. Çünkü bu bir barış değil; bu, teslimiyetin resmidir. Kürtleri bir kez daha statüsüz bırakmanın, halkı bir kez daha çaresizliğe mahküm etmenin mühürlenmiş belgesidir.
Böylesi bir barışın canı cehenneme!
Çünkü biz, korkuya, darağaçlarına, inkara alışkınız. Biz asılmaktan korkmayız.
Ama unutmayın: Asıl kaybedecek olan, halkını inkar edenlerdir.


YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.