Dersim sürgünü Sevim Örs siyah beyaz bir fotoğrafla aranıyor

Dersim sürgünü Sevim Örs siyah beyaz bir fotoğrafla aranıyor

.

A+A-

 

Dersim 1938 isyanında Bolu’ya sürgün edilirken Elazığ tren istasyonunda kaybolan halası Sevim Örs’ü arayan Şengül Albayrak, "Dedemin ve babamın vasiyeti üzerine halamdan geriye kalan siyah beyaz bir fotoğrafla arıyoruz” dedi.  

Kürt soykırımı olarak tarihe geçen 1937- 1938 Dersim isyanının trajik sonuçları hala sürüyor. Binlerce insanın katledildiği ve on binin üzerinde insanın batı illerine göçe zorlanmasıyla sonuçlanan isyanda kayıp insan sayısı bilinmemekte. Güç sırasında ailelerinden koparılan kız çocukları yatılı okullara verilirken bazıların da subaylara veya bürokratlara evlatlık olarak teslim edildi. 

Katliamdan sonra Bolu’ya sürgün edilen ailelerden biri olan Kamber Sayman ailesi, 1938 yılında sürgün edilirken Elazığ Tren istasyonunda izini kaybettikleri Sevim Örs’ü arıyor. Sayman’ın yaşamını yitirmesi ardından torunu Şengül Albayrak (47), ellerinde sadece siyah beyaz bir fotoğrafla yıllardır halası Sevim Örs’ü arıyor. Dedesi ve babası Ali Sayman'ın gözlerinin açık gittiğini dile getiren Albayrak, “Halamı bulamazsak bizim de gözlerimizi açık gidecek” dedi.  

‘SÜRGÜN SIRASINDA KAYIP OLDU’

Aydın’ın Didim ilçesinde yaşayan ve halası Örs’ü arayan Albayrak, 16 yaşında Dersim’den Erzincan’a gelin gittiğini, 18 yaşında iken de Didim’e yerleştiğini anlattı. Kayıp halasının isminin sürekli ev içinde konuşulduğunu dile getiren Albayrak, ailesinden dinlediği hikayesini şöyle anlattı: “1938’de dedem Kamber Sayman, Dersim’den Bolu’ya oradan da Ödemiş’e sürgün ediliyor. Babamın bizlere aktardığına göre, 4 erkek 2 kız olmak üzere toplam 6 kardeşler. Aileler kafileler halinde vagonlara bindirildiği sıra da kız kardeşinin başka bir vagona bindirilmiş olabileceğini söyledi. Dedem o günden sonra yıllarca halamı aradı. Halamın kimliği olmadığı için resmi bir yere herhangi bir başvuruda yapamıyordu. O zamanlar iletişim araçları olmadığı için kişiden kişiye sorma yoluyla halama dair bilgi almaya çalıştı. Dedemin çabaları sonucunda halam İzmir’in Ödemiş ilçesinde olduğuna dair bilgisine ulaşıyor. Dedem ne kadar gitmek istese de imkanlar kısıtlı olduğu için bir türlü halam ulaşamıyor. Dedem vefat etmeden önce de kendi oğluna yani babama vesayetini bırakıyor ve diyor ki, ‘Oğlum senin bir kız kardeşin var. O kız kardeşini ara bul, bulmasan gözelerim açık gider.’ Nitekim babamın gözeleri de açık gitti. Aradan yıllar geçiyor ve Babam Ali Sayman, askerlik çağına geliyor. Babam 1950 yıllarında İzmir’de askerlik yapıyor. Dedem vefat etmeden önce babama verdiği vasiyette kız kardeşlerinin sürgün sırasında onlardan ayrı düştüğünü yazıyor. 

Yaşamını yitirmeden önce izini İzmir’de olduğunu öğreniyor. Öğrenince de babama diyor ki ‘oğlum sen askere gidiyorsun, gittiğinde Ödemiş muhtarını gör o sana yardımcı olur.’ Babam, Ödemiş’e gidiyor ve muhtar babama yardımcı oluyor. Babamla birlikte halamı buluyorlar. Babam halamın evinde iki ve ya üç gün misafir kalıyor. O zamanlar rahmetli babam anlatıyordu. Halamın iki kızı varmış. Babam onun evinde misafir kaldığı zaman halam, ‘Babamın bağrında iki gözü iki çeşme ağlayarak, ‘neden beni bıraktınız’ diye içini dökmüş ve siya beyaz fotoğrafını o yıllarda verdi. Babam da ‘ halama ağlama askerlik dönüşü seni alıp götüreceğim’ diye halama söz vermiş. O dönem askerlik üç buçuk sene yapılıyor ve geri dönüyor ama kardeşinin daha önce oturduğu adreste bulamıyor. Bulamayınca babam tekrar memlekete geri dönüyor. Babam çok aramak istedi halamı ama elimizde halam ait bir fotoğraftan başak bir şey yoktu. Ekonomik koşular ve hayat şartlarından dolayı bir daha İzmir’e gidemiyor.” 

25 YIL AİLEDEN GİZLENDİ

 “Babam askerden geldikten yaklaşık 25 yıl sonra babamın yaşadığı Dersim’in Roşnage köyü yakınlarında ikamet eden Ali Kaya isimli biri babamı arayarak, bir gerçeği gizlediğini söyledi” diyen Albayrak, Kaya’nın ölmeden önce babasını çağırdığını aktardı. Albayrak, “Ali Kaya bundan 25 yıl önce babama, iki genç kızdan bir telefon aldım, Ali Sayman’ı arıyoruz o bizim dayımız olur. Onunla iletişime geçmek istiyoruz’ dediler. Bu telefonu senden sakladım, bilgin olsun’ diyor. Babam bu bilgi üzerine Ödemiş’te bulunan eski muhtarı arayıp ondan yardım talebinde bulundu. Olumlu cevap alır. Ancak babam bu heyecana dayanamayan kalbine yenik düşüp halamın hasretiyle bu dünyadan göç ediyor. Babamın vefatından sonra şimdi ise biz çocuklar da babamızın vasiyetinde belirtildiği üzere, yıllar önce babama telefon eden halalarımın çocuklarına ve yaşıyorsa halama ulaşmak istiyoruz” diye konuştu.

GERİYE FOTOĞRAFI KALDI

Halasının kayıp olmasına rağmen bütün aile içerisinde daima konuşulduğunu ve hiç unutulmadığını dile getirilen Albayrak, şöyle devam etti: “Küçüklüğümüzden şuana kadar halam evimizin içinde yaşıyor. Babam yaşamını yitirmeden önce halamı bulma vesayetini büyük ağabeyime bıraktı. Elimizde sadece bir fotoğraf var. Bir halamız varsa bulalım dedim. Ağabeyim öldükten sonra ben aramaya başladım. Ben de yeniden İzmir Ödemiş’e gittim. Nüfus dairesine gittim halamın isim soy isimi net olmadığı için arşivlere girip bulamadım. Elimizde sadece gençliğine ait siyah beyaz bir fotoğraf var. Onun bulursak eğer bize hikayeleri anlatır. Ben de bir yeğeni olarak merak ediyorum.” 

KUŞAKTAN KUŞAĞA ARAYIŞ DEVAM ETTİ

“Köklerine kadar kaybedilmek istenen bir ailenin acısını ancak bir kayıp yakını anlar” diyen Albayrak, arayış sırasında bazen büyük hayal kırıklıkları yaşadıklarını ifade etti. Umudunu yitirmediğini vurgulayan Albayrak, şunları söyledi: “Halam yaşasaydı kesin olmamakla beraber 90 yaşlarında olurdu. Çünkü 1938 yılında kaybolmuş o zaman 5-6 yaşlarında olduğu tahmin ediliyor. Yani kuşaktan kuşağa bu arayış devam ediyor. Eğer halam yaşıyorsa çocukları da bizi bulsun. Eğer ona ulaşmazsak bizim gözlerimiz de babam ve dedem gibi açık gider.” 

MA / Esra Solin Dal 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.