Dersim Barosu’ndan ‘Çevre Tahribatına’ oturma eylemli tepki
.
Dersim Barosu avukatları Çemişgezek ilçesinde yapımı devam eden Tağar Çayı’ndaki hidroelektrik santrali (HES) ve regülatör çalışmalarına tepki gösterdi. Avukatlar cübbeleriyle yürüyüş yaptı ardından da oturma eylemi gerçekleştirerek, çalışmanın hukuksuz olduğunu ve bu hukuksuzluğa karşı mücadele edeceklerini belirtti.
Birçok türden yaban hayata ve endemik türe ev sahipliği yapan Tağar Çayı’nda, HES ve regülatör çalışmaları başladı. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu üyesi Avukat Barış Yıldırım, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci devam ederken inşaat sürecinin başlatıldığı gerekçesiyle, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne inşaat faaliyetlerinin durdurulması için dilekçe vererek, firma hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusuna rağmen çalışma devam ederken Dersim Barosu, yaşanan durumun hukuksuz olduğunu belirterek baro binasında açıklama gerçekleştirdi. Açıklamaya, baro üyesi avukatlar, çevreciler, STK’lar ve siyasi parti temsilcileri de destek verdi.
Dersim Barosu başkanı avukat Doğukan Kudat, baro olarak Çemişgezek ilçesindeki hukuksuzluğun karşısında olacaklarını belirtti.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu üyesi Avukat Barış Yıldırım, projenin hukuksuz olduğunu belirterek ”Çemişgezek ilçesindeki Tağar nehrinde kaçak bir HES inşaatı sürdürülüyor. Şimdi regülatörü ve HES projesinin regülatörü yani su alma yapısı, iletim tüneli, yükleme havuzu ve santral binası, 2872 sayılı çevre kanununun 10. maddeye aykırı şekilde yapılıyor. Çevre Kanunu çevresel etki değerlendirilmesi süreci tamamlanmadan yapının ihalesi yapıldı ve çalışma başlatıldı. ÇED raporu olmadan bu inşaatın yapımı hukuksuzluktur. Biz bu HES projesinin inşaat faaliyetleri başladıktan sonra ilgili idareye, bakanlığa ve bakanlığın taşra teşkilatına başvuruda bulunduk. Bu faaliyetlerin, mevzuat hükümleri çerçevesinde durdurulması gerektiğini söyledik. Fakat idari yargılama usulü kanunu, 10. madde çerçevesinde süreç içerisinde yanıt verilmedi. Biz de bunun üzerine idare mahkemesine başvurarak projenin inşaatının, yürütmesinin durdurulması ve iptali talebinde bulunduk. Yargılama süreci devam ediyor” dedi.
Yıldırım, “ Anayasanın 56. maddesi devletin çevreyi korumakla yükümlü olduğunu söyler. Anayasanın 63. maddesi devletin kültür ve tabiat varlıklarını korumakla yükümlü olduğunu söyler ki dünyada bir ilçe merkezinde en fazla yaban keçilerinin popülasyon bulduğu yer. Kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu hükümlerine göre taşınmaz kültür varlığı olarak teşkil edilmiş tarihi Tağar köprüsü bulunuyor. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu hükümlerine göre tescil edilmiş tarihi Tağar Köprüsü ve Urartu İn Delikleri Derviş hücreleri bulunmakta ve buralar birinci derece arkeolojik sit alanı ve yine Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yani ülkemizin tarafı olduğu Avrupa'nın Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamlarını Koruma Sözleşmesi hükümlerine göre kesin koruma altında bulunan, yaban keçisi su samuru gibi türlerin yaşam alanıdır. Bu proje sahası aynı zamanda korunma sahasında. Buradan derhal çevre kanunu onuncu madde, çevresel etki değerlendirilmesi yönetmeliği, on dokuzuncu madde çerçevesinde bu inşaat faaliyetinin faaliyetlerinin derhal durdurulması gerekiyor” diye konuştu.
Açıklamanın ardından avukatlar cübbelerini giyerek ‘Tağar özgürdür, özgür akacak’ sloganlarıyla Sanat Sokağı’na yürüdü ve oturma eylemi gerçekleştirdi.
Rûdaw
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.