Anayasa Mahkemesi PKK pankartı için "İfade özgürlüğü" kararı verdi

Anayasa Mahkemesi PKK pankartı için "İfade özgürlüğü" kararı verdi

Anayasa Mahkemesi (AYM), bir araçta bulunan pankart ve flamalar nedeniyle "silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan verilen mahkumiyet kararını, ifade özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle bozdu.

A+A-

Yüksek Mahkeme, bu tür suçlamalarda mahkumiyet için materyallerin şiddeti teşvik ettiğinin veya terör yöntemlerini meşru gösterdiğinin somut ve yeterli bir gerekçeyle ortaya konulması gerektiğini vurguladı. Karar, ifade özgürlüğü alanında önemli bir güvence olarak değerlendirildi.

Başvurucu Sefer Yıldız, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ilçe yöneticisi olduğu dönemde, bir Newroz kutlamasının ardından içerisinde bulunduğu araçta yapılan aramada ele geçirilen 8 adet PKK’yi öven pankart ve PKK’yi simgeleyen flama nedeniyle "silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan 7.300 TL adli para cezasına çarptırılmıştı. Başvurucu, söz konusu materyallerin cebir ve şiddet yöntemlerine başvurmayı teşvik edecek nitelikte olmadığını ve mahkumiyet kararının yeterli gerekçe içermediğini belirterek Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunmuştu.

 

"İfade Özgürlüğü İhlal Edildi"

Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, 25 Mart 2025 tarihli kararında, başvurucunun Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine oyçokluğuyla hükmetti.

Mahkeme, kararında şu önemli noktalara dikkat çekti:

AYM, bir propaganda faaliyetinin cezalandırılabilmesi için olayın somut şartlarında belirli oranda tehlikeye neden olduğunun gösterilmesi gerektiğini belirtti.

Yüksek Mahkeme, başvurucunun toplantıdan sonra araçta ele geçen söz konusu eşyayı "terör örgütünün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde" nasıl taşıdığının kararda açıklanmadığını vurguladı.

Araçta yapılan aramadan önce bu eşyanın başvurucu tarafından herkesin görebileceği şekilde teşhir edildiğine dair bir tespitin bulunmadığına işaret edildi.

AYM, ilk derece mahkemesinin kararında, başvurucunun hangi surette terör örgütünün şiddet ve tehdit yöntemlerini meşru gösterdiğine veya övdüğüne ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik ettiğine dair bir değerlendirme yapılmadığını belirtti. Bu durumun, mahkumiyetin "zorunlu toplumsal bir ihtiyaca" karşılık geldiğinin ilgili ve yeterli bir gerekçeyle gösterilememesi anlamına geldiği ifade edildi.

Mahkeme, bir usul güvencesi olan gerekçeli karar hakkının önemine değinerek, ifade özgürlüğüne Anayasa Mahkemesi'nce ortaya konulan kriterleri karşılamayan bir gerekçe ile yapılan müdahalelerin Anayasa'yı ihlal edeceğini hatırlattı.

Anayasa Mahkemesi, ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına karar verdi. Ayrıca, başvurucuya 34.000 TL manevi tazminat ödenmesine hükmedildi.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.