Ağrı Kürt Milli Mücadelesinde Kızıltepe Xurs Köyünden Mehmûdê Elîşêr

Ağrı Kürt Milli Mücadelesinde Kızıltepe Xurs Köyünden Mehmûdê Elîşêr

.

A+A-

DÎYAR KURDΠ

Kızıltepe’nin Xurs köyünden, Ağrı Kürt Millî Mücadelesine destek sağlayan Mehmûdê Elîşêr (Bavê Ehmed), Kürt ulusal hareketlerinin görünmeyen ama önemli isimlerinden biridir. Kürt ulusal mücadelesi, işgalci devletlerin baskısı nedeniyle çoğu zaman gizli kalmış ve bir bütün olarak açığa çıkmamıştır. Çünkü tarihimize bizden daha hâkim olan bu işgalciler, bizleri ulusal kimliğimizle var eden tüm değerlerimizi yok etmeye çalışmışlardır.

Buna rağmen Kürt milleti olarak tarihimizi onların insafına bırakmadık. Dengbêjlerin hafızasıyla, halk hikâyeleriyle ve entelektüel-aristokrat sınıfımızın bizlere bıraktığı arşivlerle geçmişimizi bugüne taşıyabildik. Bu yazıda, ulaştığım materyaller doğrultusunda “Kızıltepe Gurs köyünden, Ağrı Kürt Millî Mücadelesine destek sağlayan Mehmûdê Elîşêr” konusunu ele alarak Ağrı direnişinin gölgede kalmış yönlerinden birine değineceğim.

Ben Gurs köyündenim ve yıllarca orada yaşadım. Buna rağmen, bu denli önemli bir olayı köy halkından duymamış olmam dikkat çekicidir. Çünkü halk arasında olay aktarılırken, Kürtlük boyutundan özellikle kaçınılarak anlatılmıştır. Olay yalnızca, “Mehmûdê Elîşêr yiğit ve kahraman biriydi, Türk işgalci güçleri tarafından Zerzevan Kalesi’nde kurşuna dizildi” şeklinde özetlenmiştir. Bu, doğal olarak 1930’lu yıllarda devletin Kürtleri acımasızca katlettiği dönemin bir sonucudur. Halk, baskı koşulları nedeniyle olayın siyasi yönünden söz etmemiştir. 1923’te cumhuriyetin ilanından sonra Kürt kimliğine karşı resmî bir soykırım politikası başlatılmış, Kürt milletine kendi kimliğini inkâr ettirmek için her türlü baskı aracı devreye sokulmuştur.

Ben bu olayı ise yıllar sonra Selahattin Ali Arık’ın “Dr. Şivan” adlı araştırma eserinde öğrendim.

Bu bilgi beni heyecanlandırdı ve daha fazla ayrıntıya ulaşmak için araştırmaya koyuldum. Dr. Şivan, “Xwebûn/Hoybun Cemiyeti, Ağrı Kürt Millî Direnme Hareketi Hakkında Görüş ve Tespitler” yazısında şu ifadeleri kullanır:

“Ekrem ve Kadir Beyler Mardin üzerine yürütüp şehri muhasara eden kuvvetlere katılacaklardı.

3-4 Ağustos gecesi Mardin’e 6 km mesafedeki Dêyra Bendera’ya geldiklerinde, Gurslu Mehmûdê Elîşêr ve Meşkinanlı Sado Heme Gaso tarafından gönderilen iki haberciyi buldular.

Haberciler, önce şehri muhasara etmelerini, kendilerinin de arkadan yetişeceklerini bildirdi.

Halbuki Dêrik eşrafından Haci Osman Reşo Ağa’nın oğlu İlyas Efendi’den söz almışlardı. Emirlerindeki az kuvvetle Mardin’e hücum etmeden Mazıdağı’na geçtiler. Kendilerine katılım olmayınca hiçbir şey yapmadan Suriye’ye döndüler.”

(Kaynak: Selahattin Ali Arık, Dr. Şivan, İBV Yayınları, 2015, s. 532)

Qedrî Cemilpaşa (Zinar Silopî) ise “Doza Kurdistan” adlı eserinde şunları aktarır:

“Xoybun teşkilatı altı fermandarlığa taksim edilerek Irak hududundan Cerablus’a kadar uzanan alanda kuzeye doğru bir taarruz hareketi başlatacaktı. Ben, Mardin vilayetinden Derik kaza merkezine kadar olan cephede, Ekrem Cemilpaşa’nın kumandasında Türkiye’ye geçen kuvvetle beraberdim.”

Buradan da anlaşılacağı üzere Xoybun Cemiyeti, yalnızca Ağrı ile sınırlı kalmayıp, Kuzey Kürdistan’ın her bölgesini bir direniş sahasına dönüştürmek istemekteydi. Bu amaçla altı cephe oluşturulmuş, bunlardan biri de Mardin-Derik hattı olmuştur. Bu hattın sorumluluğunu Ekrem Cemilpaşa ve Qedrî Cemilpaşa üstlenmiştir.

Yine Cemilpaşa, harekât öncesinde alınan kararları şöyle aktarır:

“Harekete başlanacağı 3-4 Ağustos gecesinden önce, cephedeki Xoybun mensuplarıyla görüşülerek gerekli hazırlıklar kararlaştırılmıştı. Bu arkadaşlardan, daha sonra Türkler tarafından idam edilen Gurslu Mehmûdê Elîşêr de gizlice gelmiş, yapılacak harekât üzerine istişare edilmiş ve gerekli talimatı alarak köyüne dönmüştü.”

Bu ifade, Mehmûdê Elîşêr’ın harekâtın hazırlık sürecinde doğrudan yer aldığını ve ardından idam edildiğini açıkça göstermektedir.

Cemilpaşa ayrıca şunları ekler:

“Meşkinanlı Sado Heme Gaso Ağa’ya da tebligat yapılarak harekât konusunda anlaşma sağlanmıştı. Derik eşrafından Haci Osman Reşo Ağa’nın oğlu, değerli bir münevver ve vatansever olan İlyas Efendi de tertip edilen harekâta katıldı.”

Buna rağmen harekât başarıya ulaşamamıştır:

“3-4 Ağustos gecesi Mardin’e altı kilometre uzaklıktaki Dêyra Bendera’da buluştuğumuzda, yalnızca Mehmûdê Elîşêr ile Sado Heme Gaso’nun göndermiş olduğu iki haberciyi bulduk. Onlar, şehri muhasara etmemizi, kendi kuvvetlerinin arkadan yetişeceğini söylüyorlardı. Halbuki planımızda, bizim gelişimizden önce şehri kuşatacak, telgraf ve telefon hatlarını keseceklerdi. Ancak bu gerçekleşmeyince, elimizdeki sınırlı kuvvetle hücumu göze alamadık ve Mazıdağı’na çekildik. Mehmûdê Elîşêr’ın akrabaları harekâta katılmak istemediler. Bu da büyük bir kırılmaya yol açtı. Sado Heme Gaso sınırlı bir kuvvetle bize katıldıysa da, Gursluların geri çekilişi moral bozukluğuna neden oldu. İlyas Efendi ve taraftarları da isteksiz kaldılar. Birkaç gün dağlarda dolaştıktan sonra harekât iptal edilerek geri dönmek zorunda kaldık.”

Bu anlatımda, harekâtın başarısızlığa uğramasının temel nedeninin Gursluların katılmaması olduğu görülmektedir. Mehmûdê Elîşêr’ın kendi akrabalarını ikna edememesi, büyük bir kırılmaya yol açmıştır. Hazırlıkların tamamlanmasına rağmen bu durum direnişin seyrini değiştirmiş ve harekât iptal edilmiştir.

Tabi bu olaydan bir kaç yıl sonra Mehmûdê Elîşêr Türk devleti tarafından Zerzevan kalesinde kurşuna dizilerek idam edilmektedir. Ve bu olay halk arasında bir trajediye dönüşür bununla birlikte dengbejler bu olayı müziki tarzda anlatmaya başlarlar. Bu dengbejilerden iki tanesine uluşmabilmekteyiz. Bunlardan birisi Fadile Kufragi diğeri ise Dewrêşê Xursî aktarmaktadır. Her ikisi de dengbejilerini  “Bavê Ehmed” olarak isimlendirmektedirler. Bu dengbêjîlerden bazı kesitler alıp olduğu gibi kürtçelerini aşağıya bırakıyorum…

Dewrêşê Xursî

“Rebbî qebra yuzbaşî û qumandanê merkezê xerab bike. Min dît Omer onbaşî bi jenderma hat serê sibehê. Derbasî alîyê malê dibûn bi sê denga bang dikirin hey xanima Emîna. Min dît Omer onbaşî digot: `Emînê gelo kanî bavê Ehmed li kû derê ye? Min dît Emînê digot: `Omed onbaşî, wa ye bavê Ehmed li alîyê odê ye… rebbî xwedê xerab bike qebra mala van eza û mûxtarê xursîya ê mohr kirî… 77 derzî tvdî mohr û îmze kirî. Welleh hetanî sirgûna mala cemîlpaşa derzî kirî. Ê ma canê bavê Ehmed li Kela Zêrzewanê gulle kirî. Min dît Mehmûd Axa bi sê denga bang kir…rebbi bila xwedê topekê li mala qumandanê merkezê xîne….”

FADILÊ KUFRAGÎ

Fadilê Kufragî’nın seslendirmiş olduğu dengbêjî’de ise şunlara yer verilmiştir :

“Hela vê sibehê bila xwedê kulkê têxe mala Hemo Hecî Cim’a, Mele Osman eza û muxtarê lê mohr kirî. Hela vê sibehê kompîla temama Xursîya top kirî. Min xwe avêt nîvê Xursîya min got: ji bo xwedê…

fermana bavê ehmedê min rakirî… qey bela mala Cemîlpaşa li Zemberûrê li begê min gerîyaye. Mele Osman, Hemîdê Hecî Şakir, Hecî Cim’a  (Cardi ev nav derbas dibin)… got Emînê kanî bavê Ehmed li kû ye?… berê bavê Ehmed birin daîra Remzî beg. Bavê Ehmed destê xwe avêt bê xwedîya qûtîyê. Remzî begê digot Mehmûd Axa ne resmî ye tu lê cixarê vedixû cixarê. Got ma çi heqê we heye we me xist ber destê Omer onbaşî û jendermê…”

Bu iki eserin sentezinden şu sonuca varabiliriz:

Ağrı harekâtı bastırıldıktan sonra Türk devleti, bu harekâtın diğer ayaklarına yönelik operasyonlar düzenlemiştir. O dönemde toplum içinde önderlik vasfı taşıyan Kürdistani şahsiyetler de hedef alınmıştır. Bunlardan biri de Mehmûdê Elîşêr’dir. Dengbêjîlerde anlatılan konu daha çok Mehmûd Ağa’nın askerler tarafından yakalanıp öldürülmesidir. Ne yazık ki olayın siyasi boyutu üzerinde durulmamış, dönemin koşullarından dolayı bu yönü göz ardı edilmiştir.

O dönemde Ömer Onbaşı, jandarmalarıyla birlikte Mehmûd Axa’nın evine giderek onu tutuklar. Dengbêjîlerde özellikle Bavê Ehmed vurgulanır; buradan Mehmûd Axa’nın Ahmet adında bir oğlu olduğu anlaşılmaktadır. Her iki dengbêjîde de adı geçen Emîne Xanim, Mehmûd Axa’nın eşidir ve anlatılan ağıtların çoğu onun sözlerinden derlenmiştir. Yine her iki dengbêjîde, Xurs köylerinin aza ve muhtarlarının Mehmûd Axa’nın ölümü için imza ve mühür verdiklerinden bahsedilir; burada 77 sayısına sıkça atıf yapılır. Özellikle Fadilê Kufragî’nin seslendirdiği eserde, birçok ihanetçinin ismi zikredilmekte ve özellikle vurgulanmaktadır. Son olarak, Mehmûd Axa’nın Zerzevan Kalesi’nde kurşunlanarak öldürüldüğü aktarılır.

Sonuç olarak bu olay halk arasında bir trajediye dönüşmesine rağmen, gerçek yüzü bugüne kadar ortaya çıkmamıştı. Bazı kişiler Mehmûdê Elîşêr’ın Şêx Seîd harekatına yardım ettiğini sanmaktadırlar. Fakat olayın aslı Cemilpaşa ailesinin referansıyla Mehmûdê Elîşêr Xoybûnla bağlantı kurmasıdır ve bununla birlikte Ağrı direnişine destek verilmek istenmiştir. fakat ne yazık ki beklenilen sonuç alınamamıştır.


HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.