Fasa'lı Zerdüşt ve Mazdak'tan Abu Muslim ve Ötesine Kadar Yol'un Hikayesi ( 1 )

Fasa'lı Zerdüşt ve Mazdak'tan Abu Muslim ve Ötesine Kadar Yol'un Hikayesi ( 1 )

Yazı Dizisi

A+A-

Abdulkadir Kocadağ

Aralıksız 95 yıldır sürekli saçılan dezinformasyonlar ile asimilasyon neticesi  tamamen tahrip edilmiş dokusuna bakıldığında, bir  zamanlar muhtelif isimlerle anılan günümüzdeki Re/Alevi ( ile Yezidi) inancının kökenine dair  aşağıda okuyacağınız makalenin, ancak  Van Gölün'de  bir damla hacminde olduğu söylenebilir. Bir müddettir ''Eba Muslimi Xorasani / Abu Muslimi Khorasani'' ya da sanırım Kürdi deyişiyle '' Ava/Eba  Mıslimi Taverdar '' üzerinde duruyordum. İki yıl öncesinde aldığım notlardan, Alevi inancındaki Ali figürünün zamanla Müslim'in yerine ikame edildiğini farketmiştim. Fakat Re / Yezidi ayrışmasında ki teolojik farklılığı tetikleyen süreci kestirebilecek kaynak yoksunluğu, beni konuyu detaylı işlemekten alıkoyuyordu. Abu Müslim için Ava Mislimi Taverdar lakabının dua ve yakarışlarda daha yakın zamanlara kadar kişisel bazda da olsa kullanıldığını bir arkadaşımızdan duyup ikna olunca, kolları sıvadım.

Aslında bir ''akademik'' tarz makale planlıyordum. Çalışmaları başlatmak için beni bunaltan yoğunlukta ki notları toparlamaya çabalarken, bu defa bir arkadaş henüz belirlenmemiş bir tarihte yapılması planlanan bir Alevi Sempozyumundan bahsetti. Bu etkinliklerle daha evvel hiç bir biçimde ilişkim olmaması sebebiyle evvela kararsız kaldım. Müteakiben, aslında hazır notları toparlama mücadelesi vermeye başlamışken, çok kapsamlı bir  makaleyi de aradan çıkarmayı düşündüm. Fakat olmadı. Yerine, gelecekte düzenli biçimde hazırlanması gerekenin prototipi çıktı.Yani aslında ortada düzenli ve kronolojik yazılmış, çok arzu ettiğim tertipte  bir makale olduğunu söyleyemem. Zira bu çalışmayı tam yansıtabilmek için, oturup bu kitabı yazmak lazım, ama an itibariyle bu durumda değilim. Tamamı, sonuncusunu  5 November 2016 3:35 PM / 5 Kasım 2016 da almayı bitirdiğim  ve muhtelif kaynaklardan toparlanmış  notlardan seçilerek ya da ayıklanarak diyelim,  derlendi.  Arada tekrarlar da mevcut ki, bazıları ister istemez oluyor. Genel de pasajların İngilizcesi ve yanında Türkçe tercümesini verdim. Bazıları ise sadece Türkçe tercümesiyle verildi. Yorumlarım da var , okuyucuya hatırlatma veya kıyaslama babında.

Makale'de , bazen geriye, oradan ileriye gidiş-dönüşler olabilir, bu bazı okuyucular için haklı olarak karmaşa yaratabilir, o sebeble özür dilerim.

Ama içeriğin de belki de hiç birinizin şimdiye kadar duymadığı, okumadığı, ya da bilip te aslında kaynağını, teyidini bulamadığı az sayıda olmakla birlikte  çok mu çok önemli bilgiler var.

Anlayana, anlamak isteyene, meraklı olana ve kendini arayana...

Başlarken, Anadolu'da kalabalık bir İrani nüfusun varlığından bahseden bir pasajı aktarmak gerekiyor, zira üzerine tartışılacak inancın kaynağını, çok daha önceki çağları da göz önüne alarak belirtmek gerekir ki,  burada da aramak  yardımcı olabilir , evvela İngilizcesi:

'' There was a large İranian population in Anatolia dating back to the time of Achaemenids , who controlled this region between 546 and 330 BC. The İranian presence can be followed in western Anatolia up to the mid-third century AD,and in eastern Anatolia  to the fourth century, and perhaps beyond.It was from these İranians that Greeks have learnt about Zoroastrianism before Alexandre's conquests,and it stands to reason that they should have used them as sources for later information  too,especially in connection  with Mithraism , a cult said by Plutarch to have originated in Anatolia. The Anatolian Magi , called Maguseans in Christian writings , represent a different tradition from that which came to be canonized in the Pahlavi books , and information relating to them cannot be dismissed as Greek interpretation or embroidery merely because the Pahlavi books  fail to confirm it.''

 ''Anadolu'da bölgeyi M.Ö. 546-330 yılları arasında kontrol eden Achaemenid zamanına  uzanan kalabalık bir İrani topluluk mevcuttu. Bu İrani varlığını Batı Anadolu'da M.S. 3., Doğu Anadolu'da ise 4. ve belki de ötesine kadar takip edebilmek mümkün.İşte Greklerin Zerdüştiliği  İskender'in fetihleri  öncesin de kendilerinden öğrendikleri bu İranilerdi. Ve bunları sonraki bilgilerde kaynak olarak , özellikle de Plutarch'ın Anadolu kaynaklı olduğunu yazdığı Mithraism'le ilgili kullanmaları gerektiği akla yatkın görünüyor. Hristiyan kaynaklarında Maguseans olarak geçen Anadolu Magisinin, Pahlavi kitaplarında yüceltilenden ( Zerdüşt peygamberin dini) farklı bir geleneği temsil ettiği bilgisi,  sırf  Pahlavi kaynaklar bunlardan bahsetmediği için  sadece Grek yorumu ya da mübalağası sayılarak bir kenara atılamaz.'' (yazarca toparlanan kaynak: Boyce and Grenet, '' History of Zoroastrianism.'')

-Bağlantılı olabileceğini düşündüğüm bir başka paragraf , '' Another interesting fact noted by Xenophon is that the Persian language was understood and spoken in remote villages of Western Armenia (Anabasis 4.5.10, and 5.34).''

-''Bir diğer ilginç realite Xenophon tarafından kaydedilmiş. Pers lisanı uzak-ıssız Batı Armenistan köylerinde konuşuluyormuş ( Armenian Zoroastrian, M.L. Chaumont).''

Xenephon'un bu notları M.Ö. 400 ler gibi bir tarihte tuttuğu göz önüne alındığında, acaba bu ''Persçe'' nasıl bir Persçe idi ?'' gibi sorular akla gelebiliyor.

Mesela aynı kaynakta bir referans var : ''Analogies in Iranian and Armenian Folklore, by Eugene Wilhelm. From the Spiegel Memorial Volume (Bombay, 1908) pp. 65-83.In page 70, there's word "asman" said to be used in one Armenian dialect...''

-Yani kısacası Armeni diyalektlerinden birinde '' asman'' kelimesi geçiyormuş.

Asman sadece şimdiki Persçe değil, Kürdi lisanların tamamında mevcut ve bazı telaffuz farklılıkarıyla da olsa, ''gök'' anlamına gelir.

Yazarlar  ısrarla Kürd kelimesi kullanmaktan kaçınıyor. Adı verilen '' İranilerin'' Achaemenid döneminden de erken, Medler zamanında Anadolu'da bulundukları biliniyor. Halys ( Kızılırmak) M.Ö. 600 lü yıllarda Media -Lidya sınırıydı. Elbette evveliyatı da araştırma konusu.

Yukarıda ki ilk pasaj da iki önemli husustan ilki , Heredot'a göre 6 Med aşiretinden birinin ismi olan Magilerin inancının  Zerdüşt peygamberin dininden farklı olduğuna dair belirlemedir ( Bu arada Med kaynağı için: Cambridge History of İran,Volume 2: The Median and Achaemenian Periods Edited by I. Gershevitch,).

Diğeriyse, doğrudan bahsedilmese de  adı geçen Magi inancıyla bağlı  olduğunu düşünmemiz için epeyi bir sebebimiz bulunacak olan Mazdakçılığın kurucusunun isminin de Zerdüşt olmasıdır.

Yani esasen Kürdler'le doğrudan bağlantılı görünen bir değil, aslında farklı zamanlarda yaşamış isimleri aynı ama iki farklı Zerdüşt  mevcut.

Belki de bu ismin Kürd tarihi hafızasında bu denkli köklü yer edinmesi, sadece Avesta kitabının  peygamberi Zerdüşt değil, kendisinden uzun asırlar sonra isimleri  Nusaybin'de  kaydedilecek taraftarlarıyla anılacak adaşı Zerdüştten de kaynaklanıyor.

Mazdakçılığın mimarı Zerdüşt'ün ismini tarihçi Joshua veriyor ('' The chronicle of Joshua the Stylite : composed in Syriac A.D. 507 by Joshua, the Stylite; Wright, W  Publication date 1882'') , s.13:

'' Kraliyet ailesi , hazine Hunlarla ( Kuşan)  yapılan savaşlardan dolayı  tam takır , parasızlıktan kırılan ve Bizans İmparatorlarından talep edilen mutad yardımı da koparamayıp, üzerine bir de şehirlere hamam yapmak için para harcayan Sasani İmparatoru Balaş'ı ( isme dikkat Beleş) görevden alır. Balaş aslında barışçıl ve mütevazi bir insandır. Ama gözlerine mil çekilir ve yerine kardeşi ve evvelki İmparator Peroz'un oğlu Kawadh getirilir. Kawadh da her daim yaptıkları gibi Bizans /Roma İmparatorundan para yardımı talep eder ( Hunlarla savaş vb., bahaneler).

Tam o sırada da Bizans'a yeni İmparator Anastasius'un getirildiğini öğrenince de, bu defa elçisine gerekirse savaş tehdidinde bulunmasını tembihler ve elçi de emri yerine getirir.

Devamını Joshua eserinde şöyle naklediyor  : '' But when he heard his boastful language, and learned about his evil conduct, and that he had reestablished the abominable sect  of the magi which is called that of the Zaradushtakan -(which teaches that women should be in common, and that every one should have connexion with whom he pleases,)... and did not send him money (...).''

- ''Fakat ne zaman ki Kawadh'ın kurumlu, kendini öven lafları yanında bir de Zaradushtakan isimli birinden kaynaklanan  berbat bir Magi inancını yeniden kurması gibi şeytani davranışlarını duyunca, İmparator Anastasius Kawadh'a para vermedi.  Zaradushtakan ''kadınların ortak kullanımı ve herkesin canının istediğiyle ilişki kurmasını''  vaaz ediyordu.''

Mazdak'ın kısaca bahsedeceğimiz kuramın da , Khurragan oğlu Zerdüşt'ten  (Zaradushtakan- Zaradusht) etkilendiği, yani asıl aktörün Zerdüşt olduğu kaynaklarda yer alıyormuş.

Kendisi aslen Pars/Fars eyaletinin Pasa/Fasa şehrinden.

Yani yukarıda  değindiğim gibi, görülüyor ki Kürdlerin tarihi hafızalarında kalıcı yeri olan Zerdüşt, esasen sadece Urmiye'li peygamberle sınırlı değil, bir de Sasani dönemine denk gelen Pars'lı (Fars)adaşı var ve bu

Zerdüşt, Mani peygamberin  çağdaşı ve ölüm tarihi 277.

Mazdak'in  Zerdüşt'ten esinlendiği görüşleri  Batılı akademisyenlerce keşfedildiğinde  bir nevi sosyalizm değerlendirmeleriyle de karşılanmış . Ama elbette çok önemli bir fark var modern sosyalizm-komunizmle. Mazdakçılığın ''dini karaktere'' sahip bulunması ( Browne, p.170,Nöldke'nin yorumu).

Anlatıldığına göre Zerdüşt, dünyadaki didişmeyi ( arzu edilen ve sebebi olan faktörleri, bu arzuyu kazıyarak ortadan kaldırmak için  insanları baskıya alıştırmak değil,  fakat tersine onların eşit biçimde bundan faydalanmalarının sağlanmasını önermiş ; iyileşmeyi de elbette insanların çatışma alanları olan kadın ve mülk ,ve ilaveten  bir de herhangi bir canlıya zarardan kaçınma üzerinden tarif etmiş. Kadın ve mülk paylaşılmalı ; savaş kötülük ve iblis ilan edilmeli ve hayvanlar yiyecek için öldürülmemeli.

- Bir pasaj'da ise şöyle naklediliyor : ''Zardüşt of Fasa (...) said that,envy, pride, and other sins attacked people through women and property , who were the ultimate causes of practically all dissension among mankind, and that sharing would put an end to this by diminishing the power of Az, the demon personifying desire and covetousness. All İranians were to share as if they were bothers  who formed a single household , taking what they needed and never accumulating things for themselves.''

- Evvela bir Az kelimesinin anlamını verelim. Zerdüşti literatüre göre Az ''demon of greed- aç gözlülüğün yarattığı iblis ( iblisce düşünce ve aktivite-kötülük,bkz, avesta.org) :  Fasalı Zerdüşt dedi ki , '' kibir, gurur, özenme ve diğer günahlar , insanlık içinde  takriben tüm çatışmanın en büyük sebebi olan  kadın ve mülk üzerinden insanlara saldırıyor, ve ''paylaşım'' arzu ve tamah da cisimleşen iblis Az' ın gücünü zayıflatarak buna bir son verebilir. Bütün İran/Arianlar kardeşmişler gibi, tek bir ev halkı/aile oluşturmuşcasına paylaşmalı, ihtiyaçları kadar  almalı ve asla kendileri için fazlasını biriktirmemeliler.''

Yukarıda Mazdak'ın kaynağı Fasa'lı Zerdüşt'ün doktrini açıkça ilk komunist idealleri vaaz ediyor. Ama daha sonra da görüleceği gibi, özellikle de Abu Müslim'in Arap-İslam Hanedanı Abbasi tarafından, üstelik kendisi bunları Hilafete taşımasına rağmen tuzağa düşürülüp hunharca katli, başta Kürdler , tüm Arian-İrani halklarda derin bir infiale sebebiyet verecekti.

Bu kısa aralıklarla devam eden kalkışmaların daha evvel ki Mazdak dönemine göre çok önemli bir farklılığı olacaktı.

Tüm coğrafya'da İslam-Arap egemenliği gibi, İran/Arian toplumlara yabancı, dayatmacı, lisan ve kültürel olarak farklı  bir yönetim hüküm sürüyordu. Bu yeni realite, Abü Müslim sonrası  İran/Arian ( çoğu Kürd tanımlanan topluluklar görünüyor) arasında Fasa'lı Zerdüşt'ün sosyo-ekonomik reçetelerine, vaktiyle Sasani resmi Zerdüştiliğinin baskısına rağmen çok yaygın ve güçlü olarak etkisini sürdüren orjinal Mithra ( Kürdi'de karşılığının ''Mir '' olduğunu sanıyorum) inancının  ''yeni figürlerle'' takviyesiyle, mesela,  Abu Müslim, yani ''dini'' karakterin,  sosyo-ekonomik prensiplerden daha da ön plana çıkarılarak Arap-İslam işgaline karşı direniş ve var olma mücadelesinin bir nevi ''milli/dini'' ideolojisine dönüşmesi olarak açıklanabilir.

Nitekim tarihçi Claude Cahen de benim gibi düşünmüş ( elbette çok daha önce)  1968 de, ve İranlıların Abu Müslim'i bir ''Ulusal Kahraman'' gibi sevdiklerini yazıyor (s.332, Osmanlılardan önce Anadolu, Claude Cahen).

Tekrar geriye , Sasani çağına dönelim. Fasa'lı Zerdüşt'ün ideallerinden görünen o ki sadece kadınlarla olan şartı aynen Sasani İmparatoru Kawadh'ca benimseniyor ilk döneminde ve kaçmadan evvel (488-496).

Ama Kawadh sürgünden dönüp iktidar iplerini tekrar ele alınca, bir daha ağzına da, aklına da Zerdüşt'ün kuramı gelmeyecekti. O sıralarda zamanın Sasani resmi dini Zerdüştiliğin bir  rahibi olan Mazdak vaazlarına devam ediyordu.

Kendisi , rahibi olduğu Zerdüşt peygamber'in inancı değil, Fasa'lı Zerdüşt'ün ideallerini büyük bir hevesle dillendirdi ve neticede de Doğu Anadolu, Iraq ile Batı Iran ( yani  belli ki şimdiki Azerbayjan, Kürdistan vs.,)  da çok büyük isyanlar tetiklenmiş oldu.

Burada okuyucuya Mazdak'la ilgili kaynaklar ve bazılarında neler yazdığını verelim ( Browne, p.169) :

1. Mazdak, Bamdadh'ın oğluymuş ve Vendidad'ın Pahlavi çevirisinden bir pasaj'da  benzetmeyle  kendisinden bahsedilmiş. Ayrıca Pahlavi edebiyatının son ürünlerinden Bahman Yasht'ta '' lanetli Mazdak'' olarak geçmiş. Bir de Pahlavice yazılmış ve  sonra da İbnül Muqaffa'ca Arapçaya çevrilmiş Mazdak-namak varmış ama bu eser maalesef  kaybolmuş. Mamafih eserin içeriği bir noktaya kadar bazı Arap müelliflerin yazılarında geçmiş.

2. Mazdak isminin geçtiği Grekçe kaynaklar ise Procopius, Theophanes ve John Malalas.

3. Syriac ise yukarıda alıntısı verilen Joshua the Stylite.

4. Arapça da ise Al-Yaqubi, Shahristani, Tabari, Masudi, Hamza of İsfahani, Al-Biruni, İbnül Athir, Dinawari, Abül Fida.

5. Farsça'da ise Firdawsi ile Nidhamül Mülk geçiyor.

Devam edelim diğer pasajlarla : ''The Mazdakite association with deviant systems is consonant with the fact that it was among isolated  mountaineers (many of them Kurds) that Mazdakism survived (...)"

- ''Mazdakçılığın  toplum düzenine aykırı sistemlerle birliği , Mazdakçılığın  çoğu Kürd olan izole edilmiş dağlarda yaşayanlarda yer etmesi gerçeğiyle uyumlu görünüyor.''

Yazarlar böylece biraz ikircikli de olsa,  bu hareketin ana gövdesinin Kürd olduğunu teslim ediyorlar.

(DEVAM EDECEK)

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.