Dersim: Dersim soykırımının 80. Yıldönümü

Dersim: Dersim soykırımının 80. Yıldönümü

Dersim soykırımının 80. Yıldönümü nedeniyle düzenlenen bir konferans yapıldı.

A+A-

3 Temmuz günü Dersim’de, Dersim soykırımının 80. Yıldönümü nedeniyle düzenlenen bir konferans yapıldı. 
“80. Yılında Dersim Katliamı” adı altında yapılan konferansa yüzü aşkın kişi katıldı.
PSK Genel Başkan Yardımcısı Av. Hasan Dağtekin’in moderetörlüğünü yaptığı konferans Pir Rıza Katurman’ın yaptığı kısa bir konuşma ile başladı. Daha sonra PSK Dersim İl Başkanı Yekta Demirkapu yaptığı konuşma ile misafirleri selamladı.

Konferans’ın ilk konuşmacısı olan Av. Celal Baykara, soykırım suçunun uluslararası hukukta yer bulmasına ilişkin süreci değerlendiren bir konuşma yaptı. 
Bu konuda yaşanan gelişmeleri kısaca özetleyen Baykara, soykırım tanımına giren suçları tek tek sıraladı.

Soykırım suçunun sabit değil dinamik olduğunu, doğa katliamının da bu suç kapsamına girdiğini anlatan Baykara, 1937-38 yıllarında Dersim’de yaşananların soykırım olduğunu belirtti.
Dersim soykırımı konusunda bir gurup avukatla birlikte yaptıkları çalışma sonucu hazırladıkları belgelerle Uluslararası Suç Mahkemesine başvurduklarını anlatan Baykara, başvurularının kabul edildiğini, ama bunun Türkiye’nin bu mahkemede yargılanacağı anlamına gelmediğini dile getirdi.
Av Baykara’dan sonra konuşan Tunceli Vakfı Başkanı ve siyasetçi Kazım Arık Kırdki yaptığı sunumda, katılımcılardan, özellikle de çocuklarıyla Kırmançkı konuşmalarını istedi. 

Dersim’de yaşananlardan tek tek örnekler vererek yapılanların bir soykırım olduğunu ve Dersimlilerin de buna “Tertele” dediklerini dile getiren Azık, Dersim soykırımı konusunda yapılan sözlü tarih çalışmalarının önemine değindi, bu çalışmaların rejimin kendini haklı çıkartmak için ileri sürdüğü gerekçeleri tek tek çürüttüğünü anlattı.

Azık, Dersim soykırımdan sonra, 1939 yılında Genel Kurmay tarafından yayınlanan bir şiir kitabından bahsetti. “Dersimli şairler” diye sahte isimler adı altında yayınlanan şiirlerde Dersimli liderlere, toplum önderlerine hakaretler edildiğini, soykırımın yüceltildiğini anlatan Azık, “bari acımızla alay etmeyin” diyerek konuşmasını bitirdi.

Kazım Azık’tan sonra söz alan PSK Genel Başkanı Mesud Tek, Dersim’de yaşananların bir isyan, başkaldırı olmadığını, devletin yıllar önce hazırlayıp adım adım hayata geçirdiği bir plan uyarınca gerçekleştirilen soykırım olduğunu dile getirdi ve kendisinin Dersimlilerle birlikte yaşananları ifade eden “Tertelele” terimini kullanacağını söyledi.
Osmanlı döneminde başlamak üzere Terteleye kadar geçen sürede devletin Dersim konusunda onlarca rapor hazırladığını, bu raporların resmiyette inkarcı olan devletin, raporlarda ise gerçekçi olduğunu gösterdiğini söyledi.

Hazırlanan raporların ortak noktalarına değinen Tek, İttihat Terakki artığı Kemalistlerin Cumhuriyet ilanının bir anlamda ulussuz bir devlet ilanı olduğuna vurgu yaptı. Kemalistlerin TC devletine “Türk-İslam” temelinde bir ulus yaratmak için, Türkiye’de yaşayan Türk ve Müslüman olmayanlara yönelik her türlü insanlık dışı uygulamaya başvurduklarını anlatan Tek, Dersim Tertelesinin de temel amacının bu olduğunu söyledi. Devlet raporlarında da itiraf edildiği gibi “Dersim’in Kürd ve Alevi olan kimliği baskı ve zorla değiştirilmeli, Dersim Türk ve Müslüman yapılmalıydı” dedi.

Dersim Tertelesi konusunda yapılan sözlü tarih ve belgesel çalışmalarının gerçeğin ortaya çıkarılmasında önemli görevler yaptığına vurgu yapan Tek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakan iken Dersim konusunda yaptığı açıklamanın önemli olduğunu ama sadece açıklama olarak kaldığını söyledi. 
Dersimlilerin, adlarının geri verilmesi, işlenen suçlarla yüzleşme ve Seyid Rıza’nın mezarının açıklanması gibi masum taleplerinin karşılanmadığını, aksine atanan kayyumun Dersim sözcüğünün silinip yerine “Tunceli” yazmaya başladığını anlattı.

Tek bir soru üzerine, “Dersim Tertelesinin sorumlusunun Müslümanlar değil, devlet olduğunu, aynı devletin kendisine biat etmeyen Müslümanları da katlettiğini söyledi.

Konferansın bir diğer konuşmacısı olan sosyolog-yazar Yaşar Abdulselamoğlu, eşi ve kızının gözaltına alınması nedeniyle konferansa katılamadı.
Öte yandan konferansın başlama saatinde hiçbir yerde kesinti yaşanmazken sadece konferansın yapıldığı binanın elektriğinin kesilmesi ve konferansın mum ve ışıldaklar eşliğinde yapılması, izleyiciler tarafından kayyumun konferansa desteği diye yorumlandı!...

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.