Hollanda yapımı bir film, Kürtlerin köklerini Sümerlere dayandırıyor

.

 Hollanda’da çekimleri tamamlanan "Cemal" filmi, Kürt diasporasından genç bir çocuğun kimlik arayışını ve Kürt tarihinin Sümerlere uzanan köklerini işliyor. Filmin yönetmeni, tanınmış Hollandalı oyuncu ve sunucu Filip Reşid, projenin perde arkasını Rûdaw’a anlattı.

Filmin adı, yönetmen Filip Reşid’in babası ve tanınmış Kürt tarih profesörü Cemal Ahmed Reşid’e saygı niteliği taşıyor. Reşid, filmde anlatılan karakterin doğrudan babası olmadığını, ancak hikâyenin onun mirası üzerine kurulduğunu belirtiyor.

Amsterdam’ın Bijlmermeer bölgesinde büyüyen genç bir Kürt olan Cemal’in hikâyesini anlatan film, Döner dükkânında tanıştığı efsanevi bir Sümer karakter aracılığıyla köklerini keşfetmesini konu alıyor. Yönetmen Reşid, “Bu hikâye tamamen babamdan kalan tarihî miras üzerine kurulu” dedi.

"15 yıl önce yazdım, dünya hazır değildi"

Filip Reşid, hikâyenin ilk taslağını 15 yıl önce yazdığını ancak o dönem Hollanda’nın ve dünyanın bu türden hikâyelere hazır olmadığını söylüyor. Proje, yapımcı Peg Geymerts’in ilgisiyle yeniden hayat buldu.

“Bu benim Hollanda’da yönettiğim ilk proje ve aynı zamanda yıllar önce buradan ayrılmama neden olan hikâye. Bu açıdan çok özel,” diyen Reşid, filmi büyülü gerçekçilik türünde ve Hollanda’da geçen bir anlatı olarak tanımlıyor. Filmde Hollandaca’nın yanı sıra Kürtçe ve Sümerce diyaloglar da yer alıyor.

“Babam bana hep ‘Kürdistan’ın hikayesini anlat’ derdi”

Filip Reşid’in babası, akademisyen Cemal Ahmed Reşid, Kürt tarihini bilimsel yöntemlerle araştıran ve özellikle Kürtlerin Sümerlerle olan bağını ortaya koymaya çalışan bir isim. Filip Reşid, daha önce hip hop kültürü ve sokak sanatları üzerine programlar sunarken babasının kendisine sürekli "Kendi halkının hikayesini anlat" dediğini aktarıyor.

“Şimdi yaptığım film, onun bende ektiği tohumdu” diyen Reşid, bu filmin aynı zamanda babasına bir veda niteliği taşıdığını belirtiyor. Reşid, babasını kaybettiği dönemde IŞİD savaşının sürdüğünü ve onunla vedalaşamadığını da dile getirdi.

“Benim adım Alan, Kürt halkındanım”

Reşid, çocukken ailesinin ona "Filip" değil "Alan" diye seslendiğini söylüyor. Henüz üç yaşındayken yüksek sesle tekrar ettiği bir cümle bugün hâlâ hafızasında.  Reşid, “Benim adım Alan, Kürt halkındanım” dedi.

Bu cümlenin hayatının her dönemine yön verdiğini vurgulayan yönetmen, “Babam bizim bu gezegendeki en eski halklardan biri olduğumuzu söylerdi. Onun hayali bu gerçeği dünyaya anlatmaktı” diyor.

Film, Sümer araştırmalarıyla desteklendi

Filmde Sümerce diyaloglar yer alıyor ve bunun için özel araştırmalar yapılmış. Bir profesör projeye danışmanlık yaparken, oyuncularla Sümer dili, kıyafetleri ve kültürü üzerine detaylı çalışmalar yürütülmüş. Reşid, ortaya çıkan 15 dakikalık kısa filmin "daha büyük bir projeye dönüşme potansiyeli taşıyan bir konsept kanıtı" olduğunu söylüyor.

“Kürt hikayelerini dünyaya ulaştırmak istiyorum”

Filmin çekimlerinin zorlu geçtiğini, ancak güçlü bir ekip çalışmasıyla sürecin başarıyla tamamlandığını belirten Reşid, bundan sonraki hayalinin Kürdistan’da bir sinema filmi çekmek olduğunu söyledi.

Reşid, “Kürdistan hikayelerini, dünya izleyicisine hitap edecek bir sinema diliyle anlatabileceğimize inanıyorum. Çünkü bizim varlığımız ve söz hakkımız var. Bu filmle de bunu göstermek istiyorum,” diye konuştu.

Filip Reşid Rûdaw sunucusu Hemin Abdullah’ın sorularını yanıtladı:

Rûdaw: Cemal Reşid hakkında bir film yapma fikri nereden doğdu?

Filip Reşid: Her şeyden önce film doğrudan babam hakkında değil, babama saygı gösterisi olarak bir film. Çünkü hikaye genç bir Kürt hakkında. Amsterdam'ın Bijlmermeer bölgesinde büyüyen bu küçük çocuğun adı Cemal. Yani babamla aynı isimde. Bu çocuk çevresiyle hiç uyum sağlayamıyor, tek huzur bulduğu yer bir şavarma (Döner) dükkanı. Orada efsanevi bir Sümer karakteri tarafından yönlendiriliyor ve geçmişinin farkına varıyor. Bu hikaye, efsanevi unsurlar ve Sümerler hakkındaki bu bilgiler tamamen babamdan kalan mirasın üzerine kurulu.

Rûdaw: Neden şimdi bu filmi çekmeye karar verdiniz?

Filip Reşid: Çünkü şimdi bunun için hazırım. Hikayenin ilk metnini 15 yıl önce yazmıştım. O zamanlar Hollanda ve dünya bu tür hikayelere hazır değildi. Yaklaşık bir yıl önce, filmin yapımcısı Peg Geymerts metni aldı ve proje olarak sundu. İşte şimdi buradayız, çekimlerimizi yaptık ve çok güzel çıktı. Kürt, Hollandalı ve Surinamlı kişilerin karışımından oluşan nadir bir kadromuz var.

Rûdaw: Röportajımızdan önce neden Hollandaca yaptığını sormuştuk. Cemal Reşid'in anlattıkları, özellikle tarihimiz ve kökenlerimiz, dünyadaki herkes için ilginç bir şey. Çünkü ilk medeniyetin nereden ve nasıl geldiğinden bahsediyor?

Filip Reşid: Filmim büyülü gerçekçilik hikayesi ve mekanı Hollanda. Çünkü ben burada büyüdüm. Babam bizim burada güvenle büyümemizi sağladı. Annem beni büyüttü. Bu yüzden filmin konuşma dili Hollandaca, ama diyalogların çoğu Kürtçe ve Sümerce. Bu nedenle çok araştırma yaptık ve oyuncularla doğal ve gerçekçi bir his vermeye çalıştık. Bence hikayeyi özel kılan şey, Kürt diasporası hikayesinin bizim yaptığımız şekilde pek anlatılmaması.

Rûdaw: Hollanda medyası, sineması ve televizyonunda uzun bir kariyeriniz var. Bu proje yaptığınız en zor iş miydi yoksa daha zor işleriniz de var mıydı?

Filip Reşid: Bunun özelliği, 15 yıl önce Hollanda dışında çalışma kararı vermeme neden olan proje olması. Çünkü burada bunu yapmak için yeşil ışık alamadım. Bu yüzden şöyle düşündüm: Eğer kendi bölgemizin hikayelerini anlatmak istiyorsam, orada olmam gerek. İşte şimdi buradayız, 15 yıl sonra, Hollanda'da yönetmen olarak çektiğim ilk projeyle aynı projeyle. Bu açıdan benim için çok özel.

Rûdaw: Bizim Kürtler olarak Cemal Reşid veya mirası hakkında bilmediğimiz ve bu filmde göreceğimiz yeni bir şey var mı?

Filip Reşid: Kişisel konuyu anlaman için sana bir şey anlatayım. Ben "babalar gibi" işlerimi MTV ve VPRO gibi Hollanda kanalları için sunucu olarak yapıyordum. Hepsi hip hop ve sokak sanatları üzerineydi. O izliyor ve bana soruyordu: Neden bu işlerle uğraşıyorsun? Neden kendi kültürümüzün hikayelerini anlatmıyorsun? Şimdiki filmim oradan doğan ilk proje. Bu, o dünyaları birleştirmem ve hayali bir şekilde anlatmam için onun bende ektiği tohumdu.

Rûdaw: Daha önce Kürtler için böyle bir çalışma yapmış mıydınız?

Filip Reşid: Hayır, hiçbir zaman böylesi bir çalışma içerisinde bulunmadım.

Rûdaw: Şimdi düşününce, bunu daha erken yapmış olmalıydı diyor musunuz ?

Filip Reşid: Daha önce denemiştim. Babamla birlikte film yapmayı çok istiyorduk ve çok konuştuk bunu. Ama yaşamın zorlukları bunun öne geçti, savaş bunun öne geçti. Bu yüzden şimdi en kişisel şekilde bu işi yapmanın zamanı geldiğini düşündüm. Ayrıca babamdan hiçbir zaman düzgün veda alamadım. Çünkü vefat ettiğinde IŞİD savaşı vardı. O dönemde onunla yaşamıyordum ve bu çok zordu. Bu şekilde o anıyı da canlandırmak istiyorum.

Rûdaw: Son zamanlarda çok zaman geçirdiniz mi birlikte?

Filip Reşid: Bir süre ona hizmet ettim. Tabii ki çok bağımsız bir adamdı ve gerçekten istediğini yapıyordu. Bir dönemde sağlık durumu çok kötüleşti, bu daha çok diyabet hastalığından dolayıydı. O zaman onu hastaneye götürdüm, kendisi istemese de. Ama ben her gün ona insülin iğnesi yapıyordum. Çünkü kendisi bunu yapmak istemiyordu. O dönemde birkaç farklı şekilde ve çok yakın birlikteydik, bu çok özeldi.

Rûdaw: Babanız Kürt olmakla ve halkımız hakkında neler söyledi ki bu şekilde aklınızda kaldı?

Filip Reşid: Bunu düşündüğümde, bir cümle aklıma geliyor. Ailem bana hiçbir zaman Filip demezdi. Bana Alan derlerdi. Yaklaşık 3 yaşındayken bir cümlem vardı ve yüksek sesle tekrarlardım: "Benim adım Alan, Kürt halkındanım." Bu hep aklımda kaldı. Hep tarihimizin ne kadar güzel ve zengin olduğunu bilmemi isterdi. Ayrıca bizim bu gezegendeki en eski halklardan biri olduğumuzu, çok özel bir tarihle. Bunu aktarmayı hayatının temel görevi olarak görüyordu. Bildiğin gibi bunu dünyaya ulaştırmaya çalışıyordu. Bizim de var olma hakkımız olduğunu anlatmaya... Bu benim de bu filmle yapmak istediğim şey. Biz Kürtler dünya medyasında görünmüyoruz, haberlerde adımız geçmiyor. İnsanlar bizim adımızın "Kur" ve "Kurda"nın Sümer medeniyetinin eski kil tabletlerinde geçtiğini bilmiyor. Bunu tüm dünyaya ulaştırmak istiyorum. Onlara diyeyim ki: Biz varız, varlığımız var ve kendi sözümüzü söyleme hakkımız var.

Rûdaw: Sen Hollanda'da büyüdün ama Bulgaristan'da doğdun, Bulgar bir anne ve Kürt bir baba. Bulgar ya da Hollandalı olmaktan çok Kürt olduğunu hissediyorum diyorsunuz. Doğru mu anladım?

Filip Reşid: Neden öyle düşündünüz?

Rûdaw: Sözlerinden belli. Kalbinin derinliklerinden Kürdistan'dan, tarihimizden ve halkımızdan bahsediyorsunuz.

Filip Reşid: Tamam, bu varlığımın büyük bir parçası. Çünkü çok düşünüyorum ve onunla büyümedim. Bu yüzden onunla çok derin bir bağım var. Belki insanlar kendi ülkesinde büyümeyi, kendi yemekleri ve her şeyiyle normal bir şey olarak karşılayabilir. Ben bütün bunlardan mahrum kaldım. Bu yüzden ona çok değer veriyorum.

Rûdaw: Bu Cemal Reşid'in babanız olmasından mı? Yoksa sonradan kendiniz şu hissi geliştirdiniz mi: Ben Kürdüm, bu konuda daha fazla bilmem gerekiyor dediniz mi?

Filip Reşid: Şüphesiz hep babam aracılığıyla bu bana ulaştırıldı. Kürt kimliğimi öğrettiği eski bir ses kaseti bile var. Bu hep rol oynamış, ama içimden geliyor. Hep babamla bu bağım olsun istedim. Hep kültürümle bağım olsun istedim. Çünkü ondan kopmışım. Dolaylı yoldan acı çektim, doğrudan değil ama şüphesiz hayatımın her şeyi üzerinde etkisi oldu.

Rûdaw: Kürdistan'da akrabanız var mı, onlarla ilişkin nasıl?

Filip Reşid: Güzel ve iyi bir ilişkimiz var.

Rûdaw: Öyle mi?

Filip Reşid: Evet, çok güzel ve büyük bir ilişki. Biliyorsun bu da çok güzel. Çünkü biz Hollanda'da çok küçük bir aile içinde büyüdük. Sonra Kürdistan'daki büyük aileyi gördüm. Bulgaristan'da da öyle. Orada da çok büyük bir ailemiz var. Kürdistan'daki büyükannelerimin kim bana yemek yapacağı konusunda kavga etmeleri güzeldi. Bu güzel değil mi? Biliyorsun, kültürümüz sıcak ve canlı.

Rûdaw: Yani Kürdistan'ı ziyaret ettiniz mi?

Filip Reşid: Evet. İlk kez 2000'de, sonra 2019'da. 2010'da film yapmak için oraya gitmek istemiştim. O zaman babamla Kültür Bakanı'nın yanına oturduk, Kürdistan hikayelerini sinema tarzında nasıl anlatabileceğimiz konusunda konuşmak için. Biliyorsun eskiden hikaye anlatımı daha çok kitaplarla olurdu. Ondan da önce hepsi sözlü olarak anlatılan hikayelerdi. Ama şimdi görsel medya çağında yaşıyoruz. Bu yüzden hikayelerimizin görsel olarak anlatılması gerek. Bu hikayeleri dünyaya ulaştırmak çok önemli.

Rûdaw: Filme geri dönelim. Çekim için çok zorluk çektiniz mi? Tamamlandı mı?

Filip Reşid: Bir yıl meşgul olduk ve gerçekten çok iyi bir ekibimiz vardı. Çok araştırma da yaptık. Bir profesör Sümer bölümüne yardım etti. Teoriler olsa da kimse dilin tam olarak nasıl konuşulduğunu, nasıl ses çıkardığını ya da Sümer insanlarının nasıl giyindiğini tam olarak bilmiyor. Bu yüzden gerçekten iyi bir ürün yapmak için çok daha fazla çaba sarf ettik. Şimdi 15 dakikalık kısa bir film. Tabii en büyük bütçe ayrılmadı ama çok sevgi ve tutku var içinde. Umarız bu bir "Proof of Concept" olur, yani bundan daha büyük bir film yapabileceğimizin kanıtı olur.

Rûdaw: Biz seni Hollanda'da ünlü aktör olarak, televizyon sunucusu olarak, bazen sahne sanatlarında, şimdi de yönetmen olarak görüyoruz. Bunların dışında başka nelerle uğraşıyorsunuz?

Filip Reşid: Her şeyden önce ben bir insanım. İşte nedenle insan hikayeleri anlatmak istiyorum. Her şey oradan kaynaklanıyor. Yaptığım her şey o dürtüden: Ben biriyim, söyleyecek bir şeyim var. Bu yüzden insanlık filmlerimin en önemli şeyi. Özellikle kimlik, insanlık ve ezilen kahramanlara (underdog) rol verme konuları.

Rûdaw: Bu filmi Hollanda'da yaptınız, gelecekte çekmek istediğiniz filmi kendi ülkeniz olan Kürdistan'da yapacak mısınız?

Filip Reşid: Umarım o köprüyü kurabilirim. Benim işlerimin uluslararası bir yaklaşımı var. Buna tamamen inanıyorum çünkü şüphesiz ben uluslararası bir kişiyim. Ayrıca Kürdistan hikayelerini dünya insanlarına ulaşabilecek şekilde anlatabileceğimize inanıyorum. Bunu sinema filmi yoluyla yapmayı çok istiyorum. Çünkü bu benim sunabileceğim şey.

Rûdaw

Siyaset Haberleri

BM Güvenlik Konseyi Irak gündemiyle toplanacak
Katar basını: Kor Mor'a saldırı Xurmatu'dan gerçekleştirildi
YNK’de üst düzey istifa
Başkan Barzani: 'Kürdistan Diasporasının çabaları ulusal bir projedir'
Irak, Güney Kore yapımı hava savunma sistemi teslim alacak: Kürdistan Bölgesi kapsam dışı