PAK ve PSK’den Milliyet Gazetesi yazarının gerçek dışı ithamlarına dair kamuoyunu bilgilendirme

PAK ve PSK’den Milliyet Gazetesi yazarının gerçek dışı ithamlarına dair kamuoyunu bilgilendirme

Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) Genel Başkanı Mustafa Özçelik ve Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Genel Başkanı Hıdır Tek Milliyet Gazetesi yazarının gerçek dışı ithamlarına dair kamuoyunu bilgilendirme yaptı.

A+A-

Haber Merkezi - Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) Genel Başkanı Mustafa Özçelik ve Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Genel Başkanı Hıdır Tek’in ortaklaşa yaptıkları açıklama şu şekilde:

“Milliyet Gazetesinde 13.04.2020 tarihinde 16. sayfasında Hakkı Öcal imzası ile yayınlanan “Iraktaki partiler kimden yana?” başlıklı makalede, partilerimiz, Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) ve Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) hakkında haksız ithamlarda bulunuldu. Adı geçen makale, hukuka ve gazetecilik meslek ilkelerine aykırı bilgiler ve yorumlar da içermekteydi. Bu mesnetsiz, doğru olmayan ve hukuka aykırı olan ithamlar hakkında yazara ve adı geçen gazetenin Sorumlu Müdürü’ne tekzip gönderdik. Ne yazık ki Milliyet Gazetesi tekzip yazımıza yer vermeyerek bir yandan yasaların bize verdiği bir hakkımızı çiğnemiş;  öte yandan hak, hukuk, adalet ve gazetecilik ahlakına uygun bir davranış sergilememiştir.

Her şeyden önce bilinmesini isteriz ki, Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) ve Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) Türkiye’de yasal olarak kurulmuş, siyasi ve demokratik yol ve yöntemlerle faaliyetlerini sürdüren partilerdir. Sayın yazar Yargıtay’ın sitesine girme zahmetinde bulunsaydı eğer, bu yalın gerçeği görecekti. Ama anlaşılıyor ki yazarın gerçeklerle bir ilişkisi yok. O kendisine ezberletilen şoven ve düşmanlaştırıcı söylemleri tekrarlamayı gazetecilik olarak görüyor.

Öte yandan Partilerimiz, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)’nin örgütlenme özgürlüğü ile ilgili hükümlerinin sağladığı güvenceler altındalar. Tekzip yazımızın yayınlanmamasından doğan mahkemeye başvurma hakkımızı ve Anayasa, yasalar ve Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslar arası  sözleşmelerden doğan haklarımızı sonuna kadar kullanacağımızın bilinmesini istiyoruz. 

Yazar,  “talihsiz” olarak değerlendirdiği 25 Eylül 2017 tarihinde Kürdistan Bölgesi’nde yapılan bağımsızlık referandumuna yönelik, diğer bazı siyasi parti ve guruplarla birlikte yaptığımız dayanışma çabalarımızı da çarpıtıyor. Bizi Güney Kürdistanlı partiler olarak niteliyor ve İsrail ve ABD bayraklarıyla Hewlêr’de gösteri yaptığımızı yazıyor. Oysa biz bağımsızlık referandumuna yönelik dayanışma eylemlerini ve faaliyetlerimizi Türkiye ve Kürdistan’da, kamuoyunun gözü önünde yaptık. Ama iftira ve gerçekleri çarpıtmayı meslek edinenler için tüm bunların hiçbir önemi yok.

Oysa biz yukarıda da söylediğimiz gibi, Türkiye’de kurulan ve faaliyet alanı Türkiye ve Kuzey Kürdistan olan siyasi partileriz. Ve partilerimiz; Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) ve Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Türkiye’de Kürt ve Kürdistan meselesi dahil tüm sorunların siyasi, demokratik yol ve yöntemlerle ve diyalog yoluyla çözümünden yanadır ve bu temelde faaliyetlerini sürdürmekteler. Partilerimiz, yaşadığımız sorunların şiddetle veya savaşla çözülemeyeceğini her fırsatta ve yüksek sesle dile getirmektedirler.

Partilerimiz, Kulp’ta 5 sivil Kürdün bombalı bir saldırıda yaşamını  yitirmesi münasebetiyle yapmış olukları bir açıklamada , PKK’ye silahları susturması, ateşkes yapması, Türkiye Devlet’ine  de Kürd sorununu diyalog ve barışçıl yöntemlerle çözme çağrısında bulundukları için, Milliyet Gazetesi’ndeki söz konusu makalede partilerimiz PKK ile ilişkide ve onun kontrolünde olan partiler olarak gösterilmiştir. PKK ile aramızda bir aidiyet bağı olduğu ileri sürülmüştür. Hiçbir belgeye dayanmayan ve tamamen hayal ürünü olan, partilerimizin bağımsız siyasi kimliklerini yok sayan  bu belirleme, aslında Kürd sorununu şiddet temelinde çözmek isteyen  Türkiye Devleti’nin “Kürd eşittir PKK, PKK eşittir terör” denklemine dayanan resmi politikasını yansıtmaktadır.  

Bugün Milliyet ve benzeri havuz medyası, halka gerçekleri anlatmak gibi ahlaki görevlerini bir kenara bırakarak, Kürdlerin meşru milli, demokratik temel hak ve özgürlüklerinden bahseden herkesi, her kurumu ve siyasi yapıları, Türkiye Devleti’nin resmi politikası çerçevesinde “terörist”, “teröre yardım etmekle” niteliyorlar, ırkçı ve şoven çevrelere hedef olarak gösteriyorlar.

Milliyet gazetesi ve adı geçen yazar da, Türk toplumundaki ırkçı ve şoven duygulara seslenerek, partilerimizi hedef olarak göstermiştir. Zaten bu çevrelerin tehdidi altında olan ve sık-sık saldırıya uğrayan Partilerimize yönelik yapılması olası yeni saldırılarda adı geçen gazete ve yazar da sorumlu olacaktır.

Makalede dile getirilen hiçbir somut bilgi ve belgeye dayanmayan ithamlar demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan, demokratik yol ve yöntemlerle, halkımızın özgürlüğü ve eşitlik, demokrasi, adalet için faaliyetlerini sürdüren partilerimizi kamuoyunda hedef haline getirmiştir. 

Makalede yer alan ithamların doğru olmadığını, mesnetsiz ve hukukun temel ilkelerine aykırı olduğunu, hukuki tüm haklarımızı saklı tutarak, kamuoyu ile saygıyla paylaşıyoruz.

22 Nisan 2020

Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK)

Genel Başkanı Mustafa Özçelik

 

Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK)

Genel Başkanı Hıdır Tek

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.