Öcalan’ın Siyasi Çöküşü Derinleşiyor: Tarihsel Misyonu Tamamlandı, Halkı Sattı!

Öcalan’ın Siyasi Çöküşü Derinleşiyor: Tarihsel Misyonu Tamamlandı, Halkı Sattı!

.

A+A-


Mahmut Uzun

Abdullah Öcalan, bir dönem Kürt halkının özgürlük umudu olarak ortaya çıktı. Ancak bugün geldiğimiz noktada, bu figür sadece Kürt halkının değil, tüm ezilenlerin mücadelesine karşı konumlanmış bir işbirlikçidir. Türk devletinin açık aparatı haline gelmiş, Kürt halkının iradesini boğmak için kullanılmıştır.

Bugün Öcalan ve örgütü  siyasal olarak yerlerde sürünüyor. Birileri onu yeniden diriltmek, halk nezdinde meşrulaştırmak için Şeyh Said’in adını kirli planlarına alet etmeye çalıştılar.  Ancak geçmişte on binleri meydanlara toplayan bu yapı, artık yüz kişiyi bile bir araya getiremiyor. Sözlerinin, çağrılarının, hatta gölgesinin bile bir karşılığı kalmadı. Çünkü halkın hafızası vardır. Hiç bir  ihanet unutulmaz.

1999: Devletle Uzlaşmanın İtirafı

1999 yılında yakalanıp Türkiye’ye teslim edildikten sonra Öcalan, İmralı’da verdiği ilk ifadelerde şunları söyledi:
    1.    Mustafa Kemal benim rehberimdir.
    2.    Türkiye bizim vatanımızdır.
    3.    Kürtler, Türk ulusunun bir parçasıdır.
    4.    Ben Kürtçü değilim.
    5.    Türk bayrağını öperim.

Bu ifadeler, sadece politik bir geri çekilme değil; Kürt halkının tarihsel taleplerine ve uğruna can verilen mücadeleye açık bir ihanetti. Bu sözler, Mazlum Doğan’a, Kemal Pir’e, Hayri Durmuş’a, Sakine Cansız’a ihanettir. Halkın kanıyla yazılmış bir tarihi, devlete “sadakat”le silmeye çalışmaktır.

2025: Kürtleri Aşağılama Üzerine Kurulu Son Kongre Raporu

Aradan geçen yıllarda Öcalan çizgisi iyice çözüldü, devlete entegre oldu, halk düşmanlığına dönüştü. Son olarak 2025’te sunulan kongre raporunda şu satırlarla karşılaşıyoruz:
    1.    Barzaniler, Bedirxaniler, hatta Şeyh Said ve Seyid Rıza’nın torunları Judenratlaşmıştır.
    2.    Barzaniler ve Talabaniler hâlâ Kürdistan devleti kurmak istiyor ama güçleri yoktur. Kursalar da kukla olurlar.
    3.    1992’deki Kürt federe devletini bize karşı kurdular.
    4.    Kürt milliyetçiliği ilkel komprador burjuvazidir.
    5.    Ulus-devlet (Kürdistan) nasıl kapitalizmin silahıysa, halkların silahı da “komündür”. Kürtler belediyecilikle yetinsin!
    6.    Zagroslar’dan gelen Kürtler “geri kalmış çöplük bir kültür kalıntısıdır”, Türklük içinde asimile olmalıdırlar.

Bu, yalnızca siyaseten tükenmiş bir liderliğin çırpınışı değil, aynı zamanda aşağılık bir asimilasyon çağrısıdır. Türk devletinin yıllardır kurmaya çalıştığı “iyi Kürt–kötü Kürt” stratejisinin içeriden tamamlanmış halidir bu. Hem tarihe hem halka düşmanlık eden bir metindir.

Tarihsel Gerçekler: İsyandan İtaate Uzanan İhanet

Kürt halkının tarihinde Bedirxan’dan Şeyh Ubeydullah’a, Şeyh Said’den Seyid Rıza’ya, Qazi Muhammed’den Mela Mustafa Barzani’ye dek uzanan bir isyan geleneği vardır. Bu halk, bastırılmış ama asla teslim olmamıştır.

Öcalan ise bu geleneğin devamı değil, inkârıdır. 1990’ların başında halkın öfkesini ve umudunu arkasına aldı; 2000’lerle birlikte bu gücü devletin denetimine sundu. Kandil’den İmralı’ya, sokaktan belediyeye taşınan mücadele, yavaş yavaş halktan koparıldı; bir “sivil itaat” aparatına dönüştürüldü.

2013-2015 çözüm süreci denilen aldatmaca, bu dönüşümün nihai adı oldu. Bugün ise Öcalan, sadece devlete hizmet eden bir sembol haline gelmiş, halkın vicdanında hükmünü yitirmiştir. Kendi örgütünü feshetmiş, silahlı mücadeleyi terk etmiş, Kürt halkına ise “komün kurun, belediyecilik yapın, devlet istemeyin” demekten başka bir şey kalmamıştır.

Son Söz: Bu Halk Unutmaz!

Bu halk, kendisini aşağılayanları lider kabul etmez. Öcalan artık ne bir liderdir ne de bir gelecek projesidir. Siyasi olarak çökmüştür. Onu yeniden diriltmeye çalışanlar, halkın hafızasını silmeye çalışanlardır. Ama biz unutmuyoruz.

Şeyh Said’in, Seyid Rıza’nın, Qazi Muhammed’in, Mela Mustafa’nın, Leyla Qasim’in mirasını Öcalan’ın çürümüş ideolojisine teslim etmeyeceğiz.

İhaneti unutmayacağız, unutturmayacağız!
Halkımızın onurlu mücadelesi Öcalan çizgisiyle değil, ona karşı yürütülecektir!

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.