“Muş Vartolu olan ve Versailles’in Clagny-Glatigny semtinde yaşayan Ayşe Aslan, polisin verdiği bilgiye göre en son 20 Ağustos 2025’te görüldü”.(Nupel Haber)

Dünya’nın birçok yerine-ülkesine mülteci olarak dağılan Kürtlerin sorunları bir araştırılırsa, az yukarıda Nupel Haber’de verilen vaka gibi basına yansıyan (aslında daha çok da yansımayan) yığınca vahim olaylar ortaya çıkar!

Kürtler neden mülteci olmuşlar?

Herhalde hiç kimse durup dururken, yani keyfi öyle istediği için, tüten ocağını, toprağını ve vatanını terk edip yollara revan olmaz. Öyle ya, kim bulunduğu yerde hayatından memnunsa, mutluysa, orayı seviyorsa neden bir meçhule yolculuk yapıp göçsün ki? Kim gezmek, farklı diyarları görmek isterse turist olarak bu hevesini kırmanın yolu açık. Öyleyse olanakları da varsa birileri neden mülteci olsunlar ki? Demek ki insanlar, kendi vatan topraklarında insanca yaşamanın ve barınmanın koşul ve olanaklarına sahip olamadıkları için kimi yasal yolları kullanıp göçerek, kimi de yasal olmayan yolları bir şekilde kullanıp kaçarak dünyanın çeşitli ülkelerine (devletlerine) sığınmaya mecbur kalıyorlardır. Birileri sahip oldukları serveti yeterli görmüyorsa, sermayesini büyütmeyi düşlüyorsa, o mülteci olmayı değil, uluslararası parsadan nimetlenmeyi düşünüyordur. Onun mültecilikle işi olmaz.  

Kürtler kaçarken-göçerken saldırılara uğradıkları, vuruldukları, sularda toplu boğuldukları medyalara da yansımıştır. Yollarda çektikleri yetmezmiş gibi gittikleri yerlerde ırkçı ve faşist saldırı ve politikalara da maruz kaldıkları biliniyor. Hatta kimi çetelerin tuzağına düşüyor, kimi farklı güçler tarafından istismar ediliyor vesaire…  Oturum almak veya vatandaşlık hakkı elde etmek için nasıl süreçler yaşadıkları da malum. Hatta oturum veya vatandaşlık aldıktan sonra da ötekileştirildikleri, baskı ve şiddete maruz kaldıkları da sık sık medyalara konu olmuştur. Çok daha değişik sorunlar yaşadıkları da söz konusu.

Ezcümle Kürtler, ne kendi öz vatan topraklarında barınabiliyorlar ne de mülteci oldukları ülkelerde rahat bırakılıyorlar. Problematik şu ki özgürlük için mücadele edenler ya öldürülürler ya mahpus olurlar. Geri kalanlar da baskı altında tutulur ve sıkı takibe maruz kalırlar. Her hâlükârda hayat (!) onlar için çekilmez olur. Dolayısıyla kaçak yollar kullanarak canlarını kurtarmaya bakarlar… O da şimdilerde hayli zorlaştırılmıştır.

 Nedendir bütün bunlar? Çünkü Kürtler özgür değillerdir, otokton oldukları toprakta-coğrafyada kırk milyona varan nüfusuyla henüz sömürgeliği aşamamış bir ulustur. Kendilerini koruyacak devletleri yoktur.

İnsan düşünmeden edemiyor! Ne olacak Kürtlerin halleri?..

İşte, Kürt kadın Avukat Ayşe Aslan’da bunlardan en talihsiz olanlardan biridir. Kendisi Fransa’da okumuş avukat olmuş, ama böyle kötü bir olayı yaşamaktan da kurtulamamıştır, maalesef!

Bu olay, en başta Fransa toplumunun ve polisinin ayıbıdır. Çünkü çağdaş bir toplumda bu tür vakalara olanak tanınmaz, tanınmamalıdır da. Çünkü Fransa polisi, bu denli vahim bir olayı çözmekte aciz düşmüştür. Keza Kürtlerin sorunlarına duyarsız kalan dünyanın da ayıbıdır bu olay. Büyük ayıptır! 

Abdürrahim GÜMÜŞTEKİN

19.9. 2025/MUŞ