Moskova Mutabakatı'nda gizli maddeler mi var?

Moskova Mutabakatı'nda gizli maddeler mi var?

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında imzalanan mutabakatla şimdilik dinmiş gibi görünse de, mutabakatın içeriği tartışma konusu olmaya devam ediyor.

A+A-

Haber Merkezi - İdlib'de sadece şubat ayında 50'den fazla Türk askerinin hayatını kaybetmesine neden olan çatışmalar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında imzalanan mutabakatla şimdilik dinmiş gibi görünse de, mutabakatın içeriği tartışma konusu olmaya devam ediyor. Altı saat süren görüşmede kaleme alınan mutabakat ile kritik öneme sahip Halep-Şam otobanını birbirine bağlayan M4 otoyolunun denetimi de Rus-Türk ortak devriyelerinin kontrolüne bırakıldı. Bu madde ile Türkiye'nin yol üzerindeki denetimini kaybettiği yorumları yapılmıştı.

Karar'ın haberine göre, 5 Mart mutabakatıyla Türkiye sınırına iki buçuk kilometre uzaklıktaki Al Havre köyünden de Serakib'in kuzeyindeki Turanbah’a kadar olan hattın kuzeyi ve güneyinde altışar kilometrelik alan silahsızlandırılacak. Bu hatta Türk-Rus ortak devriyeleri gezecek. Devriyelerin nasıl yapılacağı, toplam 12 kilometreyi bulan silahsız alanın nasıl sağlanacağı konuları ise Türk ve Rus subaylar arasında 15 Mart’a kadar yapılacak toplantılarla karara bağlanacak. 

İdlib'i Türkiye'nin güvenliği açısından 'olmazsa olmaz' ilan eden siyasi yaklaşımın Moskova'da imza attığı mutabakatla ilgili soru işaretlerine değinen Korkusuz yazarı Ahmet Takan, "Moskova Mutabakatı’nın gizlenen maddeleri var mı" başlıklı, 7 Mart tarihli yazısında bir dizi eleştiride bulundu:

"Konuşmaya gelince mangalda kül bırakmayanların gittiği ve 6 saat süren Moskova Zirvesi’nden ne çıktı?.. Çıka çıka 3 maddelik “mutabakat” çıktı!.. Adı üstünde 'mutabakat' ama öyle olmadığı yüzlerinden, duruşlarından belli oluyordu. 'Mutabakat”tı ama metni Rusya ve Türkiye Dışişleri Bakanları ayrı ayrı okuyordu. Okunurken bizdekilerin yüzü sirke satıyor, Putin, o malum sinsi gülüşü ile işin tadını çıkarıyordu!.. Kestirmeden söyleyelim; Soçi Mutabakatı’nın ruhuna el-Fatiha!.. Bundan sonra İdlib’de Rusların görüşlerini esas alan Moskova Mutabakatı yürürlükte…"

Ancak Takan'ın yazısında dikkat çektiği önemli hususlardan biri de, 21.Yüzyıl Enstitüsü Başkanı stratejist Cahit Armağan Dilek’in, "Sanırım hiçbir somut anlaşma yok. Günü kurtarmak için M4 etrafında güvenli koridor ilan etmişler. Çünkü perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Anlaşılan o ki, ya bilinmezlikler çok, detaylar üzerinde konuşulmaya devam edecek ya da gizli-özel maddelerde anlaşıldı ve bunları açıklamadılar, uygulandıkça göreceğiz. Benim tahminimde birincisi ağırlık basıyor" ifadeleri oldu.

Takan, Armağan'ın mutabakat ile ilgili şu tespitlerine yer verdi:

"Mutabakatta Suriye ordusunun mevcut pozisyonundan geri çekileceğine ilişkin bir hüküm ve ima yok. M4 üzerindeki ortak devriyenin Suriye kontrolündeki Serakib’in batısından başlayacak olması da bunun işareti. Yani Suriye ordusu ne aldıysa elinde kaldı.

Mutabakatla ilan edilen ateşkes hattı aslında sahadaki gerçeklerin yansıması oldu. Askeri-politik resim bunu dikte ediyordu. Hayali hamasi hedeflerle hareket eden iktidar bu gerçekleri kabul etmek zorunda kaldı. Ama bu kalıcı ateşkes ve barış sağlandığı anlamına hiç mi hiç gelmiyor. Çünkü ABD/İsrail politikaları işliyor.

Rusya ve Suriye’nin tutumu da belliydi. İdlib, Suriye toprağıydı. Er ya da geç kontrol altına alacaklardı. İdlib’deki terörist varlığına oradan Suriye/Rus mevzilerine yönelik saldırılara daha fazla tahammül göstermeyecekleri belliydi. Defalarca açıkladılar. Türkiye’ye Soçi Mutabakatı’ndaki sorumluluklarını yerine getiremediklerini bir yıldır söylüyorlardı. Salam taktiğiyle safha safha da İdlib’i kontrol altına alıyorlardı. Putin, aniden olmasını istemiyor. Erdoğan’a zaman tanımak istiyor aynı zamanda da Türkiye’yi yanında tutuyor, Batı’dan ayıracakmış gibi bir sürece sokuyordu. Yani krizin adeta savaşa dönüştüğü bir ortamda bir ateşkes zamanı geldiği aşikardı. Hem Suriye hem de Türk tarafı yeni pozisyon almak için zamana ihtiyaçları vardı, bu ateşkes süreci onun için kullanılacaktı. Şubat başında Ruslar bugünkü mutabakatın neredeyse aynısını önermişti. M4 karayolu doğal bir ateşkes hattı olarak ben buradayım diyordu. O zaman soralım; Niye o zaman kabul edilmedi? Ne oldu da şimdi kabul edildi?

‘Ateşkes ilan edildi’ deniyor ama mutabakat metninde ‘ateşkes’ kelimesi yok. ‘Temas hattı boyunca askeri faaliyetler durdurulacak’ deniyor. Kimin muhatap alındığı belli değil. Bu söz kime? Terör örgütleri mutabakat dışı olduğuna göre, onları 12 kmlik koridordan kim çıkaracak? Türkiye 40 bin kişilik HTŞ ve bağlısı gruplara operasyon yapmayı göze alabilecek mi?"

 

Ahval

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.