Kamu bankaları çöktü: Bedelini vergi ve zamlarla halk ödeyecek

Kamu bankaları çöktü: Bedelini vergi ve zamlarla halk ödeyecek

.

A+A-

Merkez Bankası’nın enflasyon ve kur artışlarının zincirini çözüp yüzde 20’ye varan enflasyona rağmen faizi yüzde 16’ya indirerek piyasaları kaderine terk etmesiyle hızlanan ekonomik kaos ve öngörülemezlik, kamu bankalarının bilançolarında yaşanan ağır hasarla yeni bir yıkımın sinyallerini vermeye başladı.

Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarlık kayıp rezerviyle ilgili tartışmalar sürerken Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) bankacılık sektörünün eylül sonu üçüncü çeyrekle ilgili açıkladığı veriler ağır kâr ve kan kayıplarının kamu mevduat bankalarına sıçradığını ortaya çıkarttı.

Açıklanan son rakamlar yerli özel ve yabancı bankaların kârlarını katlamasına karşılık kamu bankalarının tıpkı Merkez Bankası’nın rezerv kaybı gibi bilançolarındaki hasarın büyüdüğünü, hazineye yüklenecek milyarlarca lira tutarındaki görev zararlarının kapatılması için yüklü vergi artışları ve yeni zamların kaçınılmaz hale geleceğini gösterdi.

BDDK’nin yayınladığı rakamlara göre, 2021 Eylül sonu itibarıyla bankacılık sektörünün net kâr toplamı 56 milyar 981 milyon lira. Bu tutar sektörün kârının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22,7 büyüdüğü anlamına geliyor.

Buna karşılık kamu mevduat bankalarının net kârı ise söz konusu dönemde adeta eriyerek yüzde 56 azaldı. Geçen yıl üçüncü çeyrek sonunda 12,5 milyar TL olan kamu mevduat bankalarının kâr toplamı bu yıl 7 milyar liralık düşüşle 5,5 milyar liraya geriledi.

Bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü 7 trilyon 46 milyar 833 milyon olurken, 2020 sonuna kıyasla aktiflerde yüzde 17,3 büyüme ve 940,3 milyar TL artış sağlandı.

Aktifler içinde en büyük kalemi oluşturan krediler, 4 trilyon 38 milyara ulaştı.

Diğer yandan bankaların en büyük fon kaynağını oluşturan mevduatlarda da geçen yılsonuna kıyasla yüzde 19’a varan yükseliş yaşandı ve mevduatların toplam tutarı 4 trilyon 106 milyar 751 milyon TL seviyesine geldi.

Bankacılık sektörünün yüzde 22,7’lik net dönem kârı artışında en büyük katkı yerli özel ve yabancı mevduat bankaların bilançolarında.

Geçen yıl salgın sürecinde temmuz ayından itibaren normalleşme ve kısmi açılma kararı alındıktan sonra, dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı kararlarla kamu bankaları düşük faizli konut, otomobil, tatil kredisi, ihtiyaç kredisi vb. dağıtmaya başlamıştı.

Kamu mevduat bankaları düşük faizli kredi kampanyalarıyla öne çıkarak sektördeki paylarını büyütürken, uzun vadeli ve düşük faizli bu kredilerin kamu bankalarının bu yılki bilançolarına yansıması çok ağır kâr kaybı şeklinde oldu.

Geçtiğimiz yıl 8 Kasım’da önce Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal’ın görevden alınması, ardından Bakan Albayrak’ın istifası ve ekonomi yönetimindeki değişiklikle bu politikalardan vazgeçilerek parasal sıkılaştırma ve Merkez Bankası’nın faiz artışları gündeme girince kamu bankalarının bolca dağıttıkları kredilerden doğan kayıpları da büyüdü.

Merkez Bankası’nın eylül ve ekim aylarında politika faizini toplam 3 puan indirerek yüzde 19’dan 16’ya düşürmesi sonrasında yine 3 kamu bankası devreye girerek kurumsal ticari kredi ve konut kredisi faizlerini aşağı çektiler.

Ancak, yerli özel ve yabancı bankalar bu faiz indirimlerine katılmadı.

Dolayısıyla iktidarın talimatıyla kamu bankalarının başlattığı faiz indirimi uygulamasının kâr kayıplarını daha da büyütmesi bilançolarını zarara dönüştürmesi söz konusu olabilir.

BDDK’ye göre geçen yıl eylül sonunda 12 milyar 451 milyon lira olan kamu bankalarının net dönem kârı 2020 sonunda ise 15,5 milyar TL düzeyinde gerçekleşmişti.

Bu yıl ise kamu bankalarının 2021 eylül sonunda 9 aylık net dönem kârı 5 milyar 471 milyon TL. Geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık 7 milyar, 2020 sonuna göre ise yaklaşık 10 milyar liralık kâr kaybı gerçekleşirken, bilançolardaki kanama çok büyük.

Kamu bankalarının bu yılsonunda geçen yılsonundaki 15,5 milyar liralık kâr toplamını yakalamaları imkânsız görünüyor.

Ocak-Eylül döneminde yerli özel ve yabancı bankalar, kamu bankalarının aksine 9 aylık net kârlarını geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 67,6 artırdılar. Yerli özel bankalar 2020 Eylül sonunda 15 milyar 581 milyar lira olan dönem kârlarını 23 milyara yükseltirken yabancı bankaların kârı ise aynı dönemler itibarıyla geçen yılın 10,9 milyar tutarından 18,4 milyar liraya yükseldi.

Böylece yerli özel bankalar kârlarını 9 ayda yüzde 57 dolayında, yabancı bankalar ise yüzde 70’in üzerinde artırırken kamu bankaları yüzde 56 kâr kaybına uğradı.

Kamu bankalarının 2020 sonuna kıyasla kâr kaybı ise yüzde 90’a yaklaştı.

Kamu bankalarına dağıttırılan uzun vadeli, düşük faizli kredilerden kaynaklanan kâr kaybı ve zararlarla ortaya çıkan sermaye ve öz kaynak açıkları ‘görev zararı’ olarak bu bankaların en büyük sermayedarı konumundaki hazine tarafından karşılanacak.

Hazine ise bu açıkları kapatıp, kamu bankalarının sermayesine taze katkı aktarabilmek için yüksek faizlerle borçlanmak zorunda kalacak.

Nihai aşamada ise gerek kamu bankalarının hazineye yüklenen kayıpları gerekse hazinenin borçlanarak kapattığı bu zararların faturası yüksek oranlı yeni vergi artışları ve yüklü zamlarla halka ödetilecek.

Diğer bir deyişle iktidarın talimatıyla kamu bankaları tarafından iktidar müteahhitleri ve medyasına Kamu-Özel İş birliği (KÖİ) projelerinin döviz garantilerine aktarılan kaynaklar, halkın sırtına yıkılacak vergi ve zamlarla finanse edilecek.

Öte yandan BDDK verilerine göre, eylül döneminde kredilerin takibe dönüşüm oranı yüzde 3,54 oldu. Bu son üç yılın en düşük takibe dönüşüm (batık kredi) oranı. Ancak bunda en büyük etken COVID19 salgını nedeniyle batık kredilerin takibe dönüşüm süresinin BDDK tarafından 90 günden (3 ay) 180 güne (6 ay) uzatılması yönünde alınan karar.

Uygulamanın süresi üç kez uzatıldı ve 30 Eylül’de doldu. Bankalar BDDK kararı nedeniyle takibe düşen, tahsil edemedikleri, geri dönmeyen batık kredilerle yasal süreçleri yaklaşık 2 yıldan bu yana işletemiyor.

Takibe intikal eden kredi alacakları tutarı 151 milyar TL’de dondu.

Şimdi 30 Eylül’de dolan 180 günlük süre yasal takibe intikal uygulaması yeniden uzatılmadığı için ekim ayından itibaren batığa dönüşen, takipteki kredilerin tutarında sert yükselişler yaşanması bekleniyor.

Özellikle kamu bankalarının ağır kâr kaybı ve bilanço hasarından sonra, batık-takibe düşen krediler açısından ikinci bir darbeyle daha karşı karşıya kalması gündemde. Başta Ziraat Bankası’nın Demirören Medya Grubu’na verdiği 1 milyar dolarlık kredinin günü geçtiği halde ödenmediğine ilişkin iddialar karşısında sergilenen suskunluk gibi iktidara yakın pek çok şirkete, müteahhite kamu bankalarınca kullandırılan yüklü kredilerde de yasal işlem yapılmadığı, kanuni takip süreçlerinin işletilmediği kaydediliyor.

Şimdi bu alacaklar da takipteki alacaklar kaleminde bilançolarda gösterilmek ve karşılık ayrılmak zorunda.

Yakın gelecekte BDDK verilerine yansıyacak batık, geri dönmeyen ve takibe intikal eden kredilerde patlama yaşanması, özellikle kamu bankalarının iyice dibe vurması hiç de şaşırtıcı olmayacak.

Kaynak / Ahvalnew

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.