AP: İran’da Kürtlere karşı kötü bir politika uygulanıyor

AP: İran’da Kürtlere karşı kötü bir politika uygulanıyor

Avrupa Parlamentosu İran ile İlişkiler Komisyonu Sorumlusu Cornelia Ernst Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.

A+A-

Haber Merkezi- Avrupa Parlamentosu İran ile İlişkiler Komisyonu Sorumlusu Cornelia Ernst, Avrupalıların ABD’nin İran’a karşı uyguladığı yaptırımlara karşı olduğunu belirterek, Tahran yönetiminin soyutlaştırılmaması gerektiğini vurguladı.

Rojhılat’ta Kürtlere karşı kötü bir politikası uygulandığını belirten Cornelia Ernst, İran yönetiminin farklı milletlerin haklarını tanıdığını görmenin demokrasi adına önemli bir gelişme olacağını söyledi.

İran’la diyalog halinde kalmanın önemine değinen Ernst, ülkede yaşanan olası bir krizde göçmenlerin ABD’ye değil Avrupa’ya yöneleceğini söyledi.

İran’ın nükleer silaha sahip olmak istediğini de belirten Cornelia Ernst buna engel olunması gerektiğini kaydetti.

Kudüs Gücü Genel Komutanı Kasım Süleymani’nin ABD tarafından Bağdat’ta öldürülmesine ilişkin de açıklamalarda bulunan Ernst, “İran’ın özellikle de Şiiliğin bölgedeki hakimiyetinin güçlendirilmesinde önemli rolü olan Süleymani’nin bölgede yürüttüğü politikaları desteklemiyoruz ancak ABD’nin Süleymani’yi öldürmesini de bir hata olarak görüyoruz” dedi.

Avrupa Parlamentosu İran ile İlişkiler Komisyonu Sorumlusu Cornelia Ernst Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.

ABD ile İran arasındaki çekişmeler sizce ne kadar ciddi?

Durum karışık ve bu süreç herkesi rahatsız edecektir. Rahatsız edici bir tarafı da Ukrayna’ya ait uçağın düşürülmesiydi. Her ne kadar yanlışlıkla düşürülmüş olsa da İran ve diğer ülkeler için büyük bir insani felaketti. Bu rahatsız edici olayların yanında taraflar birbirlerine karşı daha fazla hata yapacaklardır. Bana göre biz şu anada bir soğuk savaş sürecindeyiz, sıcak savaşa dönüşmemesi için gayret göstermeliyiz.

Avrupalıların konuşmalarında baktığımızda endişeli olduklarını görüyoruz, Tahran ile Washington arasında dengeyi sağlamak için sanki ellerinde her hangi bir diplomasi aracı yokmuş gibi görülüyor, sizce de öyle mi? Ya da başka çabalar mı söz konusu?

Elimizin altında her şey var sadece çalıştırmamıza ihtiyaç var. Açıkçası biz eğer ABD’ye gerilimi artırma politikasının yanlış olduğunu söylemeye çekinirsek o zaman hiçbir adım atamayız. Bana göre batılı ülkeler arasında bir dağılma söz konusu.  İyi seviyede bunu hissedebiliyoruz. Bu durum sadece Trump döneminde ortaya çıkmıyor. Biz bilgileri koruma konusunda skandallara imza atıyoruz, ticari ilişkiler ile ticari anlaşmalar arasında farklılıklarımız var. Avrupalı ve Amerikalılar olarak bizlerin üzerinde anlaşamadığımız birçok konu var. Şunu idrak etmemiz lazım, yaşanan olaylar karşısında adım atmamız gerekiyor.  Biz ne ABD’ye ne de NATO’yla olan ilişkilere karşıyız ancak bu şekilde ilerleyemiyoruz. Ben Avrupalıların tek bir ağızdan tek bir tutumla uzlaşmaması gerektiğini savunuyorum. Diğer ilişkilerimizi de koruma altına almalıyız. Bu ilişkiler olmadan başarılı olamayız. Örneğin Rusya’yla olan ilişkilerimiz. Bir günde NATO ilişkilerinde değişiklikler olabiliyor. En azından Rusya ile ilişkilerimizi normalleştirirsek dünyadaki dengeler şu anada olduğumuzdan daha normal bir hale gelir.

Kasım Süleymani İran’ın Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’deki eliydi. Sizce Süleymani’nin ölümünden sonra İran’ın bölgedeki faaliyetleri nasıl olur?

Hiç kuşkusuz Süleymani demokrasiden yana değildi. Onun görevi Şiiliğin bölgedeki etkisini güçlendirmekti. İran’ın Şiilerin öncüsü olmasını amaçlıyordu. Amaçları bölgede daha fazla güce sahip olmaktı. Bizi bunu hiçbir şekilde destek olmayız. Ancak Süyelmani’nin öldürülmesinin ya ABD ya da ABD başkanı tarafından yapılan bir hata olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü Kongre bu konuda onay vermemişti.

ABD’nin 5+1 anlaşmasından çekilmesinden sonra özellikle Almanya, Fransa ve İngiltere (instex) bir şekilde İran ile ticari ilişkileri devam ettirmek istiyordu. ABD’nin çekilmesiyle bu 3 ülke anlaşmaya devam edebilirler mi?

Evet, kuşkusuz. Son 20 yıla bakacak olursak ilerlemeye dönük hiçbir başarımız yok, söz konusu anlaşma hariç o da barış politikaları sayesinde yapılmıştı. Bizler bu anlaşma ve İran’ın nükleer silaha sahip olmaması için savaşmalıyız. Bölgede yeterince nükleer güç var daha fazla güce ihtiyaç yok. Buna engel olunması gerekiyor. Ya anlaşma olduğu gibi kalsın ya da değişiklik yapılsın. Ancak en önemlisi bizim ne yapacağımıza karar vermemizdir. Şahsen 3 ülkenin de çalışmalarına destek veriyorum ve bu çabalarını sürdürmeleri gerekiyor. Çünkü bu durum bizim çıkarımıza hizmet ediyor. İran’a bir şey olursa biz de etkileniriz. O zaman neler olacak? Göçmen dalgası bizi vurur Amerika’ya gitmezler. Amerikalılar ile Avrupalıların bölgede farklı çıkarları var. Bizim çıkarımız barışın tesis edilmesindedir. Bu bizim iyi olmamızdan dolayı değil, İran’a yakın olmamızdandır. Burada Amerikalıları endişelendiren bir durum yok. Onlar kendi çıkarları için uğraşıyor.

Geçtiğimiz ay (Aralık 2019’da) İran’ın durumunu yakından görmek için Avrupa Parlamentosundan bir heyetin Tahran’a gitmesini önermiştiniz, talebinizde ısrarcımısınız?

Şu an her şey çok daha zor. Her gün kararlarda değişiklikler gözlemleniyor heyetin geçtiğimiz sene gitmesi daha isabetli olur diye düşünüyorum. İranlı vatandaşlara, Avrupalı ülkeler sizin yanınızdadır mesajını vermeleri gerekiyordu. Onlara sizinle ekonomik ilişkiler kurmak istiyoruz mesajını vermemiz gerekiyordu aynı zamanda onlara ülkemizin dünyaya açılmasını arzuladığımızı dile getirmemiz gerekiyordu. Ancak maalesef ziyaret gerçekleştirilemedi bu saatten sonrada olabileceğini düşünmüyorum.

Avrupalı milletvekillerinin İran’a gitmesi için onay çıkacağını düşünüyor musunuz?

Şu an seyahatin yapılması zor gibi görünüyor ancak yine de bir umut var.

İran’da yapılan protesto gösterilerine ilişkin Avrupa Birliği’nin tutumu nasıl?

Avrupa Parlamentosu’nda göstericileri destekleyen müthiş bir kitle vardı. Desteğin aynı şekilde devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Göstericileri ilgilendiren kısmını ele alacak olursak muhakkak ve ikilem etmeksizin onları desteklemeliyiz. İletişim ağlarının kesilmesine rağmen itirazlarını dile getirmeleri gerekiyor. Onlar Ukrayna uçağının düşürülmesinden dolayı protesto gösterisi düzenledi, biz de açık bir şekilde sizi destekleriz şeklinde açıklamada bulunduk. Bunlara rağmen İran ile diyalog sonlandırılmamalıdır. Yavaş yavaş kapıların kapanıyor ve tek başına kalıyorlar bu durum yaşanmamalı.

İran her hangi bir diyaloga girdiniz mi ya da daha önce bir iletişiminiz var mıydı?

Memnuniyetle evet diyorum. Ancak sadece İran dışında yaşayanlar ve ülkesine sürekli gelip gidenlerle görüşüyorum. Görüştüklerimizin arasında kadınlarda var. İran’da bir değişim yaşanırsa bence kadınlar birçok konuda etkili sorumluklar üstleneceklerdir. Zeki bir hareketten bahsediyoruz bunlar Avrupalılar gibi değiller. Aynı zamanda bağımsız ve gelişmiş bir toplumlar. İran’a seyahat etmemizi istiyorlar bununla ilgili de bize karşı serzenişte bulunuyorlar. Bizim bunu yapmamız lazım, hiçbir faydası olmasa dahi. Bizim diğer kesimlerle de bağlantımız var ve rejim ile de görüşüyoruz.

İran ile nükleer anlaşma yapıldığında insan hakları konusu yeterince konuşulmadı, siz de aynısını düşünüyor musunuz?

Evet, bu doğrudur. Bu konuya yeterince önem verilmediğini düşünüyorum. Her ne kadar insan hakları konusunda diyalogların gerçekleştirilmesi gerektiği ifade edilse de ama yapılamadı. Daha sonra ortaya çıkan durumdan dolayı da söz konusu mesele askıya alındı. Hasan Ruhani döneminde insan haklarının iyi bir durumda olduğunu söyleyemeyiz. Çok sayıda insan hapishanelerde tutuluyor. Kendi maaşı için protesto gösterilerine katılan TIR şoförleri içeride. Bu çok anlamsız bir şey. 2012 yılında Sakharov Ödülünü alan Nesrin Stude’den bahsetmek istiyorum o şu an hapishanede. Bizler bu durumu bir tehlike olarak görüyoruz. Bunlara rağmen yine de onlarla konuşmamız lazım. İran’a gitmemiz dışında başka bir yol kalmamıştır. Biz İran’a güç verebiliriz.

İran’da en az 6 ulusal grup var, Kürt, Arap, Fars ve başka milletler aynı ülkede yaşıyor. Kürtlerin hakları konusunda ne düşünüyorsunuz?

İran anayasasında yer alan bazı kanunlar kötü sayılmaz, ancak biz şu realiteyi biliyoruz. İran’da ya Şii olacaksınız ya da asil İranlı olacaksınız yoksa ülkede barınamazsınız. İran’daki diğer milletler kendi geleceklerine yönelik her hangi bir karar veremezler. Örneğin Kürtlere karşı kötü bir politika uygulanıyor. İran’daki farklı milletlerin haklarına kavuştuğunu görmek bana göre çok önemli bir gelişme.

Avrupa Birliği Komisyonu’ndaki çalışmalkarınızda  İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif ve İranlı diğer yetkilileri görüştürklerinde arkadaşlarına ne öneriyorsunuz?

Görüşmemizde toplantının ana gündem maddesine ilişkin konuları konuşuruz. Şu an İran’a bakınca ne görüyorsunuz? İranlılar Avrupa ülkelerine güvenmiyor. Bizleri yalnız bıraktınız diye suçluyorlar. 2009 yılında onlar sokaklara döküldüler, şimdi de yine aynı kalabalık sokaklara dökülmüş durumda. Avrupa Parlamentosunun onları desteklemesi gerekiyor.

Göstericilere destek amaçlı pratikte nasıl bir adım atmayı düşünüyorsunuz?

İnsan haklarının esas olduğu bir diyaloga ihtiyacımız var. Avrupa Parlamentosu ile kurum ve kuruluşlar bu meseleyi desteklemeli. Kadın ve Kürt milletinin haklarının yanı sıra Bahailer gibi azınlıkların da hakları verilmeli. Bana göre ekonomik ilişkiler de kurulmalı.

Ekonomik ilişki mi ekonomik yaptırım mı?

Hayır; biz ekonomik yaptırımlara karşıyız.

Neden? Yaptırımların faydası olmadı mı?

ABD tarafından İran’a karşı uygulanan yeni yaptırımları çok anlamsız buluyorum. İran’ın ihracatının yüzde 80’i doğalgaz ve petrolden oluşuyor. Siz bir ülkenin ihracatını sıfırlamaya kalkarsanız ekonomisini yerle bir edersiniz. Şu anda durum öyle bir hale geldi ki hastanelerde ilaç bulunmadığı için hastaları kabul etmiyorlar. Biz her türlü bu duruma karşıyız. Biz İran’dan bahsediyoruz ancak yaptırımların Irak’ta da etkisini gösterdiğini görüyoruz. Bana göre Irak ile İran aynı organlar. Yaptırımların da zararı var ve ortadan kaldırılmalıdır.

Daha önce yaptığınız bir açıklamada İran’ın ne yapmaya çalıştığına dair bilginizin olduğunu söylemiştiniz, özellikle Tahran yönetiminin anlaşmaya bağlılığını yüzde 5 azaltacağını açıkladıktan sonra. Sizce İran nükleer programa devam edecek mi?

İran’ın zenginleştirilmiş uranyum nükleer silah yapacak kadar geliştirmesinden endişe duyuyoruz. Bunun önüne geçilmeli, bizler şu anda bu konuyla ilgili görüşmelerimizi sürdürüyoruz. İran’ın nükleer silaha sahip olmaması için çabalıyoruz. Kuşkusuz İran nükleer silah sahibi olmak istiyor, böylesi bir durum da bütün bölgenin tehlike altında olacağı anlamına gelir. Bu nedenle endişe duyuyoruz çünkü bölgede bir nükleer güç daha artmış olacak. İran yönetimi sistematik olarak uranyum zenginleştireme programını sürdürüyor.

İran’ın Kürdistan Bölgesi topraklarında İran muhalefeti Kürt gruplarına füze ile saldırdığı zaman AB ülkelerinden ses çıkmadı. Ama Ukrayna uçağının vurulduğu olayda hepiniz bir şekilde tepki gösterdiniz. Uçağın sivil olmasından dolayı mı tepki gösterdiniz ya da Tahran ile Brüksel arasındaki ilişkiler bozulmasın diye mi sesiz kaldınız?

Bakınız Saddam’dan sonra Irak’ta neler yaşandı? Sünniler karmaşık bir ortamın içine çekildiler. IŞİD bu ortamdan çok fazla fayda sağladı. Batının İran’daki müdahalesi kötü şekilde yansımasına neden oldu. ABD bir yıl boyunca hiçbir şey yapmazsa durum biraz daha düzelir. Bu durum Avrupalı ülkeler için de geçerli. Kürtlere ilişkin Avrupa’da durumun nasıl olduğunu az çok biliyorsunuz ve Kürtlerle ilgili ortak bir tavır yok. Şahsen ben daha önce Kürdistan Bölgesi’ni ziyaret ettim ortak çalışmalarımız da oldu, ötesi kendilerine de destek olduk. Avrupalıların bu konuda da farklı tavır ve tutumları var bu da aslında bir felaket.

Rudaw

 

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.