Prof.Dr. Abdullah Kıran ' Kürtçe Sosyal Bilimler Sözlüğü'nün serüvenini anlattı

Prof.Dr. Abdullah Kıran ' Kürtçe Sosyal Bilimler Sözlüğü'nün serüvenini anlattı

Muş Alparslan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Başkanı Prof. Abdullah Kıran hazırladığı Kürtçe Sosyal Bilimler Sözlüğü'nün serüvenini Rûpela Nû'ya verdiği röportajla paylaştı.

A+A-

Soru: Kürtçe sosyal bilimler sözlüğü hazırladınız. Bu fikir sizde nasıl oluştu ve bu sözlüğün geçmişini anlatır mısınız?

Cevap: Günümüzde bir dilin yaşaması, ancak eğitim dili olması, hatta resmi dil olmasıyla mümkündür. Bu imkânlardan yoksun bırakılmış bir dil ölmeye mahkûmdur. Kürtçenin Türkiye’deki serüvenini anlatmaya gerek yok. Ben dilimizin adım adım ölüme doğru yol aldığını, henüz çocuk denilecek yaşta his ettim. Daha ilkokul sıralarında iken bile, arkadaşlarımın ana dilleri Kürtçeyi konuşurken, var olan bir Kürtçe kelime yerine Türkçe kelimeyi kullanmaları dikkatimi çeker ve kulaklarımı tırmalardı. Neden Kürtçesi var iken Türkçe veya başka dillerdeki sözcüğü kullanalım? Neden Kürtçeyi de Türkçe ve diğer diller gibi düzgün ve güzel kullanmayalım? İşte bu hassasiyet beni Kürtçe üzerinde çalışmaya sürükledi ve böylece kelime ve kavramların peşine düştüm. Yılmaz Erdoğan’ın “Cebimde kelimeler” adlı tek kişilik bir gösterisi vardı, işte sanki o oyun benim için yazılmış diyorum. Zira ben elimi hangi cebime atarsam, mutlaka not aldığım kelimler çıkar. Sadece cebimde değil, okuduğum kitapların sayfalarına bile kelime yazarım. Yeni duyduğum bir kelime veya kavramın Kürtçesi üzerine düşünürüm, bazen o kelimeyi bulmam aylar, hatta yıllar alabilir. Ama pes etmem. Sözlüğe gelince, aşağı yukarı 30 yıldır üzerinde çalıştığım Kürtçe kavramlar sözlüğü, 2015 yılında Sosyal Bilimler Sözlüğü adıyla Nûbihar yayınları arasında çıktı. Sözlük, Kürtçe açıklamalı Türkçe ve İngilizce idi. Her kavramın Türkçe ve İngilizce karşılığı verilip, Kürtçe açıklaması yapılmıştı. Sözlükle, hukuk, ekonomi, felsefe, sosyoloji, siyaset bilimi, sağlık vb. konularda, en temel kavramların yer alması esas alınmıştı. Kitabın dağıtımı sınırlı oldu. Maalesef kitap ile tüm okuyucu ve ilgili çevrelere ulaşamadık. Bu arada benim kavramlar ve önemli Kürtçe kelimeler üzerindeki araştırmalarım da durmaksızın devam etti. Sonunda bir internet sitesi üzerinden hemen her tarafa, kitaptan çok daha önce ve pratik bir şekilde ulaşacağımız fikri üzerinde durdum ve ferhengakademik.org adıyla siteyi yaşama geçirdik.

 

Soru: Kürtçe için bir bilim sözlüğünün çıkarılması sizce neden önemli? Bu sözlük ile neyi hedefliyorsunuz?

Cevap: Dil yaşayan bir organizmadır; yazılıp kullanıldıkça gelişir ve diğer dillerden geri kalmaz. Eğer Kürtler, “dilimiz henüz eğitim dili değil” bahanesiyle bugünden Kürt dilinin sorunları ve geleceği üzerine düşünmezlerse, o zaman kendileri, kendi dillerini diri diri mezara koymuş olurlar. Evet, Kürtçe bir eğitim dili değil ve Kürler dillerini çocuklarına aktarma hususunda, dünyanın en talihsiz, en mazlum milletedirler. Bu ülkenin üniversitelerinde Sümerce, Grekçe, Latince gibi ölü diller için bölümler hep mevcuttu, ancak yaşayan bir dil olup, bu ülke vatandaşlarının neredeyse üçte birinin anadili olan Kürtçeye, çok yakın döneme kadar yer yoktu. Dünyada hiçbir dil Kürtçe kadar “siyasallaştırılmamıştır.” Örneğin Filistinliler, bu konudan Kürtlerden bin kat daha şanslı sayılırlar. Özerk Filistin bölgesi bir yana, İsrail’de Arapça resmi dildir ve İbranice ile eşit statüdedir. İsrail’deki bütün tabelalar, yol, yön, şehir adı veya dükkân olsun, hepsi üç dildedir: İbranice, Arapça ve İngilizce. Eğitim dili meselesine gelince, Kürtçe, Cumhuriyet’ten önce, Osmanlı döneminde Kürdistan’daki bütün medreselerde eğitim dili idi. Sonraki süreci biliyoruz. Ancak 2012’den bu yana Türkiye’de de artık Kürtçe, sınırlı da olsa üniversitelerde yer almaktadır. Mardin Artuklu ve Muş Alparslan üniversiteleri son birkaç yıldan beri Kürdoloji bölümlerinden öğrenci mezun etmektedir. Ayrıca Kürtçede Yüksek Lisans ve doktora programımız var. Artık Kürtçe Yüksek Lisan ve Doktora tezleri yazılmaktadır. İşte tam bu noktada akademik terminolojiyi içeren farklı bilim dalları sözlüklerine ihtiyacımız var. Bizim çalışma tam da bu ihtiyacı karşılamak üzere ortaya çıktı. Bu sözlük ile sadece Türkiye’de yaşayan Kürtlerin değil, tüm Kürtlerin yararlanabileceği, modern ortak bir terminolojiyi hedefledik. Bilindiği gibi modern terminoloji, ağırlıklı olarak Sanayi Devriminden sonra ortaya çıktı. Makinanın ortaya çıkmasıyla üretim tarzı değişti ve bu üretim tarzına bağlı olarak yeni sözcükler, yeni kavramlar ortaya çıktı. Eğitim dili ve resmi dil olanaklarına sahip olan halklar, sözcük ve kavram türetme yoluyla dildeki bu açıklarını gidermeye başladılar; ancak biz Kürtler bu noktada eksik kaldık. İşte bizim akademik kavramlar sözlüğü, bu eksikliği giderme yolunda atılmış bir adımdır. Zaten sanayileşme dönemine kadar Kürtçe, emsal dillerin hiç birinden aşağı değil. Örneğin tarım, hayvancılık ve bitkiler alanındaki terminolojimiz muazzam bir zenginliğe sahiptir ve Kürtçe bu alanda Farsça ve Arapçadan kesinlikle geri değil, hatta kimi noktalardan daha zengindir. Dilimizin yapısı ve çok köklü bir geçmişe sahip olması, bize yeni kavramların türetilmesinde büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Bakın Kürtçe, hem önden, hem ortadan hem de sondan ek almakta ve böylece yeni kelime ve kavramların türetilmesinde inanılmaz imkânlar sunmaktadır.

 

Soru: Hazırladığınız bu sözlük Kürtçe açısından hangi koşullarda kullanılmalı? Bu sözlük Kürd dili alanındaki hangi boşlukları doldurmayı veya hangi eksiklikleri tamamlamayı hedeflemektedir.

Cevap: Demin de dediğim gibi, Modern terminoloji Sanayi Devrimi’nin bir hediyesi. Bizim sözlük, Kürtçedeki her sözlüğün yer aldığı bir lügat değil; bilimsel kavramlar sözlüğüdür. Kitap olarak yayınladığım Sosyal Bilimler Sözlüğünde 2700 civarında kavram vardı. Bugün internet üzerinde yayına koyduğumuz ferhengakademik.org sitesinde 4000 civarında kavram ve genellikle nadir kullanılan kelimeler vardır. Bu sayı, bilimsel bir sözlük için çok yüksek. Bu sözlük, ileride, ayrı ayrı spesifik bilim dalları sözlükleri şeklinde de düzlenebilir. Örneğin hukuk kavramları sözlüğü, ekonomi kavramları sözlüğü, tıp kavramları sözlüğü, sosyoloji kavramları sözlüğü…vb. Biz bu kavramlar sözlüğüyle, dört parçadaki Kürtlerin Medya ve akademide yararlanabilecekleri ortak kavramları bir araya getirdik. Örneğin asgari ücret (berkeda kêmtirîn) kavramı, dört parçada ve tüm yazılı medyada aynı şekilde kullanılabilir.

 

Soru: Nasıl tepkiler aldınız? Sözlük spesifik olarak daha çok hangi alanlarda kullanılacak?

Cevap: Sözlüğün kullanılacağı alanlardan biraz söz ettik. Tepkilere gelince, evet çok iyi tepkiler aldığımız oldu. Ancak, henüz sözlüğe bakmadan, ezberden, “fena değil, ancak işte çeviri” diyenler oldu. Doğrusu bunlara alındım. Modern terminoloji, tüm dünya dillerinde birbirine çok yakın; hatta birbirinin çevirisi. Kavramların üç dilde olması okuyucuya karşılaştırma şansı vermektedir. Mesela bazı kavramların açıklamasında, Latince, Yunanca, Arapça ve Farsçalarını da verdim. Eğer bir kavramın dilimizde karşılığı varsa, mutlaka onu bulmaya çalışıp verdim. Bazen bir hikâyede, bazen bir atasözünde, bazen bir bilmecede, bazen bir düğün şarkısında ve bazen de bir edebi eserin mısraları arasında saklı kalmış kelimeleri bulup kullanıma soktuk. Mesela, “huzur” kelimesi, Arapçadan dilimize geçmiş ve yaygın bir kullanıma sahip. Oysa Melayê Cizîrî Dîvan’ında, Kürtçe huzur anlamına gelen “saman” kavramını şöyle kullanmaktadır: "Aşiqê nazik û mehbûban im/ Tu mebîn bê ser û bê saman im." Son yıllarda, Kürtçede “yasak” anlamında kullanılan “qedexe” kavramı Farsçadan geliyor, ancak Farslar değil, şimdilerde Azeriler bu kelimeyi kullanmaktadır. Oysa bu kavram Kürtçede var. Mesela sözlü edebiyatımızda şöyle ifadeler var: “Wê salê Mîrê Botan çûyina zozanan derbend kiribû” (O yıl Botan Beyi yaylaya çıkmayı yasaklamıştı). Kelimede “der”(kapı), “bend,” ise kapatmak, set inşa etmek, baraj yapmak, engel koymak anlamında. Zaten yasaklamak da bir şeyin yapılmasını hukuki veya fiziki anlamda engellemektir. Bakın dilimizde nerdeyse ortadan kalmak üzere olan, pota, örs ve çekiç kavramları şu aşağıdaki, fevkalade, harikulade halk aşk türküsünde nasıl geçmektedir:

Bêje Hosata Henna

Bila xizêmekê çeke,

Ji delala dilê min re.

Ne ji hemû zêrî,

Ji zêrî Hindîstanî.

Nexe xirgemanî,

Daneyne ser sindanî,

Lênexe bi çakûç û mezrebanî.

Germ bike ji hilma însanî,

Paqij bike bi lêvan,

Wergerîne bi serê diranî.

Rast bike bi serê zimanî.

Bide destê du horiyan,

Du horî,

Bidin destê du periyan.

Du perî

Bigihînin destê xwey xwedanî.

Bir çalışmanın, bir emeğin değerine vurgu yapmadan “bu sözlük çeviri” diyenler soruyorum: Sözlükte kullandığım bu metni, ben nereden ve kimden çevirdim? Ayrıca ben bir Uluslararası İlişkiler profesörüyüm. Doktora tezim: Ortadoğu’da Su, 5 baskı yaptı. Bu sözlüğe ayırdığım zaman ile 2-3 doktora tezi yazabilirdim. Bir Kürt atasözü: “Yê dizane dizane, yê nizane baqê nîskan e” der. Ancak her şeye rağmen, inanıyorum ki gelecekte, bu çalışmamın önemi anlaşılacaktır. Gün gelecek ki tarihçilerimiz, modern Kürt terminolojisinin babası veya babalarını kayıt altına alacaklardır. Allah’a şükür işin önemini kavramış hatırı sayılır bir kitlemiz de yavaş yavaş oluşmaktadır. Bugün dört parçada görsel ve yazılı medyada kullanılan “dozger” (savcı) kavramı ve bu kavramdan türetilen “dozgergeh”(savcılık) sözcükleri gibi pek çok kavram ve kelimeyi ben, ta daha 20-30 yıl öncesinden dilimize hediye ettim. Şaka bir yana, beni eleştiren ve bana küfür edenler, yarın benim türetme yoluyla dilimize kazandırdığım kelimeler ve kavramlarla saldıracaklarıdır. Ama olsun… meyve veren ağaç taşlanır.

 

Soru: Sözlüğün hazırlanmasında Kürtlerin sosyolojik ve politik geçmişinden yararlandınız mı? En fazla dikkatinizi çeken kelimeler hangileri oldu?

Cevap: Benim kadar bir kelimenin anlamı, kökeni, kullanılışı üzerinden duran var mıdır sorunu bir tarafa bırakarak şunu söyleyeyim: Emin olun bazen bir kelime için yüz defa telefon açarım. Sırf bu yüzden bazı dostlarıma ciddi anlamda rahatsızlık vermişliğim de olmuştur. Bazı kelime ve kavramlar konusunda, kimi zaman çapraz sorgulama yöntemiyle birkaç kişiye sorarım. Özellikle 2013 ve 2014 yıllarında, Muş Alplarsan Üniversitesindeki Kürdoloji Yüksek Lisans sınıflarımızda her dönem 80-90 öğrencimiz vardı. Farklı yerlerden gelen bu öğrencilerimizden, ben adeta bir “dil laboratuvarı” şeklinde yararlandım. Yine bu yıl, Bingöl Üniversitesi ve Muş Alparslan Üniversitesinin ortak Kürdoloji doktora programı dersimde, ben doktora öğrencilerimle derste ağırlıklı olarak terminoloji konusunu ele aldım. Hatta onlarla Whatsup üzerinden kurmuş olduğumuz “Nêçîrvanên peyva Kurdî” (Kürtçe kelime avcıları) adlı grup halen devam ediyor. Mesela şimdi aklıma gelen var olan kelimelerden: “pêximkarî,” (caydırıcılık), “pêrimkarî,”(dışlamak), “dilniya”(emin olmak), “dorpêçî,”(kuşatmak), “rexrû,” (paralel), “derbend”(yasak). Bir de bizim türetme ile kazandırdığımız pek çok kelime ve kavramdan bir kaçı: “Berhêl,”(açı), “karjenî,”(işlem), “livjenî,”(işlev), “rênivîs,”(yazılım), “dadbarî” (yargı), “dadbarkirin,” yargılamak, “zanistmend,” (bilim insanı- bilim adamı), “xebatgeh,” (çalıştay). Bunların yanısıra Kürtçe tek yanlı kullanılan bazı kavramlar vardı, biz onları da çift yönlü canlandırmaya çalıştık: Mesela: “dozdar,”(davacı) vardı; “dozbar,” (davalı) kullanılmazdı; “gilîdar, gilîkar” (şikayetçi” vardı, “gilîbar,”(şikayet edilen) kullanılmazdı.

 

Soru: Bundan sonraki süreçte çalışmalarınıza nasıl devam edeceksiniz?

Cevap: Elimden geldikçe terminoloji alanındaki eksikliklerimizi tamamlamaya çalışacağım. Bugün artık Kürtçe lehçeleri birleştirmek mümkün değil, lakin ortak bir lehçeye ağırlık verilebilirdi. Kürt toplumunun %65-70’i doğal olarak Kürtçenin Kürmanci lehçesini kullanırken ve Klasik Kürt edebiyatı, daha onuncu yüzyıldan beri Kürmanci ile yazılmışken, Soranca lehçesini Irak Kürdistan’ına dayatan zihniyet Kürt dil birliğine büyük bir zarar verdi. Ancak her şeye rağmen, Kürtler ortak bir terminolojide buluşabilir. Örneğin, özellikle TV ve basın yayın alanında çalışma yapanlar, ortak terminoloji üzerine birkaç çalıştay yapabilseler çok iyi olur. Doğrusu ben de bu çalıştaylarda onlara modern terminoloji üzerine birkaç seminer vermekten mutlu olurum.

 

Soru: Son olarak, sizce okuyucular neden bu sözlüğü kullanmalıdır?

Cevap: Eğer Kürtçe akademik çalışmalara yapılacak, araştırma kitapları, yüksek lisans ve doktora tezleri yazılacak ise bu türden çalışmalar olmadan bir yol kat edilmez. Mesela biz “yeterlilik sınavı” veya “sınav gözetmenine” ne diyeceğiz? Bunları Türkçe veya İngilizce mi yazacağız? Bütün bu kavramlar sözlükte mevcuttur. Son olarak şunu ekleyelim: Bilimde mutlaklık, mutlak bilgi diye bir şey yoktur. Okuyucudan gelen eleştireler doğrultusunda, herhangi bir kavram için daha makul bir öneri ile karşılaştığımızda, bunları derhal dikkate alacağız.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.