PAK Berlin toplantısı ve Afrin çıkmazı

PAK Berlin toplantısı ve Afrin çıkmazı

Hüseyin Şahin

A+A-

Geçen makalemde Afrin ve dindar Kürtlerin rolü başlıklı bir yazı kaleme almış, TC.'nin dolayısı ile Erdoğan’ın niyetini irdelemiştim. Bu konuyla ilgili değişik kesim ve şahsiyetler birçok yorum ve tespitler yaptı ve yapmayada devam edeceklerdir. Kısaca yine özetleyecek olursak, çok hassas ve önemli geleşmelerin yaşandığı bir süreçte geçmekteyiz. TC. Erdoğan ve şürakasının yaklaşmakta olan sonunu dizginlemek için iki haftadır savaş uçakları eşliğinde Afrini işgala yelteniyor. Erdoğanı bu türden maceraya yönelten sadece onun cesareti değil,  ABD, Rusya, Batı ve işgalci devletlerin iki yüzlü politikalarının sonucudur. Adı geçen devletlerin kaypakça tutumları Erdoğan rejiminin elini güçlendirmiş ve ona Afrini işgal için zemin hazırlatmıştır. Erdoğan hanedanlığı savaş çığırtkanlığına muhtaçtır. Onun bu türden işgalci, milliyetçi girişim ve söylemlere ihtiyacı var. Besleyip büyüttüğü İŞİD artıklarıyla sahada tutunmaya çalışıyor ve onu koç başı gibi kullanıyor. Binlerce İŞİD beslemelerinin  önemli kadroları Türkiyede yuvalanmıştır. Bu kadrolar efendilerinin en ufak bir sinyali ile duruma göre hem Türkiye, Ortadoğu hemde Avrupada önemli işlerde kullanılacaklardır. Diplomat passaportları ile Avrupaya geçen ve geçecek olan İŞİD'li cellatlar, kimi cinayet, provakasyon ve toplu sivil katliamlarında bulunacaklardır. Gelişme ve Erdoğan’ın gelecek endişesi bunu teyit etmektedir.

 

Gelelim Partiya Azadiya Kurdistan tarafından 27-28 Ocak 2018 tarihleri arasında Berlin’de ''Avrupa PAK'ı destekleyenler Kongresi'' şiarı altında gerçekleştirilen etkinliğe.

 

Berlin geçen hafta renkli ve çok sesli oluşundan dolayı önemli bir etkinliğe misafirlik etti ve imza attı. Berlin hem Avrupa’nın çekim alanı, hemde politik anlamda önemli kararların alındığı bir metropol. Bu bağlamda etkinlik için Berli’nin seçilmesi tabiki tesadüfü değildi. Toplantı  öncesi ve sonrası PAK Genel Başkanı sayın Mustafa Özçelik kimi Alman parlementer ve politikacılarıyla  siyasi görüşmeler gerçekleştirdi ve ayrıca Kurdistan24, Kurdistan TV, Bas News gibi kanal ve gazetelerle günün önemi, anlamı ve Kurdistandaki güncel konularla ilgili röpörtajlar yaptı.

 

Berlin’de gerçekleştirilen etkinliğe özellikle Avrupanın birçok ülkelerinde yüzü aşkın delege katılmışlardı. Diasporada PAK'a sempati duyan ve destekleyen geniş bir Kürt yelpazesi var. Avrupada gerçekleştirilen bir dizi toplantıya katılanlar bunun aynasıdır.  PAK' ı dikkatle izleyen ve takip eden bu Kürt potansiyeline mutlak ulaşmak ve aynı zamanda örgütlemek gerek. Bunu tespit edebilen PAK, Berlin toplantısıyla kadrolarını diasporada Kürt nesillerini örgütlü mücadeleye seferber edebilmek için önemli kararlar aldı, yeni bir yol haritası çizdi.

 

Toplantı dili Kürtçe idi ve etkinliğe  katılan  delegelerin % 95' inin, değişik siyasi geleneklerden gelen kişilerden oluşmasıydı. Bendeki izlenim gerçektende PAK'ın bir mozaik gibi renkli oluşudur. Rûpela Nû sayfası incelendiğinde sayın Abit Gürses, Mehmet Gül, Mahmut Kılınç, Şexmus Özzengin, Roza Kurd, Vildan Tanrıkulu, Diyar Budak, Hüseyin Akıncı, Said Aydoğmuş, Mahmud Lewendi gibi daha onlarca yazar kadrosu bu mozaikliği istaplamaktadır. PAK'ı ete, kemiğe büründüren, oluşturan kadrolar geçmişten beri Kürt siyasi arenasında yıllarca koşturmuş ve kimi önemli konulara imza atanlardır.

 

PAK bileşenlerinin sac ayağını kimi T-KDP, KDP BAKUR, ŞIVANCILAR,  KAWA, TEKOŞİN, RIZGARİ, ALA RIZGARİ, PSK-HAKPAR, KİP-PEŞENG, TEVGERA SOSYALİSTA KURDİSTAN, KUK gibi kesimler oluşturmaktadır. En önemli diğer bir bileşen ise bayan ve gençlerin PAK' ta kendilerini bulup, ifade etmeleridir. Bu tablo, mozaik ve ülkedeki kimi değerli çalışmalar beni PAK' a yakınlaştırarak, gönüllü bir taraftarı konumuna getirdi. Yaklaşık üç yıldır önceleri Kurd İnfo ardından Rûpela Nû'da makale ve haberler yazarak, bu çevreye katkı sundum. Etrafımızda, ülke içi ve dışı yaşadığımız her alanda PAK'a maddi ve manevi katkı sunabileceğimiz sayısız imkanlar mevcuttur.

 

Bu bağlamda PAK kadro ve taraftarları örgütsel yapısı gereği birçok avantajla karşı karşıyadır. Buna konsentre olmuş ve yönünü Kurdistan olarak tayin etmiş bir PAK, Kürt ulusunun  sesi, kulağı, motor gücü ve çekim merkezi olacaktır.  PAK önümüzdeki yıl ve aylarda KAR topu misali büyüyecek ve Kurdistan toplumunun mıknatısı durumuna gelecektir. Bugün mevcut koşullar, geçmişte yaşanan süreç ve hatalar bunu göstermektedir.Kuzey Kurdistan sahası PAK'a yeni krediler  ve alternatifler sunmaktadır.

 

Kürt Bloku bir proje ve model olmalıdır. Bu Proje sürekli aynı kulvarda olupta, birlik çalışmalarında sudan bahanelerle kaçanları sıkıştırmalıdır. Kürt toplumu sudan bahanelerden dolayı birlik ve ittifaktan kaçanlara mesaj vermeli, onları karnımız tok deyip saha dışı bırakmalıdır. Hiçbir gerekçe ve bahane Kürt toplumunun yaralarını sarıp, derman olamasına katkı sunamaz. Stalinist dayatma ve yaklaşımlar Kürtleri İLKE, TEK MUTLAK DOĞRU, TESBİT, TAKTİK  ve MAKTİK çıkmazında boğdu. Bu sözüm ona İLKELER Kuran’da ayet gibi sayılarak, öncelikler arkalandı ve başka bir bahara ertelendi. Bu saplantı biran evvel terk edilmeli ve Kürt endeksli partiler yönlerini Kürtlerin acil, güncel ve öncelikli gündemine çevirmelidirler. Bu bağlamda ulusal duruş ve kararlılık sergilenmeli, halk kitleleri ile buluşma araç ve gereçleri devreye sokulmalıdır.

 

Sivil itihasızlık eylemleri geliştirilmeli, zeytin ağaç ve dallarına maketten silahlar asılmalıdır. Kuzey Kurdistan camileri önünde ''Katlime Fetva Verenlere Geçit Yok''diye bildiri dağıtılmalı, 5 dakikalık oturma eylemleri gerçekleştirilmeli yada Giden Gelmiyor, Acep Nedendir'' diye asker analarına seslenilmelidir. Bu türden eylem ve etkinliği çoğaltmak, durum ve koşullara göre mümkündür.

 

Türkiyedeki mevcut rejim makası tümden kapatır duruma geldi. Gelişmeler ve icraatlar iki yılı aşkındır bunu göstermektedir. Her türden muhalefet ses, renk, cins ve ırktan insanlar bugün TC. zindanlarındadır. Seçilmiş binlerce belediye başkanı, milletvekili, yazar, politikacı, hukukçu, öğrenci ve sivil toplum temsilcileri derdest ettirilerek hapishanelere dolduruldular. Birçok kesim FETÖ ve PKK bahanesi ve tehdidiyle içeri atıldı. Kim sesini çıkarsa bu iki kılıfa sığdırtılarak zindanı boylamak için sebep sayılabiliyor.

 

Hayalcı olmamalıyız, hayallere kapılmamalıyız. Mevcut koşullara göre PAK kendisine çıkış yolu bulacak ve bu dar boğazda çıkmasını mutlaka becerecektir. Bu bağlamda koşullar PAK'la dayanışmayı onun etrafında kenetlenmeyi dahada bir dayatmaktadır.

 

Sayın Mustafa Özçelik'in belirttiği gibi PAK bir BAHÇE ve aynı zamanda bir LİMAN' dır. Bu bahçe ve limanda herkesimin yer edinebileceği, koklayıp nefes alabileceği geniş ve temiz bir yer mevcuttur. PAK Kürt toplumu için ulusal talep ve çıkarları rehber edinen yeni bir seçenek ve ışıktır.

PAK; Yolun açık, duruşun hep dik olsun. Bu duruş ve kararlıkla devam etki, yeni Kürt nesilleri ele, güne karşı rüsva olmasınlar. Biz rûspîler yaşımız ilerlemiş olsada, sana yinede hep destek olmalı, işin bir ucunda tutmalıyız. Kataleden devlet ve cenahı ne küçük ne de yaşlı ayrımı yapmadan herkesi bir kaba koymuş ve ona göre fetva vermiştir.

 

Bizki henüz hiçbir baltaya sap olamayanlar. Bu durum karşısında şapkamızı yere koyup bin defa düşünmeliyiz. Etrafımıza bakarak en azında Kürlere karşı her alanda seferber olanlardan (dinci, solcu, sosyalist, Kemalist ve demokrat) dersler çıkararak, niyetimizi namusluca gösterip işin ve görevin ne küçük, büyük ne de yaş sınırı vardırından hareketle kolları sıvazlamalıyız.

 

Yarın gerçekten geçtir, hemen ŞİMDİ'den hareketle işe koyulmalı, sudan bahaneleri ebediyen gömmeliyiz. Değerli okuyucular bu iş gerçekten hayalmidir, yoksa benmi gerçekten başka bir gezegende yaşıyorum?..

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.