Kuzey Kürdistan'da "Savaş ve Bariş"

Kuzey Kürdistan'da "Savaş ve Bariş"

Kuzey Kürdistan'da "Savaş ve Bariş"

A+A-

Halil Sipan

"Şavaş ve Barış" takvimine artık alıştık. Açlık grevlerin başlaması, "başkanın sağlık ve hayatından endişe ediyoruz" buna ilişkin eylemlerin başladığında, bilin ki "iyi" şeyler olaçaktır. Mesut Barzani Ankara'ya geliş ve Türk hükümeti ile PKK'e arasında "barış" görüşmelerin yeniden başlanması, HDP'ın milletvekili Kadar Yıldırım "size bir müjde verim ve yakın da Güney Kürdistan'a geniş bir heyet göndereceğiz" şöylemleri de anlamlıdır. Mesut Barzani, PKK'e ile Türkiye arasında arabuluculuk yapması bazı Kürt siyasi çevreler tarafından eleştirilmektedir. Oysa ki, bu çevreler sorunların bilicinde değildir. Mesut Barzani'nin Türkiye ile olan ilişkileri salt ekonomik sorunlar değildir.

PKK'e ile İran, Irak ve Suriye ile olan ilişikleri, Mesut Barzani'yi Türkiye doğru itiyor ve bunun bir strateji ye dönmesi durumun da, çok tehlikeli olur. Fakat Güney Kürdistan eski durumda değildir ve Mesut Barzani'nin bugünkü uluslararası ilişkileri, Erdoğan ve AKP hükümetinden daha ileri bir düzeyde ve boyuttadır. En önemlisi de Mesut Barzani'nin Kürtler arasında, bir daha savaşın yaşamayacağını ve bunu ilkesel olarak benimsemesi de çok önemli ve bu Kürdistan'i bir politikadır. HDP ve Mesut Barzani, PKK ile Türk devleti arasında yeniden "müzakere masasına" dönmesi için tek aktör Abdullah Öcalan'dır. AKP ve devlet politikası da bu yöndedir. Başbakan Bin Ali Yıldırım Çözüm - mözüm yoktur laflarına da bakmayın. "Yepyeni bir masa hazırlığını yapıyorlar" ortaya çıkan siyasi tablo bunu gösteriyor.

Kürdistan cephesin de, durum nedir.?

Burad işin en garip yanı, PKK ile devlet arasında sürdürülen ve sürdürülecek bir müzakerenin girişimimin dışında kalmayı tercih eden ve 50 yıldır Kürdistan'da siyasi geçmişi olan Hak- Par, "Müzakere" silahlı gücü olan PKK ile devlet arasındadır, kendisi de bu sürecin dışında kalımayi tercih ediyor ve PKK'e nin silahları bırakmalıdır ve Kürt sorunu silahla çözümlenmez diyor... Diğer tarafta devlet parelerinden kurulmuş,

Türk islamcı ve devletin bir parçası olan Hüda-Par kendisini de "müzakere" sürecine tabi edilmesi için bir takım çağırılardan bulunmaktadır. Bu güç Kürdistan'da PKK'e den sonra ikici güçtür...Birde devletin köy koruyucuları, artı bir de devlet ve hükümet yanlısı Kürtleri de bu tabloya eklersek, bununla birlikte birde Kürt siyasi çevrenin büyük bir kesimide, PKK'e nin bir devlet projesidir iddiaları da bulunmaktadır. Bu olumsuzlukları tümü yan yana getirdiğimizde, o zaman Kürt ve kürdistan'ı kim temsil edecek.? Kürdistan'da bağımsızlık veya federasyonu savunan tezlerin altını kim nasıl dolduracak.? Bu ciddi sorunlar karşısında ve PKK'e dışındaki kalan Kürt siyasi parti, örgüt ve çevreler, ciddi bir değerlendirmeleri olmadığı gibi de, bugüne kadar somut elle tutulacak bir girişimleri olmadı...!

Görünen köy kılavuz istemez diye bir söz vardır. Kürt örgütlerin, PKK'e ilişkin yapılan siyasi değerlendirmeleri ciddi ve inandırıcı değildir. PKK'e "bir devlet projesidir ve Kürt siyasi hareketinin karşı kuruldu" iddiası, kendi içinde tutarlı bir tarafı yoktur. Bu iddia sahiplerin, hepsi de şu ve bu şekilde PKK'e ile birlik platformlarda yer almışlardır. Zaman zaman PKK'e ile siyasi birlikler yaparak yada birlik çağırıları yaparak ve diğer tarafta da PKK'e yi "işbirlikçi haindır" iddiaların da bulunmaktalar. "Hain ve işbirlikçi" gördüğünüz bir güçle nasıl birlik yaparsınız ve nasıl birlik çağırıları yaparsınız.? burada ciddi bir tutarsızlık vardir.!

Oysa ki. PKK'e bu tür iddia ve tesbitlerden çok memnundur. Hatta bugün sosyal medya üzerinde PKK'ya yönelik eleştirileri veya "karalama" kampanyalardan PKK'e bundan çok çok memnundur ve onun politik anlayişina çok uygundur. Dolayısyla PKK'e siyasi olarak en çok korkusu, kendi kitlesinindedir ve basın yayın ve pratik olarak kitlesini yönlendırerek boş bırkmıyor. Çünkü PKK'e Kürdistan'da bütün militan ve cesur dinamik kesimleri toplamıştır. Yer yer bu militan kesimi yanlış politikalara çok rahatça kurban ediyor.

Bunun içindir ki PKK'e Kürdistan'da pratik politik ve radikal örgütlenmelerin ortaya çıkması ve gelişmelerini de istemez. PKK'e doğru devrimci eleştirilerden de korkar. Çünkü PKK'e tabanı iddia edildiği gibi "koyun ve sürü" olmadığını çok biliyorlar. Bu tür iddia ve propogandalardan PKK'e çok memnundur. Hatta bu propagandalar yapılmadığı sıra PKK yöneticileri adeta rahatsız oluyor. Bunun içindir ki, ara sıra PKK'e yöneticileri, özelikle Duran Kalkan tarafından ve aylarca tartışılacak mantıksız bir takım şeylerin ortaya atması da bu politikanın bir parçasıdır. Kürt çevreleri Duran Kalkan'ın asılsız bir takım iddiaları, aylarca tartışarak ve PKK'e ye siyasi "küfürler" yağdırmaları için bunu bilerek yapıyor. Amaçlar bir tarafta kendi tabanını bir takım yapılan "küfürler"le ve diğer siyasi güç ve çevrelere karşı kemikleşirmek politikasıdır bu. Bunun la beraber, diğer Kürt siyasi muhalefetini de, bu kuru iddialarıyla meşgul edip zamanın boş yere tüketmektedir. Geçmişte Kürt parti ve örgütlerin beli oranda güçleri olduğu sıra bunu birlik çağırılarıyla yapıyordu, fakat bugünde farklı bir yöntemle bunu yapıyor... 

Nevar ki, Kürdistan'da siyasi güç ve iddialarını yitirenler, bu işin siyasi keyfçileri de, bir hayli çoğalmişlardır. Bazı siyasi keyfçiler bunun keyfini çıkartırken, baziılarıda bu siyasi keyfçilerin peşine "safça" takılarak adeta "hasta" oluyor ve işin çıkış yolunu "küfürle" sürdürmekte buluyor. Çümkü PKK'e nın bazı mantıksız iddiaların üzerinde doğru bir mantık yürütmek oldukça zor.! Fakat "suçlamalar/küfürle" PKK'e nin umurunda bile değildir. Pratik politik bir örgüttür, PKK'e her şeyi, merkezi pratik üzeride yürütüyor. PKK'e eski PKK'e değildir. Kendi siyasi yapısna ters düşenleri artık ihraç yolunu gösteriyor. Ayrılan ve ihraç ettiği insanların kendi başlarına ve bu aşamada başka bir örgütte Kürt gitmiyeceklerini de iyi biliyordur...

Bir takım çevrelerce çok sözü edilen Türk solu ve PKK'e ilişkileri bir bütün taktik ve siyasi çıkarlar üzerindedir. PKK'e için Türk solu bir sabah kahvaltısıdır. Bunu bir çok birlik platformlarda gördük en bariz örneğini, Faşizme Karşı Birleşik Direniş Cephesinde de gördük. Siyasi ortam böyle olunca PKK'e nin kayıp diye bir kaygısız ve düşüncesi yoktur. Ne yaptığına çok "iyi "biliyor. Sözüm ona "müzakere süreci" öncesi ve sonrasında da bundan en büyük kazançlı çıkan PKK'e oldu, fakat onun değerini ve kıymetini bilmedikleri gibi "haydan gelen huya gider" gibisine oldu ve Türk devletin yıllardır hedefinde olan, Kürt gençlerini, sömürgeci Türk devletin ağır silahların önüne sürdüler. Kürt şehirlerini savunamayacakları, bilmelerine rağmen Kürt toplumu silahlı ayaklanma çağrısını yaptılar ve fırsat kollayan Türk devletine böylece 13 Kürt şehirlerini yerle biredecek zemini hazırladıkları. Devletin yıllardır peşin de koştuğu ve başaramadığı devlet projesi de, böylece yardımcı oldular.
"Burada karanlık bir hesap var" (...)

Bu kadar şehir yıkıldı harabeye çevirdi, binlerce insanlar yerinden yurdundan oldu, yüzlerce insan barbarca katledildi, fakat PKK'e buna "zafer" dedi ve propogandası yaptı. Çünkü Kürdistan'da onun dışında başka ciddi bir güç olmadığını için siyasi olarak pervasızca davranıyor. Sizde gece gündüz "sosyal medya" üzerinde bunları haber olarak yayın ve dağıtımını yapın, fakat PKK'e nın umrunda değildir. Halk bu işlerin laflarla olmayacağını, siyasilerden daha iyi biliyor ve günlük olarak içinde yaşıyor ve ortada bir çaresizlik vardır, bazı kesimlerde buna "sürü ve mürit" yaftasını yapıştırıyor ki buda doğru değildir..!
Ne yapmalı sorusuna de, defalarca yazdım ve Devrimci alternatif Örgütün yaratılmasıdır...
11/09/2016

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.