'Bakur' belgeseli Batman'da yargılanıyor!

'Bakur' belgeseli Batman'da yargılanıyor!

Çektikleri “Bakur (Kuzey)” belgeseli nedeniyle haklarında 5 yıla kadar hapis istenen yönetmenler Çayan Demirel ve Ertuğrul Mavioğlu, Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı.

A+A-

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla 2013 yılında geri çekilme kararı alan PKK’nin bu sürecini konu alan “Bakur (Kuzey)” isimli belgeselin yönetmenleri Çayan Demirel ve Ertuğrul Mavioğlu hakkında “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 5’er yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ikinci duruşması Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Demirel ve Mavioğlu’nun avukatları ile hazır bulunduğu duruşmayı, HDP Milletvekili Ayşe Acar Başaran, HDP Batman İl Eşbaşkanı Berivan Helen Işık, akademisyen Sibel Özbudun, yazar Temel Demirel, KHK ile ihraç edilen akademisyen Ahmet Haşim Köse’nin yanı sıra çok sayıda belgesel yönetmeni, sinemacı ve avukat destek amacıyla izledi.

Kimlik tespiti yapılması ile başlayan duruşmada Demirel ve Mavioğlu’nun avukatları, mahkeme heyetine usule ilişkin itirazlarını sundu.

Avukatlar, filmin yapıldığı yerin İstanbul olması nedeniyle müvekkilleri hakkında açılan bu davanın İstanbul’da görülmesi gerektiğini belirtti. Mahkeme heyeti ise, filmin galasının Batman’da yapılması gerekçesiyle bu talebi reddetti. Ancak avukatların, galanın İstanbul’da yapıldığını belirtmesine rağmen mahkeme yargılamaya devam etti.

“Mesleği layıkıyla icra etmek suç sayılamaz”

Yetki itirazının ardından ilk olarak Ertuğrul Mavioğlu’nun savunmasına geçildi. Yazılı olarak da sunduğu savunmasında Mavioğlu, 33 yıldır gazetecilik yaptığını, aynı zamanda sinema ile ilgilendiğini söyledi. Yaptığı meslek nedeniyle hakkında 20’ye yakın davası olduğunu belirten Mavioğlu, “Kriminal bir kişiliğim mi var? Hayır elbette. Ne hırsızlık yaptım, ne yankesicilik. Dolandırıcılık, rüşvet, uyuşturucu ise asıl olarak kaymak tabakaların görmezden gelinen suçlarıydı. Bizim mahallelere hiç uğramadı” dedi.

Yargılandığı bu davaların çoğunun düşürüldüğüne ya da beraat ile sonuçlandığını söyleyen Mavioğlu, “Gazetecilik mesleği, üzeri güç odakları tarafından örtülmüş olan hakikati ortaya çıkarmak demekti ve ben hiçbir zaman bu çizgiden uzaklaşmadım. Dolayısıyla gazetecilik yapmak, mesleğini layıkıyla icra etmek suç sayılamazdı” dedi.

“Film göstermek suç değildir” 

İlk defa bir sinema eserine dava açıldığına vurgu yapan Mavioğlu, “Öğrendiğime göre, Türkiye’de sinema eserlerine ilk kez dava açılıyor. İlginçtir, bu da artık neredeyse 100 yaşına merdiven dayamış Türkiye Cumhuriyeti’nin Batman iline nasip oluyor” ifadelerini kullandı.

Mavioğlu, Bakur belgeselinin yapım yılının 2013’teki çözüm süreci dönemi olduğu hatırlattığı savunmasının devamında şunları söyledi:

Kimsenin kimseyi öldürmediği, bombalamadığı, kurşunlamadığı, herkesin bir söylerken 10 kez yutkunduğu, barış, adalet, demokrasi sözcüklerinin havalarda uçtuğu 2013 yılı yazılmalıydı. Bu durumda, mahkemeniz yetkisiz olduğunu da kabul etmelidir. Ama ‘suç tarihi’ hanesinde 6 Mayıs 2015 yazdığına göre, yargılamanın asıl konusu Bakur belgesel filminin, kayyuma devrinden sonra 30 Ocak 2017’de yanan, Batman’daki Yılmaz Güney Sineması’nda gösterilmiş olmasıdır. Filmi gösteren de biz değiliz, kaldı ki film göstermek suç değildir. Ayrıca bu film hakkında bir yasaklama kararı da yoktur.

“Keyifli seyirler”

Çektikleri belgesel hakkında olumlu tepkiler aldığını, PKK’yi farklı bir anlatım ile gösterdiği yönünde yorumlar yapıldığını belirten Mavioğlu, şöyle devam etti:

Kadınlar söylendiği kadar inisiyatif sahibi mi? Bu örgüt gerçekten bölücü mü? Başka bir devlet mi kurmak istiyorlar? Ulusal kimlik mücadelesinin sınırları ve hedefleri ne? Bu ve benzeri soruların farklı kaynaklardan taban tabana zıt yanıtlar bulduğu bu gizemli dünyaya tutulan ışık, önemsiz bir şey gibi gösterilebilir mi? Ülkemizde yıllardır sadece araziye yayılmış olan cenazeleriyle tanıdığımız, bu nedenle de son derece gizemli kalan dağlar, bu ve benzeri belgesel sinema çalışmaları sayesinde biraz olsun sırlarından arınabilirdi ve bizler merakımızın peşine düştük. Belgesel sinemacının işi de zaten merak etmek ve gizemli olanı bilinir hale getirmek değil mi? Ne yapmışız? Çekimler sırasında çeşitli görüşmeler yapmışız. Sorunu ‘şehitler’ ve ‘ölü ele geçirilenler’ kısırlığından çıkarmaya çalışmış, sesleri dinlemişiz. Belgesel sinema elbette ki sessiz de olabilir ama bu filmde değil. Bakur gibi bir sinema filmi yapıyorsanız, görüntüyle birlikte sese de yer vermeniz gerekir.

Yönetmen Krzysztof Kieslowski’nin sözlerine atıfta bulunarak savunmasını sonlandıran Mavioğlu, “Sinema hiçbir şeyi değiştiremez, ama insanların birçok şeyi anlamalarını sağlar. Dünyayı değiştirecek olan şey filmler değil, o filmleri izleyen insanlardır. Yani sinemaya boşuna ‘büyülü fener’ denilmemiştir. O halde, herkese bol ve keyifli seyirler” dedi.

“Sinema yapmak suç olamaz”

Belgeselin bir diğer yönetmeni Çayan Demirel ise, savunmasında “Ben bir sinemacıyım, işim sinema yapmak ve yaptım da. Bu suç değil olamaz. Arkadaşım Ertuğrul’un yazılı da sunduğu savunmasına son noktasına kadar eksiksiz katılıyorum” dedi.

Savunmaların ardından avukatlar, Article19 Platformu’nun ifade özgürlüğü hakkındaki beyanlarını ve araştırma raporlarını, bilirkişi heyetince incelenmesi için mahkeme heyetine sundu. Savunmaların ardından eksikliklerin tamamlanması için duruşma 23 Ekim’e ertelendi.

Mahkemenin ardından duruşma salonu önünde hatıra fotoğrafı çektirilirken, basına açıklama yapan Mavioğlu, “Gazetecilik, sinemacılık yapmak suç değildir. Biz Bakur ile ölümü değil, barışı savunduk ve savunmaya da devam edeceğiz” dedi.

 

 

(sendika.org)

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.