Türkiye’de bir Kurd, Amerika’da bir siyah olmak!

Şeyhmus Özzengin

 

Barbarlığın, rengi yok. Irkçılığın da rengi yok..

Ulusu var, kültürü var, dili var, tarihi var!

Aslında ırkçılık, bugüne kadar rengin arkasına saklanarak yürüdü. Oysa rengi yoktu. Beyaz da siyahı hor görebilir, ötekileştirebilir, küçük düşürebilir. Siyah da ayni minvan üzere kendinde bu kuvveti görebilirdi. Çünkü ırkçılık renkle ilgili değil.

Ayni hor görmeyi, aşağılamayı, ulusal egemenliği için, üstünlüğü için, karşısındakine yaşam hakkı tanımamayı, vurmayı, öldürmeyi, beyaz da, beyaza yapabilir! Çünkü ırkçılığın, horlamanın, ötekileştirmenin rengi yok, siyaseti var. Ulusu var, tarihi var..

Beyazın ülkesi, barbarın ülkesi Türkiye’de Kurd olmak ne ise, siyahın vatanında beyazın saldırılarına maruz kalması ayni şeydir. Çünkü ırkçılığın rengi yok. Ulusu var, kültürü var, tarihi var ve ırkçı siyaseti var. Rengi fark etmez..

Hitler Almanyasında Yahudi olmak ile Türkiye’de toprakları işgal altındaki Kurdistan’lı Kurd olmak ayni şeydir. Dünya ikiyüzlülüğü, çıfte standardı, Türkün Kurdler üzerindeki zulmünü görmezken, siyahın rengine “sevgisi”ni kendine yüz akı yapmaya çalışır.

Bu ikiyüzlülüktür, ahlaksızlıktır, çifte standartlıktır.

Amerika’da polisler bir siyahı kıskıvrak yakalayıp, uyguladıkları şiddet nedeniyle ölümüne neden olur. Sokaklar protestolar, sosyal medyada tepkiler dağ gibi büyür. Doğrudur karşı çıkmak lazım..Polis şidetine, ırkçılığa dur demek lazım..

Türk aydını, Türk devlet erkanı, sağcısı, İslamcısı, solcu-komünisti, liberali siyaha yapılana karşı çıktı, Amerika’ya veryansın ettiler..

Her gün Kürtler, Kürtçe konuştular diye, Kürtçe kilamını dinledi diye linç edilir, öldürülür, tutuklanır..

Kütüphaneleri Kürtçe isimlerden dolayı kapatılır, buldozerlerle yıkılır.

Sırf Kurd oldukları için, kurdler aşağılanır, elleri kelepçeli zindanlara yollanır, gece baskınları, ev aramaları, dayak ve şiddet 1800’lı Afrika kıtasını katlar.

Kurdistan mağaralarında toplu kıyım mezarları çıkar ortaya. Katliam ve kırım türkün kültürü, tarihi ve siyasetidir.

Es son 01.06.2020’de Ankara göbeğinde 20 yaşında Barış Çakan isminde bir Kurd genci, Kürtçe kılamını dinledi diye, Türklerin saldırısına uğrar. Bıçak darbeleriyle, onlarca insanın gözleri önünde kan-revan içinde bırakılarak öldürülür.

Bu ırkçılık değil mi?

Afrika’da siyaha ağıt yakanlar. Amerika’da polisi protesto edenler, Avrupa’da Gözyaşı dökenler, neden kürde yapılanı görmezlikten gelir?

Irkçılığın rengi yok. Beyaz da beyaza ırkçılık yapabilir. En büyük ırkçılık, en büyük barbarlık bugün kürdün toprakları üzerinde, işgalciler tarafından yürütülüyor. Ama dünya gözünü kapatmış, kulağını tıkamış, hala 1800’lardaki Afrika, Amerika kıtaları ırkçılığın sembolü olarak sunmaya çalışır..

Uzağa gitmeye gerek yok..

Polis teşkilatını kötülemek için Amerika düşmanlığına takılı kalmaya da gerek yok.

İşte Barbar Türkiye ve barbar Türk beyazları..

Sokak ortasında “Kürtçe konuştu” diye linç edilen Kurd.

Bıçaklarla delik-deşik edilerek öldürülen Kurd.

Bu ırkçılık değil mi?

Kurd olduğu için

Kürtçe konuştuğu için

Türkleşmeyi reddettiği için

Toprakları işgal altında olduğu için

Zindana atılan Kurd

Sokakta linç edilen Kurd

Bıçaklanan, kurşuna dizilen, horlanan, evi başına yıkılan, köyü yakılan Kurd’e yapılan Türk ırkçılığı değil mi?

Peki neden siyaha tanınan hak, kürde tanınmıyor?

Neden siyah için dünyada protestolar yapılıyor da, kürde yapılan Türk ırkçılığa karşı sessiz kalınıyor?

Kürdlerin bunu sorgulaması gerekiyor!

Kurdlerin kendi siyasetini, kendi ulus bilincini, kendi partilerini sorgulaması gerekiyor!

Kürtlük, Türk ırkçıları tarafından aşağılanma, hor görünmek ve ötekileşmek için değildir. Kürdün kendine, kendi ulusal bilinç ve dayanışmasına, kendi kendini toplumsal savunmaya evrimleme sürecine girmesi gerekiyor. Aksi takdirde, korku ve sinme ile teslimiyetin Türkleşme ile bütünleşeceğini ve herşeyden önce kendi kendimize yabancılaşacağımızı görmemiz gerekiyor.

Tek yol, Türk saldırılarına karşı Kürdün sokakta ortak savunmasıdır.

01.06.2020