Mahmut Uzun
1. Aynı Cephedeki İki Düşman: Türk Devleti ve IŞİD
Türk devletinin terör politikaları ile IŞİD’in kanlı hedefleri, Suriye’de Kürt halkına karşı aynı cephede buluştular.
Biri, kelle kesen cihatçı vahşetiyle; diğeri, diplomasi ve devlet mekanizması maskesiyle saldırdı. Amaçları ortak: Kürtlerin kendi topraklarında özgür, örgütlü ve statülü bir yaşam kurmasını engellemekti.
Bu ortaklık yeni değil, çok eskilere dayanır.
1925’te Şeyh Said ayaklanması bastırılırken darağaçları kuruldu. 1930’da Ağrı isyanı kanla bastırıldı. 1938’de Dersim’de binlerce sivil kadın ve çocuk katledildi; köyler yakıldı, insanlar mağaralarda zehirli gazlarla öldürüldü.
Bu zihniyet, sınır ötesinde de hiç değişmedi.
2014 Kobane kuşatması bunun en güncel kanıtlarından biri:
• IŞİD tanklarla Kürt mahallelerini kuşatırken, Türk devleti sınır kapılarını kapattı.
• Kobane’den kaçan yaralı kadınlar ve çocuklar günlerce sınırlarda bekletildi.
• Gazeteciler, cihatçıların Türk sınırındaki askeri noktalardan geçiş yaptığını belgeleri, fotoğrafladılar.
2018 Afrin işgali ise artık maskelerin tamamen düştüğü andı. Türk ordusu, eski IŞİD mensupları ve El Nusra kalıntılarıyla omuz omuza girerek kenti ele geçirdi. Savaşın ardından yüzlerce sivil kayboldu, Afrin’deki Kürt nüfusun yarısından fazlası zorla göç ettirildi.
2. Umut Olarak Rojava
Rojava, kaosun ortasında doğmuş bir modeldi. Kadınların öncülük ettiği, halkların eşit temsil iddiasıyla yerel meclisler kurduğu, farklı inanç ve etnik kimliklerin yan yana yaşamasını hedefleyen bir yönetim biçimi olarak sunuldu.
Kobane savunmasında dünya, genç bir kadının -Arin Mirkan’ın- IŞİD kuşatmasına karşı canını feda edişini izledi. Bu sahne, Rojava’yı küresel bir direniş sembolüne dönüştürdü.
3. Gerçeğin Diğer Yüzü: İçteki Baskı
Ama bu tablo, tek renk değildi. Evet, IŞİD’e karşı destansı bir savaş verildi; ancak Rojava yönetimi, kendi ideolojik çizgisinden farklı düşünen Kürtlere yaşam hakkı tanımadı.
• Kürt Ulusal Konseyi’ne bağlı onlarca ofis kapatıldı.
• Muhalif gazeteciler tutuklandı, bazıları “intihar etti” denilerek hücrelerinde ölü bulundu.
• Kürt ulusal bayrağı yasaklandı.
• Roj Peşmergelerinin Rojava’ya girişine “savaş sebebi” dendi.
Bir yandan özgürlük sloganlarıyla dünyaya umut satılırken, diğer yandan kendi halkına baskı ve sindirme politikası uygulandı. Bu çelişki, Rojava’yı hem umut hem hayal kırıklığı olarak tarihe yazdı.
4. Batı’nın İki yüzlülüğü
Düşman sadece doğuda değildi; batıda da pusuda bekliyordu.
Batılı devletler, Kürtleri IŞİD’e karşı kara gücü olarak kullandı. Pentagon raporlarına göre, sadece Kobane ve Rakka savaşlarında 11 binden fazla Kürt savaşçı hayatını kaybetti.
Ama sıra Kürtlerin siyasi statüsüne gelince, o “büyük demokrasi” savunucuları birden sağırlaştılar.
• Kürtlerin talepleri, Cenevre görüşmelerinde petrol ve üs pazarlıklarının altında ezildi.
• Washington ve Paris, Ankara’yla olan askeri anlaşmalarını bozmamak için Kürtlerin statü talebini masadan sildi.
Batı’nın bu iki yüzlülüğü, Türk devleti ve bölgedeki diğer despotlarla aynı oyunun parçasıydılar.
5. İçimizdeki En Ağır Tehdit: İhanet
Ve bir gerçek daha var: PKK lideri, başından beri düşman safındaydı. “Kürt lideri” maskesiyle sahneye çıkıp, halkı oyaladı.
• 1990’larda “Bağımsız Kürdistan” sloganıyla taban topladı, ardından söylemini “Türkiye ile demokratik çözüm” çizgisine çekerek halkın iradesini eritti.
• Oslo ve İmralı süreçlerinde, Kürtlerin en temel ulusal taleplerinden tek bir maddede bile ısrarcı olmadı.
• Bugün ise ihanetini alenen ilan ediyor; dili efendilerinin dili, sözleri düşmanın sözcükleri.
Tarihin en acı gerçeği şudur: İçteki ihanet, dıştaki düşmandan daha ölümcüldür. Birlik evet; ama işbirlikçiyle asla!
6. Özgürlük İçin Tek Yol
Türk devleti ve IŞİD bir yandan saldırırken, diğer yandan işbirlikçileri de halkın iradesini kemiriyor.
Kürt halkı, ancak bu ihanet damarını reddettiğinde kendi tarihinin akışını değiştirebilir.
Unutulmamalı:
• Halkına ihanet eden bir kişi bile, bin düşmanın yapamadığını yapar.
• İhaneti reddetmeyen, özgürlüğü hak etmez.
Gerçek, gözünü kapatana değil; gözü açık olanın yüreğine yürüyene aittir.