Putin ve Rusya devleti Ukrayna’da neyin savaşını veriyor?

M. Hüseyin Taysun

Sosyalist sistemin çöküşü ve Sovyetler Birliği’nin dağılması Rus halkının Dünya’da büyük itibar ve güç kaybına sebep olurken bir diğer taraftan Dünya halkları ve bir takım geri kalmış ülkeler ABD’nin başını çektiği kapitalist sistemin tartışılmaz iradesine adeta teslim olmak zorunda kalmışlardır.

         1989 yılından sonra ABD ve Batılı müttefiklerin kendi aralarında özellikle NATO askeri sistemini de kullanarak giderek etki alanlarını genişletirken geçmişteki iki kutuplu dünyaya ait tüm dengeleri kendi lehlerine değiştirmek iddiasıyla Dünya’nın farklı coğrafyalarındaki özellikle yoksul ülkelere yaptıkları farklı müdahalelerle kendileri için önemli sömürü alanlarına sahip olmakla birlikte muazzam ekonomik kaynakları ele geçirerek büyük zenginliklere ulaştılar.

         Bunların belli başlılarını Afganistan, Orta Doğu ve Balkanlar’daki müdahale ve rejim değişiklikleri olarak sayabiliriz. Bu meyanda ABD ve Batılı müttefiklerinin ulaşılmaz refah ve zenginliklerine karşılık az gelişmiş devletler ve onların mazlum halkları giderek yoksullaşıp sefalet içerisinde birbirini boğazlayan bir yaşama mahkûm olmuşlardır. Bunların çarpıcı örneklerini Güney Asya’da, Orta Doğu’da ve Sudan, Yemen, Libya ve benzeri Afrika ülkelerinde rahatlıkla görebiliriz.

         Ancak bu vahşi, olumsuz ve dengesiz gelişmelere karşılık küçümsenerek onuru kırılmış başta Rus halkı olmak üzere birçok mazlum devletlerin mevcut, haksız ve hakkaniyetten uzak bu gidişata ve sınırsız sömürüye karşı alttan alta hoşnutsuzluğunu, direnişlerini ve örgütlenme çabalarını da gördüğümüzü söyleyebiliriz. Bunun en somut örneklerini bağımsızlık referandumu sırasında ülkemiz Güney Kürdistan’da yüzüstü bırakılmakla Rojava’daki Türk işgalcilerine göz yumulurken Afganistan’da ve Libya’da yaşanan katliam ve yoksulluklarda görmekteyiz.

         Rusya’nın Ukrayna’daki işgal ve istila hareketi doğru olmamakla birlikte Putin’in Rusya’sında ABD ve müttefiklerine karşı yeniden ayağa kalkış mücadelesini Çin’in büyük kalkınma hamlelerini mazlum milletlerin özgürlük mücadelelerini çarpıcı örnekler olarak sayabiliriz. Bu arada ABD ve müttefiklerinin Rus işgaline karşı ilk başlardaki umursamaz ve ilgisiz davranışına karşılık Zelenski önderliğindeki Ukrayna halkının tüm eşitsiz koşullara rağmen kendi ülkelerinin bağımsızlığını ve Ukrayna halkının onurunu korumak üzere kendi öz güçlerini milli duygu ve düşüncelerle ayağa kaldırarak inanılmaz bir savunma ve direnişi örgütlemesi mazlum milletler adına örnek alınacak bir gelişmedir.

         Putin Rusya’sının kapitalist sisteme ve ABD’nin etki alanlarını genişletme ve dolayısıyla Rusya’yı çevreleme politikasına karşı çıkışı Rusya’nın yeniden iki kutuplu bir dünyaya geçişini ifade ederken mazlum ve güçsüz milletlerin bu büyük savaşta önemli acılar çekmelerine neden olacaktır. Kürdistan halkının özgürlük mücadelesini yükseltmeye çalıştığı bu kritik süreçte Ukrayna halkının kendi özgürlük ve bağımsızlığı için ortaya koyduğu birlik ve direniş ruhunun Kürdler için önemi bir örnek sayılacağını düşünürken Kürdlerin de kendi haklı ve meşru mücadelesini böylesine bir birlik ruhuyla yürütmesini temenni ediyoruz.

         Fillerin tepiştiği ve mazlum milletlerin ayak altında ezildiği bu süreçte başta Güney Kürdistan Yönetimi olmak üzere var olan bütün Kürdistani yapıların bu kirli savaşa taraf olmadan doğru bir siyaset anlayışıyla mevcut süreci Kürdlerin çıkarlarına uygun bir biçimde yönetmesini arzu ediyoruz. Mevcut süreç Kürd halkı için büyük fırsatlara dönüştürülebilinir yeter ki Kürdleri yönetenler aklıselim bir davranış ve tutum sergilesinler.

Saygılarımla

M. Hüseyin Taysun

05.03.2022 İST