Türkiye ile PKK arasında yürütülen “barış süreci” kapsamında PKK’nin ZAP bölgesinden çekildiğini duyurması, Kürdistan Bölgesi’nin kuzeyinde onlarca yıldır süren çatışmaların seyrini değiştirdi. Çekilme, Duhok’un kuzeydoğusunda yer alan ve yıllardır yoğun çatışmalar nedeniyle yüzlerce sivilin göç etmek zorunda kaldığı bölgeye haftalar sonra ilk kez belirgin bir sakinlik getirdi.
PKK’nin çekilmesi, örgütün Irak’ta uzun süredir kontrol ettiği beş stratejik bölgenin geleceğini yeniden tartışmaya açtı: ZAP hattı, Kandil Dağları, Bradost bölgesi, Şengal ve Maxmur Kampı. Bu bölgeler yalnızca askeri açıdan değil; aynı zamanda ekonomik, siyasi ve lojistik açıdan da kritik konumlar nedeniyle Türkiye, Irak merkezi hükümeti, Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY), İran ve yerel yapılar arasında rekabete konu oluyor.
“Bölge yabancı güçlerden tamamen arındırılmalı”
Kürdistan Bölgesi’nden siyasi bir kaynak, Al Majalla’ya yaptığı açıklamada, çekilen PKK güçlerinin KBY topraklarından geçmediğini, dağlar arasındaki geçitleri kullanarak kendi güzergâhları üzerinden hareket ettiğini belirtti. Kaynak, “Bizim için iki temel konu var: Bölgenin hem PKK’den hem de Türk ordusundan tamamen arındırılması ve vatandaşlarımızın evlerine güvenle dönmesi. Ayrıca süreçte yapıcı bir arabulucu rolü üstlenmek istiyoruz.” dedi.
Kandil ve sınır hattı en hassas başlıklar
Güvenlik uzmanı Velid Celili, PKK’nin etkin olduğu bölgelerin her birinin farklı siyasi ve güvenlik denklemine sahip olduğunu vurgulayarak özellikle Kandil üçgeninin Irak, İran ve Türkiye arasında yeniden tanımlanması gereken bir alan hâline geldiğini ifade etti.
Celili’ye göre Türkiye’nin bu alanda uzun vadeli bir askeri denetim talep etmesi muhtemel:
“Türkiye, Kandil’de kalıcı bir caydırıcılık istiyor. Sınır hattının tamamen IKBY kontrolüne geçmesi, özellikle KDP için büyük bir güç artışı anlamına gelecek. Bu durum Bağdat’ta bazı çevreleri rahatsız ediyor.”
Şengal düğümü
Şengal’de PKK’ye yakın YBŞ güçlerinin varlığı ise Bağdat–Erbil anlaşmasının uygulanmasının önündeki başlıca engel olmaya devam ediyor. İran’a yakın Haşdi Şabi gruplarının desteği, bölgedeki güç boşluğunu daha da karmaşık hâle getiriyor.
Uzmanlar, Şengal’in hem coğrafi konumu hem de Ezidi toplumunun yaşadığı travmalar nedeniyle geleceği en tartışmalı alanlardan biri olduğuna dikkat çekiyor.
Mahmur ve insani boyut
PKK’ye bağlı yapılarla özdeşleşmiş Mahmur Kampı’nın geleceği de belirsiz. Kamp onlarca yılda bir sosyal dokuya dönüşmüş durumda ve olası bir yeniden yerleşim süreci hem insani hem siyasi baskılar gerektiriyor.
Yeniden inşa süreci uzun ve maliyetli olacak
PKK ile Türk ordusu arasındaki çatışmalar nedeniyle binlerce köyün boşaldığı, tarım alanlarının zarar gördüğü, yüzlerce okul, köprü ve yolun tahrip olduğu bölgelerde geniş çaplı bir yeniden inşa sürecine ihtiyaç duyuluyor. Uzmanlar, Irak merkezi hükümeti ile Türkiye’nin de bu maliyetlere ortak olması gerektiği görüşünde.
Hukuki talepler gelebilir
Çatışmalar sırasında zarar gören sivillerin Türkiye ve diğer aktörlere karşı hukuki süreç başlatabileceği belirtiliyor. Uzmanlara göre bu durum, barış süreci ilerlese bile Irak içinde yeni bir tartışma başlığı hâline gelebilir.