Olan biten bu felaketin tümü Türkiye içinmiş!

Hüseyin Akıncı

Birisi demokratik Türkiye'nin inşası için hendekler kazdı. Diğeri ise Kürtlerle birlik ve beraberlik için onlarca yerleşim alanların altını üstüne getirdi. Araplardan gelen toz bulutları, İran üzerindin uçuşup gelen karanlıklar, Irak'lı Malikilerin ürkütücü homurtuları, Türkiye'de duyulan saçma sapan kardeşlik saçmalıkları, Mezapotamyada yaşayan Kürtlerin ruhuna fatihalar okunur gibiydi!

Hendeklerin kazıldığı günlerden biriydi, gündüzle doğan güneşin yaşattığı yaşam nöbeti bitmiş, gecenin mehtabına devretme hazırlığındaydı. Evrenin prensesi akşama yönelerek gündüzle yaşattığı yaşama el sallayarak, akşamla gelecek bir başka doğuşa gülümser gibiydi. Duygularım ise depreşmiş evrenin nazlısına dahi bakacak gibi değildi.

Göz kirpiklerim akan gözyaşıma set olmaktan aciz kalmıştı. Hafif esen rüzgârın sesi ise, beni çağırıp benimle sohbet etmek istercesine bir şeyler söylemek ister gibiydi. Beyazlanmış saçlarıyla, hafif sakallı, aksak yürüyen bir amcanın, ağacın altındaki taşa oturuşu, ağacın dallarıyla sohbet edercesine mırıldanması dikkatimi çekmişti.

Mırıldayarak bastonun ucu ile habire toprağı deşmeye çalışıyordu. Kim bilir belki de toprağa gömülen ya da gömdürülen sırların, bu kadar da yeter diye gömdürülen doğruları arayıp çıkarmak istiyordu. Yada, altında oturduğu ağacın toprağa saldığı kök damarları bulup kendi kökünün tarihi damarlarını arıyordu. Ağacın gövdesinde üreyen dalları ile mırıldanarak konuşması görülmeye değerdi.

Kökünden kuvvet alarak yüreyen ana dallara nasihat eder bir edası vardı. Gövdeni hesaba katıp sıkıcasına sarılmasanız, sağın solun rüzgarı alır savunulursunuz demek istiyor gibiydi. Daldan dala uçuşan kuşlara bakışında ise, geçmişle geleceği tartıyor havasındaydı. Ya da aksak olmasına sebep olan nedenlere kafası takılıyordu. Elleri ile beyazlamış saçlarına dokunuşu ise, yaşanmış tarihi süreçlerin tanığısınız der gibiydi. Ya da duygusal özlemlere yenik düştünüz diye sitem ediyordu.

Uzaklara dalıp bakışı ise, geçmişi yargılıyor gibi bir havası vardı. Ya da uzağı daha da uzaklaştıranlara kendi içinde beddua ediyordu. Sağını solunu hafiften süzmesi ise, olup bitenlere anlam vermek istiyor gibiydi. Ya da Kürdün Kürde olan düşmanlığının sebebini çözmeye çalışıyordu. Bastonuyla toprağa sert vuruşu ise, yanlış üreten yanlışlara müdahale etmek istiyor gibiydi. Yada yanlışı bir başka yanlışla çözmeye kalkanları, aklıselimin  meleklerine şikayet etmek istiyordu.

Yaşlı amca aslında vücut hareketleri ile yalın dilden daha net bir şeyler anlatıyordu, Ya da onu öyle anlamak istediğim için ben böyle anlıyordum. Yaşlı amcanın duruşundan bir ara kopup kendimle buluşmaya gayret etmiştim. Kendimle buluşmamla duygusal dünyamdan çıkmış hayatin acı ve tatlı yaşamıma dönmüştüm.

Bastonun desteğiyle oturup kalkan saçı beyaz amcaya selam verip yanı başında oturmuştum. Başını iki elinin arasından havaya kaldırıp sevecen bir gülümsemeyle selamımı almıştı. Her saç telinin altında tarihi süreçlerinin gizli olduğu bu amca ile sohbet etmek için can atıyordum.

Daha fazla dayanamayıp:

"Amca Bastonun ucuyla, toprakla kavga ediyor gibisin, bakışlarınla derinlikli bir özlemin çok uzağında imiş gibi bakışıyorsun. Ağacın köküne bakışınsa, kendi kökenin tarihsel geliş gidişlerinde geziyor gibisin. Ayağının tabanı ile toprağı karıştırmaya çalışman ise, yaramazları ayıklayıp atıyor gibisin. Başını iki elinin arasına alıp derinlere dalışlarınsa, geçmiş ile geleceğin muhasebesini yapıyor havasındasın ." dedim.

Sıraladığım soruların hemen arkasında ise, yaşlı amca derin bir nefesle:

"Bak yeğenim, kan, göz yaşı, talan viranla başlatılacak kanlı bir surecin başlangıç hazırlıkları yapılıyor yeğenim! Oysa İnsanî duyguların merkezinde, siyasal ahlakın özünde, dini inançların mayasında, yani anlayacağın buna benzer tüm değerlerde sözüm ona yaşatma vardır. Ama her ne hikmetse, siyasetin erdeminden tutun, siyasi, insani, dini her ne varsa bir ve beraber olmuşçasına(!) Nusaybin'i yakıp yıkıp viraneye çevirmek için harekete geçtiler!

Anlayacağın yeğenim,Nusaybin ve benzeri yerlerin tümü, Kürtlerle kardeş ve beraberlik köprüsünün inşası için Devlet-Demokratik Türkiyelileşme adına da, PKK bir çeyrek asır daha kendine gelmeyecek bir halk yarattılar. Velhasılıkelam, Kürt halkının tüm özlemlerini başka baharlara havale etmek için Allah ne verdiyse ardına koymadılar! "  diyerek derin bir iç çekti.

26.05.2017