Kürd-Kürdistan Politik Stratejisinde Parçalar Arası İlişkinin Sorunları

Sait Aydoğmuş

Son zamanlarda, Kürd politik hareketinin kendi arasında yaşadığı kimi sorunlar, esasen Kürdistan'in parçalanmışlığının yarattığı ve giderek agırlaştırdığı sorunlardır. Güney Kürdistan'da, Irak-KDP'si ile PKK arasında yaşanmakta olan "Şengal Olayı"nı, Batı Kurdistan'da, PYD/YPG vasıtasıyla yürütülse de, esasen PKK'nin diğer tüm Kürd örgütlerine karşı uygulamakta olduğu entegrasyonist totalitarizmi, Doğu Kurdistan'da, PKK ile İran-KDP'si arasında zaman zaman silahli çatışmalara kadar varan sorunları kastediyorum. Bunlara, devletleşme sancılarıyla bağımsızlığa doğru yürüyen Güney Kürdistan'da, I-KDP ile YEKİTİ /Goran arasında yaşanan ve sürecin ruhuyla bagdaşmayan sorunları da eklemek gerekiyor.

Açıktır ki, bu sorunların, bölgemizde hızla sürmekte olan savaşta, uluslararası ve bölgesel guçlerin çıkar ve dolayısıyla etkilerine dayalı boyutları da bulunmaktadır ve savaş kızıştıkça, söz konusu boyutlar, anılan sorunları daha da büyütmeye çalışacaktır. Ancak, bu yazının esas konusu, söz konusu sorunların "İç-Politik" yani Kürdler arasındaki esas neden(ler)i ve buna çare olabilecek öncelikli görev ve sorumluluklarla ilgilidir.

Son günlerde, daha bir yoğunlaşan ve Şengal'de sıcak bir çatışmaya varma riskini de içeren bu sorunlar, doğal olarak Kürd hareketi arasında ve özellikle sosyal medyada da yoğunca tartışılmaktadır. Bildiğim ve izlediğim kadarıyla tartışma, daha çok, ana aktörlerin (I-KDP ve PKK'nin) taraftarlığı anlayışıyla, gözüyle yapılmakta ve böylesi de, sorunları yaratan asıl neden(ler)i gözlerden ırak tutarak, onlara uzun vadeli kalıcı çözümler bulmayı zorlaştırmaktadır. 
Kanaatimce, yaşanmakta olan sorunların esas nedeni/temeli, Kurdistan'ın parçalanmışlığının, parçaların politik stratejilerinde zaman içinde yarattığı farklılık ve dolayısıyla görece uyumsuzluktur. 
Kürdistan, uluslararası ve bölgesel güçler tarafından, Milletimizin iradesi dışında parçalanarak sömürgeleştirilmiştir. Sömürgeci boyunduruk süreci uzadıkça, parçalar arasındaki farklı siyasal, ekonomik ve sosyal etmenler, parçalardaki politik süreçleri ve dolayısıyla bunların stratejilerini de farklılaştırmıştır, farklılaştırmaktadır. İçinde bulunduğumuz uluslararası, bölgesel ve ulusal koşullarda, Bağımsız Birleşik Kürdistan idealinin, mekan ve zaman olarak tek bir politik strateji ile gerçekleştirilmesi, artık mümkün görünmüyor. Bununla birlikte, Birleşik Kürdistan ideali, tüm parçalardaki politik örgütlerin stratejilerinde, yol gösterici nihai kutsal bir hedef olarak dile getirilmeli ve yaşatılmalıdır. Buna uygun olarak, her parça ve buna ait politik hareket, kendi özgün koşulları ve dolayısıyla stratejisiyle diğer parçalardaki ulusal hareketlerle mümkün olabilecek azami ölçüde dayanışarak, kendi parçasını kurtarıp özgürleştirdiği oranda, Bağımsız Birleşik Kürdistan idealine yakinlaşıp, onu gerçekleştirmeye hizmet edecektir.

Kurt ulusal hareketi (dört parçayı kast ediyorum), en basit ve gerekli konularda bile bir altyapı çalışması ve hazırlığı yapmadan, "Ulusal Kongre" gibi çok daha büyük ve karmaşık bir iddia/kurum yerine, öncelikle yukarıdaki parspektifle parçalar arası stratejilerin görece farklılıkları ışığında, ulusal dayanışmanın hangi prensiplerle ve dolayısıyla hangi hukukla geliştirilip gerçekleştirebileceğine ilişkin bir dizi toplantı, görüşme ve konferans yapmalıdır. Büyük laflar ve hedefler yerine bu mütevazi görev önümüzde duruyor. Aksi taktirde, günümüzde oluşmuş bulunan çok elverişli bu konjonktürde yaşanmakta olan sorunlar, hem pratikte hem de Kürdlerin ulusal bilincinde, adeta kaotik bir durum yaratacaktır. 

Örneğin, politik program ve söyleminde, Kurtlerin milletleşip devletleşmelerine, yer yüzündeki mevcut gerçeklerle bağdaşmayan bir anlayışla karşı çıkan ve sözde Kuzey Kurdistan'in örgütü olan PKK, bağımsız bir devlet olma yolunda olan Güney Kürdistan'ın şu veya bu bölgesini, üstelik şu veya bu sömürgeci devlet adına/lehine adeta işgal ederek, süreci sabote etmektedir ve daha da edebilecektir. Yine PKK, Esat yönetiminin de desteğiyle doğrudan kurup yönettiği PYD ve YPG 'nin hakimiyetinde kurduğu, etnik anlamda adsız bırakılan, deyim uygunsa 'Patagonya Kantonları'nı, kendisinden olmayan Kürdlere ve politik hareketlerine karşı sürdürmekte olduğu despotizmle cehenneme dönüştürerek, "devrim" yaptığını iddia edebilecektir. Aynı PKK, gerek tarihte ve gerekse günümüzde, parçalar arası ilişkilerde en ilkeli tutumu takınan İran-Kürdistan Demokrat Partisi'nin, Doğu Kürdistan'da başlatmaya çalıştığı silahlı savaşımını, üstelik silahla engellemeye çalışabilecektir. PKK'nin, diğer parçalara bu açık ve pervasız müdahalesinin yanı sıra I-KDP, Kürdistanın en büyük parçasını çıplak bir sömürgeci işgal ile egemenliği altında bulunduran Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, stratejik müttefiği gibi görüp bunu ilan da edebilecektir. Aynı Irak-KDP'si, son zamanlarda daha bir yoğunlaştırıp hızlandırdığı doğrudan bir takım müdahalelerle biz Kuzeyli Kürtlere parti de kurmaya çalışacaktır. 

Ve Dört parçada Kürdlerin büyük bir çoğunluğu, parçlanmışlık koşullarının da tesiriyle daha bir bulanıklaşıp çarpıklaşan ulusal bilinçleriyle, bu iki ana akımınn taraftarlığını yapacak ve giderek buna daha bir zorlanacaktır.

Sorunları ortaya koyarken İfadede gelecek kipi kullansam da, tüm bunlar, aslında halen yoğunlukla yaşamakta olduğumuz durumlar, sorunlar...

Özellikle Kuzey Kurdistanı ve politik hareketini kastediyorum: Kapasitesi ve dolayısıyla gücü çok sınırlı olan medyamızda, büyük çoğunlukla PKK ile IKDP taraftarlığı veya karşıtlığıyla enerjimizi tükete-duruyoruz.. Oysa, başta Kuzey ve Batı olmak üzere, Kurdistan'ın tüm parçalarında, Kürd ulusal dinamizmini hoyratça kullanıp tüm gücünü bundan alan, almaya çalışan PKK'nin, Kürd ve Kürdistan adına doğru dürüst ulusal politik bir hedefi ve vizyonu bulunmuyor. Tersine PKK, tüm parçalarda, Kürdleri sömürgecilere entegre etmeye çalışıyor. Başta I-KDP olmak üzere Güneyli parti ve hareketlerin (YEKİTİ, GORAN) ulusal politik anlayış ve vizyonları ise, malesef kendi parçalarıyla sınırlıdır. Hatta, son ikisinin anlayışı, bu sınırlılığın da ötesinde, ciddi biçimde sorunludur. I-KDP'si ve YEKİTİ'siyle Güneyli hareketler, biz diğer parçaların ulusal dinamiklerini ve çıkarlarını, kendi parçalarının ve örgütlerinin çıkarı için bir "arka bahçe" kaynağı olarak görmekle kalmadılar, kalmıyorlar; gerektiğinde, sömürgeci devletler lehine, diğer parçalara operasyonel müdahalelerde de bulundular.

Tüm bu nedenlerle özellikle birçok yönüyle en kötü durumda bulanan biz Kuzey Kürdistanlı politik örgütlerin ve kadroların, diğer parçalarla ulusal dayanışmamızın yanında, esasen kendi parçamızda ulusal demokratik bir perspektifle istikrarlı, işlevsel ve dolayısıyla etkili politik örgütler, kurumlar yaratmamız gerekiyor. En acil ve ertelenmez görevimiz budur!...

TC'nin, Kürd ve Kürdistan olarak varlığımıza karşı sürdürdüğü sistematik terörü ile, PKK'nın buna karşı sürdürmekte olduğu ve fakat ulusal anlamda amaçsız ve vizyonsuz olduğu için gereksiz de olan siyasal şiddeti, ancak bu takdirde boşa çıkartılarak, gerçek anlamda ulusal kurtuluş ve özgürlüğe doğru yol alınabilir. Yanı sıra, Türkiye'nin başta Batı Kürdistan'a olmak üzere, Kürdistan'ın diğer parçalarına karşı sürdürmekte olduğu azgın düşmanlığın beli, asıl bu taktirde, kaynağında kırılarak kurutulur. Kürdistan'ın diğer parçalarıyla dayanışmanın en verimli ve emin yolu da budur.


7 Ocak 2017