İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin yıldönümününde ağır hak ihlalleri bilançosu

İHD ve TİHV verilerine göre, 1 Ocak - 30 Kasım 2016 arasında kolluk güçlerinin yargısız infazı, dur ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle veya rastgele ateş açması sonucu 341 kişi yaşamını yitirdi, 396 kişi de yaralandı.

Türkiye, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilişinin yıldönümünü olarak kutlanan 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’ne ağır bir hak ihlalleri bilançosu ile giriyor. Son bir yılda yaşanan hendek savaşları, 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki OHAL süreci Türkiye’de evrensel hukuk standartlarının askıya alındığı bir dönemin kapısını açmış durumda

Son bir yılda yaşanan hak ihlallerine ilişkin gelişmeleri derleyen İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) verilerine göre, Türkiye insan hakları konusunda adeta ‘travma’ yaşıyor. İHD ve TİHV verilerine göre, 1 Ocak - 30 Kasım 2016 arasında kolluk güçlerinin yargısız infazı, dur ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle veya rastgele ateş açması sonucu 341 kişi yaşamını yitirdi, 396 kişi de yaralandı.

Hendek savaşlarında ağır bilanço

2016 yılının ilk 11 ayında 1622 kişi gözaltında ve gözaltı yerleri dışında işkence gördüğünü beyan ederken, toplam 9 il ve en az 35 ilçede resmi olarak tespit edilebilen en az 111 süresiz ve gün boyu sokağa çıkma yasağı ilanı gerçekleşti. Bu yasaklar nedeniyle 2014 nüfus sayımına göre, en az 1 milyon 671 bin kişinin temel hakları ihlal edildi. En az 321 sivil, bu bir yıllık sürede resmi sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş zamanda ve yerde yaşamını yitirdi. 73’ünün sağlığa erişim hakkından yoksun bırakılmaları sonucu yaşamlarını yitirdikleri iddia ediliyor. 147'si Cizre'de olmak üzere en az 202 sivil ise kapalı alanlar içerisinde yaşamlarını yitirdi. 

Kürt siyasetine büyük gözaltı

Sokağa çıkma yasakları uygulanan il ve ilçelerde uygulanan abluka sonucu gerçekleştirilen yıkımların da etkisi ile yaklaşık 500 bin insan zorla yerinden edildi ve göçe zorlandı. 2016 yılında KCK soruşturmalarının yanı sıra HDP/DBP ve HDK’ye yönelik operasyonlardan yaklaşık 15 bin kişi gözaltına alındı, 5 bin 600 kişi tutuklandı. HDP Eş Genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile birlikte 10 milletvekili de tutuklananlar arasında. Demokratik Bölgeler Partisi’nden 55 belediye eşbaşkanı ve başkanvekili tutuklu. 41 belediyeye ise kayyum atandı.

 

OHAL, muhalifleri ve medyayı vurdu

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal döneminde ise, insan hakları konusundaki bilanço katlanarak arttı. Bu dönemde özellikle ifade özgürlüğü ve evrensel hukuk normları ağır yara aldı. OHAL'in ilan edilmesinden sonra çıkarılan 12 KHK'dan 3'ü kapsamında toplamda 177 medya kuruluşu kapatıldı, kapatılanların 11'i geri açıldı. İşsizlik bilançosu ise 2 bin 500'ü buldu. Erişime engellenen site sayısı 116 bin 126’ya ulaşmış durumda. KHK’lar ile 100 binden fazla kamu görevlisi açığa alındı, 80 bine yakın kamu görevlisi ihraç edildi. HSYK kararı ile 3 bin 698 hakim ve savcı meslekten çıkarıldı. 1600'den fazla dernek ve vakıf, 19 sendika kapatıldı. En az 80 bin kişinin pasaportu iptal edildi.

 

146 gazeteci hapiste

15 Temmuz-10 Kasım 2016 döneminde, 90 binden fazla insan gözaltına alındı. 36 binden fazla insan tutuklandı. Tutuklananlar arasında 2 bin 500’den fazla hakim ve savcı, 6 bin 500’den fazla asker ve 7 binden fazla polis var. OHAL döneminde 100'den fazla gazeteci ve yazar tutuklanırken, Türkiye hapisteki 146 gazeteci ile dünyada en fazla gazeteci hapseden ülke haline geldi. OHAL döneminde gözaltı süresi 30 güne kadar artırıldı, gözaltının ilk beş günü avukatla görüş yasağı getirildi. Avukata erişim hakkı sınırlandırıldı ve gizli olması gereken avukat-müvekkil görüşmeleri kayıt altına alınmaya başlandı.

Haberin temami

http://www.dw.com/tr/insan-haklar%C4%B1-savunucular%C4%B1nda-aihm-beklentisi/a-36717578

 

DÜNYA Haberleri

Trump'tan Avrupa ülkelerine: IŞİD üyelerini teslim alın
Trump Suriye'yle ilgili açıklama yapacak
The Economist: Demokrasi endeksinde Türkiye 110. sırada
McGurk da istifa etti
CENTOM komutanı: Karnıma yumruk yemiş gibi oldum