Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, PKK’nin Irak topraklarında silah bırakması gerektiğini belirterek, “Sorunun askeri değil, siyasi zeminde çözülmesinin zamanı geldi” dedi. Hüseyin ayrıca, PKK’nin Irak’taki varlığının Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarına gerekçe oluşturduğunu vurguladı.
Lüksemburg’da temaslarda bulunan Irak Dışişleri Bakanı, Rûdaw’a verdiği röportajda Türkiye ile ilişkiler, su krizi, PKK meselesi, Irak-AB ilişkileri ve iç siyasi gelişmelere dair önemli açıklamalarda bulundu.
"PKK’nin varlığı Türkiye’nin operasyonlarına gerekçe oluşturuyor"
Fuad Hüseyin, PKK’nin Irak’taki varlığının hem Irak hem Türkiye için sorun yarattığını belirterek, “PKK’nin unsurları Kandil Dağları, Şengal ve Irak’ın bazı bölgelerinde bulunuyor. Bu durum, Türkiye’nin askeri operasyonlarını gerekçelendirmesine yol açıyor. Eğer PKK orada bulunmazsa, Irak bu konuyu Türkiye ile çok daha farklı bir çerçevede ele alabilir” ifadelerini kullandı.
Bakan Hüseyin, Irak hükümetinin PKK’nin silah bırakmasından yana olduğunu yineleyerek, “Biz, bu sorunun askeri değil, siyasi bir zeminde çözülmesinden yanayız. PKK ile Türkiye hükümeti arasında diyalog ve anlaşma sağlanması hem Irak’ın güvenliği hem de bölgesel istikrar açısından büyük önem taşıyor” dedi.
Mahmur Kampı da sürecin parçası
Hüseyin, Mahmur Kampı’ndaki duruma da değinerek, “Mahmur’daki nüfus mülteci statüsünde. Bu konunun da siyasi bir çözüm sürecinin parçası olarak ele alınması gerekiyor. Türkiye parlamentosunun bu konuda atacağı adımlar, kamp sakinlerinin geleceğini belirleyecek” açıklamasında bulundu.
Irak’ın bu konuda yapıcı bir rol üstlenmeye hazır olduğunu belirten Hüseyin, “Kandil meselesinde, gerekirse Kürdistan Bölgesi Hükümeti ile Bağdat Hükümeti ortak hareket edebilir. Irak topraklarında güvenliği sağlamak bizim sorumluluğumuzdur” diye konuştu.
“Türkiye ile su anlaşması imzalanacak”
Irak Dışişleri Bakanı, Türkiye ile yürütülen su görüşmelerinde önemli ilerlemeler kaydedildiğini söyledi. Hüseyin, kuraklık nedeniyle önümüzdeki 50 gün boyunca Fırat ve Dicle nehirlerine daha fazla su bırakılması konusunda Ankara ile mutabakata vardıklarını açıkladı.
“Türkiye’nin barajları ve su rezervleri sayesinde Irak’a yardımcı olabileceğini konuştuk” diyen Hüseyin, uzun vadeli işbirliğini öngören bir mutabakat zaptının (MoU) imzalanacağını belirtti. Bu anlaşma kapsamında Türk şirketlerinin Irak’ta baraj inşası, su yönetimi, yağmur suyu depolama, atık su arıtımı ve Basra’da deniz suyunun tuzdan arındırılması gibi projeleri yürüteceğini söyledi.
“Bu işbirliği stratejik öneme sahip uzun vadeli bir konudur” diyen Hüseyin, “Ancak kısa vadede, Türkiye’nin önümüzdeki 50 gün boyunca Irak’a daha fazla su bırakması konusunda anlaşmaya vardık” diye ekledi.
“Barış süreci askeri değil siyasi olmalı”
Türkiye ile geçmişte yürütülen barış sürecine de değinen Fuad Hüseyin, sürecin devam ettiğini belirterek, “Türk yetkililer, Abdullah Öcalan ile başlayan barış süreci hakkında bizi bilgilendirmişti. Biz, bu süreci destekledik çünkü Türkiye’nin iç barışı Irak’ı da doğrudan etkiliyor” dedi.
Hüseyin, “PKK’nin Irak topraklarında silah bırakması, sürecin Türkiye’ye dönerek siyasi bir zeminde devam etmesi her iki ülke için de en doğru yoldur” ifadelerini kullandı.
Irak-AB ilişkileri ve enerji işbirliği
Hüseyin, Avrupa Birliği ile yapılan görüşmelerde enerji, demokrasi, ekonomi ve insan hakları konularının ele alındığını belirtti. Irak’ın günde 4,3 milyon varil petrol ürettiğini, bunun 3,3 milyon varilinin ihraç edildiğini ve ana pazarların Çin ile Hindistan olduğunu açıkladı.
Avrupa’ya ihracatın yüzde 10-15 civarında olduğunu belirten Hüseyin, “Avrupalı ülkeler Irak petrolü satın almak için bizimle doğrudan temasa geçmek istiyor” dedi.
Gaz konusunda ise Fransız Total şirketiyle yapılan anlaşma sayesinde Irak’ın önümüzdeki yıllarda gaz üretimine başlamasının planlandığını ve ilerleyen dönemde gaz ihracatçısı ülke haline gelebileceğini kaydetti.
Göçmen krizi ve insan kaçakçılığı
Avrupa ülkeleriyle geri gönderme taleplerine ilişkin konuşan Fuad Hüseyin, “Irak, zorla geri göndermeyi kabul etmez. Ancak gönüllü dönüşler yasal çerçevede kabul edilebilir” dedi.
İnsan kaçakçılığıyla mücadelede Avrupa ülkelerinin daha etkin olması gerektiğini belirten Hüseyin, “Kaçakçıların çoğu Avrupa’da faaliyet gösteriyor. Bu kişilerin yakalanması Avrupa ülkelerinin sorumluluğundadır” ifadelerini kullandı.
ABD-İran arabuluculuğu ve iç siyaset
Irak’ın artık ABD ile İran arasında arabuluculuk yapmadığını açıklayan Hüseyin, “Bir dönem bu rolü üstlendik, ancak şu anda iki ülke arasında müzakere yürütülmüyor” dedi.
Yaklaşan seçimlerle ilgili olarak, “Seçimlerin ertelenmesini gerektirecek bir durum yok. Kampanya süreci canlı geçti” diyen Hüseyin, ülkenin iç istikrarına dikkat çekti.
Bağdat-Erbil ilişkileri ve maaş krizi
Kürdistan Bölgesi’ndeki maaş krizine de değinen Hüseyin, “Petrol ihracatı durunca maaş ödemeleri aksadı. Ancak son dönemde Kürdistan Bölgesi Hükümeti, Bağdat ve şirketler arasında anlaşma sağlandı, petrol sevkiyatı yeniden başladı” dedi.
Hüseyin, “Kürdistan’da maaş meselesinde birlik sağlanmalı. Kürt taraflarının ortak duruş sergilemesi hem Bağdat’la ilişkilerde hem de iç çözümde kritik öneme sahip” ifadelerini kullandı.
“Birlik olursak çözüm kolaylaşır”
Kürdistan’daki siyasi dağınıklığın sorunları derinleştirdiğini vurgulayan Hüseyin, “Eskiden Kürt tarafı tek ses olurdu, şimdi ise birbirine karşı lobi yapılıyor. Bu kafa karışıklığı herkese zarar veriyor. Birlik olursak, sorunları çözmek zor olmaz” diye konuştu.