Ramazan YAVUZ-ÖZEL
Kardeşlerden Muhterem Buldi, Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün açtığı kiralık işyeri ihalesini 2 kez kazanmasına rağmen kendisine verilmediğini iddia ederek “yer buldum sevinci kursağımda kaldı” dedi. Vakıflar Bölge Müdürlüğü ise iddiaları redetti.
TARİHİ KONAKTA, KÜLTÜREL TEŞHİR..
Sur içinin en tanınmış mahallelerinden biri olan ve kentsel dönüşüm nedeniyle büyük bölümü boşalan Ali Paşa mahallesinde gezerken tarihi Cemil Paşa Konağı’na da uğramadan olmazdı. Bir dönem bakımsızlıktan harap halde olan ancak Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin restore edip Kent Müzesi’ne dönüştürdüğü Cemil Paşa Konağı, eski görkemli günlerine döndü ve kenti görmeye gelen turistlerin de uğrak yerleri arasında yerini aldı. Oldukça büyük olan Cemil Paşa Konağı, kültürel ve sanatsal bir çok faaliyet içinde aranılan mekanlardan biri durumuna geldi.
Son olarak gittiğimde ise Konağın Selamlık bölümü kentin en kadim kültürel değerlerinden birine ev sahipliği yapıyordu. Daha doğrusu barındırıyordu desek yeridir. Selamlık bölümün ayvanındaki havuzun etrafında el emeği göz nuru dökülerek ilmek ilmek işlenmiş rengarenk kilimler, çantalar, noel çorapları, süslemeler, ipekten yaşam ağacı kilimi, başta tarihi Ulucami olmak üzere Surlardaki her biri farklı bir anlam içeren figürlerden oluşan ipekten tablolar, renkli yastık kılıfları ve çerçevelenmiş Amedspor flaması ve daha niceleri..
Bunların hepsi büyük emekler sarf edilerek yapılan ürünler. Ancak burası işyeri olmadığı için bu ürünler Konağın Selamlık bölümündeki havuzun etrafında bulunan oturma banklarının üzerine serilmiş. Bazısı ise pencerelerde asılı durumda. İki büyük halı ise Ayvan’ın kemerlerine asılmış. Konağı görmeye gelen yerli ve yabancı turistleri kapıdan girer girmez bu ürünler karşılıyor ve çokta ilgi gösteriliyor.
DOKUMACI KARDEŞLERİN AZMİ…
Bu ürünleri burada teşhir edip satan ise Songül ve Muhterem Buldi kardeşler. İki kardeş küçüklükten beri dokumacılık işine meraklıymış. 2006 yılında Elazığ’ın Palu ve Sivrice ilçeleri Halk Eğitimi Merkezi’nde Halı Dokuma Usta Öğretici olarak işe başlamışlar. 2012 yılında ise kendi işlerini kurmak için istifa edip Diyarbakır’a dönen kardeşler, şirket kurup Diyarbakır Kent merkezinin yanı sıra bazı ilçelerde de atölyeler kurmuş, dezavantajlı kadınların yanı sıra yüzlerce genç kıza bu mesleği öğretmişler.
YER SIKINTISI ÇEKİYORLAR..
Diyarbakır’ın merkez Bağlar ilçesi Gözeli Mahallesindeki atölyelerinde büyük emekler sarf ederek dokudukları, halıları, kilimleri satışa başlayan Buldi kardeşler, atölyenin ürünlerinin teşhirinde ve satışında yetersiz kaldığını görünce Sur içinde yer arayışına başlamışlar. Kardeşler kiralayabilecekleri mekanlara bakarken, Valilik ve Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne kendilerine Sur içinde yer verilmesi talebinde bulunmuşlar ancak bir sonuç alamamışlar. Bu arada bazı tanıdıklar vasıtasıyla Fatihpaşa mahallesi Yeni sokakta bulunan Surp Giragos Ermeni Kilisesi’nde kendilerine geçici olarak yer verilmiş. Bir süre burada ürünlerini teşhir eden Songül ve Muhterem Buldi kardeşler, daha sonra burayı terk etmek zorunda kalmış. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ise iki kardeşin yer talebine cevap vererek Kent Müzesi olarak kullanılan Ali Paşa mahallesindeki Cemil Paşa Konağı’nın Selamlık bölümünü kendilerine tahsis etmiş. Yaklaşık 3 aydır da ürünlerini burada teşhir edip satıyorlar. Dokuma işinde hayli uzman olan Songül ve Muhterem Buldi kardeşler, zaman zaman dokuma tezgahına oturarak ziyaretçilere kilim yapımını pratikte göstererek detaylı bilgiler de veriyor.
YURT DIŞINDAN DA SİPARİŞ ALIYORLAR
Kardeşlerin ürettiği halı ve kilimler o kadar beğenilmiş ki, bir çok ülkeden siparişte alıyorlar. Çocukluğundan beri dokumacılık mesleğine meraklı olduğunu belirten kardeşlerden Muhterem Buldi, alanında uzman olduğunu verdiği bilgilerle gösteriyor. Ürünlerinde tamamen yöreye özgü motifler işlediklerini, kök boya, pamuk, yün ve Dünya’da kalite açısından üçüncü olan Kulp İpeğini kullandıklarını belirten Muhterem Buldi, “tamamen yöreye uygun motifler kullanıyoruz. Ürünlerimiz yine yöremize ait pamuk, yün ve ipekten oluşuyor. Tamamen doğal kök boya kullanıyoruz. Ürünlerimizin teşhiri ve satışı için turistik tarihi Sur ilçesinde yer arayışına girdik. Valiliğe, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü'ne başvurduk ancak bir sonuç alamadık. Sur içinde halen uygun bir yer bulmak için arayış içindeyiz. Daha önce Dört Ayaklı Minare yanındaki Surp Giragos Ermeni Kilisesi'nde bir süre ürünlerimizi teşhir ettik. Kenti görmeye gelen yerli ve yabancı turistler çokta ilgi gösteriyordu. Ancak orayı terk etmek zorunda kaldık. Sağ olsun Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi burada bize geçici de olsa yer imkanı tanıdı. 3 aydır burada ürünlerimizi teşhir ediyoruz” diyor.
“ÇERÇİ GİBİ ORDAN ORAYA GEZİYORUZ”..!
Kış mevsiminin gelmesi ve yağışlarında başlamasıyla birlikte sıkıntıya girdiklerini belirten Muhterem Buldi, “burası açık bir yer ve önümüz kış. Kış mevsiminde burada kalamayız ve ürünlerimizi toplamak zorundayız. Ne yapacağımızı bizde bilmiyoruz. Umarım başvurduğumuz yetkililerin bize olumlu bir dönüşü olur. Belediye bize geçici olarak Burayı tahsis etti. Ancak Burası açık alan olduğu için hem ürünlerimiz zarar görüyor hem de müzenin bir parçasıymış gibi görüldüğü için satışta sıkıntı yaşıyoruz. Kış mevsiminde ürünlerimizi burada teşhir de edemeyiz. Maalesef ürünlerimiz sanki omuzumuzda ve bir çerçi gibi Sur içinde oradan oraya geziyoruz. Yetkililerden özellikle yer konusunda bize sahip çıkıp yardımcı olmalarını bekliyoruz” dedi.
VAKIFLARIN İHALESİ UMUTLANDIRMIŞ AMA..!!
Kendilerine uygun bir yer ararken Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün Ulucami’nin kuzey kapısı karşısında bulunan eski Değirmen Evi’ni ihale usulüyle kira vereceği bilgisini aldığını ve ihaleye girdiğini belirten Muhterem Buldi, bu süreçte yaşadıklarını ise şöyle dile getiriyor.
“İKİ KEZ KAZANDIM ANCAK BANA VERİLMEDİ”
“Sur içinde arayış içinde olduğumuzda Ulu Caminin Kuzey kapısının karşısındaki Değirmen evinin kiraya verilmesi için Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından ihale açıldığını duydum. İhaleye bende katıldım. İhaleye 5 kişinin katılacağını öğrendim ancak kimse gelmedi. Ben teklifimi verdim. İhale bende kaldı. Komisyonda bana ‘hayırlı olsun’ dedi. Sur içinde ürünlerimizi teşhir ve satışını yapabileceğimiz yer bulduğum için çok sevindim. Ancak bir süre sonra ihalenin iptal edildiğini öğrendim. Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne gidip sorduğumda bana ihalede rekabet ortamı oluşmadığı için ihalenin iptal edildiği iletildi. Bunun benimle ne ilgisi var. Sonuçta ben girdim ve kazandım. Bu da bana tebliğ edildi. Benden başka kimse katılmamışsa benim ne suçum var ki ihaleyi iptal ediyorlar. İhalenin tekrar yapılacağı söylendi. Ben ikinci ihaleye de girdim. Kapalı zarf usulü yapıldı. Yarım saatte teminatı yatırmam istendi. Yarım saatte bankaya ulaşmam mümkün değildi. Kaplı zarf usulünde verdiğim teklifle yine benim kazandığım söylendi. Yarım saatte bankaya teminatı yatıramadığım için ihaleyi ikinci kişiye verdiler. İkinci ihaleyi kazandığım kamera kayıtlarında da var. Ve kazandığım bana da iletildi ancak işlemler için bana geri dönüş yapılmadı. Bunun üzerine Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne durumu sorduğumda ‘teminatı zamanında yatırmak zorundaydınız yatırmadığınız için ihale ikinci katılımcıya verildi’ dediler. Ancak daha önce bana böyle bir bilgi verilmedi. Ondan dolayı böyle bir mağduriyet yaşadık”
“SEVİNCİM KURSAĞIMDA KALDI”
İhaleyle ilgili itirazını yaptığını belirten Muhterem Buldi, “elbette itirazlarımı yaptım. CİMER'e, Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne şikayette bulundum. Ayrıca avukatım ilk ihaleden itibaren ihaleyle ilgili belgeleri resmi olarak istedi. Henüz konuyla ilgili bana dönüş yapılmadı. Hakkımı hukuki yollarla aramaya devam edeceğim. Tam kendimize uygun bir yer bulduk diye sevinirken maalesef bu sevincimiz kursağımızda kaldı” dedi.
VAKIFLAR, İDDİALARI REDETTİ
Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nden aldığım bilgiye göre ise, ilk ihale Muhterem Buldi dışında kimse katılmadığı için iptal edilmiş. İkinci ihaleye ise 5 kişinin katıldığı ve önce açık yapıldığı, tekliflerin yükselmesi üzerine de kapalı zarf usulüne gidildiği ve ihaleyi bir başkasının kazandığı belirtilerek, itirazı üzerine Muhterem Buldi’ye de cevap yazısının da yazıldığı ve iddiaların asılsız olduğu kaydedildi.