Apê Musa bunu hak etmiyor

Nezîr Cibo

Musa Anter,  Kürt coğrafyasında bu ismi bilmeyen var mı, acaba?

 

Çok rahatlıkla yok, diye biliriz. O Kürt özgürlük davasının hem bir militanı, hem bu coğrafyanın bir filozofuydu.

 

Bundan 27 yıl önce, 1992 tarihinde, tam 72 yaşında eli öpülesi bir aksakallıyken, faili belli güçlerce kan kusan namlulara hedef edildi.

 

                            

 

Onu öldürdüler ancak Kürt insanın yüreğinden, hafızasından silmeye güçleri yetmedi. Gün geçtikçe de Apê Musa daha da devleşti ve Kürt gençlerinin özgürlük ve direniş yolunu aydınlatan, bir meşale oldu.

 

Doğrusu Apê Musa için daha çok şey söylene bilir. Ancak onun bu tür övgülere pek ihtiyacı olmadığı gibi, yazının amacı da bu değildir. Yazının amacı, ölümsüzlüğe adım attığı bu günde onu anmak ve bu vesileyle Diyarbakır’da onun adını taşıyan park ve parkın içinde dikilen heykelin acınası haline dikkat çekmektir.

                

Seyran tepeden eski Silvan yoluna girerken, hemen sağ tarafta bakımsız, mahzun görünümlü bir park var. Sanırım bütün Diyarbakırlıların bildiği bir yer; Musa Anter Parkı; Devletinin karanlık güçlerince şehit edildiği yer.

 

Olaydan daha sonra, HDP’li Yenişehir Belediyesi tarafından olayın geçtiği bu yerde, takdire şayan bir davranışla adını taşıyan bu küçük park yapıldı. Kürt davasının bu büyük çınarını bu şekilde ölümsüzleştirmek, gerçekten takdir edilmesi, övülmesi gereken bir davranış… Buraya kadar sorun yok.

 

Ne var ki parkın orta yerine bir heykel konuldu ki,  özensiz ve gerçekten Musa Anter’in ismine yakışmayan bir çalışma. Ben heykel sanatından pek anlayan biri değilim. Bu anlamda ahkâm kesmek haddim değil. Ancak bu alanda otorite sahibi olan ve yorumlarına güvendiğim bir kaç dostuma sorduğumda benimle aynı görüşte olduklarını gördüm. Söyledikleri şu:

 

”Özensiz, sanatsal estetikten yoksun, acemi bir çalışma” 

 

                  

 

Heykel çınar ağacını sembolize ediyormuş. Doğrusu çok yerinde bir tema,  Anter’i bundan daha iyi anlatacak başka bir sembol yok diye bilirim. Kürt özgürlük hareketinin köklü çınarı... Bunda da sorun yok.

 

Sorun, söz konusu heykelde, “çınar” temasını okumak ve anlamak oldukça zor. Diyeceğim, ”çınar” ı sembolize edecek çok daha estetik ve özenli bir çalışma yapıla bilinirdi. 

  

Asıl vahim olansa, parkın bakımsız, kirli ve perişan halidir. Park, bir anayol üzerinde, günde binlerce insanın önünden geçtiği bir güzergâhtadır. Etrafında her hangi bir muhafaza olmadığı için çevredeki gecekondu çocuklarının bir oyun alanı, ahalinin yetiştirdiği tavuk ve ineklerin dolaştığı, pislediği, yer yer çöp yığınlarının biriktiği bir alan durumundadır. Çınar ağacını sembolize eden heykel bakımsız ve milli şuurdan yoksun gençlerin sprey boyalarla anlamsız şekil ve yazılarıyla boyanmış, kirletilmiş bir haldedir.

 

Parkın bu acınası halini Osman Baydemir ve Gülten Kışanak’ın büyük şehir belediye başkanlıkları döneminde, birkaç kez bireysel olarak yetkililerine bildirdim. Ne var ki hiç bir şey değişmedi.

 

 

Ölümünün 27. yılında onu andığımız bu günlerde, bol keseden övücü, hamasi sözler sarf edeceğinize, en basitinden adını taşıyan bu parkı ve heykeli ona layık bir hale getirip, anısına saygı göstermeniz yeter diye düşünüyorum. Apê Musa’yı katleden zihniyeti bin kez lanetlerken, bu güne kadar hiç oralı olmayan Diyarbakır Yenişehir Belediyesinin HDP’li eş başkanlarının bu anlamda bir adım atmalarını umuyorum.  

 

Apê Musa bu ilgisizlik ve bakımsızlığı hak etmiyor…