“Zazalar metropoller de kültür ve dillerinden uzaklaştılar”

“Zazalar metropoller de kültür ve dillerinden uzaklaştılar”

.

A+A-

Enver Yılmaz 

Kürt illerinden 90’lı yıllarda çatışmalı süreçten kaynaklı Türkiye'nin batısına milyonlarla tarif edilen göçler gerçekleşti. Zazaların yaşadığı coğrafyada bundan nasibini aldı. Yaklaşık 3 milyon Kırmanc/ZazaKürd’ününTürkiye’nin basısında faklı il ve ilçelerde yaşadığı tahmin ediliyor.  Büyük metropollere yerleşen Zaza Kürtleri kültürel erimeyle karşı karşıya...

Gazeteci Ebuzer Elaltunterin de onlardan birisi. Ebuzer Elaltunterin İstanbul’da yaşıyor ve gazetecilik yapıyor. Express Haber  Genel Yayın Yönetmenliğini yapan Elaltunterin ayrıca doğduğu yerle ilişkisini de kesmemiş. Gözü kulağı Bingöl-Diyarbakır hattında yaşayan Zazalarda. Ebuzer Elaltunterin İstanbul’da yaşayan Zazalar hakkında önemi ve güçlü gözlemlerde sahip. Göç eden Zazaların İstanbul’da zorlu yaşam mücadelesi verdiğini belirten Elaltunterin, tespit ve gözlemlerini Gazeteduvar’a anlattı.

-Kürt illerinde 90lı yıllarda çatışmalı süreçten kaynaklı batısına milyonlarla tarif edilen göçler gerçekleşti. Zazaların yaşadığı coğrafyada bundan nasibini aldı. Sizde uzun süredir İstanbul’da yaşıyorsunuz ve gazetecilik yapıyorsunuz. Bu konuda gözleminiz nedir bize anlatır mısınız?

Maalesef 90’lı yılların başın da doğan ve o coğrafya da birçok olaya birinci dereceden şahitlik edenlerden birisiyim.  O dönem de yaşanan çatışmalı ortam milyonlarca insanın ülkenin batısına göç etmesine neden oldu. Örneğin biz İstanbul’a göç ettik. O dönem de Mersin, Ankara ve diğer çevre illere de ciddi bir göç oldu. Yaşanan bu göç bazı aileleri tamamen asimile ederken birçok ailenin de değerlerini koruyarak bu günlere kadar geldiğini söyleyebilirim.

Bu göçler İstanbul da yaşam mücadelesine dönüştü. Buraya göç eden aileler buradaki yaşantıya uyum sağlamaya çalıştılar. Burada yabancılık çekmemek adına memleketlerinde sergiledikleri dayanışmayı metropol de daha çok güçlendirdiler ve bana göre 90’lı yıllar da göç eden farklı düşüncelere sahip aileler metropol da aralarındaki akrabalık bağını daha çok ön plana çıkardılar ve yanılmıyorsam 2000’li yılların başına kadar Zazalar arasında güçlü ve yıkılmaz bir bağ vardı. Örneğin: Düğünler de taziyeler de ve diğer farklı tüm etkinlikler de nerede bir Zaza varsa sanki onun öz akrabasıymış gibi gider destek verirdi.

Günümüz de maalesef o dönelmelerden eser yok diyebiliriz. Bunun birçok nedeni var elbette.Değişen dünya, gelişen teknolojik çağ,  göç eden ailelerin yeni nesille geleneklerini öğretmemesi ve yeni nesilsin de metropol kültürüne teslim olması. Buna benzer örnekler çok verilebilir mesela Zazaların arasın da bildiğiniz üzere akraba evliliği oldukça yaygındır. Bu gelenek zamanla yok oldu ve artık Zazalar ’da farklı kültürler den insanlar ile akrabalık bağı kurdular.  Kurulan bu bağ ve yeni nesillerin de farklı kültürlerden etkilenmesi zamanla Zazaların arasındaki bağın iyice gevşemesine sebep oldu.

-Tahmininize göre Türkiye’nin batısında ne kadar bir Zaza nüfusu var?

Doğrusu net bir rakam vermem sağlıklı olmaz diye düşünüyorum ama şu bir gerçek İstanbul’un nüfusu 18 Milyon ise sanırım ortalama 1 milyon Zaza sadece İstanbul’da vardır. Bu rakam belki az belkide çok gelecektir ama dediğim gibi net rakam veremiyorum çünkü Zazalar azımsanacak kadar bir sayıya sahipler.

-Zazalar buralarda ne tür işlerle uğraşıyorlar? kültürlerini ve dillerini metropollerde yaşatabiliyorlar mı?veya geldikleri bölgeyi göz önünde bulundurursak sosyopolitik olarak ne tür değişiklikler söz konusu?

Metropoller de yaşayan Zazalar birçok meslekler ile uğraşıyorlar. Örneğin: Burma Kadayıf işini metropol de ilk yapan Zazalardır. Burma kadayıf Zazalar tarafından icra edildiği bilinen en popüler meslektir ama buna ek olarak, fırıncılık, lokantacılık ve diğer birçok meslekte Zazaların uğraşları arasındadır.

Kültür ve dil yaşatma konusu da Zazalar tek değil Kurmanclar’da maalesef zamanla dillerinden, kültürlerinden uzaklaştılar.Bunun birçok nedeni var elbette. Biraz önce bahsettiğim farklı kültürler ile tanışıp onlarla akrabalık bağı kurmaları…  Bunun dışında bildiğiniz gibi 90’lı yıllar bölge insanın acı ve zulüm dolu yıllarıydı. O dönemde göç eden her ailenin mutlaka 90’lı yıllara ait yarası ve ödediği bir bedel vardır.  Göçlerin en başın da bana göre ekonomik ve o döneme ait siyasal sorunlar geliyor. Kimisi işi, aşı olmadığı için, kimisi siyasi sorunlardan etkilendiği için göç etmiştir.

Zamanla metropoller de ki farklı kültürleri gören Zazalar bu kültürlere özendiler ve onlar da asimile olmaya başladılar. Örneğin bugün İstanbul’da doğan 18-20 yaşların da ki gençlerimizin neredeyse %80’i anadili olan Zazaca’yı ve Kurmanci’yi bilmezler. Bu konuda ben ailelere de kızıyorum doğrusu kendi aileme de kızıyorum. Neden bize anadilimizi öğretmendiniz ve neden bizi kendi dilimizden kültürümüzden mahrum bıraktınız diyorum. Bu konuda onların da kendilerine göre haklı sebepleri var ama dilimizin yok olmasın da şüphesiz onların rolü oldukça fazladır.

Oysa ben şimdi elimden geldiğince kendi çocuğuma anadilini, kimliğini ve kültürünü öğretmeye çalışıyorum. Dersimli bir sanatçı Abidin Biter ’in bir röportajın da okumuştum. Kendi çocuklarıyla evinde anadili olan Zazaca’yı konuşuyor ve ilk olarak ana dillerini öğrenmelerini Türkçeyi zaten okulda isteseler de istemeseler de öğreneceklerini söylemişti. Bu konuda bende onu örnek almaya başladım ve bende günümüzde herkesin çocuğuna en azından bildiği kadarıyla anadilini öğretmesini rica ediyorum. Aksi halde dilimizin yanında imliğimiz ve kültürümüz de yok olacaktır.

Sistemin bu konuda yanlışları elbette ki göz ardı edilemez örneğin okullar da verilen seçmeli dersler arasında Zazaca, Kurmanca da var ama maalesef ki bir çok aile bu konuda duyarsız ve ilgisiz kalıyor onların bu tavrı da sistemin bizi yok saymasına daha çok zemin hazırlıyor.

Metropollere göç eden Zazaların siyasi eğilimleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Bir değişiklik söz konusu mu? Şöyle sorayım. Siyasi eğilimleri yada tercihleri bulundukları yere göre mi yoksa geldikleri yere göre mi şekilleniyor?

Zazalar ve Kurmanclar siyasi olarak çok renkli olmakla beraber bana göre siyasi çizgisi belirsiz halklardan birisi diyebiliriz. Örneğin: 90’lı yıllar da koyu muhafazakâr olan bir Zaza bugün karşınıza koyu bir demokrat veyahut koyu bir solcu olarak çıkabiliyor. Ya da tam tersi geçmişin de solcu olan bir Zaza bugün bakmışsınız koyu bir muhafazakâr. Siyasi tercihlerin de geldikleri yerin etkisinin olduğunu düşünüyorum ancak gelen ‘Z’ kuşağına bakacak olursan durum tam tersine dönüyor. Bugün ‘Z’ kuşağı her şeyi sorguluyor oysa geçmişte öyle değildi, bir seçim olacağı zaman aile büyüğü ne derse herkes onu yapardı. Oysa bugün baba sağ partiye destek veriyorken oğlu sol partiye destek veriyor bu durum da sadece Zazalar’ da değil bir çok halkın siyasi geleneklerinden koptuğunu gösteriyor. Eskiden aşiret reisi ne derse veyahut şeyhler ne derse o olurdu. Ama artık kimse ne aşiret reisine ne de şeyhine biat etmiyor.

-Peki kendilerini Kürtlüğün bir parçası mı yoksa ayrı bir millet olarak tarif ediyorlar? Bildiğiniz gibi bu konuda bir tartışma söz konusu. Farklı 2 tez söz konusu.

Dediğiniz gibi bu konuda birçok tartışma var özelikle Zazaların başlı başına bir halk olduğunu söyleyenler geçmişe göre daha çok arttı bunun nedenini henüz bende tam anlamış değilim.Bakıyorsunuz koyu “Zazacılık” yapıyor ama düğünün de Kurmanci şarkılar eşliğinde halay çekiyor! Diyeceksiniz şimdi Zazaca halay şarkısı yok mu? Milyonlarca Zazaca halay şarkısı var. Zazaca söyleyen sanatçı mı yok? Hayır binlerce Zazaca söyleyen sanatçı var.

Bir başka örnekle Şeyh Said için Zaza deniliyor ama aslında Şeyh Said ailesi köken olarak Kürttür. Seyyid Haşim’e dayanır soyları ve köken olarak Mardin Savur’a bağlı ama zamanın da Bismil’e bağlı olan KurmanciÇilstûn köyüne dayanır. Buna ek olarak evliliklerini de Bingöl’ün Çan, Solhan, Melekan bölgesinden yapmışlardır ve hanımları Zaza’dır. Eğer Zazalar farklı bir millet olsaydı neden kendi milletlerinden değil de başka milletler den evlilik yapsınlar?

Bugün Zazacılık yapanların bir çoğunun geçmiş profiline bakınca zamanında Türkçülük yapmış kişilerin profili çıkıyor karşımıza. Günümüz de artık Türkçülük de işe yaramayınca bunun yerine Zazacılık çıkartıldı. İşin asıl komik tarafı da Zazacılık yapanların kendi ana dilleri Zazaca konusunda oldukça bilgisiz ve zayıf olmaları. Bu gün Zaza TV’ kuruldu ancak Zazaca konusunda maalesef güzel bir içerik henüz göremedim. Ben her zaman şunu söylemişimdir. Ben Kürdüm ana dilim de Zazacadır. Evet ben Kürt olduğum kadar da Zazayım ve dilime, kültürüme elimden geldiğince özünü koruyarak sahip çıkmaya çalışıyorum.

-Sizce Mezopotamya'nın kadim dillerinden Zazaca’nın kaybolma, yeni nesillere aktarılmama tehlikesi var mı?

Mezopotamya denilince insanın aklına Kürtler geliyor ve senelerce uygarlıklara devletlere beşiklik yapmış ama bugün hiçbir ulusun görmezden geldiği bir yer. Zazaca’da Mezopotamya’nın kaderine benziyor aslında. Nasıl ki zamanla Mezopotamya yok olduysa maalesef ki Zazacamız da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Bu yok olmaya dur demek aslında bizim elimizde. Eğer biz dilimize, kimliğimize ve diğer tüm değerlerimize sahip çıkarsak işte o zaman yok olmaktan kurtuluruz. Bugün ulusumuz olsaydı durum çok daha farklı olurdu ama ulusu olmayan bir milletiz ve maalesef yok olma tehlikesi de daima bizim yakamız da. Bu yüzden benim tüm Zazalar’dan ve yok olmaya yüz tutan tüm dillerin milletlerinden ricamdır. Lütfen dilimizi yaşatmak için dilimizi öğrenelim ve çocuklarımıza öğretelim.

Rûpela Nû

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.